Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > ‘Türkiye Bitcoin’e yatırımı artırmak zorunda’

 ‘Türkiye Bitcoin’e yatırımı artırmak zorunda’
Küresel ekonomi sistemini sarsacak bir yenilik olarak kabul edilen Bitcoin, birçok kıtada etkisini artırıyor. Bitcoin madencisi Kenan Abdullahoğlu, sanal para birimlerinin sadece finansal bir araç görülmemesi gerektiğini belirtti.
 

Küresel bankacılık sistemi başta olmak üzere geleneksel finansal işlemlerden kendisini bağımsız kılan Bitcoin, ABD’den Çin’e kadar yatırımcı sayısını her gün artırıyor. Çalkantılı gündemi nedeniyle hakkında halen birçok soru işareti bulunan Bitcoin, sanal para biriminin yanı sıra birçok işlem için kullanılabilen sanal para türevlerinin başını çekiyor.
Onlarca bilgisayarı birbirine bağlayıp günlerce sürecek işlem zinciri ile az da olsa Bitcoin üretimi yapılabiliyor. Bu işlemi yapanlara 'Bitcoin madencisi' adı veriliyor. Al Jazeera Türk’e konuşan Bitcoin madencisi ve eğitmeni Kenan Abdullahoğlu, Bitcoin’in Türkiye’de gerekli ilgiyi görmediğini ve Türk yatırımcıların bekleyerek hata yaptıklarını belirtti. Bitcoin ve diğer sanal para türevlerini geliştiren ‘blok zincirinin’ gelecekte hayatı kolaylaştıracak birçok dijital yeniliğe imkan vereceğini belirten Abdullahoğlu, Bitcoin’in bireysel yatırımcılar ve devletler için göz ardı edilemeyecek bir yenilik olduğunu belirtti:


Bitcoin’in kısa özgeçmişi nedir?
2009 yılında kripto uzmanlarının başlattığı bir ekosistem, 2010 yılında kriptoloji meraklılarının dahil olmasıyla biraz genişledi. 2011 yılında bilgisayar uzmanlarının eklenmesiyle Bitcoin piyasası genişledi ve 2013'te Güney Kıbrıs'ta yaşanan ekonomik krizle büyüme imkanı buldu. Ekonomik krize giren Güney Kıbrıs devleti, otoritesini ortaya koyarak insanlara bankalardan günlük para çekme ve havale limitini 500 Euro'ya indirdi. Ancak bunu yaparken insanların düşeceği durumu düşünmediler. Doğal olarak sahneye Bitcoin çıktı ve insanlar yurt dışında eğitim gören çocuklarına Bitcoin ile para transferi yaparak bir sorunu aştılar. Bu sürecin devamında Bitcoin'in 100 dolar seviyesinden 1000 dolara yükseldiğini gördük.


Devletler neden Bitcoin ile anlaşamıyor?
Bitcoin, herhangi bir otoritenin arkasında bulunmadığı bir otorite olarak karşımıza çıktı. Otorite arkasında bulunmadığı zaman belli avantaj ve dezavantajların belirdiğini söyleyebiliriz. Bir otoritenin arkasında bulunmaması, Bitcoin'in manipüle edilememesi anlamına geliyor. Bugün Afrika'da bazı ülkelerde enflasyon yüzde milyonlara ulaşmış durumda. Bu durum, söz konusu ülkelerdeki devletlerin ekonomik ve teknik detaylara önem vermeden ve halkın uzun vadede çıkarını düşünmeden para basmasından kaynaklanıyor. Otoritenin, farklı coğrafyalarda farklı örnekleri de mevcut. Örneğin ABD Federal Rezerv Bankası (Fed), uluslararası sirkülasyondaki önde gelen dövizlerden doları kendi çıkarı için yönlendirebilir. 2013'te yaşanan krizde, İran kendisine uygulanan baskıları aşmak için altını kullanmak zorunda kaldı. Bugün, benzer bir krizi Ukrayna'da yaşanan karışıklık nedeniyle Rusya çekiyor. Rusya, mevcut sıkıntısını ya İran gibi altınla ya da kırılganlığı devam ettiği için riskli görülse de Bitcoin ile çözebilir. Çünkü bugün dünyanın birçok köşesinde Bitcoin borsaları mevcut. Bu borsaların işlem hacimleri henüz çok yüksek olmasa bile Rusya'nın Bitcoin'e destek vermesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak yakın zamanda çıkan haberler, Rusya'nın 2015'te Bitcoin ve benzeri kripto paraları yasaklayacağı yönünde. Bunun açıkçası sebebini anlayabilmek çok kolay değil.


