Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Bakan Işık GBS'yi anlattı

 Bakan Işık GBS'yi anlattı
NTV'de soruları yanıtlayan Sanayi Bakanı Fikri Işık, devreye giren Girişimci Bilgi Sistemi (GBS) ile ilgili, ''Bu sistemle aslında Türkiye'nin yol haritasını da çiziyoruz. Bize adeta deniz feneri gibi yol gösterici olmasını istiyoruz'' dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, NTV Ekonomi Müdürü Gökay Otyam'ın sorularını yanıtladı.

Girişimci Bilgi Sistemi (GBS) ile 8 farklı kurumun verileri tek bir yerde toplandı. Bizim hep eleştiri noktamız 'bir sanayi envanterimiz yok ne olduğunu bilmeden nasıl bir sonuç çıkartacağız' olurdu. Sanayi envanterinin üstüne daha detay eklendi bu sistemle. Nedir bu sistem?
Bu sistem çok güçlü bir veri tabanı. Türkiye'nin girişimle ve üretimle ilgili her türlü verisinin içerisinde bulunduğu ve verilen entegrasyonunun yapılmasına, veri madenciliğinin ve etkin analizler yapılmasına bunun sonucunda da etkin kararlar alınmasına imkan veren çok güçlü bir veri kanalı. Bu yapılan çalışmaların geldiği son nokta. Ne diye merak edenler için internet sitesi http://www.gbs.sanayi.gov.tr/ adresine girdiklerinde Türkiye'de reel sektörle ilgili girişim ve girişimcilerle ilgili veriyi tablolar halinde bulma imkanları var. 2006'dan sonraki tüm veriler bir sistematik içinde kullanıma hazır.

Şirketlerin karları ciroları siz görüyorsunuz ama onlar yayınlanmıyor tabii...
Bizde şirketleri bireysel olarak cirolarını görmemek için sanal kodlar ürettik. X firmasını sanal koduyla görüyoruz. Ticari sırlara kimsenin kolay erişmelerini istemiyoruz. Şirketlerin SGK verileriyle Maliyenin verilerini, gümrük ticaretin verilerini, bakanlığımızın verilerini, TÜİK'in verilerini birleştiriyoruz ve orada işte veri entregrasyonunu yapıyoruz.

Size o veriler 2006'dan beri geldi. Verileri elinize aldığınızda en çok şaşırtan ne oldu sizi?
Çok bariz şekilde ihracat yapmayan firmaya göre yapan firma daha karlı. Bana iç piyasa yeter demek anlamlı değil. Biz karar alıcılar olarak demek ki ihracat yapmayı desteklememiz lazım. İkincisi tasarım yapan firma yapmayana göre daha karlı. Kar biliyorsunuz üretimde de ticarette de ana motivasyon unsurudur. O zaman tasarımı desteklemek durumundayız. Teknoloji düzeyini desteklemeye yönelik hareketlerde bulunmalıyız. Ölçek büyüdükçe karlılık artıyor o zaman bunu desteklemeliyiz.

Türkiye'nin aslında yol haritasını da çiziyor bu. Diyelim burada problem alanları tespit ettik. O alanlarda problemin çözümüne yönelik bazı destek mekanizmaları oluşturmalıyız. Yüksek teknoloji ile uğraşan mikro ölçekli firma yani 10 kişiden az insan çalıştıran firmalarda diğer ölçeklerde kar varken orada zarar var. Bir baktık ki bu ölçekte genel yönetim gideri fazla. Ancak 4 yıldan sonra kara geçebiliyor bu ölçekteki girişim.

Mikro ölçekli yüksek teknoloji ile uğraşan girişimleri genel yönetim noktasında yani giderleri karşılama noktasında destekleyeceğiz. Bunu en az 4 yıl yapacağız. Ölüm vadisinden geçtikten sonra o sektörü içinde çok daha kolay üretir hale gelecek. Biz o ölüm vadilerini güvenli geçiş noktasında destek mekanizmaları kurgulamalıyız. Bunu yaparken de bu tablo bize çok güzel fırsat verdi. Dolayısıyla GBS'nin bize deniz feneri gibi yol gösterici olmasını istiyoruz.

