Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > AKP ve TÜSİAD'ın gergin ilişkisinin 12 yıllık tarihi

AKP ve TÜSİAD'ın gergin ilişkisinin 12 yıllık tarihi
Başbakan olduğu dönemde TÜSİAD le birçok gerilim yaşayan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı sıfatıyla yarın ilk kez TÜSİAD'da Yüksek İstişare Konseyi'nde konuşacak. TÜSİAD Genel Kurulu'nda bir babayiğitten yerli otomobil üretilmesini talep eden Erdoğan'ın bu isteği de gerçekleşmemişti. Erdoğan'ın konuşmasının içeriği büyük bir merakla bekleniyor. Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasının ardından ilk kürsü konuşmasını TÜSİAD Genel kurulundan bir gün önce TESK Genel Kurulu'nda yaptı.

TÜSİAD'ın istifa ederek görevi bırakan eski Başkanı Muharrem Yılmaz'ın zaman zaman randevu almak konusunda zorlandığı Erdoğan ile TÜSİAD ilişkileri Haluk Dinçer döneminde krizsiz ilerliyor. Daha önce "Biz buralara TÜSİAD ile gelmedik" gibi açıklamaları bulunan Erdoğan TESK Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada TÜSİAD'da yapacağı konuşmanın Türk ekonomisi üzerine olacağını dile getirdi. TÜSİAD ise WSJ Türkiye'ye ilişkiler konusunda bundan sonrası için beklentileriyle ve Erdoğan'ın yarınki konuşmasıyla ilgili kısa sürede bir yorum yapmadı. Ak Parti yetkililerine kısa sürede ulaşılamadı.

AKP'nin 12 yıldır süren iktidarı döneminde TÜSİAD ile ilişkisi şöyle özetlenebilir:

TUNCAY ÖZİLHAN DÖNEMİ:

AKP 2002 yılında iktidar olduğunda TÜSİAD'ın Başkan koltuğunda Tuncay Özilhan oturuyordu. Seçimlerden önce parti buluşmaları kapsamında dönemin AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'la da görüşen Özilhan'ın Erdoğan ile ilişkisi Enflasyon raporunu açıkladığı toplantıda hükümeti eleştirmesiyle gerildi. 13 Ocak 2003 tarihinde Özilhan'ın yaptığı o konuşmanın sonrasında dönemin Başbakanı Gül o sırada salonda bulunan Bakan Ali Babacan'ın telefonundan arayarak Özilhan ile görüşmek istedi. Özilhan bu görüşmeyi doğruladı. Ancak içeriği açıklamadı.

Erdoğan Ak Parti Genel Başkanı olduğu dönemde Tuncay ,Özilhan ile Kıbrıs konusunda bir karşıtlık yaşadı. Özilhan'ın 2003 yılı Mart ayında Kıbrıs konusundaki sözleri şöyleydi:

"Kıbrıs'ta çözümsüzlüğü seçerek AB yolunu tıkadık. Böylece Kuzey Kıbrıs'ın ilhakına gidebilecek bir süreci başlattık. Dünyadan tecrit anlamına geleceğini bile bile bu yola girdik. (...) Yarın Annan Planı'nı bile ararız. Türkiye'nin temel çıkarı için ne AB'den, ne de ABD'den kopma imkânımız yok. Kıbrıs sorununun çözümünde Annan Planı zemin olarak kabul edilmeli. İleride bugün reddettiğimiz planı arayacak hale geliriz. Yunanistan'la görüşerek Kıbrıs'ın iki kesiminde de referandum yapılması için anlaşılmalı. 2004 Mayıs'ını beklemeden Kıbrıs sorununu Annan Planı ilkeleri ışığında çözmeli ve Kıbrıs'ın birleşmiş olarak AB'ye girmesi sağlanmalı."

Özilhan'ın bu sözleri hem dernek içindeki bazı üyelerden hem de Erdoğan'dan tepki aldı. Erdoğan Özilhan'ın Kıbrıs konusundaki açıklamalarını "talihsiz" olarak niteledi. Kıbrıs'a sadece ekonomik açıdan bakılamayacağını söyleyen Erdoğan "Olayın bir de siyasi ve stratejik yönü var. Biz bu konuda Türkiye'nin tezi ne ise onu savunuyoruz" dedi.

'HÜKÜMET HAZIRLIKSIZ ÇIKTI'

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Tuncay Özilhan Başkanlığı döneminde "Türkiye'yi yönetmeye talip olan hükümetin, beklentilerin aksine 'hazırlıksız' çıktığını, son dört ayda yaşanılanlardan ders alınmazsa Türkiye'nin ideallerine veda ederek 50 yıl geriye gitmesi tehlikesi bulunuyor" da demişti.

