Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Karayılan’dan bomba:’Hükümet Öcalan’ın yerine Talabani’yi istiyor’…

Karayılan’dan bomba:’Hükümet Öcalan’ın yerine Talabani’yi istiyor’…

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan, “Devletin İmralı’da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmek istemeyip, Kandil-Ankara hattını kurmak istediğini; Kürtlerin “Mam Cemal” olarak seslendiği Celal Talabani’nin de bu görüşmelere aracılık yaptığını” söyledi.

İMC TV’den Ayşegül Doğan’ın sorularını yanıtlayan Karayılan ilginç iddialar ortaya attı.

‘ÖNDER APO İLE GÖRÜŞMEK GEREKİR’

“Orada önderimiz tecrit altındayken biz öyle bir ilişkiyi kabul etmeyiz, muhatap Apo’dur” diyen Karayılan, “Zaten daha önce bunu önerdiler. Bu bir kere değil, birkaç kere olan bir şeydir” ifadesini kullandı. Bazı medya organlarında çıkan “Kandil de görüşme sürecine dahil olmak istiyor” yolundaki haberlere değinen Karayılan, “Böyle değildir biz hep şunu söyledik; ‘Önderliğimizi bypass ederek bizimle ilişki kurmayı doğru görmediğimizi ifade ettik. Hareketimizin baş muhatabı Önder Apo’dur. Önder Apo’yla görüşülmesi gerekir. Kandil, Ankara’ya çok uzak ama İmralı daha yakın’ dedik” diye konuştu.

“DİYARBAKIR SALDIRISINI DEVLET YAPTI” İDDİASI

“IŞİD Türkiye’de örgütlü, anlaşması var, eylem yapmıyor” iddiasında bulunan Karayılan, dört kişinin yaşamını yitirdiği 7 Haziran öncesi HDP’nin Diyarbakır mitinginin bombalanmasına ilişkin olarak ise, şunları söyledi: Son basına yansıyan hususlar gösterdi ki Amed’deki o mitinge saldırıda devletin parmağı vardır. Devlet yapmıştır bunu.

İKİ GÜN BOYUNCA GÖRÜŞMÜŞLER

Koalisyon güçlerinin burada nasıl bir belirleyici gücü olabilir ya da bir belirleyici rolü olur mu sizce? Özellikle de Amerika’nın yaklaşımı, biraz önce hatırlattım mesela Obama’nın açıklaması, son günlerdeki Ankara-Amerika trafiği, uzun süren toplantılar, bir kez daha hatırlatmak gerekirse PYD’den bazı talepler, Türkiye’nin IŞİD’le mücadeledeki pozisyonunu değiştirmede bir baskı unsuruna dönüşebilir mi açık sormak gerekirse?

Bu mümkündür. İşte en son diyorlar iki gün boyunca görüşmüşler. Ama daha önceki Kobani sürecinde Türkiye kendi şartlarını söyledi. Yani bu IŞİD’le mücadeleye aktif bir biçimde katılmak için. Neydi şartları? İşte dedi ki: “IŞİD’le PKK’nin benim için bir farkı yok, yani PKK de hedef kapsamına alınmalı.” Sonra da dedi ki: “PYD’yle PKK’nin de bir farkı yok, o zaman PYD’de de hedef kapsamına alınmalı.” Yani şunu söyledi: “Siz Rojava’daki Kürt yapısını da hedeflerseniz veya hedef kapsamına alırsanız ben katılırım” dedi. Bunu da uluslararası güçler belliki kabul etmediler, onun için o zaman herhangi bir uzlaşma durumu gelişmedi.

KOBANE SALDIRISI NASIL OLDU?

Asayiş var orada. Orada YPG farklı, asayiş farklı. Asayiş güçleridir. Asayişler bırakıyor onları, şüphelenmiyorlar. Bir kol hemen sınır kapısına yöneliyor. Bir kol da Miştenur’a yöneliyor. Diğerleri de şehrin merkezindeki önemli stratejik yerlere yöneliyorlar. Fakat giderlerken yolda kimle karşılaşıyorlarsa onu vuruyorlar. Çoluk çocuk kimi gördülerse. Vura vura gidiyorlar yani kendi yerlerine. Yine girdikleri evde kim varsa vuruyorlar. Çünkü evleri ele geçiriyorlar, yüksek binaları, oralarda silahlarıyla hemen mevzileniyorlar.

Kapıyı ele geçirmek istiyorlar. Kapı eğer tam olarak alınsa kim bilir ne kadar kişi gelebilir Türkiye tarafından, orası net değil. Ama kapıda savaşanlar şunu görmüş; 4 kişi Türkiye tarafından gelip çatışmaya katılmış. Yani oradan saldırmışlar, başaramayınca bu sefer, diğer çatışan güçlere dahil oldukları net bilgidir, 4 kişi silahlı olarak, bu bir.

TÜRKİYEDEN Mİ GELDİLER?

İkincisi, ele geçenler var sağ olarak, sanırım 3 kişidir. Bunların ifadelerinde planlama şöyledir; Esas ana kol Sirrin’den geliyor doğru ama bir kol da Türkiye’den gelecek, bunlar yürüyerek geliyor esas önemli cephaneyi onlar kendileriyle getirecekler. Şimdi bu kaç kişidir, kaç kişi değildir net değil. Yani sadece o 4 kişi değil. Sanırım en azından 20-30 kişiden bahsediliyor. Bunlar Türkiye’den gelmişler. Kaniya Kurda diye bir mahalle var, basına o çok yansıyan bir sırt var, bir tepe var, oradaki mahalle, mesela oradaki mahallede katliam yapılmış, 50 kişi öldürülmüş çoğu çocuktur. Örneğin o gelen, güneyden gelen gruplar oraya ulaşmamışlardır. Oradan gelen grubun, Türkiye’den gelmiş olduğu sanılıyor. Bu konuda çok net, çok kesin bulgular henüz yok. Var olan bulgu, o 4 kişinin geçmesidir. Bir de işte o Türkiye’ye yakın olan o mahallenin saldırıya uğramış olması durumu var. Diğeri de adamların ifadeleri var yani. Yani bu planın bir kolu da Türkiye’den gelecek ifadeleri vardır. Fakat henüz soruşturma sonuçlanmış değil. Mevcut siz gelinen aşamayı söylediniz. Soruşturma devam ediyor. Hem içe dönük hem dışa dönük, daha sonuçlanmış değil benim bildiğim kadarıyla.

CEMİL BAYIK: ABDULLAH ÖCALAN ÖZGÜRLEŞMEDEN ATEŞKES OLMAZ

Bu arada Doğan Haber Ajansı’nın haberine göre, Kürtçe yayımlanan Azadiya Welat gazetesinde makale yazan KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, son günlerde yeniden gündeme gelen ateşkes ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Cemil Bayık, 2.5 yıl önce ateşkesi sağlatan kişinin PKK’nın İmralı’da hükümlü lideri Abdullah Öcalan olduğunu, Öcalan üzerinde bugün tecrit varsa ve başmüzakereci olarak bu görevini yerine getirecek koşullar yoksa, ateşkesin de yok anlamında olduğunu söyledi.

APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜ

Bayık, “Önder Apo’nun özgürlüğü ve özgür müzakere koşulları yaratılmadan hiç kimse ateşkesten, çözüm sürecinden söz edemez. Hiç kimse Kürt halkını aptal yerine koymamalıdır. İmralı tecridi zaten savaş nedenidir” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, geçtiğimiz gün katıldığı bir televizyon programında ‘PKK silah bırakmalı’ demişti.

Taraf, 16.07.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.