Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: Ofisimi dinleyenlerden ikisi Romanya'da yakalandı

 Erdoğan: Ofisimi dinleyenlerden ikisi Romanya'da yakalandı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ofisini dinleyenlerden iki kişinin Romanya'da yakalandığını ve en kısa zamanda Türkiye'ye iadelerini beklediğini söyledi. Bu iki kişinin Emniyet Müdürü Sedat Zavar ile polis memuru İlker Usta olduğu ortaya çıktı.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın organize ettiği ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı yemekte konuştu. "Paralel yapı" diye nitelendirdiği Fethullah Gülen Cemaati'ne eleştirilerini sürdüren Erdoğan, başbakanlığı döneminde ofisini dinleyen 2 kişinin Romanya'da yakalandığını söyledi. Erdoğan, "Türkiye’ye iadelerini istedik, işlemleri sürüyor. Temenni ederim ki en yakın zamanda iade edilirler. Durum bu. Tam bir şebeke" dedi.


İsimleri belli oldu

Anadolu Ajansı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisine "böcek" tabir edilen dinleme cihazı konulmasıyla ilgili Romanya'da yakalanan kişilerin, Emniyet Müdürü Sedat Zavar ile polis memuru İlker Usta olduğunu yazdı.
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, söz konusu olayla ilgili davada verdiği ara kararda, sanıklardan Serhat Demir, Sedat Zavar ve İlker Usta hakkında Emniyet Genel Müdürlüğünün (EGM) yolladığı belgeye dayanarak, yurt dışında bulundukları, soruşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla saklanmaya çalıştıklarını değerlendirerek "kaçak" olmaları nedeniyle "tutuklama" kararı almıştı.
Bu kişilerden Emniyet Müdürü Zavar ile polis memuru Usta'nın Romanya'da yakalandığı, söz konusu kişilerin Türkiye'ye iadelerinin istendiği bildirildi.


"Şahsımı tehdit ettiler"
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, "Şu anda şahsımı, ailemi tehdide başladılar. Son günlerdeki gelişme bu. Zannediyorlar ki, 'Bu tehditleri yaparsak bunlar biraz kendilerine çeki düzen verirler.' Rabbimin bize vermiş olduğu bu canı, Rabbimden başka kimsenin almaya gücü yetmez. Bu şahsım için de böyledir, çocuklarım için de böyledir. Dinlediniz, yaptınız, ettiniz. 12 yıl, 13 yıl her şeyi yaptınız. Bu sizin rezilliğinizdir. Türkiye'yi bu şebekeden, kanser hücrelerinden temizlemeye kararlıyız. İnlerine gireceğiz dedik, girdik" ifadelerini kullandı.
TMSF'nin Bank Asya'ya el koymasına da değinen Erdoğan. Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen’in New York Times gazetesine yazdığı yazıyı eleştirdi, “Amerika'daki bir gazeteye yazı yazıyor. Sen bir hoca mısın, banka patronu musun? Hocaysan hocalığını yap” diye konuştu.


"400 milletvekili vermek lazım"
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bundan önce de Bursa’daki bir toplu açılışta halka hitap etti. Erdoğan ülke çapında gerçekleştirdiği mitinglerin eleştirilmesine ve tarafsız olması gerekirken siyaset yaptığı iddialarına yanıt verdi:
“Benim gezilerimi çekemeyenler var… Oturan, yatan cumhurbaşkanı olmayacağız dedik. Siz de yüzde 55’i bunun için verdiniz bize. Ankara’da sadece evrak imzalayan bir cumhurbaşkanı olursa emanete hıyanet etmiş oluruz. Diyorlar ki Cumhurbaşkanı meydanlara indi. Yahu asıl mesele sizin meydanda olmamanız… Hayır, ben Cumhurbaşkanı olarak sadece istikbale yönelik kanaatlerimi söylüyorum. Ne diyorum; 7 Haziran seçimlerinde biz yeni Türkiye'yi istiyorsak, 400 milletvekilini vereceğiz. Diyoruz ki eğer yeni anayasa istiyorsak 400 milletvekilini vermek lazım, bunlarla böyle uğraşmaya gerek yok. Bir başkanlık sistemini istiyorsak 400 milletvekilini vermek lazım ki bu gerçekleşsin. Çözüm süreci istiyorsak 400 milletvekilini vermemiz lazım ki gümbür gümbür iktidarda olan bir parti bunu gerçekleştirsin.”


