Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > Gülen Cemaati'ne '14 Aralık' operasyonuGülen Cemaati'ne '14 Aralık' operasyonuGünlerdir konuşuluyordu. Fuat Avni Twitter hesabından yeni bire 'Paralel operasyonu' yapılacağı iddiaları ortaya atılmıştı.Bu sabaha karşı ise düğmeye basıldı ve sabaha karşı İstanbul dahil 11 ilde eşzamanlı olarak yürütülen operasyonla çok sayıda kişi gözaltına alındı. Hakkında gözaltı kararı olanların sayısının 32 olduğu belirtiliyor. 13:30 GMT 14 Aralık operasyonu sabah erken saatlerde Zaman Gazetesi'nin İstanbul Yenibosna'daki binasında başladı. Operasyonu haber alan birçok kişi binanın önünde ellerinde pankartlarla polisi protsto etti. "Ya Başsavcı yalan söylüyor ya da Başsavcı'nın haberi olmadan bir takım işler oluyor"
Hakkında gözaltı kararı olan Ekrem Dumanlı hâlâ Zaman gazetesi binasında bekliyor. Bir konuşma yapan dumanlı: "Cuma Günü Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gittiğini söyledi ve avukatlarının Başsavcı Hadi Salihoğlu ile görüştüğünü belirtti. "Başsavcı Salihoğlu'nun avukatlarına 'Böyle bir şey yok' dediğini ve yazılı belge verdiğini ifade eden Dumanlı, "Ya Başsavcı yalan söylüyor ya da Başsavcı'nın haberi olmadan bir takım işler oluyor. Biz hakkımızda soruşturma olduğunu duyunca tweet attık, fotoğraf paylaştık, 'Biz buradayız, buyrun gelin' dedik" diye konuştu."
Gözaltıların gerekçesi: Zaman gazetesi avukatlarından Hasan Günaydın İstanbul Terörle Mücadele İstanbul Şube Müdürlüğü ekiplerinin, gazetenin merkez binasına gelerek, arama ve gözaltı kararını bildirdiklerini belirtti. Hasan Günaydın, gözaltı gerekçesinin "Türkiye Cumhuriyeti devleti egemenliğini ele geçirmek amacıyla baskı, yıldırma ve tehdit yöntemlerini kullanıp, örgütsel yapı oluşturarak, bu yapılanma altında iftira, kişi hürriyetinden yoksun kılma ve belgede sahtecilik suçları" tebliğ edildiğini söyledi.
Zaman gazetesi çalışanları da operasyon için binaya gelen polisleri ellerinde pankartlarla karşıladı.
'Gün imtihan günüdür' Başbakan Ahmet Davutoğlu, Elazığ’ da “Gün imtihan günüdür. Herkes yaptıklarının ve bu ülkede demokrasiye yönelik tavırlarının hesabını da görecek, demokrasi yanında yeraldığında mükafatını da görecek” dedi.
'Mazlumun kimliği sorulmaz' CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu "Şu anda yaşadığımız süreç sağlıklı işleyen demokrasilerde yaşanan süreç değildir. Darbe sürecidir. Mazlumun kimliği sorulmaz. Biz her zaman mazlumların yanındayız. "Zaten bir dikta yönetimi var dikta yönetimi baskısını her gün artırıyor" dedi. 14:01 GMT EKREM DUMANLI GÖZALTINDA
Baransu'dan polislere çağrı @mehmetbaransu
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Hürriyet'e açıklamasında "Zamanlama manidar. Operasyon 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk çetesinin yaptığı darbelerden biri. Amaç; halkın haber alma özgürlüğünü ortadan kaldırmak" diye konuştu. Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden Cemaat'in bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir. Ahmet Şık 2011 yılında Oda TV operasyonu sırasında gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Şık'ın o dönemde üzerinde çalıştığı ve Emniyet içindeki Cemaat mensuplarını anlatan "İmamın Ordusu" kitabı henüz basılmadan toplatılmıştı. O dönemde başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan Şık'ın kitabı için "Bazı kitaplar vardır bombalardan daha tesirlidir" demişti.
Nedim Şener: Yarattıkları silahın kurbanı Muhalif gördüklerine karşı hukuk katliamına ortak olanlar gün gelir yarattıkları silahın kurbanı olurlar. Twitter sayfasından operasyonu bu şekilde yorumlayan gazeteci Şener de 2011 yılında gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Şener gazeteci Hrant Dink cinayeti ile ilgili çalışmaları ile öne çıkıyordu. Şener Twitter'dan Ergenekon davası devam ederken hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını paylaştı.
