Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Yunan bakan Varufakis'ten yatırımcılara: Çıkarlarımız ortak

 Yunan bakan Varufakis'ten yatırımcılara: Çıkarlarımız ortak
Yunanistan'ın yeni maliye bakanı Yanis Varufakis, "kalbinin solda atmasına rağmen", dün gece, Londra'da kur yaptığı fon yöneticileri ve bankacılarda, aralarında çıkar ortaklığı olduğunu söyledi.


Varufakis, "Solcu hükümet ile finans sektörü arasında tuhaf bir tür ittifak oluşturuyoruz... Borç durgunluğu döngüsüne girdiyseniz, buna bir son vermek, hem sefalet ve çaresizliğin pençesinden kurtulacak olan halkın çıkarınadır hem de hisse fiyatlarını yükseltir" diye açıkladı.
Londra'nın Park Lane semtindeki şık Four Seasons otelindeki konuşan Yunanistan'ın yeni bakanına göre, yapısal olarak sürekli düşen fiyatlar ve durgun ekonomi, hem yatırımcıların hem halkın sıkıntısını artırıyor, hem de Yunanistan'ın borçlarını geri ödemesini güçleştiriyor.
İşte bu nedenle, halk ve finans sektörü arasında oluşan ittifakın, ülkesini ve Avrupa Para Birliği'ni yeniden büyümeye taşıyacağını savunuyor.


Deutsche Bank sıcak, Merkel soğuk
İlginçtir ki, bu konuşmayı dinleyen bazı fon yöneticileri, Varufakis'in "Almanya'nın Yunanistan'ın kemer sıkmada sebat ederek 172 milyar euroluk kurtarma paketi karşılığında kabul ettiği koşullara bağlı kalması konusundaki ısrarının gerçekçilikten uzak olduğu" mesajına şaşılacak ölçüde sıcak bakıyorlardı.

Daha da ironik olan, belki de toplantının Almanya mali sektörünün sembolü olan Deutsche Bank tarafından düzenlenmiş olmasıydı.
Bu dev Alman bankası, yeni Syriza hükümeti ile iş yapmaya istekli iken, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yeni Başbakan Aleksis Tsipras'la buluşmaya çok isteksiz görünmesi gerçekten çarpıcı.


'Bir nevi rock yıldızı'
Konuşmasını bitirdikten sonra Varufakis'in çevresinin kalabalık bir yatırımcı ve bankacı grubuyla kuşatıldığını görmek de ilginçti.
Yanımdaki bir yorumcu bu durumu "Bir nevi rock yıldızı" diye ifade etti.
Yunanistan'ın yeni maliye bakanı, ülke ekonomisinin hala rekabete hazır olmadığını ve yolsuzluğun yaygınlığını kabul ediyor. Fakat, tekellerin etkisini kırmayı , üretim ve iş piyasasında rekabeti artırmayı, ancak Syriza gibi yeni ve hatta solda bir partinin başarabileceğini savunuyor.

Nasıl mı?
Çünkü, kendisi ve Syriza içindeki arkadaşları sistemin dışından geliyor ve bu nedenle de vergi kaçıran varlıklı kesimle, şirketlerin çıkarları ile ilişkileri yok, elleri yolsuzluklara bulaşmamış.
Syriza, iktidarda birinci yılını doldurduğunda onun da yolsuz sistemden etkilenmeye başlayacağını düşünüyor ve bu yüzden hükümetinin biran önce reformlara girişmesi gerektiğine inanıyor.
Varufakis'in Almanya Başbakanı Angela Merkel'e mesajı da bu zaten. "Düşündüğünüzden çok daha fazla ortak çıkarımız var" diyor.


'Para birliği için bütçe de bir olmalı'
Dahası Syriza, Merkel'in İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney'in son konuşmasında dile getirdiği bir gerçeğin aslında farkında olduğunu düşünüyor.
Carney, kalıcı bir parasal birliğin, mali şok dönemlerinde güçlü ülkelerden zayıflara kaynak aktarmayı mümkün kılan bir bütçe birliğini de gerektirdiğini söylemişti.
Ve belki de Euro Bölgesi'nin, bütçe birliği konusunda adım atabilmesi için, Yunanistan'ın birlikten çıkış tehdidiyle felaketin eşiğine gidip dönmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Syriza, ekonomik reformun yanısıra, bütçesinde faiz ödemeleri hariç tutulduğunda yüzde 1 ila 1,5 arasında bir fazla (faiz dışı fazla) ile ekonomiyi yürütmek istiyor.
Ayrıca 300 milyar euroyu aşan borcunun yeniden yapılandırılmasını istiyor.
Bu yeniden yapılandırmanın da, geri ödemelerin sadece büyüme sağlanan dönemlerde yapılabilmesi, yani borç ödemenin küçülme pahasına yapılmaması koşuluyla düzenlenmesini istiyor.
Ama bütün bunlar hala çok genel ilkeler düzeyinde istekler. Syriza borç yeniden yapılandırmanın detaylarına girmekten çok uzak.

En önemli mesaj: 5 aylık süre
Belki de Varufakis'in Londra'da verdiği mesajların en önemlisi, hükümeti adına 5 aylık bir 'bekleme süresi' önermesiydi. Syriza böylelikle hem Yunanistan'ın yeni hükümetinin hem de euro bölgesi ortaklarının bir durup düşünme fırsatı bulacağına inanıyor.


Bu neden bu kadar önemli?
Bunun yanıtı "yüksek" Avrupa Birliği politikalarında yatıyor.
Vasoufakis, taleplerine Nisan ayında yapılacak Finlandiya genel seçimleri ve Mayıs ayındaki İspanya belediye ve eyalet yönetimi seçimleri öncesinde cevap verilecekse, karşısında sadece Almanya'yı bulmayacağını iyi biliyor.
Finlandiya'daki Alexander Stubb hükümeti, kemer sıkma ve borçların derhal ödenmesi konularında belki Berlin'den bile daha katı bir tutum içinde.
İspanya konusunda ise daha ince bir hesap olabilir.
Syriza, eğer kemer sıkma paketi ve borç yükü konusunda euro bölgesinden bazı ödünler koparabilirse, İspanya'daki kardeş partisi Podemos'un da kendi seçmenine karşı eli güçlenmiş olacak, ve rahatça ülkeyi içine düştüğü ekonomik darboğazdan sadece kendisinin kurtarabileceğini söyleyebilecek.

Bu nedenle Yunanistan'ın talepleri şu anda ele alınırsa İspanya'nın muhafazakar Başbakanı ve Podemos'un rakibi Mariano Rajoy ister istemez Syriza'nin taleplerine karşı çıkmak zorunda.
Oysa kendi ülkesinin ekonomik durumu nedeniyle bu taleplere kesin bir şekilde karşı çıkması kendi elini kolunu da bağlamış ve seçimlerde avantajı karşı tarafa vermiş olacak.
Syriza'nın 5 aylık bekleme süresi, bu nedenle İspanya yerel ve eyalet seçimleri arefesinde Podemos'a değil, muhafazakar politikacı Rajoy'a yaramış olacak.
Bu, Syriza'nın attığı bu politik adımla, ülkesinin çıkarlarını, öncelikler sıralamasında kardeş parti Podemos'un yükselmesinin önüne koyduğu şeklinde de yorumlanabilir.

BBCTurkish.com, 03.02.2015

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.