Türkiye’de yatırımcılar neden Bitcoin’e mesafeli duruyor?
Bitcoin'le yeni ilgilenmeye başlayan kişilerin yaptığı genel hata, fiyata bakarak hareket ediyorlar. Bitcoin bugün 1000 dolarken harika, yarın 100 dolarken facia gibi bir yaklaşım doğru değil. Bitcoin'in karşılığı kesinlikle yapılan yatırımın toplamı değil, size sağladığı avantajlar olarak beliriyor. Tabii ki belli dezavantajlarda var. Örneğin ABD'de kullanılan bir Bitcoin karikatürünü anlatmak istiyorum. Bir kişi hotdog büfesinde sandviçini yerken mobil cüzdanı ile ödeme yapıyor. Ancak Bitcoin'le yapılan para transferinin, madenciler dediğimiz gruplar tarafından onaylanması belirsiz bir vakit alıyor. Paranın yeni sahibinin onaylanması işlemi de bir 'block' tarafından yapılıyor. Ancak onayın yapılacağı block bir dakika değil ama yarım saat içinde bulunabilir. Bu da ödeme tamamlanmadan alışveriş yaptığınız yeri terk edemediğiniz anlamına geliyor. Burada, 'cash and carry' dediğimiz öde ve git tarzı alışverişte Bitcoin alternatifi gerekebilir. Ancak bugün piyasaya sürülecek bir alternatif kripto para kesinlikle Bitcoin'in yerini tutamaz, sadece destekleyebilir. Dünyadaki kullanım ve kabul görme oranına bakıldığında, bu saatten sonra Bitcoin'in yerini bir alternatifin alması mümkün değil.


Bitcoin alternatifleri ne gibi özellikler sunabilir?
Namecoin'in yanı sıra kripto paraların ana aktör olduğu birçok fikir belirmeye başladı. 2014 yılında öne çıkan bir proje 'Ethereum.' Bitcoin nasıl sanal dünyanın altını olarak kendini öne çıkardıysa, Ethereum da 'dijital dünyanın petrolü' sloganıyla duyuruldu. Ethereum ve Bitcoin gibi projelerin, insanlara fayda sağlamasına yönelik kullanımı birçok şekilde gerçekleşebilir ve bu konularda sürekli fikir geliştiriliyor. Bu fikirlerin giderek artmasındaki temel sebep, insanların bir otoriteye bağımlı kalmadan sorunların üstesinden gelebileceklerini fark etmeleri. Örnek olarak, Türkiye'de noter hizmetini devletin yetkilendirdiği ve avukatlık veya hakimlik yapmış olan kişiler vasıtasıyla sağlıyoruz. Notere giderek kimliğimizi sunuyor ve belli bir olay için imza atıyoruz. Devlet herkese, bugün Bitcoin'leri tuttuğumuz adres gibi bir adres verebilir ve siz bu adresin işlem yapma yetkisini (private key) bulunduruyorsanız, hesabın size ait olduğu garanti ediliyor. Bu da, sizin noterlere ihtiyaç olmadan noter işlemleri yapabileceğiniz anlamına geliyor. Bu konuda detyaylı araştırma yapmadım ancak teknik altyapı buna çok müsait. Evrak işlemleri ve gizlilik gibi birçok unsur akla gelecektir ama değinmek istediğim ana fikir, Bitcoin'in temelinde bulunan 'block chain' yani blok zinciri, sadece para için kullanılmıyor. Daha birçok işlem için teknolojik altyapı sağlıyor. Çok düşük maliyetlerle işleyen bu sistemler, belli cazibelerle insanları kendilerine çekmeye çalışıyor. Bitcoin, bunu para vaat ederek yaptı. İnsanlara, 'bu kadar Bitcoin basıldı ve gelin alın' denildi. Demokratik para birimi görüşü de buradan doğdu.


