Gündem
 Gündem > Siyasi Gündem > Bahçeli: Milliyetçi Hareket Partisi oluşacak seçim hükümetine katılmayarak herhangi bir üye vermeyecektir
Bahçeli: Milliyetçi Hareket Partisi oluşacak seçim hükümetine katılmayarak herhangi bir üye vermeyecektir
7 Haziran genel seçimlerinde halkın verdiği “koalisyon kurun” mesajı hükümete dönüşmedi. Dört partinin yaklaşık 5 haftadır yaptığı görüşmelerden sonuç çıkmadı. Gidişat erken seçim.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Bahçeli'nin Meclis'teki makamında yaptığı görüşme saat 14:20'de başladı ve 16:45 civarlarında sona erdi. Bu görüşmeden de koalisyon çıkmadı. Şimdi 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra yapılan anayasada, cumhurbaşkanına verilen seçimi yenileme yetkisi kullanılacak gibi görünüyor. Davutoğlu görüşme sonrası AK Parti Genel Merkezi'nde açıklama yaptı. Bundan sonra hem partinin yetkili organları hem de Cumhurbaşkanı ile istişare ederek atılacak adımları belirleyeceklerini söyledi. Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları şöyle:
"Samimi, dürüst, açık yürekli bir görüşme gerçekleştirdik. Güvenlik operasyonları bağlamında bilgi paylaşımı oldu. Geldiğimiz son aşamayı telefonla daha önce paylaşmıştım. Kılıçdaroğlu’na da bilgi aktarmıştım. Bahçeli’yle de terörle mücadele konusunda geldiğimiz aşamayı kapsamlı biçimde paylaştım. Bugünlerde bölgede çevremizde yaşanan gelişmeler ve terörle mücadele konusunda geldiğimiz nokta etrafında da, ülkemizin hükümetsiz kalmaması için daha önce kendisiyle mutabık kaldığımız şekilde görüşmeyi gerçekleştirmek istediğimi ifade ettim."
Azınlık hükümetine de erken seçime de destek yok
"Kendisi de açık bir ifadeyle ve tam bir dürüstlük içinde, daha önce kamuoyuyla paylaşmış olduğu 4 konuyu da gündeme getirerek, bunları tek tek ele alındığında AK Parti ile bir koalisyon imkânı görmediğini ifade etti. Ben kendisinin yaklaşımını, genel başkan olarak saygıyla karşıladığımızı ifade ettim. Daha sonra olabilecek senaryolarla, bir koalisyon mümkün görünmüyor, kısa süreli seçim koalisyonu mümkün görünmüyor, azınlık hükümetine destek vermeyeceklerini belirtmişti. Erken seçim kararı için de bir hükümet Meclis’e gelirse, Meclis’i toplamak isterse toplantıya katılacaklarını ve erken seçime de destek vermeyeceklerini ifade etti. Bu dört konuda, herhangi bir müzakere yapmak kastıyla değil parti olarak bizim ve şahsi kanaatlerimi açıkça paylaştım. Cumhurbaşkanlığı makamıyla ilgili herhangi bir konunun koalisyonun parçası yapmayacağımızı söyledim. Çözüm süreci bağlamında gündeme getirilen hususlar çerçevesinde, terörle mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğimi ifade ettim."
17-25 Aralık da gündeme geldi
"17-25 Aralık ki bunlar zikredilmiş konular olarak pozisyonumuzu göstermek açısından zikrediyorum. Bunların paralel bir yapılanma çerçevesinde yürütülen, darbe teşebbüsleri olduğunu ama şeffaflık konusunda her türlü adımı atacağımızı zikrettim. Bunları koalisyonla ilgili düşüncelerini ifade ettikten sonraki iki sorumlu devlet adamı olarak bu konularda görüşlerimi aktardım."
Önce MYK sonra Cumhurbaşkanı ile istişare
"Maalesef çok arzu etmemize rağmen gerek Sayın Kılıçdaroğlu gerek Sayın Bahçeli ile koalisyon zeminin olmadığı açık bir şekilde ortaya çıktı. İlk fırsatta MYK’yı da toplayarak arkadaşlarımla istişare edeceğim. Tabii Sayın Cumhurbaşkanımızla da istişare ederek bundan sonra atacağımız adımları belirleyeceğiz."
