Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Mal mülk saltanatı

Mal mülk saltanatı

Başbakan Davutoğlu’nun ‘Sürdürülebilir ve ahlaki bir durum değil, dökümü yapılsın’ talimatının nedeni işte bu saltanat: Kamunun elinde 248 bin 956 lojman ve sosyal tesis ile 15 bin adedi kiralık olmak üzere 106 bin taşıt bulunuyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu önceki gün devlette haksızlık yaratan bir yapı olduğunu savunarak, “Eğer bir milletin üreten, vergi ödeyen kesimi bazı imkanlara sahip değilse, bürokrasi ya da devlet yönetenler bu imkanlara sahipse, bu da sürdürülebilir ve ahlaki bir durum değil. Devletin elindeki sosyal tesisler, lojmanlar, konutlar, bina ve taşıtlarla ilgili kapsamlı bir envanter çalışması talimatı verdim” dedi. Davutoğlu’nun yaptığı sunumun ardından kamudaki lojman, sosyal tesis ve taşıt saltanatı yeniden gündeme geldi. Kamuda toplam 248 bin 956 lojman ve sosyal tesis, 91 bin 286 adet de taşıt bulunuyor. Kamuda sosyal tesisler, lojmanlarla ilgili yıllardır satış planları ortaya konuluyor, ancak bir türlü istenen satış yapılamıyor. Kamuda taşıt alımına yönelik geçmiş yıllarda çeşitli sınırlamalar getirilince bu sefer taşıt kiralama yöntemi devreye girdi. 15 bin kiralık araç kamunun elinde. Geçen yıl kamu kiralık taşıtlara 212 milyon lira harcadı. Şimdi bu kiralık taşıtlara da üst sınır getirilmesi için çalışma başladı.

LOJMAN BOLLUĞU
Kamunun elinde toplam 246 bin 452 adet lojman var. Bunun 215 bin 169’u genel bütçeli yani Başbakanlık, Maliye, Milli Savunma gibi kamu kuruluşlarının elinde. Özel bütçeli olarak bilinen Devlet Su İşleri, Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşların lojman sayısı 19 bin 816, yükseköğretim kurumlarının 11 bin 75 ve BDDK, SPK gibi kurumlara ait lojman da 392 adet. Genel bütçeli kuruluşlar içinde en fazla lojman Milli Savunma Bakanlığı, Emniyet ve Milli Eğitim Bakanlığı’nda. Savunma’da 52 bin, Emniyet’te 46 bin, MEB’te 41 bin ve Sağlık’ta 20 bin lojman var. Bunların dışında Tarım Bakanlığı’nın 5 bin 400, Çevre Bakanlığı’nın bin 835, Gümrük Bakanlığı’nın bin 464 ve Kültür Bakanlığı’nın da 499 lojmanı bulunuyor.

 

2.504 SOSYAL TESİS
Yıllardır satılmak istenen sosyal tesislerin sayısı ise 2 bin 504’ü buluyor. Bunlardan bin 72’si genel bütçeli kuruluşlarda. Özel bütçeli kuruluşların sosyal tesis sayısı bin 95 ve yükseköğretim kurumlarına da ait 337 sosyal tesis var. Sosyal tesisler genellikle yaz aylarında ucuz tatil amaçlı kullanıldığı için kamuoyunun da tepkisi çekiyor. Son yıllarda sosyal tesislerin satılması için yasal değişiklikler yapıldı. İlk partinin satışı için Bakanlar Kurulu’na bir liste gönderildiği belirtiliyor ancak bir gelişme şimdilik yok.

 

KİRALAMAYA ÜST SINIR
Kamunun elinde 91 bin 286 taşıt bulunuyor. Bunun 80 bin 368’i Başbakanlık, Emniyet gibi genel kamu kuruluşlarının elinde. Özel bütçeli kuruluşlarda 7 bin 371, yükseköğretim kurumlarının elinde 3 bin 427 ve düzenleyici denetleyici kuruluşlarda da 120 adet taşıt var. Tasarruf amacıyla taşıt alımına sınırlamalar getirildi. Bunun üzerine kamu kurumları kiralama yöntemine başvurdular. Ancak bu sefer de kiralama fiyatları sıkıntı yarattı. Davutoğlu’na yapılan sunumda taşıt kiralamalarına üst sınır getirilmesine yönelik bir hazırlıktan bahsedildi. Üst sınıra ilişkin düzenlemenin yakın zamanda Başbakanlığa gönderileceği öğrenildi. Üst sınırın belirlenmesi ile taşıt kiralamalarında belli bir sınır konulacak ve sınır aşımalayacak. Ayrıca kamuda taşıt alımına yönelik bir yasa tasarısı taslağı geçmişte Başbakanlığa gönderilmişti. Bu yasanın da şimdi çıkarılacağı belirtildi.

Sosyal tesis ve lojman neden cazip?
Kamunun elindeki birçoğu eğitim kampları diye geçen sosyal tesisler genellikle yaz aylarında tatil amaçlı kullanılıyor. Çalışanlara cazip fiyattan tatil imkanı sağlıyor. Örneğin Maliye Bakanlığı’nın Marmaris’teki tesisinde 1 kişi üç öğün yemek dahil 10 günlük fiyatı 590 lira. Lojmanlarda ise her yıl milli emlak tebliği ile lojman kira bedelleri metrekare üzerinden belirleniyor. 2014 yılı için kaloriferli evde 2.11 lira, kaloriferli evde ise bedel 2.77 lira. Eğer ev 100 metrekareyse kira bedeli 277 lira oluyor.
 

