Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Bak şu ‘Yargısız infaz var’ diyene

Bak şu ‘Yargısız infaz var’ diyene

 

Sayısız yargısız infazla suçlanan JİTEM’ci albayı 16 yıldır yargılatmayan Genelkurmay, albayın intiharından medyayı sorumlu tuttu: Yargısız infaz. Abdülkerim Kırca’nın intiharıyla ilgili açıklama yapan TSK medyayı suçladı, Kırca için ‘yargısız infazcı’ diyen PKK itirafçısı Abdülkadır Aygan için ‘sözde itirafçı’ dedi. Oysa Aygan’ın gösterdiği her yerden ceset çıktı. Açıklamada “kişi ve kurumların adeta yargısız infaz edilerek suçlu ilan edildiği” ileri sürüldü. Ayrıca “yetkili ve sorumlu makamlar ile sağduyulu medyadan üzerlerine düşeni yapmak için harekete geçmeleri” istendi. Oysa karargah sekiz Kürt’ün yargısız infazıyla suçlanan Kırca’nın sanık sandalyesine oturması için 16 yıldır hiçbir şey yapmadı. Sadece hazırlık soruşturması 12 yıl sürdü. Ve hâlâ yargılamayı yapacak mahkeme aranıyor

JİTEM Diyarbakır Grup Komutanlığı yaptığı dönemde çok sayıda cinayetten PKK itirafçılarıyla birlikte sorumlu tutulan ve önceki gün intihar eden emekli Albay Abdülkerim Kırca'nın, mahkeme huzuruna çıkmadığı, sadece talimatla ifadesinin alındığı anlaşıldı. Diyarbakır'da 'kayıp' olarak kayıtlara geçen, ancak itirafçı ve JİTEM tetikçisi Abdülkadir Aygan'ın, Kırca tarafından öldürüldüğünü  ya da öldürtüldüğünü açıkladığı sekiz kişi ile ilgili dava yılan hikayesine döndü. Askeri ve sivil mahkemelerin verdiği 'görevsizlik' kararı üzerine dosyanın son olarak gönderildiği Ankara Uyuşmazlık Mahkemesi'nde beklediğini açıklayan Av. Habibe Deyar, "12 yıl süren bir hazırlık soruşturması, dört yıldır da bir 'yargılama' süreci var. Ancak henüz hangi mahkemenin yargılamayı yapacağı belli değil" dedi. Avukat Deyar, AİHM'e götürdükleri dosyanın zaman aşımından düşeceği endişesi taşıdığını söyledi.

Sekiz mağdur, sekiz sanık
PKK'dan kaçtıktan sonra JİTEM'e çalışan itirafçı Abdülkadir Aygan, yurt dışına çıktığı 2004'te önemli itiraflarda bulundu. Aygan'ın anlatımlarına göre Diyarbakır'da 1992-1994 yılları arasında kaçırılan HEP üyesi üyesi Harbi Arman, Lokman ve Zana Zuğurlu adlı kardeşler, Servet Aslan, Şahabettin Latifeci, Ahmet Ceylan, Abdulkadir Çelikbilek ve Mehmet Sıddık Etyemez, PKK'ya yardım ettikleri iddiasıyla sorgulandıktan sonra infaz edildi. Aygan, emirlerin JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı emekli Albay Abdülkerim Kırca tarafından verildiğini anlatırken, kendisiyle birlikte cinayetlerde 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, itirafçılar Fethi Çetin, Kemal Emlük, eşi Saniye Alataş Emlük, Muhsin Gül ve uzman çavuş Uğur Yüksel'in yer aldığını anlattı.

Çete yöneticisi suçlaması
Yıllar önce hazırlık soruşturması başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, mağdur ailelerin başvurusu üzerine 2005'te iddianame hazırladı ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde aralarında Abdülkerim Kırca'nın da bulunduğu sekiz kişi hakkında dava açıldı. Kırca, hakkında "Bir suçu söyletmek için işkence yapmak, taammüden adam öldürmek ve cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" iddiasıyla ömür boyu hapis isteğiyle açılan davada "çetenin yöneticisi olmak"la suçlandı.