Twitter'da 'etiket' savaşı
#Temizlikzamanı etiketi TT listesinde
HDP/Kaplan: Muhalifleri susturuyorlar Türkiye'de bugün aralarında gazetecilerin de bulunduğu pekçok kişinin gözaltına alınmasına ilişkin operasyona HDP'nin tepkisi, "Muhalifleri susturuyorlar" şeklinde oldu. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Bir zamanlar KCK'ya operasyon yapıp, basını bölücülükle suçlayanlar, şimdi kendi sıralarının geldiğini görüyorlar" diye konuştu.
GÖZALTI LİSTESİNDE GÜLERCE DE VAR İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir basın açıklaması yayınladı. Hakkında gözaltı kararı olanlar arasında Hüseyin Gülerce'nin de ismi var. Açıklamaya göre toplam 31 kişi silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, üyesi olmak ve örgüt kapsamında sahtecilik ve iftira suçları işlemekten gözaltına alınacak. Savcılık henüz 11 kişinin alındığını söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı açıklamasında Zaman gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın gözaltı kararına rağmen teslim olmadığı, bunun üzerine Zaman gazetesi binasına "usulüne uygun olarak" girilerek gözaltı işlemi yapıldığı söylendi.
'SAHTE DELİL ÜRETMEK, YAYIN YAPMAK' "Bir kısım medya ve emniyet görevlilerinin sahte delil üreterek sözde tahşiye adli suç örgütü hakkında soruşturma yaptıklarının tespiti üzerine soruşturma yürütmek ve soruşturma öncesi yayın yapmak."
'Paralel operasyonu' olarak adlandırılan gözaltılar arasında eski Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce de var. Ancak Gülerce son dönemde paylaştığı Twitter mesajlarında Gezi Parkı protestolarını ve 17-25 Aralık operasyonlarını "Mahalli seçimlerde AK Parti'yi tökezlettirip, Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını önlemek içindi" sözleriyle yorumlamıştı. Gülerce bu mesajlarının ardından "Cemaate sırtını dönmekle" suçlanmıştı.
Savunma Bakanı: Bakalım hangi sahte belge düzenlendi
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, operasyonla ilgili Sivas'tan yaptığı açıklamada, gözaltılarla ilgili karar için "Bir bakalım hangi sahte belge düzenlendi, hangi kişi özgürlüklerinden alıkonuldu bu ortaya çıksın vatandaşımız görecektir. Vatandaşımız şunu da bilsin böyle bir operasyonun yapılacağı iki gün önceden biliniyor. Darbenin nasıl olduğunu Kemal Kılıçdaroğlu bilir, bir de milletimiz bilir" dedi. İstanbul Başsavcı vekili Orhan Kapıcı, 17-25 Aralık operasyonları sonrası yargıda yapılan atamalarda şu anki görevine getirilmişti. Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'ndan sorumlu Başsavcı vekili olan Kapıcı, daha önce Bakırköy Başsavcıvekili olarak görev yapıyordu. 15:12 GMT AB: Gazeteci ve basın mensuplarına gözaltılar endişe verici Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın gözaltına alınmasına şu sözlerle tepki gösterdi: "Türkiye'de gazeteci ve basın mensuplarının gözaltına alındığına dair bize ulaşan haberlerden çok endişeliyiz. Temsilciliğimiz, ne olduğuna dair tam bir çerçeve sunmak için yoğun olarak çalışmaktadır. Muhtemelen bugün öğleden sonra konuyla ilgili bir açıklama yapacağız."
14 Aralık operasyonunda hakkında gözaltı kararı çıkarılan isimler: ■Hidayet Karaca
'Temennimiz gerçeklerin ortaya çıkması'
Meclis Başkanı Cemil Çiçek operasyonla ilgili olarak "Radyodan duyduğuma göre adli bir olaymış" dedi. Cumhuriyet gazetesinin internet sitesine yer alan habere göre Çiçek "Ben bu aşamada herhangi bir şey söyleyemem. İlk defa yapılan bir şey değil. Hepimizin temennisi gerçeklerin ortaya çıkarılması" dedi.
Gözaltına alınan emniyet yetkilileri arasında iki üst düzey isim de var.