ÖMER SABANCI'YA "AMCASININ KATİLLERİYLE AYNI DİLİ KULLANIYOR" TEPKİSİ

Erdoğan ile TÜSİAD ilişkileri konusunda arşiv taraması yapıldığında sürekli "Buz kesti" "Buzlar eridi" gibi başlıklar öne çıkıyor. Bu da dernek ile Erdoğan ve AKP iktidarı arasındaki ilişkiyi özetliyor.

Başbakan Erdoğan'la Ömer Sabancı arasında Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle kadınların gösterisine polisin müdahalede bulunması üzerine söz düellosu yaşanmıştı. Sabancı, polisin davranışını ve hükümetin olaya kayıtsız kalmasını eleştirmiş, Erdoğan da buna karşılık Sabancı'yı, ‘amcasının katilleriyle aynı dili kullanmakla' suçlamıştı.

Bunun üzerine Erdoğan'a kırgınlığını dile getiren Sabancı ile Erdoğan 2005 yılı Temmuz ayında bir araya geldi. Buzlar eridi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı'nın Erdoğan ile ilişkisi 2006 yılında MB Başkanlığı atamalarıyla ilgili olarak da gerildi.

Sabancı'nın "Merkez Bankası çok hassas bir kurumdur. Vekâletle yönetimi kaldırmaz. Atama sürecinin çok iyi yönetilemediği ortada. Hem iç hem dış piyasalara güven mesajı verecek bir isim üzerinde uzlaşma sağlanabilirdi. 'Bal gibi atarım, istediğim kişiyi getiririm' bakışı yanlıştır" açıklamasına Erdoğan"Nezaketsizlik" tepkisi verdi.

Erdoğan TÜSİAD'ın başındaki arkadaşımızın bu tür açıklamaları, bir defa aramızdaki nezaket açısından doğru değil. Çirkinlik burada" dedi.

ERDOĞAN: TÜZE KİŞİLİKLE SORUNUMUZ OLAMAZ

TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın eleştirileri hatırlatılan Başbakan Erdoğan, tüzel kişilik olarak TÜSİAD ile sorunlarının olamayacağını, TÜSİAD camiasının içinde olanlarla da bir sorun olmasını istemediklerini belirterek şunları söyledi: "Ancak TÜSİAD'ın başındaki olan arkadaşımızın bu tür açıklamaları, bir defa aramızdaki nezaket açısından doğru değil. Çirkinlik burada. Bu yetki, hükümete aittir. Sizler Başbakan'ı ziyaret ettiğinizde geldiniz isim teklifinizi yaptınız. Bu teklifi yaptığınıza göre kalkıp da kamuoyu önünde bize yol gösterme yoluna gitmeniz bir defa yanlış. Sizin böyle bir yetki ve hakkınız yok. Biz size 'şuraya yatırım yapın' deyip, işinize karışıyor muyuz" dedi.

ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ VE VERGİ CEZASI

Ömer Sabancı'nın ardından göreve gelen Başkan Arzuhan Doğan Yalçındağ dönemindeki TÜSİAD ile Erdoğan arasında da sorunlar yaşandı. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın 'seçim sürecine girilmişken, hükümetin Anayasal değişikliğe gidilmesine karşı çıkması Erdoğan'ın tekisine yol açtı.

Arzuhan Doğan Yalçındağ ilk kez 2007 yılında TÜSİAD Başkanlığı'na seçildi. Yalçındağ 2 yıllık sürenin ardından bir kez daha başkan seçildi. ancak zamanı dolmadan başkanlığı genel kurulda bıraktı. Yalçındağ'ın vedası Doğan grubuna kesilen milyonlarca dolarlık vergi cezasının ardından geldi.

ÜMİT BOYNER DÖNEMİ:

Aslında bugüne kadar TÜSİAD Başkanlığı'nın zorluğunu en iyi açıklayan cümle Eski Başkan Ümit Boyner'den çıktı. "TÜSİAD Başkanlığı ateşten gömlek" diyen Boyner'e görevi devreden Yalçındağ da oyunu kullanırken "Yeni yönetimin Allah yardımcısı olsun" demişti.

Boyner döneminde Erdoğan'ın sözleri zaman zaman daha da sertleşti. Boyner'in Uludere ve Afyon olayları konusundaki eleştirilerine Erdoğan'ın cevabı; "Ümit Hanım kendi işine baksın" oldu.

Boyner CNN Türk'te katıldığı bir televizyon programında zaman zaman aynı fikirde olmadıklarını belirterek "Başbakan'dan korkmuyorum" deyince buna Erdoğan "TÜSİAD Başkanı hanımefendiyi korkutmak gibi bir derdim yok" dedi.

Siyasetçilerin tribünlere oynamak için kendi şahsında tüm kadınlara ayrımcılık yaptıını ifade eden Boyner "Zannediyorum bire bir görüşme olduğunda aynı davranış biçimde bulunmaları bayağı cesaret ister" diye konuştu.