"Manen mutmainim"
Davutoğlu, "23 Ağustos’ta süre doluyor. Hükümeti kurma görevini ne zaman devredeceksiniz? Devredecek misiniz?" sorusunu ise şöyle cevapladı:
"Aklımda 9 opsiyon vardı. Bugün Sayın Bahçeli’yle kalan dört opsiyon da yine saygı duyduğumu ifade ederek söylüyorum, mümkün olmadı. Şimdi nihayetinde tabii siyaset bir çözüm bulma sanatı. Bir sorunlar yumağından bir netice üretme sanatı. Bu anlamda hiçbir kapıyı kapatmış değiliz. Tekrar tekrar konuları ele alabiliriz. Ama şu anda koalisyon ihtimalini gerçekleştirecek bir yol gözükmüyor. Bana da hükümet kurma görevi, ülkeyi hükümetsiz bırakmamak çerçevesinde elimden geleni yapmış olduğum konusunda manen mutmainim. Elimden gelen bütün çabayı gösterdim. Buna Kılıçdaroğlu ve Bahçeli de şahittir. Yapılabilecek başka bir yol olsaydı da denerdim."
"Gerekirse görevi iade edeceğim"
"Ama aynı şekilde siyaset belli ilkelerle yürüdüğü zaman saygınlığını koruyabilir. Anayasamızın 116’ncı maddesi bu durumlarda nasıl yol olduğu konusunda süreç görünüyor. Cumhurbaşkanımız takdir ettikten sonra, ülkenin erken seçime gitme çerçevesinde... 9 Temmuz’dan bu yana olabilecek bütün formülleri denediğime inanıyorum. Ama zemin yoksa, muhatabım olan genel başkanların kendi karar süreçlerine saygım sonsuz. Yeni bir adım atmayı gerektirecek bir tablo yok. Cumhurbaşkanımızla istişare edeceğiz. Tabii ki gerekmesi halinde görevi iade edeceğim."
"MHP'den öneri gelmedi"
Davutoğlu'nun, "MHP’den size bir öneri geldi mi?" soruusuna cevabı ise şöyle oldu:
"Hayır böyle bir öneri MHP tarafından getirilmedi. Güvenlik ve terörle mücadele bağlamında bilgilendirmenin hemen sonrasında Bahçeli zaten almış oldukları kararı ifade ettiler. Koalisyonu, bu 4 şartlarını, bu kendi şartlarını. Müzakere sonucunda bir anlaşmazlık söz konusu değil. Daha sonra diğer ihtimalleri de, azınlık hükümetine destek, bir erken seçim kararının da mümkün olmadığını ifade etti. Kendisinin hayır diyeceklerini ifade etti. Bu konuda da Sayın Bahçeli’yi açık ve samimi gördüğümü de ifade edeyim. İki genel başkan, iki akademisyen, iki devlet adamı olarak zikredilen hususlarla ilgili düşüncelerimi paylaştım. Başta pozisyon zaten netleşmişti. Ama toplantı süresince de açık yürekli bir istişare imkânı bulduk."
Bahçeli'den yazılı açıklama
MHP lideri Bahçeli'den ise yazılı bir açıklama geldi. Bahçeli görüşmenin "çok verimli" geçtiğini belirterek şöyle devam etti:
"Ne var ki Milliyetçi Hareket Partisi olarak, daha önceden kamuoyuyla paylaştığımız 4 maddelik ilke ve önşartlarımızın AKP tarafından kabulü mümkün olmamıştır. Bu itibarla koalisyon hükümeti kurmak için lazım gelen uzlaşma zemini oluşmamış ve siyasi anlaşma iklimi vasat bulmamıştır. Türkiye 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri’nin tekrarlanmasıyla karşı karşıya kalmıştır."
"Seçim hükümetine üye vermeyeceğiz"
"Koalisyon kurulması hususunda 9 Temmuz’dan beri işleyen ve Anayasa’nın 116. maddesinde ifade bulan 45 günlük sürenin kalan 6 günlük diliminde bir hükümet kurulamadığı takdirde Cumhurbaşkanı’nın sorumluluğu aktif hale gelecektir. Söz konusu 116. Madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde mevcut Bakanlar Kurulu çekilecek ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi oluşacak bu seçim hükümetine katılmayarak herhangi bir üye vermeyecektir."
CHP'li Gök: Davutoğlu görevi iade etmeli
CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök, MHP ile de koalisyon kuramayan Davutoğlu'nun hükümeti kurma görevini bir an önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a iade etmesi gerektiğini söyledi.
