Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Arınç, canlı yayında bombaladı: Sorumlu olduğum TRT'de bile bana ambargo uygulattılar

Arınç, canlı yayında bombaladı: Sorumlu olduğum TRT'de bile bana ambargo uygulattılar
Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gündeme bomba gibi düşen açıklamalar yaptı.

CNN Türk canlı yayınında Hakan Çelik'in sorularını cevaplayan Arınç, AKP'ye yönelik eleştiri ve özeleştirilerde bulunurken yandaş yazarlara da sert ifadelerle yüklendi. Yeniden AKP'den aday olmamasıyla ilgili “Kırılma noktaları neler?” sorusuna, “Birilerine olan sevgimi kaybetmiş olabilirim.” diyerek cevap verdi. İsim vermedi ancak bu sözlerle Erdoğan'ı kastettiği yorumları yapıldı. İftira ve yalanlarla itibar suikasti yapan yandaş gazeteciler için, “Bugün bazı yazarlarımız, çizerlerimiz, televizyonlarda konuşanlarımız Yezid'den daha fazla cinayet işliyorlar. Yezid bunları görseydi kıskanırdı.” dedi. Bülent Arınç, sözde ‘paralel yapı' iddialarına ilişkin de çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. İktidar sözcüleri ve yandaş medyanın ısrarla ‘Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)' denen bir kavramı yerleştirmeye çalıştığını ama bunun yasal bir zemininin olmadığını vurguladı. İddiaların aksine, ‘Kırmızı Kitap' olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde (MGSB) böyle bir terör örgütünün bulunmadığını belirtti. Arınç'ın ses getiren açıklamaları özetle şöyle:

GÜLEN, TERÖR ÖRGÜTÜNDEN DGM'DE YARGILANIP BERAAT ETTİ: “Şimdi FETÖ dedikleri Fetullahçı Terör Örgütü denen bir kavramı yerleştirmeye çalışıyor birileri. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde böyle bir şey yok. MGK kararlarında da böyle bir şey yok. (...) Fethullah Gülen'in 97-98-99'larda Ankara'da DGM'lerde yine terörden dolayı yargılandığını ama sonra beraat ettiğini, derecattan geçerek kesinleştiğini biliyorum. Şimdi 15 sene sonra, ‘değişik suçlamalar veya değişik deliller var' derlerse buna da bakarım, mahkeme kararını beklemem lazım. Benim tek söyleyeceğim şey şudur: Biz hukuk dışında bir mücadele yapamayız. Hukuk ve adalet içinde kalmaya mecburuz.”

MASUM İNSANLAR RENCİDE EDİLİYOR: “Bugün bazı uygulamalar, masum insanları rencide eder hale geldi. Hiç alakası olmayan insanların evine, işyerine, dershanesine baskın yaparak, hem de seçim öncesinde bunların oylarından AK Parti'yi mahrum etmek isteyen başka bir düşünce adına örgüt var mıdır diye de gönlüme geliyor. İhanet içerisinde olanlarla mücadele etmenin yöntemi yüzde 99'u rencide etmek, zarar vermek, yok etmek değildir.”

 

BİRİLERİNE OLAN SEVGİMİ BİRAZ KAYBETMİŞ OLABİLİRİM:“(Kırılma noktaları nelerdir sorusu üzerine) Heyecanımı kaybettiğimi söyleyebilirim. Birilerine olan sevgimi de biraz kaybetmiş olabilirim. Siyasette insanı her gün motive eden şey biraz da heyecanıdır. İnsanlar sevgiyle ayakta durabiliyorlar. Ama burada bir azalma, bir eksilme de olmuşsa kabahatin kimde olduğu önemli değil. Beraber siyaset yapacağınız insanlarla aranıza buzdan duvarlar girmeye başlamışsa, belki tam ara vermenin zamanı, bunu kaçırma demiş olabiliriz.”

YOLA ÇIKTIKLARINI, YOLDA BULDUKLARINA DEĞİŞMEMELİ:“(Yol arkadaşlarınızı mı kastediyorsunuz sorusu üzerine) İnsan yol arkadaşını çok iyi seçmeli. Ama yola çıktıklarını, yolda bulduklarında değişirsen işler yürümez. Yola beraber çıktınız, mücadeleyi birlikte yaptınız, her şeyi birlikte göğüslediniz. Tamam bunlar çok güzel şeyler. Ama sonradan herhangi bir rüzgâr sebebiyle siz bir tarafta, arkadaşlarınız başka arkadaşlar buldular, onlarla birlikte yola devam ettiler.”

7 HAZİRAN HEPİMİZİN AKLINI BAŞINA GETİRMİŞ OLMALI: “7 Haziran'da aldığımız sonuç birilerimizin, hepimizin aklını başına getirmiş olmalı. Biz bugünlerde en çok neyin acısını hissediyoruz? Kerbela'nın acısını hissediyoruz. Hazreti Hüseyin alçakça şehit edildi. Onun acısını tutuyoruz. Hedefe giderken, ülke için, yönetim bakımından, partimiz bakımından zorluklar ortaya çıkmışsa, ‘böyle olmasın şöyle olsun' diyebilirsiniz. Ama bu söz kıymet bulmuyorsa ya da farklı anlaşılabiliyorsa, o zaman da size düşen, büyük davanızın menfaatini düşünerek kenara çekilmek ve dua etmektir.”