‘Demokratik para birimine’ devletler nasıl bakıyor?
Hükümetin Bitcoin'e verdiği tepkiyi ele aldığımızda, sadece Ekonomi Bakanı Ali Babacan'ın 2013'te yaptığı açıklamayı görüyoruz. Bunun haricinde bir yönetmelik hazırlandı ancak Bitcoin para birimi olarak belirtilmedi. Arkasında bir otorite bulunmamasından dolayı Bitcoin'i yasaklamak bir hayalin ötesine geçemez. Neden diye sorarsanız, bugün belki Asya veya Amerika'daki tüm bilgisayarları kapatabilirsiniz. Ancak kullanıcı sayısı 3 milyona ulaşmış bir sistemi kapatmak demek, tüm bilgisayarları kapatmanız gerektiği anlamına geliyor. Kısaca ülke bazında olsa da, Bitcoin'i küresel alanda engellemek mümkün değil. Güney Kıbrıs'taki gelişmelerin ardından değeri fırlayan Bitcoin'in daha sonra 700 dolar seviyesine gerilemesindeki etken, Çin'in Bitcoin'i yasaklayacağını ilan etmesi oldu. Ardından, Çin Merkez Bankanı bu kararı yineledi. Ancak bugün Bitcoin borsasının en aktif olduğu ülke neresi derseniz, karşımıza yine Çin çıkıyor. Genel olarak bakıldığında, Bitcoin'in otoritelere tehdit gibi göründüğünü söyleyebiliriz ancak en büyük tehdidin Amerikan dolarına yansıdığını görüyoruz. Çünkü Bitcoin genel olarak kabul gördüğünde, tahminen insanların ilk olarak ellerinden çıkaracağı döviz, Amerikan doları olacak.


Türkiye nasıl adımlar atmalı?
Türkiye'de E-lira isminde alternatif bir sanal para girişimi gördük. Ancak bu girişimin kısa sürede para kazanma amaçlı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de sonuç alınamıyor. Hükümetimiz son zamanlarda inşaat sektörünü frenlemeyi ve KOBİ'leri desteklemeyi düşünüyor. Eğer hükümetimiz Bitcoin'e destek vermezse elle tutulur bir sonuç alınacağını düşünmüyorum. Bugün oluşan bir kitle var ancak yeterli değil. Türkiye, sunduğu teknolojiyle birçok fikri destekleyen blok zincirini, birçok amaç için kullanabilir. Bu aşamada belli tartışma ve şikayetleri bırakarak harekete geçmemiz gerekiyor. İsveç hükümeti madencileri ciddi şekilde teşvik ediyor. Bir İsveç Bitcoin firması kısa süre önce İzlanda'da, Bitcoin'i yasaklayacağını söyleyen Rusya'dan çıkan bir firma ise elektriğin ucuz olduğu Gürcistan'da önemli yatırımlar yaptı. Örneğin biz nükleer santral ile elektrik ihtiyacımızı karşılamaya çalışıyoruz. Örneğin bu santralde üretilecek elektriğin bir kısmı Bitcoin üreticilerine düşük maliyetle sağlanabilir.


Yatırımcıların beklentisi nasıl olmalı?

Bitcoin ilk kez 2009 yılında çıkarılmaya başlandığında, her Bitcoin için bulunan bir block karşılığı alınan ödül 50 Bitcoin'di. Her 4 yılda bir azalacak şekilde belirlenen bu değer, 2012'de 25 Bitcoin'e, düşerken, 2016'da 12.5 Bitcoin'e düşecek. Enflasyonun tam tersi olan deflasyonist sistem, BTC'ye 'sanal altın' unvanını kazandıran ana etken. Sonuç olarak, emek karşılığı az karşılık alacak madenciler, BTC değerini de fazlasıyla yukarı çekebilir. Yatırım yapmak isteyenlere tavsiyem, belli bir kısa vadede bozdurmayacakları miktarı belirlesinler. Ardından, en erken 2016 yılında BTC ödülünün yarılandığı ana kadar beklemeyi başarırlarsa, kesinlikle kazanacaklarını düşünüyorum. Ama bu aşamada riski unutmamak gerekiyor.

aljazeera.com.tr, 24.10.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.