Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Babacan: "'Kamu borcu artık problem değil"

 Babacan: "'Kamu borcu artık problem değil"
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan "Bu yıl sonu kamu borcunun milli gelire oranını yüzde 33,1 ile kapatıyoruz. Yüzde 33 demek ABD’nin 3’te biri demek, AB ortalamasının da 3’te biri demek. Türkiye için artık kamu borcu bir problem alanı olmaktan tamamen çıktı" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Borsa İstanbul ev sahipliğindeki "Girişimcilik Yoluyla Köprüler Kurmak: Girişimcilikte Yükselen Ülke Türkiye’ye Bölgesel ve Küresel Bakış Konferansı"nın açılış konuşmasını yaptı. Ali Babacan, açılışında yaptığı konuşmada, girişimcilik kavramının 2008 krizinden çıkışın en önemli araçlarından birisi olduğunu söyledi. Babacan, küresel ekonominin halen güçlü bir toparlanma trendine giremediğini, gelişmiş ülkelerden ABD daha güçlü bir performans sergilerken, Avrupa ve Japonya’nın halen zayıf ve kırılgan bir tablo gösterdiğini belirtti.

Babacan, gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme oranlarının kriz öncesine göre düşük olduğunu, gelecek 10 yıl gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızının geçmiş 10 yıla göre daha düşük olacağını ifade etti. Ali Babacan, küresel kriz sonrasında G-20 toplantılarının etkinliğinin arttığını belirterek, bu toplantılarda önemli somut politikalar ortaya çıkmasa da, kriz döneminde küresel iş birliğinin ve problemleri aynı masa etrafında tartışmanın değerinin çok büyük olduğunu gördüklerini söyledi.

"KOBİ’LER VE GENÇ GİRİŞİMCİLER İLE OLACAK"
Babacan, Türkiye’nin G-20 dönem başkanlığıyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, kendileri döneminde neye önem vereceklerine baktıklarında, özellikle KOBİ’lerin ve girişimcilerin ülkeler için çok önemli olduğunu düşündüklerinin belirtti. Babacan, Türkiye dönem başkanlığında KOBİ’lerle ilgili özel bir gündem maddesi oluşturmanın ve her bir G20 tartışma ortamında ayrı bir KOBİ perspektifi ortaya koymanın önemini vurgulamak istediğini bildirdi. Şu anda KOBİ’lerin istihdamdaki payının büyük olduğunu anımsatan Babacan, "Eğer büyüme yenilikle olacaksa, araştırma ve geliştirmekle olacaksa, katma değerli daha yüksek teknoloji ile sağlanacaksa, bu KOBİ’ler ve genç girişimciler ile olacak" dedi.

"KAMU BORCU BİR PROBLEM ALANI OLMAKTAN TAMAMEN ÇIKTI"
Babacan, konuşmasında girişimciliğin önemine vurgu yaparak, Türkiye’de girişimcilikle ilgili hazır olan mayayı daha bilinçli bir şekilde, nasıl sonuç alıcı bir şekle döndüreceklerinin kendileri için önemli olduğunu belirtti. Babacan, 2002 yılında Türkiye ekonomisinin büyüklüğünün 230 milyar dolar olduğunu, ancak geçen yıl 820 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını hatırlatarak, Türkiye’nin temel göstergelerinin 2002’den bugüne kadar geçen süre zamandaki gelişimi hakkında bilgi verdi. Babacan, Türkiye’nin bu hızla büyüme trendini devam ettirmesi halinde 2023 yılında yüksek gelirli ülkeler grubuna girebileceğini kaydetti.

"Hareketin olduğu yerde bereket vardır derler" diyen Babacan, her krizin beraberinde fırsatları da getirdiğini dile getirdi. Türkiye’nin bazı temel makro ekonomik sorunlarına çözümler ürettikleri bilgisini veren Babacan, şunları kaydetti:

"2002’de en önemli problemlerden bir tanesi kamu borcu idi. Milli gelirimizin yüzde 74’üne çıkmış bir kamu borcu. Bu yıl sonu yüzde 33,1 ile kapatıyoruz, milli gelirin yüzde 33,1’i. Yüzde 33 demek ABD’nin 3’te biri demek, AB ortalamasının da 3’te biri demek. Türkiye için artık kamu borcu bir problem alanı olmaktan tamamen çıktı."

"EĞER BU SÖZLER YERİNE GETİRİLİRSE..."
Ali Babacan, yapısal reformların kısa vadede kemer sıkmayı gerektirdiğini ancak orta uzun vadede kazandırdığını söyledi ve yapısal reform gerçekleştirmeyen ülkelerin kaybettiğini ifade etti.

Pek çok ülke için reformların ertelenemeyeceği noktaya gelindiğine dikkat çeken Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizimde G-20 dönem başkanlığımızda özellikle yapısal reformların uygulanmasıyla ilgili özel bir gündemimiz olacak ve bir takip mekanizmamız olacak. 20 ülke yaklaşık 900 kadar taahhütte bulundu. Biz bu taahhütlerin açık ve şeffaf bir şekilde izlenilmesiyle alakalı bir mekanizma oluşturuyoruz, ’taahhütünü ya yerine getir ya da açıkla’ metoduyla yaklaşacağız. Eğer verilen sözler tutulursa bu 20 ülke 900 adımı atarsa dünya ekonomisinde bir toparlanma olacağını, OECD ve IMF’nin araştırmacıları söylüyor. Eğer bu sözler yerine getirilirse 5 yıl içerisinde dünya ekonomisi ’hiç bir şey yapmazsak ne olur?’ durumuyla karşılaştırdığımızda yaklaşık 2 puan daha fazla büyümeyi görecek."

Hürriyet, 24.10.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.