Zaman Washington Temsilcisinden Şık ve Şener'e yanıt @aliHaslan Faşiste faşist dediğin için teşekkürler Ahmet Şık. Ve lütfen hakkını helal et. Biz senin özgürlüğüne böyle sahip çıkamamıştık @sahmetsahmet Sevgili Nedim, Ahmet Şık'tan istediğim helallik senin için de geçerli. Gerçi sen hala çok kızgınsın ama, canın sağolsun:) @nedimsener2010 "Nereden nereye? @fuatavnifuat ■Ertelemek zorunda kaldıkları operasyonu gözaltına alınacakların listesini yenileyerek Beşir Atalay'a emanet ettiler. Haklarında gözaltı kararı çıkarılanların sayısı ise 31.
Fethullah Gülen'e yakınlığı ile bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı bugünkü operasyon sonrası bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Türkiye'de demokrasinin adım adım buharlaştırılması sürecinde vahim bir aşamaya geçilmiş bulunuluyor" ifadesi yer aldı. "Halkın haber alma özgürlüğüne hizmet etmek için anayasal sınırlar içerisinde görevini yapan gazetecilere bile pervasızca evrensel basın özgürlüğü kriterleri ayaklar altına alınarak cadı avı yapılmaktadır" diyen vakıf, gazetecilerin adliyeye giderek haklarında bir soruşturma olup olmadığını sorduklarını ancak kendilerine "yalan beyanda" bulunularak soruşturma olmadığının söylendiğini belirtti. Gelişmeleri "zorbalık" olarak niteleyen vakfın açıklamasında şu ifadeler de yer aldı: "Giderek otoriterleşen ve tek adam rejimine benzeyen Erdoğan iktidarı kendisine biat etmeyenleri kriminalize etmeye çalışıyor". "Tarih, baskı, zulüm ve despotizmin hakkı söyleyenleri susturamadığına şahittir ve Türkiye'de de aynı şey yaşanmaktadır. Demokrasi düşmanlarının çabaları nafiledir."
Doğan Haber Ajansı (DHA) 14 Aralık operasyonu kapsamındaki şüphelilerin ve avukatların soruşturma dosyasına erişimlerinin kısıtlandığını bildirdi. 'SORUŞTURMANIN SELAHİYETİ İÇİN' KISITLAMA KARARI İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yapılan başvuruyu değerlendiren 3.Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi İslam Çiçek, 12 Aralık'ta yürürlüğe giren yeni kanuna atıfta bulunarak suç işlemek amacıyla örgüt kurma, devlet güvenliğine karşı işlenen suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlarda kısıtlama kararı alınabileceğini belirterek "soruşturmanın selahiyeti" için savcılığın talebini kabul etti.
#ÖzgürBasınSusturulamaz @bidegisikkadin @elifgrg @hasancanrum @leylaalp @haykobagdat @ilker747 #ÖzgürBasınSusturulamaz Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, operasyonla ilgili olarak BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, 'Türkiye'nin tek adam ve tek parti yönetimine doğru gittiğini' söyledi. Alpay, "Türkiye'de muhalefet gittikçe Türkiye'nin altını oymak isteyen ülkelerin maşası, oyuncağı olarak gösterilerek neredeyse toplumun yarısı suçlanıyor" dedi ve bu sürecin 'Gezi Parkı gösterileri sonrasında yoğunlaştığını' belirtti. Alpay şöyle devam etti: "17-25 Aralık yolsuzluk soruşturması sonrasında bu hükümet, kendisini ağır iddialar karşısında hesap vermekten kurtarmak için kendine göre bir bahane buldu ve hiçbir hukuk anlayışına dayanmayan paralel yapı safsatasını ortaya attı." "Türkiye'nin gerçekten bir tek adam ve tek parti otokratik yönetimi altına girmesini istemiyorsak, mutlaka buna karşı olan insanların, görüş ayrılıkları ne olursa olsun uygar bir toplumda yaşamak isteyenlerin bu gidişe karşı birleşmesi lazım." Gülen'in de gözaltına alınmak istendiği ancak yurt dışında olduğu için İnterpol'un devreye sokulacağına dair iddialar medyada yer almıştı.
'Zaman TemizlikZamanı' #TT listesinde @tugbanurtuba Basını siz Köle yaptınız şimdi biz özgürleştireceğiz @tmronr Yanlışlık yapan bedelini öder. @doganzy Allah, kimsenin yanına bırakmıyor. Nicelerini uydurma delil ve şahitlerle süründürdünüz keser ve sapın dönme hikayesi.