Askeri Mahkeme'ye soruldu
Lokman Zuğurlu, Zana Zuğurlu, Servet Arslan'ın avukatı Habibe Deyar, sanıkların bazılarının asker olması itibariyle dosyanın ayrıldığını belirtirken, emekli Albay Abdülkerim Kırca, Saniye Alataş Emlük ve uzman çavuş Uğur Yüksel ile ilgili durumun 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne sorulduğunu ve bu konuda görevsizlik kararı verilmesi üzerine konunun Ankara Uyuşmazlık Mahkemesi'ne taşındığını anlattı.

Kırca talimatla ifade verdi
18.10.2006'da Ankara Talimat Savcılığı'na ifade veren Abdülkerim Kırca'nın "Ben devletin güvenlik biriminin en üst yerlerinde görev yaptım. İddialar tamamen yalandır. Amaç Türk Silahlı Kuvvetleri'ni karalamaya dönüktür" dediğini aktaran Av. Deyar, hiçbir sanığın da henüz mahkeme huzuruna getirilmediğini söyledi.

Mahkemede yok sanık da
Yargılamaya ilişkin ciddi kaygılar taşıdığını belirten Av.Deyar, şöyle devam etti: "Ölümlü bir trafik kazasında ortada bir tanık var ve bir suçlama yapıyorsa, tutuklama kararı çıkarılır veya suçlanan kişi yargı huzuruna çıkarılır. Burada çok ciddi bir isnat var. Güvenlik güçlerince öldürüldüğü iddia edilen sekiz kişi varken, mahkeme ne tutuklama kararı çıkarıyor, ne de tespit ettiği, ulaşabildiği kişilere 'huzuruma gel' diyor. Bu davada hazırlık soruşturması 12 yıl sürdü. Dört yıldır da 'yargılama' yapılıyor. Ortada 'isim vererek birilerini, şu kişilerle öldürdük' diyen bir itirafçı var.
Olayın üzerinden tam 16 yıl geçmiş hala yargılamayı kim yapacak diye mahkeme aranıyor. Bu yargılamadan bir sonuç beklemiyoruz. Bu da zaman aşımına uğrayacak. Biz hazırlık soruşturma sürecini AİHM'e taşımıştık, bu kez adil yargılamanın olmaması nedeniyle mahkeme sürecini taşıyacağız."

Karargah’tan Kırca açıklaması
Genelkurmay Başkanlığı, intihar eden JİTEM davası sanığı emekli Albay Abdülkerim Kırca'ya sahip çıktı. Kırca'yla ilgili haberlere yazılı bir açıklamayla tepki gösteren Genelkurmay, "Artık yetkili ve sorumlu makamlar ile sağduyulu medyanın üzerlerine düşen görevleri yerine getirmek üzere söylem yerine  gerekli tedbirleri alma zamanıdır" dedi.

"Sözde itirafçı"
Genelkurmay Başkanlığı'ndan dün yapılan yazılı açıklamada, Güvercinlik'teki askeri lojmanında önceki gün intihar eden Kırca'ya yönelik yargısız infaz iddialarını dile getiren Abdülkadir Aygan, 'sözde itirafçı' olarak nitelendi. Genelkurmay açıklamasında, şu cümlelere yer verildi: "Son zamanlarda bazı basın ve yayın organlarında, sözde bir itirafçının ifadelerine dayanarak 10 Nisan 1998'de Serik/Antalya'da teröristlerle girdiği çatışmada bakıma muhtaç malul gazi olan emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca ile ilgili olarak suçlayıcı haberlere yer verilmiştir. Dün emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca'nın evinde intihar ederek vefat ettiği öğrenilmiştir.
16 Ocak 2009 tarihli haftalık basın bilgilendirme toplantısında belirtildiği üzere, yargılama sürecinde sorumlu ve duyarlı olması gereken kesimlerin özen ve hassasiyeti göstermesi gerekirken kişi ve kuruluşların adeta yargısız infaz edilerek suçlu ilan edilmesi, temel insan haklarına aykırı olduğu gibi hiçbir hukuki ve ahlaki kuralla da bağdaşmamaktadır. Artık, yetkili ve sorumlu makamlar ile sağduyulu medyanın üzerlerine düşen görevleri yerine getirmek üzere söylem yerine gerekli tedbirleri alma zamanıdır."

 

Taraf, 21.01.09

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.