Boyner ile Arınç arasında da gerginlik yaşandı. Boyner internette yasaklar ve hayat tarzı konusundaki eleştirilerine Arınç "TÜSİAD geçmişten buyana söylediklerine sahip çıkmayan güvenilmeyen bir kuruluş olmuştur" diyen Arınç, Sayın Boyner yada öyle düşünenler iktidara gelirlerse porno siteleri yada diğer konularda istediklerini serbest bırakabilirler" dedi. Arınç ve Boyner kürtajın yasaklanması konusunda da karşı karşıya geldi.

MUHARREM YILMAZ DÖNEMİ:

Aslında göreve geldiğinde çalışma gruplarının programını açıkladığı toplantıda kavgacı bir üslup kullanmayacağını ifade etmişti Yılmaz. Uzun bir süre de yumuşak üslubunu korudu. Hatta bu zaman zaman TÜSİAD itaatkar mı oluyor" sorusunun dile getrilmesine neden oldu. Ancak Gezi olayları- 17 Aralık operasyonu, Twitter' TWTR -0.26% ın yasalanması gbi birçok olayın ard arda yaşandığı zor bir dönemde başkanlık yaparken sert çıkışları da oldu.

Başkan seçildikten sonra uzun süre Başbakan'dan randevu alamayan Muharrem Yılmaz "Neden görüşemediğimizi Başbakan'a sorun" demişti. 17 Ocak ile Nisan ayının sonuna kadar Başbakan TÜKSİAD'la görüştü Ama Tüsiad'a vakit ayıramadı.

TÜSİAD'ın geçtiğimiz yıl Genel Kurulu oldukça gergin geçmişti. İshak Alaton'un darbe çıkışı, TÜSİAD Genel Kurulu'na damga vurdu. Susturulmaya çalışılan duayen işadamı Alaton "TÜSİAD 1980 darbesine destek verdi mi vermedi mi? Hepinizden utanıyorum" dedi"

Yılmaz ocak ayında TÜSİAD Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmasında , "Hukukun üstünlüğüne riayet edilmeyen, yargı mekanizması AB normlarında çalışmayan, düzenleyici kurumlarının bağımsızlığına gölge düşen, vergi cezası veya başka türlü cezalarla şirketler üzerinde baskı kuran, ihale yasası onlarca kez değişen bir ülkeye yabancı sermayenin gelmesi mümkün değildir" ifadelerini kullanmıştı. Bunun üzerine Erdoğan ise, Yılmaz'ın sözlerine sert tepki göstererek, "Bunun ülkeye karşı bir ihanet" anlamına geldiğini söylemişti. Yılmaz ise buna "Vatanseverliğimi kimseye sorgulatmam" cevabı verdi.

Erdoğan'ın en sert tepkisi Muharrem Yılmaz'ı vatan hainliğiyle suçladığı zamandı. Kusura bakmasınlar biz bu makamlara TÜSİAD'la gelmedik, TÜSİAD'a rağmen geldik. Türkiye'ye yabancı sermaye gelmez diye adeta kendi ülkelerini, kendi hükümetlerini tehdit ediyorlar. Öyle mi? O zaman cevabını alacaksın." diyerek TÜSİAD Başkanı Yılmaz'ı sert bir dille eleştirmişti. Yılmaz bu eleştiriye de televizyon ekranlarından cevap verdi.

Muharrem Yılmaz Sütaş'ta işçilerin eylemi ve eylemin engellenmes için alana gübre atıldığı iddialarının üzerine iddiaları yalanlayarak istifa etti. Gerekçesi "Sütaş üzerinden TÜSİAD'ın zedelenmesini istemem" oldu.

KOÇ İLE BARIŞTI

Gezi olayları ile birlikte gerilen Koç ailesi ve Başbakan Erdoğan'ın ilişkisi bugün önemli bir dönüm noktası yaşadı. Erdoğan, Koç'un Gölcük'te gerçekleştirdiği son yatırımını, Ford'un Yeniköy fabrikasını açtı. Koç ve Erdoğan arasında barış rüzgarları esti.

HALUK DİNÇER DÖNEMİ:

Haluk Dinçer Başkan olduğu bu kısa süre içinde Erdoğan'la biraraya gelmek konusunda sorun yaşamadı. Davutoğlu da Ankara'da Dinçer ve TÜSİAD heyetyle görüştü. Haluk Dinçer yarın Başkan olarak Erdoğan'ı ilk kez YİK'te ağırlayacak. Ancak başkan olduğundan bu yana Haluk Dinçer de hukukun üstünlüğü, dış politika ve ekonomi gibi birçok alanda fikirlerini açıkça dile getiriyor.

wsj.com.tr, 17.09.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.