'Hükümet muhalif basın istemiyor' BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, operasyonun medya çalışanlarını da kapsamasıyla ilgili olarak da "Hükümet muhalif basın istemiyor" dedi. Zaman ve Samanyolu TV çalışanları gözaltılar karşısında "Özgür medya susturulamaz" sloganları atmıştı. Alpay, "Aynı yayın grubu, Ergenekon, Balyoz ve Oda Tv soruşturmalarında benzer suçlamalarla tutuklanan gazeteciler için özgür medyadan bahsetmemişti. Bir çelişki yok mu?" sorumuza ise şu yanıtı verdi: "Zaman gazetesi adına konuşacak durumda değilim. Ben Türkiye'de askeri vesayet düzeni yerine Türkiye'nin seçilmiş hükümetlerce yönetilmesini savunan bir anlayışa sahibim." "Kesinlikle 'Balyoz uydurmadır', 'Ergenekon uydurmadır' görüşlerine katılmadım. Ama kendi hesabıma bu davaların yürütülmesi sırasında gereğinden çok fazla insanın sanık sandalyesine oturdulduğu ve gözaltı sürelerinin gereğinden fazla uzun olduğunu, savunma haklarına riayet edilmediğini dile getirdim." "Bu tutuma Zaman gazetelerinin sayfalarında rastlandı mı derseniz, rastlanmamış olabilir. Bugün çok daha iyi anlaşıldığı gibi hukuk herkese lazım. (Yaşananlar) Her daim hukuka sahip çıkılması lazım olduğunu hatırlatıyor."
Başbakan Ahmet Davutoğlu partisinin Adıyaman 5. Olağan Kongresi'nde konuştu. "Vur vur inlesin Pensilvanya dinlesin" sloganları eşliğinde konuşan Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından bazı satır başları şöyle: -Gezi olayları ve 17-25 Aralık operasyonlarında hedef, Başbakan Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı yaptırmamaktı, başaramadılar. -Bu devletin kurumlarına sızıp başbakanı, cumhurbaşkanını dinleyenler, bunun karşılıksız olacağını düşünmesinler. -Bizim dönemimizde ülke demokratikleşti özgürleşti. Kimseye yürüttüğü faaliyet dolayısı ile önyargı ile bakmadık, ta ki hizmet görüntüsü altında birileri bürokrasiyi kontrol ederek seçilmiş iktidara savaş ilan edene dek. O zaman durum değişir. -İsrail'in otoritesini meşru gördükten sonra Türkiye'de milli irade ile işbaşında gelmiş iktidarın başbakanına dosya hazırlayan varsa, millet ve tarih önünde hesap verecektir.
'Oh olsuncular ve suskunlar' Ağustos ayında işten çıkarılan Yağmur, Twitter'da operasyonu yorumladı. "Bugünün 'yetmez ama evetçileri' 'oh olsuncular' ve suskunlar" diyen Yağmur'un diğer tweetleri şöyle: @fatihyağmur ■26 Aralık'a kadar operasyonlar sürer. Tutuklanacak çok kişi de olmaz.
'Cemaat kadar da mı sevmediniz Kürtleri?' @internetvekili
'SIKIYÖNETİM, OHAL MANZARASI'
GÖP'ten yapılan açıklamada operasyonun derhal durdurulması istendi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Yakın geçmişte baskıcı bu iktidarla birlikte çalışan, birlikte yürüyen bu kişilere yapılan soruşturma ve gözaltılar, iktidarın emrinden, denetiminden, kontrolünden çıkan gazetecilerin cezalandırılması operasyonudur...Haklarında soruşturma açılan, gözaltına alınan gazetecilerin geçmişte Ahmet Şık, Nedin Şener, Soner Yalçın gibi çok sayıda gazetecinin tutuklanmalarını savunması, sessiz kalması, bu kişilerin o günkü çizgilerinin, haksız, hukuksuz duruşlarını gösterir. Ancak bütün bunlar, bugün meslektaşlarımıza yönelik haksızlığa, hukuksuzluğa karşı çıkmamıza, basın ve ifade özgürlüğünü 'yine' savunmamıza asla engel değildir...Yapılan operasyon, iktidara muhalif çizgide olan tüm gazetecilere yönelik tehdittir, gözdağıdır"
'BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ CEZALANDIRILIYOR'
"Demokrasinin temel kurumu olan basın ve ifade özgürlüğü, yaşanan son olaylarla, eskisinden daha ağır bir baskı dönemine girmiştir" denilen açıklamada şu ifadeler de yer aldı: "Gerçek sebebini bilemeden ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek bugüne kadar 200'e yakın gazeteci terör örgütü üyeliği iddiasıyla cezaevinde tutulmuştur. Şimdi de medya organlarını da tutuklayan bir dönem yaşanmaktadır. Yeniden gazeteciler gözaltına alınmaktadır".