Sosyal tesis ve
lojman sayıları
2008 222.402
2009 232.715
2010 238.195
2011 239.847
2012 237.916
2013 248.956

Taşıt sayıları
2008 82.918
2009 87.573
2010 85.383
2011 86.479
2012 90.024
2013 91.286

Hürriyet, 29.09.2014

KAMUDA 'MAKAM' SALTANATI

Devlette dudak uçuklatan lüks çılgınlığı

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz gün Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten aldığı bilgiler sonrası yaptığı kısa açıklamada kiralamadan kaynaklı ek maliyet için kapsamlı bir tedbir düşündüklerini söylemesinin ardından gözler, kiralama giderlerinin ulaştığı boyutlara çevrildi.

Maliye Bakanlığı’nın verileriyse taşıt kiralama giderleri başta olmak üzere bu gider kalemlerinin ulaştığı boyutları gözler önüne serdi. 2010 yılı Ocak-Ağustos döneminde 260,9 milyon lira olarak açıklanan kiraların genel bütçe giderleri içindeki yeri, bu yılın aynı döneminde 467,3 milyon liraya yükseldi. Bu tablo içerisinde en çok dikkat çeken kalem ise son dönemin tartışmalı gider kalemleri arasında yer alan taşıt kiralama giderleri oldu. Bu kira kalemi 2010 yılı Ocak-Ağustos döneminde 39,4 milyon lira olarak gerçekleşirken, bu yılın aynı döneminde 171,6 milyon liraya yükseldi. 2010 yılının Ocak-Ağustos dönemini kapsayan 8 aylık dönem ile 2014 yılının aynı dönemi kıyaslandığında kiralama giderleri toplamı yüzde 79 artarken, taşıt kiralama giderlerindeki artış yüzde 336’yı buldu.

Konuyu Zaman’a değerlendiren Turgut Özal Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Ramazan Taş, bütçe harcamaları sınıflandırıldığı zaman en büyük harcamanın mal ve hizmet alımında gerçekleştiğini belirtti. “Eskiden en büyük harcama, personel giderleriydi. Ama kamuda taşeronlaştırma yaygınlaşınca personel giderleri giderek azalıyor. Bu kez en büyük giderler hizmet ve mal alımı olarak, kamu ihaleleri yoluyla yapılan alımlar oldu.” dedi. Burada iki unsur olduğunu, bunlardan birinin yemek, servis ve taşıt kiralama gibi hizmet alımları olduğunu aktaran Taş, devletin artık taşıt veya binayı almak yerine kiralamaya başladığını aktardı. Taş, “Taşıt kiralamaları, hizmet kiraları genellikle doğrudan temin yoluyla yapılıyor. Doğrudan temin bir ihale usulü değil.” dedi. Kamu İhale Kanunu’na göre üç tane ihale usulü olduğunun altını çizdi. Doğrudan teminin istisnai bir durum olduğunu ancak son dönemlerde genel kural haline geldiğine temas eden Doç. Dr. Taş, “Doğrudan temin rutin işlerin aksamaması amacıyla küçük rakamlı şeyler için getirilmiş bir düzenleme aslında. Ama şimdi ihaleler bölünerek, diyelim ki tek seferde ihaleye almak yerine 12 seferde ihale yapıp, bölerek İhale Kanunu’nda boşluk oluşturmuş oluyor. Halbuki Kamu İhale Kanunu’nda bununla ilgili açık hüküm var. ‘İhaleler parçalara ayrılarak ihale edilemez’ diye. Bir suçtur. Ama son dönemlerde eşik değeri aşmasın diye ihaleler bölünerek daha çok doğrudan temin yoluyla işlemler yapılıyor. Bu da israfa yol açıyor. Rekabet oluşmadığı için ahbap-çavuş kapitalizmi dediğimiz çok yüksek fiyatlardan kiralamalar, hizmet alımları gerçekleşiyor.” ifadelerini kullandı.

‘Nasılsa denetim yok’ diye herkes doğrudan temin ediyor

Denetimsizlik, kamu alımlarını artırıyor. Konuyla ilgili Doç. Dr. Ramazan Taş’ın değerlendirmesi şöyle: “Özellikle kamu ihalelerinin bölünerek yapılmaları çok ciddi denetlenmeli. Şu anda devlet bütçesindeki temel sorun denetimsizlik. Sayıştay iş yapamıyor. Sayıştay’ın denetim raporları ne kamuoyuna ilan ediliyor ne Meclis’e getiriliyor. Toplulaştırılmış makro denetimler sadece kamuoyuna yansıyor. Birebir işletme-kurum bazındaki denetimler kamuoyuna açılmıyor. Denetimin yapılmaması demek yozlaşma, suiistimal ve verimsizlik demektir. Bence en etkili çözüm Sayıştay’ın önündeki engellerin kaldırılması ve Sayıştay’a performans denetimi yetkisinin verilmesidir. ”

Zaman, 28.09.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.