Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan Cizre Sur'da tekrarlanmasın çağrısı

Demirtaş: Devletin mücadelesi yasal çerçevede olmalı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş DW Türkçe'ye konuştu. Sur'a yürüyüş çağrısına açıklık getiren Demirtaş, Avrupa ülkelerine de bir mesaj gönderdi. Gezal Acer'in haberi:

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, terörle mücadele operasyonları kapsamında uygulanan sokağa çıkma yasağında 92’nci güne girildi. Halkların Demokratik Partisi HDP Eş genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bugün için tüm Diyarbakır halkına Sur’a yürüme çağrısı yaptı. Çağrı sonrasında, bugün çatışmaların sürdüğü ilçeye Diyarbakır Valiliği tarafından öğle saatlerinden itibaren giriş yasağı getirildi.

'Ya teslim olacaklar ya katledeceğim'

Demirtaş, gelişmeleri Deutsche Welle Türkçe'ye şu sözlerle değerlendirdi: Sivillerin de olduğu, top ve tank atışları ve ağır silahlarla savaş alanına dönüşen ilçede, ablukanın kaldırılmasını, sokağa çıkma yasağının kaldırılmasını ve Sur’da hayatın normale dönmesini istiyoruz. Sur’da durum normale dönecek, oradaki insanlar silahlı silahsız herkes Sur’u terk edecek ve dolayısıyla çatışma bitecek. Bu noktaya geldi yaptığımız görüşmeler. Ancak hükümet bunu ısrarla kabul etmiyor ve oradaki insanlar sivil de olsa, kim de olsa, insanları öldüreceğini, terk etmezlerse katledeceğini söylüyor. Ya teslim olacaklar ya da katledeceğim."

 

'Cizre tekrarlanmasın'çağrısı

Yakın zamanda Cizre de benzer olayların yaşandığını hatırlatan HDP lideri Demirtaş, şöyle devam etti: "Cizre'de aralarında üniversite öğrencilerinin de olduğu 200’e yakın kişi toplu halde katledildi birçoğu ya diri ya da cenazeleri yakılıp küle çevrildi. Diyarbakır halkı böyle bir tabloyla karşılaşmak istemiyor. Ablukanın kalkması için bugün Diyarbakır’ın her yerinden Sur’a bir yürüyüş yapılmasını bu nedenle istedik. Yürüyüş çağrımız, demokratik bir hakkın kullanımıdır. Hükümet pek tabii ki silahlı insanlar varsa barikatlarda, hendeklerde mücadele edebilir. Ancak bunu yasa çerçevesinde yapmak zorundadır."

Diyarbakır'ın binlerce yıllık tarihi simgelerinin harabeye çevrildiğini vurgulayan Selahattin Demirtaş, "Sivil yerleşim yerlerini bu kadar yakıp yıkarak, tankla, topla bunu yapamaz. Bütün bu olanlara seyirci kalamazdık" diye konuştu.

Diyarbakır halkı kimin arkasında?

Demirtaş şöyle devam etti: "Şu anda savaş tüm hızıyla devam ediyor, katliamlar devam ediyor. Ve hükümet şuna dayanıyor; 'bu savaş politikasını Kürtler destekliyor, Diyarbakır halkı bizim arkamızda' diyor. Oysa Diyarbakır halkına hiçbir zaman demokratik protesto hakkı tanınmadı. Savaşa karşı tavrını ortaya koyması için miting yapılmasına izin verilmedi, yürüyüş yapılmasına izin verilmedi. Bir halk yürüyüş yapamayacaksa, halkın kimin yanında olduğu nasıl görülecek, halk tepkisini nasıl ortaya koyacak? Biz işte tam olarak da bunu yapmaya çalışıyoruz. Halkın iradesini görünür kılmak istiyoruz. Savaşı bitirmenin yolu halkın müdahalesi, halkın barış konusunda sesini yükseltmesinden geçiyor."