Siz tanıtımın girişinde ölçemezseniz değerlendiremezsiniz dolayısıyla yönetemezsiniz dediniz. Artık ölçüyoruz bu anlamda bir yönetim ve ona göre teşvikler daha isabetli olacak galiba.
Bu çok genel bir kuraldır. Siz bir sistemi ölçme ve değerlendirmeye tabi tutmuyorsanız oradaki genel kanaatlere göre anacak bir yönetim gösterirsiniz. Halbuki sistemi en ince detaylarına kadar ölçme ve değerlendirmeye tabi tutabiliyorsanız o zaman vereceğiniz kararların isabet yüzdesi çok daha fazla oluyor. Daha isabetli daha nokta atışı yapabileceğiniz kararlar alabilmeniz için ölçümü çok milimetrik yapmanız gerekiyor. Biz devlet olarak pek çok destek veriyoruz. Biz bu destekleri veriyoruz ama acaba bunların ülkeye katkısı ne? Bu dünyada çok tartışılan bir konu yani etki analizi. Etki analizini yapabilmeniz için böyle bir sistem ihtiyacınız var. Ar-Ge desteği alan firmayı almayan firmayla karşılaştıracaksınız ki aradaki fark çıksın. Bir kişiye bir firmaya bir destek verdiniz acaba bu firma büyüdü mü ne oldu? İstihdam artışı oldu mu, büyüme oldu mu?

Mesela banka kredilerinde son 8 yılda inşaat sektörüne verdikleri kredi yüzde yüz artmışken imalatta düşüyor.
Bu çok net bir sonuç. O zaman bankacılar inşaatçıları sanayiciden daha çok seviyor. Bu bizim için önemli bir veri. O zaman hangi dozda nasıl bir karar almak bir düzenleme yapmak gerektiğini oturacağız değerlendireceğiz. Belki de diyeceğiz ki kredilerinizin en az şu kadarını da sanayiciye kullandırın denebilir. Bazı kararlar almak için bize çok değerli bilgiler sunuyor.

Doğru bildiğimiz yanlışlar veya yanlış bildiğimiz bazı şeyleri daha farklı gördünüz mü?
Mesela çok genel kabul görmüş bazı bilgilerin çokta geçerli olmadığını gördük. İşte sanayinin karı çok düşüyor diğer sektörlerin karı artıyor. Aslında Türkiye'deki genel karlılıkta sanayinin karının çok düşmediğini gördük. Hatta Almanya, Fransa, İspanya, Polonya kıyaslamasında gördük ki Türkiye Almanya ile aynı kategoride karlılık açısından. Hele hele büyük ölçekte Almanya'dan daha karlı bizim sektörlerimiz. Artık bizim kaba ölçümlerle göz yordamıyla karar almak dönemini tamamen geride bırakıp tamamen verilere dayalı ölçümlerle karar almayı daha fazla ön planda tutmamız gerekiyor.

Bu veriler sadece kendi içinde standardı yok değil mi Avrupa, Avrupa Birliği standartlarında?
Sektörler, alt sektörler sektörlerle ilgili her türlü veriyi biz 'NACE' kodlarına göre tasnif ediyoruz ve bütün çıkarımlarımızı da ona göre yapıyoruz. Diyelim ki ayakkabı imalatı A sektöründe olmasın demiyoruz hangi sektörde tanımlanmışsa oraya atıyoruz.

İmalat sanayinin payı gittikçe düşüyor hizmet sektöründe daha çok para kazanalım gayrimenkule gidiyoruz hatta sanayici de gayrimenkule döndü deniyordu. Bu veriler neyi gösterdi?
Burada iki farklı tablo ortaya çıktı. Aslında sabit fiyatlarla imalat sanayinin ve sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı azalmıyor. Ama cari fiyatlarda küçük bir düşüş var. Onun da birkaç temel sebebi var. Bir, uluslar arası rekabete açık olduğu için orada fiyat artışı hizmet sektöründeki kadar kolay olmuyor. Hizmet yerelde üretiliyor ve yerelde tüketiliyor. Onun için orada çok daha rahat fiyat artışı yapılabiliyor. Sanayi dediğiniz zaman ki Türkiye'nin ihracatının yüzde 95'i genel olarak söylediğimizde sanayi ürünü. Orada fiyatlar sizin arzunuza göre artmıyor uluslararası rekabet. Gayrimenkul fiyatları çok daha hızlı artıyor. Sanayi mamulünün fiyatı gayrimenkul kadar artma şansına sahip mi?