YEZİD BUNLARI GÖRSEYDİ KISKANIRDI: (Yayın devam ederken Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, “Hüseyin ‘alçakça' şehit edildi' demek şuurlu mümin alameti değildir. Bize yakışan olanlara üzülmek ama dilimizi de tutmaktır” diye tweet attı. Hakan Çelik de canlı yayında bu tweet'i okudu. Arınç'ın tepkisi çok sert oldu) Bundan sonra, çok daha fazla ekranlarda olacağız. Çok da fazla konuşacağız. Bundan da haberi olsa tweet'lerine şimdiden hazırlık yapsın! Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin Efendilerimiz ve yanlarında bulunan bir avuç insan, susuz bırakıldılar. Sonra başları gövdelerinden ayrıldı. Karşılarındakiler de Emevi Halifesi Yezid ve arkadaşlarıydı. Evet, mümindiler. Yezid için alçakça şehit edildi dememi şuurlu bir mümin olarak kabul etmiyorsa o Albayrak'ın bileceği iştir. Ben onun kadar mümin değilim. Ben Hazreti Hüseyin'in yanındayım, Yezid'in yanında değilim. (...) Onlar da Yezid kadar olmasa bile bizim bugün bazı yazarlarımız, çizerlerimiz, televizyonlarda konuşanlarımız Yezid'den daha fazla cinayet işliyorlar. Ellerinde mızrak yok, ellerinde kılıç kalkan da yok ama insanların haysiyetlerine, toplum içerisindeki konumlarına, insanların siyasi düşüncelerine o kadar alçakça saldırıyorlar ki, Yezid bunları görseydi kıskanırdı.”

 

SİYASETTE HER ŞEY OLABİLİR: “Beşinci parti olabilir mi? Siyasette her şey olur. Ama ben bunu başka partilerden beklerim. Şu an itibarıyla şu anda MHP 17'leri 18'leri bulmak zorunda. Ama 15 ve 15'in altına düşerse, ‘bu genel başkanla bu iş gitmiyor, bu partiye yazık olur' diyecek gerçek milliyetçilerin başka bir parti kurması ihtimal olarak çok güçlüdür. AK Parti için böyle bir şey yok mudur? Yoktur dersek siyasetin doğasına aykırı olur.”

BİZİ İMTİHAN ETMEYE KALKMASINLAR: “(Sayın Gül bundan sonra ne yapacak sorusu üzerine) Benim gibi dua edecek AK Parti için. Yalnız şununla bizi imtihan etmesinler. ‘Onlar zaten böyle bir şey yapmazlar' diye üstümüze geliyorlar. Ama şunu söylerlerse etkili olurlar, tavsiye etmem de! ‘Zaten bunların toplumda karşılığı yok. Bir araya gelseler ne olacak, parti kursalar ne olacaklar' demeye kalkarlarsa başka türlü bir tepki verebiliriz. Bizim nefsimize kötü gelecek şeylerle bizi imtihan etmesinler. Yeni yetmeler diye tabir ettiğim bir zıpır bir grup, bunlar Ali Babacan'ı, beni, Hüseyin Çelik'i, Abdullah Gül'ü güçsüz hale getirmek için, trollerden de istifade ederek, sahip olduğu gazetelerden yaylım ateşi tutuyorlar. Çatapatlar göğsümüze geliyor bazen. Ama bunun ülkeye ve partiye hiçbir faydası yok.”

TRT bile bana ambargo uyguluyor

“Bugüne kadar söylemediğim bir şey var. Benim kendilerine dost bildikleri kanallara ambargom vardır. Davet özellikle edilmiyoruz. Bu ambargoyu parti içerisinde herkes bilir. Benim sorumlu olduğum TRT de dahil olmak üzere… İki yıldan bu yana, diğerleri de bir yıldan bu yana. ‘Bu kişi programlarınıza çıkmayacak, çünkü nerede ne konuşacağı belli olmaz, ola ki eleştiri yapabilir' düşüncesi ile… Bu kadarla lütfen kalsın. Ben niye X televizyonunda değilim, gidin onların patronlarına sorun. Hatta ‘Bülent Arınç iyi adamdır, Abdullah Gül iyi şeyler yapmış' diyenler programdan çıkarılıyor. O kayda alındıysa, kayıtlar siliniyor. Başka kanallara bakın iki yıldır Bülent Arınç yoktur. Bu birilerini rahatsız etmemden dolayıdır.”

Yüzde 50 bizden nefret ediyor

“Eskiden oy vermeseler bile sizi severlerdi. Şimdi yüzde 50 kemikleşti, nefrete dönüştü. Sizi gördüğü zaman başını çeviriyor. Ya hakaret ediyor, ya ağır eleştiride bulunuyor. Bizim işimiz nefretle değil, bizim işimiz gerginlikle değil. Çok üzülerek söylüyorum, içlerinden birkaç hafta sonra milletvekili olacak arkadaşlarımız da var; ‘Biz sertlikten yanayız' diyorlar (Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanı Aydın Ünal'ı kastediyor). Bu sertlikten yana tavırları birilerini çok etkilemiş görünüyor. Bundan Türkiye'ye fayda yok. Türkiye yeni bir dil benimsemeli, siyasette de toplumda da. Artık birbirimize yüz yüze, karşı karşıya gelebilecek bir yumuşaklığı sağlamalıyız.”

Zaman, 25.10.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.