Demirtaş'ın hükümetten beklentisi

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın provokasyon yaptığı yolundaki suçlamalara da cevap verdi. Demirtaş, "İçişleri Bakanı’nın açıklamaları hükümet güçlerinin daha büyük bir provokasyona hazırlandığını gösteriyor. Ancak beklentimiz Diyarbakır’ın her yerinde barışçıl gösteriler yapılması ve hükümetin de buna saygılı olacağını yönündedir" diye konuştu.

Diplomatik, siyasi diyalog kanallarının açık olması durumunda, bu yolu sonuna kadar kullanmak istediklerine dikkat çeken Demirtaş, şunları ifade etti: "Ama hükümet bunlara yanaşmıyor. Aksine siyasi olarak da bizi boğmaya çalışıyor. Diyalog kanallarını kapatıyor, bütün halkın iradesini kırmaya, halkı korkutup, sindirip teslim almaya çalışıyor. Biz de buna engel olmak istiyoruz, yapmaya çalıştığımız budur.”

'Hakkımda 600'den fazla soruşturma açıldı'

HDP Eş genel Başkanı Demirtaş’ın Sur’a yürüyüş çağrısı üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma, Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nca yürütülürken, ses kayıtları inceleniyor. Demirtaş, hakkında 1999-2000 yıllarından bu yana 600’den fazla soruşturma açıldığını ve yine hakkında Meclis’te bekleyen 100’den fazla dokunulmazlığın kaldırılmasına dair fezleke olduğunu belirterek, "Böylesi hukuk dışı, saçma sapan siyasi yaklaşımları ciddiye almadığını" kaydetti.

'Umudumuzu büyütüyoruz'

Demirtaş, her şeye rağmen bölgede barışın sağlanacağına dair umutlu olduklarının altını çizdi: "Her zaman savaşın en yoğun, karamsarlığın en derin olduğu anlarda bile umudu yitirmemek lazım. Evet, biz umutluyuz. Yürüyen mücadele, halkın barış isteği de umudumuzu büyütüyor. Halk ayakta olduğu sürece ve barış isteğinin arkasında olduğu sürece de umudumuz olmaya devam edecek.”

Demirtaş'ın Avrupa'ya mesajı

Selahattin Demirtaş, Kürt halkı ve Ortadoğu’nun tarihi bir süreç yaşadığını ve Kürt halkının kendi özgür geleceğini demokrasi sınırları içinde inşa etmeye çalıştığını vurguladı. Dünyanın Kürt halkına karşı bugün AKP hükümeti karşısında sessiz kalmasını kabul etmediklerini ve etmeyeceklerine işaret eden Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: "Özellikle Avrupa devletlerinin, Avrupa hükümetlerinin bütün bu insan hakları ihlallerine, barbarlık ve vahşet uygulamalarına karşı sesini yükseltmesi gerekir. İnsan hakları konuları evrensel ilkelerdir ve herkes için geçerlidir. Konjonktüre göre, döneme göre değişmez. Bu konuda ikiyüzlü tutumları kabul etmediğimizi, eleştirdiğimizi belirtiyorum ve tüm uluslararası toplumu AKP’nin savaş politikasına karşı daha net bir karşı duruş almaya davet ediyorum."

Efkan Ala'nın açıklaması

Selahattin Demirtaş’ın Sur’a yürüyüş çağrısına ilişkin hükümet kanadından açıklamalar yapıldı. İçişleri Bakanı Efkan Ala, Demirtaş’ın yürüyüş çağrısını "provokasyon" olarak tanımladı. Ala, provakasyonu yapanın da sonuçlarından sorumlu olduğuna dikkat çekerek, "Vatandaşlarımıza çağrımız da kesinlikle bu tür provokasyonlara prim vermemeleridir. Biz onların huzur ve güvenliği için her türlü hukuki işlemi yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde huzur ortamını inşallah hazırlayıp kendilerine takdim edeceğiz" dedi.

dw.de, 02.03.2016


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.