Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Faili meçhul rafları

Faili meçhul rafları

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi'ndeki iki oda, 13 kentte yaşanan faili meçhul cinayet ve kayıp dosyalarıyla dolu. Şube Başkanı Avukat Erbey, "20 bin dosyayı Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara açmaya hazırız" dedi..

Bölgede görev yaptığı dönemde çok sayıda kişinin kayıplara karıştığı veya faili meçhul cinayete kurban gittiği ileri sürülen emekli tuğgeneral Levent Ersöz'ün yakalanması ile birlikte bölgede yaşanan olaylar bir kez daha gündeme geldi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Şırnak, Siirt, Mardin, Hakkari, Muş, Adıyaman, Bingöl, Elazığ, Malatya ve Van'dan sorumlu İHD Şubesi'nde 1990 sonrasına ait 20 bin dosya bulunuyor. Dosyalar, 1990 ve 2009 yılları arasında yaşayan faili meçhul cinayetler, kayıplar, köy boşaltmalar, kadına şiddet ve işkence iddiaları gibi olayları kapsıyor. Bir anlamda Güneydoğu'da son 19 yılda yaşananları tüm çıplaklığı ile ortaya koyan 20 bin dosyanın yer aldığı bu odaların kapısı ilk kez SABAH'a açıldı. İHD Diyarbakır Şube Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Avukat Muharrem Erbey, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların istemesi durumunda dosyalardaki bilgileri kendileri ile paylaşabileceklerini belirterek, "Soruşturmayı yürüten savcıların, bu dosyaları alıp incelemesi durumunda sanırım bölgedeki birçok olay da aydınlatılabilir" dedi.

YOĞUNLUK 1993-96'DA
Bölgede kayıp ve faili meçhul olayların en çok 1993-96 yılları arası yaşandığını belirten Erbey, şöyle konuştu: "Şubemizde iç hukuka ve AİHM'ye (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) taşıdığımız 2 oda dolusu 20 bin dosya bulunuyor. Bu 20 bin dosyanın bin 500'ü ortadan kaybedilenlere ait. 5 bini ise faili meçhul cinayete kurban gidenlere. Geri kalan dosyalarımızdan 4 bini köy boşaltma, işkence, kadına şiddet ve muhtelif olaylara ilişkin başvuruları içeriyor. Dosyalar arasında kaybolan Ebubekir Deniz ile Serdar Tanış'ın yanı sıra JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan, Koşuyolu Parkı'nda yapılan bombalı eylem, kaçırılıp öldürülen Vedat Aydın ile Şemdinli olaylarına ait dosyalar da bulunuyor. Dosyalarda olaylarla ilgili kişilere ilişkin detaylı bilgiler var. Savcıların bunları alıp incelemesi durumunda bölgede sanırım birçok olay aydınlatılabilir. Bizdeki dosyalar, faillerin ortaya çıkması için savcılara büyük ölçüde yardımcı olacaktır."

"BOTAŞ KUYUSUNDA..."
Detaylı bir araştırma yapılması durumunda özellikle Cizre-Silopi arasındaki BOTAŞ kuyularında cesetlerin çıkacağını iddia eden Erbey, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in öldürülüp o kuyulara atıldığını ileri sürdü. Ergenekon soruşturmasının firari sanığı Tuncay Güney, ifadelerinde 90'lı yıllarda kaçırılıp sorgulandıktan sonra öldürülen birçok kişinin Cizre-Silopi arasında BOTAŞ kuyularına atıldığını iddia etmişti.

Cumartesi Anneleri...

Susurluk ve Ergenekon'un önemli isimlerinin art arda tutuklanmasıyla bu isimlerle anılan 1990'lardaki gözaltında kayıplar da yeniden gündeme geldi. Kayıplar, Türkiye'nin en uzun süren eylemini de ateşlemişti. 27 Mayıs 1995'te kendilerine "Cumartesi Anneleri" adı veren 30 kayıp yakını İstanbul Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelerek gösteri yapmaya başlamıştı. Çoğu gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için her hafta bir araya gelenlerin sayısı hızla artış gösterdi. Gösteriler sürerken, kayıplar da arttı. 200 hafta kesintisiz süren eylemin son 30 haftasında polisin sert müdahalesi nedeniyle 22 Mayıs 1999'da gösteriler sona erdirilmek zorunda kaldı.

