Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Balyoz Harekat Planı > İkinci Kardak krizi

İkinci Kardak krizi

Balyoz Harekât Planı’ndaki ses kayıtlarına göre Tuğgeneral Yurdaer Olcan, “milli birlik için” Yunanistan’a karşı düşük yoğunluklu çatışmaların planlanmasını teklif ediyor

Genelkurmay’ın “bilgimiz dahilinde yapıldı” dediği 5-7 Mart 2003 tarihli 1. Ordu’daki plan seminerinde üzerinde durulan senaryolardan biri akla Kardak Krizi’ni getiriyor. Plan seminerinin 175 sayfalık ses kayıt dökümlerinde Tuğgeneral Yurdaer Olcan birinci öncelikli olarak gördüğü iç tehdidin halledilmesi, ülke içinde milli mutabakatın sağlanması için Yunanistan’a karşı düşük yoğunluklu çatışmaların planlanmasını teklif ediyor.

Basını da kullanalım
Dönemin 1. Zırhlı Tugay Komutanı olan Olcan’ın
teklifi şöyle: “İç tehdidin birinci öncelikli hal edilmesi gereken bir tehdit olduğunu düşünmekle birlikte bence komutanım iç tehdidin çözülmesi, ülke içerisinde özellikle vatandaşlar arasında birlik, beraberlik dayanışma duygusunu da artırması bakımından küçük çaplı düşük yoğunluklu çatışmalarla Yunanistan’ın psikolojik destek sağlaması amaçlı -yoksa oradaki mil kararının çözülmesi zor bir konu büyük bir çaplı harekât veya siyasi çalışmalar gerektiriyor- bu nedenle komutanım, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri’nden hatta sınırda küçük çaplı olayların gerekirse basını da kullanarak halkın bir amaç birliği etrafında toplanmasının sağlanmasına fayda sağlayacağını, siyasi tedbirleri de alarak iç tehdidin öncelikle ve yurt sathında giderilmesinin sağlanmasını müteakiben uzun vadede komutanım, Güneydoğu, Kuzey Irak meselesinin halledilme-sinin uygun olacağını düşünüyorum. Arz ederim.”

Kuzey Evros kriz planı
Seminerin 3. gününde bizzat dönemin 1. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan tarafından bu teklif dile getiriliyor ve tartışmaya açılıyor.

Doğan’ın teklifi Yunanistan’ın Türkiye sınırındaki Kuzey Evros’un bir kısmına Türk ordusunun girip suni bir kriz çıkartması.

Doğan şöyle diyor: “Bunun dışında diğer bir harekât tarzı da tabii Hava Kuvvetleri’nin tahsisi sureti ile bölgeye yeterli hava gücünün tahsisi sureti ile iç güvenlikte eş zamanlı sınırlı kuvvetlerle Sulucadere Tarafeyni, Kızıldere güneyinde belli bir dar alanda Yukarı Kuzey Evros diyeceğimiz bölgenin ele geçirilmesi sureti ile her iki harekât tarzını yani hem iç güvenliği hem bunu yapabileceğimiz konusunda bir görüş belirdi. Bu harekât tarzımızın da aynı zamanda içte, dışa karşı bir harekat olacağı için milli birlik ve beraberliğin sağlanmasına bir katkı sağlayabileceği düşünceleri belirtildi.”

Gökçeada’yı nasıl Rumsuzlaştırdık
Aynı neminerde Plan Harekât Şube Müdürü Albay Tuncay olarak adı verilen bir subay tarafından yapılan sunum ise Gökçeada’dan Rumların nasıl sistematik bir plan içinde göçe zorlandığını ortaya koyuyor. Tuncay’ın sözleri Gökçeada’ya ilişkin anlatılan 1965’te kurulan Açık Cezaevi’ne gelen mahkûmların tacizleri sonucu Rumların göçe zorlandığı iddialarını doğrular nitelikte: “Şimdi burada çok mahrem çok gizli şeyleri de ne yapıcağız görüşeceğiz. Zaten öyle yani plan çalışmasının ana amacı bu. İlk kapsamda buradaki Rumları Gökçeada’dan göçertmek için jandarma komando birliği gönderdik. Bölgeye açık hapishane yaptık. Bölge içerisinde bunun sonuçları da önemli işte miktarda göç oldu. Adım adım sanıyorum devlet kuruluşlarında bölgede bir işte açık cezaevinde bazı şeyler yapıldı bazı ekimler dikimler falan filan. Bunun ortaya saldığı bazı konular bunu tartışmıyorum. O zamanki şartlar içerisinde şimdi böyle bir şey yapmak olanak dışı ama o zamanki Türk Yunan ilişkileri çerçevesinde böyle bir şey yapılma zarureti çıkmış onlara da Batı Trakya’daki uygulamalara karşı. Sonra kuvveti çekince de bölgeye komando birliği koyduk.”
 

 

Taraf, 24.01.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.