AP Başkanı: Kaygı verici Martin Schulz, basın özgürlüğünün Avrupa Birliği'nin temel prensiplerinden biri olduğuna dikkat çekti. Schulz Zaman gazetesine yapılan baskının "kaygı verici" olduğunu belirtti. @MartinSchulz #ÖzgürBasınSusturulamaz key principle to join EU. #Turkey and #pressfreedom proceed in different directions. Raid on #Zaman very troubling "Türkiye'nin en çok satan gazetesinin genel yayın yönetmeni, yolsuzluğu bildirdiği için gözaltına alındı" "Örgütsel yapı ile devletin egemenliğini ele geçirmeye çalışmak" suçlamasıyla gözaltına alınan 25 kişi arasında Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı da var. Financial Times gazetesi ise operasyonla ilgili haberinde şu ifadeyi kullandı: "Pazar günü yapılan baskınlar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hükümetin müttefikiyken düşmanına dönüşen vaiz Fethullah Gülen arasındaki savaşın en tartışmalı hamlelerinden biri."
Zaman Gazetesi Yayın Kurulu'nun operasyon sonrası yedi dilde yaptığı açıklamada, "Asla boyun eğmeyeceğiz" ifadesi yer aldı. Açıklama şöyle: "Bugün Türkiye'de demokrasi ve basın özgürlüğü adına çok acı bir gün. Başta Genel Yayın Yönetmenimiz Ekrem Dumanlı olmak üzere meslektaşlarımız temelsiz suçlamalarla gözaltına alındı" "Tek suçumuz, büyük yolsuzluk vakalarının ve otoriter eğilimlerin üzerine gitmek...Medya grubumuzdan ve diğer yayın kuruluşlarından arkadaşlarımıza bugün yapılan saldırı, yayınlarımızın doğruluğunu teyid etmektedir. Asla korkuya esir olmayacağız ve zorbalığa boyun eğmeyeceğiz." Anadolu Ajansı (AA), hakkında gözaltı kararı bulunan 31 kişiden biri olan gazeteci-yazar Nuh Gönültaş'ın dün yurt dışına çıktığının tespit edildiğini aktardı. AA ayrıca yine hakkında gözaltı kararı bulunan Zaman gazetesinin eski köşe yazarlarından Hüseyin Gülerce'nin de yarın Yalova'dan İstanbul'a giderek Adliye'de ifade vereceğini bildirdi.
14 Aralık operasyonunda şüphelilere yöneltilen suçlamalardan biri ise Tahşiyeciler isimli gruba yönelik olarak "sahte delil üretmek." Başsavcılık açıklamasında bu durum "sözde tahşiye adlı suç örgütü hakkında sahte delil üreterek operasyon düzenlemek" olarak geçiyor. Tahşiye isimli bir yayınevi sahibi de olan Tahşiyeciler grubu medyada Nur cemaatinin içinde yer alan bir grup olarak geçiyor ve bu grubun dinler arası diyalog konusunda Fethullah Gülen cemaati ile ters düştüğü belirtiliyor. Sabah gazetesinin internet sitesinde "Gülen'i ilk kez açığa düşüren operasyon: Tahşiyeciler" başlığı ile bugün yayınlanan haberde, grubun liderinin 66 yaşında emekli bir imam olan Mehmet Doğan olduğu ve Doğan'ın Fethullah Gülen'in bir vaazında sert cümlelerle eleştirildiği yazıyor. Gazete bundan sonra Zaman gazetesinin grup hakkında haber yaptığını, Samanyolu TV'nin bir dizisinde Tahşiyecileri "karanlık bir grup olarak" tanıttığını ve bundan sonra 2009 yılında gruba karşı yapılan "Tahşiyeciler" operasyonunda Doğan'ın tutuklanıp ceza evinde kaldığını yazıyor. Yeni Şafak gazetesine göre 17 ay cezaevinde kalan Doğan'ın grubu Hizbullah, El Kaide ve İbda - C örgütlerini desteklemekle suçlandı ve haklarında iddianame hazırlandı. Gazete Tahşiyeciler soruşturması kapsamında basılan evlerden birinde ele geçirilen sis bombası ile Ergenekon soruşturması sırasında Zir vadisinde ele geçen sis bombasının seri numarasının aynı olduğunu yazdı. Gazeteye göre bu durum 14 Aralık operasyonunun delilleri arasında.