"Bundan sonraki süreçte Türkiye eğer kendisini demokrasiyle yönetilen bir ülke diye tarif ediyorsa siyesi gelenekler, nezaket kuralları ve köklü gelenekler uygulanacak diyorsa, şu anki ortaya çıkan son tablo üzerine, Sayın Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanı'ndan almış olduğu hükümeti kurma görevini derhal kendisine iade etmesi gerekir. Bu ertelenemez bir görevdir. Çünkü Sayın Davutoğlu, Cumhurbaşkanı'ndan bir hükümet kurmak açısından yetki almıştır, yaptığı çalışmalar sonunda, bugün de Sayın Bahçeli'yle yaptığı görüşmeden de öğreniyoruz ki bir sonuç çıkmamıştır ve bu sonuç çıkmaması üzerine Sayın Davutoğlu hükümeti kuramadığını beyan ederek aldığı görevi iade etmelidir."
"Görev CHP'ye verilmeli"
Levent Gök, görev CHP'ye verilirse, CHP-MHP azınlık hükümeti formülünü deneyeceklerini de ifade etti.
"Elbette, şimdi demokratik teammüller işleyecektir. Sayın Davutoğlu görevi devrettikten sonra doğal olarak en çok oyu alan ikinci parti olarak görevin Cumhuriyet Halk Partisi'ne verilmesi gerekir. Biz de Türkiye'yi hükümetsiz bırakmamak açısından bütün koalisyon seçeneklerini değerlendireceğiz ve halkımızın beklediği bir seçeneği yaratmak için çalışacağız. Bu olur mu olmaz mı, elbette bunu aldıktan sora göreceğiz. Ama biz şu ana kadar Sayın Davutoğlu'nun üstlenmiş olduğu görevde bir koalisyon arayışında değil, daha çok kendilerinin iktidarda olduğu bir dönemde seçime götürme arayışı içerisinde olduklarını gördük. Bu nedenle bu kabul edilebilir değildir. Türkiye'nin bir an önce bir koalisyona, bir hükümet kurmasına ihtiyaç vardır ve Cumhuriyet Halk Partisi de görevi devralarak bir hükümeti kurma açısından çalışmaları başlayacak iradeye sahiptir."
"CHP'nin azınlık hükümetini desteklemeliler"
Peki CHP ile AK Parti arasında yeniden bir koalisyon görüşmesi olur mu? AK Parti bir azınlık hükümeti için tekrar CHP'nin kapısını çalarsa CHP ne der? Gök'ün değerlendirmesi şöyle:
"Yani bizim onlara tavsiyemiz CHP'nin kuracağı bir azınlık hükümetini desteklemeleri olur. Bunu şu anda söylemek de erkendir ama benim esas söylemek istediğim CHP görevi devraldıktan sonra hükümetsiz bırakmamak açısından elinden gelen çabayı gösterir ve bu konuda ortaya çıkacak bütün seçenekleri değerlendirir. Çünkü biz şu tabloyu gördük. Sayın Davutoğlu hükümet kurma çalışmalarını üstlendi ama kendi iktidarları döneminde hemen seçime gitmek için hazırlık yapıyorlar. Bu Türkiye'nin ihtiyacı değildir. Türkiye'nin ihtiyacı uzun süreli bir reform hükümetidir. Biz CHP olarak bu arayışı sürdürürüz."
Bahçeli 'destek yok' demişti
MHP Genel Başkanı Bahçeli, daha önce seçim hükümetlerine ve erken seçime destek vermeyeceklerini açıklamıştı. Bahçeli yaptığı son yazılı açıklamada ise AK Parti'yi bir kez daha CHP ile görüşmeye çağırmıştı. Ancak iki parti arasında bu yönde bir görüşme olmamıştı. Başbakan Davutoğlu ise görüşmeden bir gün önce MHP ile temasları yürüten AK Parti heyeti ile bir toplantı yapmıştı. MHP lideri ise partisinin Merkez Yönetim Kurulu'ndan görüşme için tam yetki almıştı.
AK Parti ile CHP arasında bir ay boyunca yapılan koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmamıştı. Bu görüşmelerin sonunda bir açıklama yapan Başbakan Davutoğlu, daha önce bir kez daha görüşmeye açık kapı bırakan MHP lideri Bahçeli'den randevu isteyeceğini açıklamıştı. Bahçeli de kendisine randevu vermişti. Ancak MHP'nin koalisyon konusunda katı şartları olduğunu hatırlatan Başbakan, bundan sonra Türkiye'nin önündeki en güçlü seçeneğin erken seçim olduğunu da sözlerine eklemişti.
aljazeera.com.tr, 17.08.2015
Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.
| 