“Gömlek bu bedene dar geliyor”
Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini de eleştirdiği konuşmasında, Türkiye’nin ilerlemesi için başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini de şu sözlerle ifade etti:
“2023’te Türkiye’yi en gelişmiş ülke haline getireceksek bu konuları konuşmalı, adım atmalıyız. Madem bu gömlek bu bedene dar geliyor, gelin yerine yenisini getirelim. Bunlar dört dörtlük cahil… Başkanlık sisteminde denetim yok diyenler dört dörtlük cahil. Türkiye başkanlık sistemiyle yönetilse çok daha ileride olurduk. Kabul gören yolu seçelim diyoruz, gelin hep beraber seçelim. Parlamento her zaman denetim görevini yerine getirecektir. Tokmağın sürekli başkalarının elinde olduğu bu sistemde direnmenin ülkeye bir faydası yoktur. Başkanlık sistemini keyif için, kendimize paye çıkarmak için gündeme getirmiyoruz. Milletimiz zaten bize her türlü payeyi layık görmüş elhamdülillah.”


Romanlarla buluştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Romanlar Konfederasyonu'nun düzenlediği "Büyük Roman" ödül töreninde konuştu. Irkçılığı eleştiren mesajlar veren Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları şöyle:
"Bizim için önce can gelir. Diline, yaşam tarzına bakmayız, biz öze bakarız. Biz Roman kardeşlerimizin haklarının ve sorunlarının takipçisiyiz. Romanlar 78 milyon gibi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Romanlara karşı yapılan her türlü ırkçı yaklaşım ayaklarımızın altındadır. Bu ülkede hiç kimseye buçuk muamelesi yapılamaz."


"Kameraların önünde boğaz kesip..."
Erdoğan konuşmasında, son olarak Ürdünlü pilotu yakarak öldüren Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) tepkisini de sürdürdü.
"Bizim dinimizde, kültürümüzde farklı olana tahammülsüzlük, farklı olana zulüm ve eziyet yoktur. Terör yoktur. İslam coğrafyasının bir kısmında farklı olana karşı tahammülsüzlüğün ve şiddetin uygulandığını görüyoruz. Yine aynı şekilde Batı dünyasının bir kısmında da ırkçılığın arttığını görüyoruz. Kameraların önünde insanların boğazını kesip, insanları aşağılamak ve hele hele insanları canice yakmak gibi bir yaklaşımın içine girmek bu topraklara ait değil. Bu vahşileri İslam ile özdeşleştirenler bu vahşilere en büyük desteği verenlerdir. Yazarlara, çizerlere şiddet uygulamak bizim medeniyetimizde asla kendisine yer bulmamıştır. Antisemitist yaftası yazar, çizerlere diz çöktürüyor, geri adım attırıyor. Her gün, ‘Ey tanrım beni iyi ki kadın olarak yaratmadın’ diye dua eden Musevilere karşı neden sesinizi çıkartmıyorsunuz? Kadını bu kadar aşağılayan bir yaklaşım olabilir mi? Bu tabii tahrip edilmiş bir Tevrat’ın neticesidir. Biz Batıcı bir anlayışın uyduları değiliz. Onlar bizim gibi bakamazlar. Avrupa'da yükselen ırkçılığı, camilere saldırıları görmeyenler hakkın tarafında duruyor olamazlar. Ne Ortadoğu'daki vahşete ne Avrupa'daki ırkçılığa Türkiye olarak sessiz kalmayacağız."
Erdoğan, Romanlardan çocuklarını özellikle de kız çocuklarını okula göndermelerini istedi ve Romanları Cumhurbaşkanlığı külliyesine davet etti.

 

aljazeera.com, 06.02.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.