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'deki son gelişmeleri yakından takip ettiğini bildirdi. Bakanlık Sözcüsü Jen Psaki'nin bugünkü operasyon sonrası yaptığı açıklama şöyle: ''Türk polisinin Türkiye çapındaki yerlerde bir takım baskınlar ve tutuklamalar yaptığı hakkındaki haberleri yakından takip ediyoruz. Türk kolluk kuvvetlerinin baskınları Türk hükümetini açıkça eleştiren medya organlarına yaptığı görülmektedir. Medya özgürlüğü, yargı süreci ve yargılamanın bağımsızlığı her sağlıklı demokrasi için anahtar unsurlardır ve Türkiye Anayasası'nda kutsal bir şekilde yer almaktadır. Türkiye'nin dostu ve müttefiki olarak Türk yetkililerin eylemlerinin, bu temel değerleri ihlal etmemesini ve Türkiye'nin demokratik kurumlarına zarar vermemesini temin etmelerini ısrarla teşvik ediyoruz." Türkiye'de bugün yaşanan gözaltı operasyonlarının ardından Avrupa Birliği'nden (AB) de kısa bir açıklama yapılmış ve "Son derece endişeliyiz" mesajı gelmişti. İlerleyen saatlerde daha detaylı olarak yapılacağı söylenen açıklama akşam saatlerinde geldi. Açıklama AB Dışişleri Temsilcisi Federica Mogherini ve Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn'ın ortak açıklamasında şu ifadeler yer alıyor: "Bugün Türkiye'de medya çalışanlarına yönelik yapılan gözaltı operasyonları, Avrupa'nın basın özgürlüğü değerleri ile uyumlu değildir ve demokrasinin özüne de terstir. Masumiyet prensibinin işletilmesini ve konuya ilişkin şeffaf ve bağımsız bir soruşturmanın yapılmasını bekliyoruz. Gözaltına alınanların tüm haklarının gözetildiği bir şeffaf ve bağımsız bir soruşturmanın en temel haklardan olduğunu hatırlatıyoruz." AB-Türkiye ilişkilerinin öneminin altını çizdikleri Türkiye ziyaretleri dönüşünden sadece birkaç gün sonra yaşanan bu operasyonların Türkiye'nin parçası olmak istediği Avrupa değerlerini ve standartlarını açıkça inkar etmesi olduğunu ifade eden yetkililer ortak bildiriye şöyle devam ediyor: "Aday ülkelerin müzakerelere devamının hukukun üstünlüğü ve temel haklar gibi değer ve standartlara bağlılığı ile mümkün olduğunu hatırlatıyoruz. Bu konuya ilişkin kaygılarımızı Salı günü genişleme konusunu ele alacak olan Konsey zirvesinde dile getireceğiz. Umuyoruz ki Türk yetkililerin ziyaretimiz sırasında verdiği AB'ye uyum sözleri gerçek hayatta da yerini bulur ve uygulamalar buna göre yapılır." ABD merkezli bir gazeteci örgütü olan Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) medya kuruluşlarının basılmasını kınadı. CPJ yöneticisi Joel Simon operasyonun "detyaları henüz ortaya çıksa da, şu kadarı hali hazırda biliniyor: Medyaya karşı siyasi soruşturmalar açma tarihine sahip Türk yetkililer eleştirel haberciliği tolere etmiyor. Bu sabahki sert eylem siyasi intikam gibi görünüyor" dedi. CPJ yönetim kurulu başkanı Sandra Mims Rowe da "Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha gösterdi ki muhalif sesleri susturmak için aşırı önlemlere başvuracak. (Erdoğan) özgür bir basına değil itaatkar bir basına inanıyor" dedi. Rowe, "Türkiye halkı daha iyisini hak ediyor" diye konuştu. @bbcturkce bunun basın özgürlüğüyle ilişkisi yoktur @sertac_aktan Güler, daha önceki tweetlerinde de şu yorumları yaptı: @birgulaguler "Basın özgürlüğünden söz etmek için, basılanın "basın" olması gerekir. Şimdi basılan basın mıdır? Değilse özgürlükten sözetmenin anlamı nedir?" "Bu operasyon, iktidarın siyasal muhaliflerine değil, şimdi araları bozulmuş olan eski ortağa yapılmıştır. Ayırdedici olan budur." BBCTurkish.com, 14.12.2014 "Üyelik için hukuka saygı şart"
|