Bir otomobilin Türkiye'de 10 yılda fiyat artışıyla bir gayrimenkulün bir lokanta veya yiyecek sektörünün fiyat artışı ikiye katlamış. Bir de 1970'lerde Türkiye'nin neredeyse yüzde 70'e yakını köy nüfusuyken şimdi yüzde 80'e varan bir kent nüfusu oluştu. Bunun getirdiği bir değişim var. Kırsaldan kente gelenler tarımdan direk sanayiye geçemiyor direk hizmet sektörüne geçebiliyor. O da hizmet sektörünün ağırlığını arttırıyor, ağırlığının artması sanayi sektörünün göreceli olarak cari fiyatlarda düşmesini getiriyor. Ama bu rakamlar Türkiye'de çok anlamlı düşüşleri göstermiyor. Yüzde 2 kadar düşmüş son on yılda sabit fiyatlarda. Türkiye'nin bu noktada Almanya ve Güney Kore ile yarışması lazım hedefimiz o olmalı. Almanya cari fiyatta da sabit fiyatta da arttırmış payını, Güney Kore arttırmış. Türkiye'de arttırmalı. 62. Hükümet programında en öncelikli alanlardan biri de reel sektörün, imalat sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıladaki payını arttırmak. Ama bu noktada bir felaket senaryosu yamaya gerek yok.

Aslıdan o verilerde dikkatimi çekti sanayinin karı inşaattan daha fazla gözükmüyor mu?En çok madencilikti hammadde şeyi olduğu için. İnşaat sektörünün karıyla imalat sektörünün karşı başa baş ama gayrimenkulün karı neredeyse iki katı. Kısa vadeli kar noktasında inşaat ve gayrimenkul sanayiye göre daha karlı. Ama uzun vadeli istikrarlı bir büyüme için sanayi her zaman karlıdır.

Ne yapılacak bu konuda inşaat değil sanayi üretimi daha cazip kılınacak sonuca varıyor mu?
Bir kere sektörel yaklaşımı ön plana aldık. İki temel önceliğimiz var. Bir, Türkiye'nin büyümesi ihracatının artması, üretiminin artması, yatırımın artması. İki, cari açığın azalması. Bunun içinde sektör sektör çalışmalar yapıyoruz. Mesela yarın Abant'ta makine sektörü ile tam gün çalışma yapacağız. Durumumuz nedir, bugüne kadar ne yaptık, bundan sonra ne yapacağız? Bakan olarak akşama kadar orada her konuşulanı dinleyeceğim ve not alacağım. Bu konuşmalardan ortaya çıkan sonuçları da değerlendireceğim, gerektiğinde ilgili bakan arkadaşlarımızla paylaşacağım bizim bakanlık olarak benimsediğimiz görüşün bir hükümet görüşü haline gelip strateji belgesine yansımasını sağlayacağım. Türkiye'de üretim yapan ilaç sektörünü masaya yatırdık. Ondan önce demir çelik sektörünü masaya yatırdık. Türkiye'de çarpık bir yapı var. Türkiye dünyanın en büyük hurda ithalatçısı. Japonya dünyada önemli çelik üreticilerinden ve büyük oranda cevherden üretiyor.

Japonya kok kömürünü de cevherini de tamamen dışarıdan alıyor. Ama hurdasını bize satıyor. Orada dünyanın tam tersi bir durumumuz var onu normalleştirmek için bir çalışma yaptık onu hayata geçirmenin hazırlığını yapıyoruz. Kimya sektörü ile ilgili çalışmalar yaptık. Türkiye'nin en güçlü olduğu alanlardan biri tekstil 2 milyar dolardan fazla tekstil makinesi ithalatı yapıyoruz. Bütün bunları masaya yatırdık hepsiyle ilgili yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Burada temel hedefimiz bilim ve teknoloji de derinlik Ar-Ge ve inovasyonda yetkinlik. Bizim güçlü olduğu otomotiv gibi alanlarda Pazar odaklı yaklaşım sergileyeceğiz. İhtiyaç alanlarımız var enerji, su, gıda gibi alanlarda hedef odaklı yaklaşımımız var. Birde gelecek dediğimiz nano teknoloji bio teknoloji gibi alanlarda da öncelikli stratejik yaklaşımımız var. Bunların hepsini belgelere döktük ve yapmamız gereken, ulaşmamız gereken hedefleri politika araçlarını belirledik eylemleri yazdık tek teke hayata geçiriyoruz.

ntvmsnbc.com, 19.09.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.