Serdar'ın annesi soruyor: Mezarının yerini söyleyin

Emekli Tuğgeneral Ersöz'ün tutuklanmasının ardından, başta Silopi olmak üzere bölgedeki faili meçhul cinayetler yeniden gündeme geldi. 2001'de Şırnak İl Jandarma Komutanlığı yaptığı dönemde, jandarmaya çağrılan HADEP'li Ebubekir Deniz ve Serdar Tanış'tan bir daha haber alınamadı. Ersöz'ün yakalanmasının ardından aileler yeniden harekete geçti. Kardeşinin akıbetinin ortaya çıkarılması için bugüne kadar 96 dilekçe veren Yakup Tanış, dün Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak Ersöz hakkındaki soruşturmanın yeniden başlatılmasını istedi. Silopi Başsavcısı Burhan Tezcan'la yüzyüze görüşerek verdikleri dilekçede, "Ersöz'ün, Silopi Cumhuriyet Savcılığı'ndaki 2004/2416 nolu soruşturmadan da ifadesinin alınması, Serdar Tanış ile arkadaşı Ebubekir Deniz'in akıbetlerinin ortaya çıkarılması ve kamu adına yargılanması" talep edildi. Kaybolan gençlerin aileleri Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nu ziyaret ederek, bu konunun aydınlatılması için yardım isteyecek. Yakup Tanış, annesi Rabiya Tanış'ın Ersöz'e ilişkin haberleri izlerken fenalık geçirdiğini belirterek, "Ağlamaktan konuşamıyorW. Annem bir tek şey istiyor. Oğluna ne yaptıkları ortaya çıksın. Öldürdülerse de mezarını söylesinler. Annem 8 yıl boyunca her gün öldü. Ersöz'ün tutuklanması hepimiz için umut oldu" diye konuştu.

Anter'in öldürülmesi Susurluk raporuna girdi

'Ape Musa' olarak bilinen Musa Anter, Diyarbakır'da, 20 Eylül 1992'de öldürüldü. Başbakanlık Teftiş Kurulu Susurluk Araştırma Raporu'nda, cinayetin devlet tarafından işlendiği kabul edildi. Anter cinayetiyle ilgili itiraflar, raporun Ek 9. dosyasında yer aldı. Ancak, raporun bu ekleri, "devlet sırrı" oldukları gerekçesiyle açıklanmadı. AİHM, Türkiye'yi 28 bin 500 euro tazminata mahkum etti.

Diyarbakır'da iki yerde toplu mezarlar bulundu

Diyarbakır'ın Kulp ilçesi kırsalında çıkan toplu mezarda bulunan kemiklerin, 1993 yılında gözaltına alındıktan sonra kaybolduğu öne sürülen 11 köylüye ait olduğu yapılan DNA testleri sonucu ortaya çıktı. Aileler o dönemde İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi'ne başvurarak 11 kişinin askerler tarafından gözaltına alındığını ileri sürdü. Daha sonraz Lice ilçesinde de toplu mezar bulundu.

Dede ve torununa ait iskeletler ortaya çıktı

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinden sonra Lice ilçesinde ortaya çıkarılan toplu mezarda yıllardır kayıp olan 70 yaşındaki Bahri Budak ile 14 yaşındaki torunu Metin Budak'a ait olduğu ileri sürülen iskeletler bulunmuştu. Hakkı Kaya adlı kişinin 1996'da Silvan'ın Han köyündeki kuyuya atıldığı öne sürüldü. DEP'li Fethi Yıldırım'ın 1994'te Karaçalı köyündeki kuyuya atıldığı iddia edildi.

HEP İl Başkanı evinden alındı, cesedi bulundu

Diyarbakır'da 1991 yılında evinden polis olduklarını söyleyen sivil giyimli kişiler tarafından alınarak kayıplara karışan HEP İl Başkanı Vedat Aydın'ın cesedi bir hafta sonra Maden Çayı'nda bulundu. Diyarbakır'daki cenaze töreninde çıkan olaylarda çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti. Sendikacı Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin iddiaya göre Kağıtlı karakolu civarına gömüldü.

Sabah, 18.01.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.