Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Hukukçular: İki suç birden işlendi

Hukukçular: İki suç birden işlendi

Taraf Gazetesi, dün hukuk tarihine geçecek bir olayı deşifre etti. Darbe planının yer aldığı Lahika'nın kamuoyuna yansıması üzerine Genelkurmay Adli Müşavirliği'nin ilginç bir rapor hazırladığı ortaya çıktı.

Müşavirlik, Lahika'nın cezasının müebbet olduğunu belirterek belgelerin imhasını istemiş. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun da 'imha edin' emrini vermiş. Hukukçular, belgelerin hem kamuoyundan gizlendiğini, hem de yok edilmek istendiğini belirterek iki suçun birden işlendiğini vurguladı. Prof. Dr. Hakan Hakari, "Kamu görevlileri öğrendikleri suçları ihbar etmekle yükümlü." dedi. Doç. Dr. Mustafa Erdem ve Doç. Dr. Muammer Özen de Anayasal suç işlendiği görüşünde birleşti.

Tarihî olay Taraf'ın 20 Haziran 2008'de 'Genelkurmay'ın Türkiye'yi biçimlendirme planı' başlığıyla yayımladığı haberle başlıyor. Lahika açığa çıkınca Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Genelkurmay Adlî Müşavirliği'nden hukuki görüş istedi. Adlî Müşavirlik'ten gelen cevap yazısında "Lahika"nın yasal olarak bir darbe planı olduğu ve zamanaşımının da 30 yıl olarak kanunlarda belirlendiği bildirildi. Adli Müşavirlik'ce "Konunun hassasiyeti dikkate alınarak ilgi (a) evrakın ve bu evraka konu taslak çalışmalarının bir an önce imha edilmesi kıymetlendirilmektedir." denildi. Bu değerlendirme üzerine Saygun, Lahika'nın derhal imha edilmesi emrini verdi.

Söz konusu emir, Ergenekon soruşturmasında Levent Göktaş'la birlikte gözaltına alınıp serbest bırakılan ve halen birçok askerî sanığın avukatlığını yapan Hüseyin Buzoğlu'nun flash belleğinde ele geçirildi. Haziran 2008 tarihli "bilgi notu"nun Hukuk Müşaviri Avukat Simay Fahriye Biçken tarafından hazırlanarak Hâkim Binbaşı H. Çeken, Genelkurmay Başkanlığı Adlî Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'a sunulduğu görülüyor. Lahika'nın darbe planı olduğunu belirten hukuk müşavirliğinin görüşünde şöyle denildi: "Son günlerde basında çıkan 'Bilgi Destek Eylem Planı' ve bu kapsamda hükümeti düşürmek için yapıldığı iddia edilen eylemlerin açığa çıkması halinde, bu durumun hukuki açıdan ne tür sonuçlarının olacağı Genelkurmay Başkanlığı Adlî Müşavirliği'nden sorularak görüş istenmektedir. Bu konuya ilişkin tespitlerimiz şunlardır: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 312'nci maddesinde hükümeti yıkmaya yönelik yasadışı eylemlerin cezalandırılacağına yönelik düzenleme yer almaktadır. Bu maddeye göre:

1- Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.

2- Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.

Hükümeti gerek doğrudan baskı yoluyla gerekse sivil toplum kuruluşlarını devreye sokmak suretiyle devirmeye yönelik faaliyetler yukarıda belirtilen hükümete karşı suçu oluşturacaktır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun dava zamanaşımını düzenleyen 66'ncı maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımının otuz yıl olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla ilgi (a) yazıda belirtilen eylemler nedeniyle yargılama süreci otuz yıl içinde her an başlatılabilecektir.

Konunun hassasiyeti dikkate alınarak ilgi (a) evrakın ve bu evraka konu taslak çalışmaların bir an önce imha edilmesi kıymetlendirilmektedir."

Bu arada Genelkurmay dün akşam saatlerinde yaptığı açıklamada Genelkurmay Adli Müşavirliği tarafından hazırlandığı iddia edilen belgenin sahte olduğunu belirtti. Açıklamada, "Söz konusu bilgi notu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca (CMK 250'nci md. ile yetkili) yapılan soruşturma doğrultusunda bazı şüphelilerde ele geçirildiği belirtilerek, 8 Nisan 2009 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'na incelenmek üzere gönderilen belgeler arasındadır. Yapılan inceleme neticesinde, ilgili savcılığa 1 Mayıs 2009 tarihinde 'Kayıtlarımızda böyle bir belgeye rastlanmamıştır.' ibaresiyle cevap verilmiştir." ifadesi yer aldı.

İki suç birden işlendi

Prof. Dr. Hakan Hakari (19 Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı): Bu olayda delillerin gizlenmesi söz konusu. Kamu görevlileri, öğrendikleri suçları ihbar etmekle yükümlü. Burada iki ayrı suç oluşmuştur. Bu olayın içinde kim varsa hepsi hakkında gerekli işlemler yapılmalıdır.

Emri uygulayan da suçlu

Doç. Dr. Mustafa Ruhan Erdem (Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi): Bu olay adliyeye karşı işlenen suçlar arasında. Delilleri yok etmek, ortadan kaldırmak TCK'da başlı başına suç. Ceza hukuku açısından bakıldığında emri veren de, yerine getiren de sorumludur.

Sivil yargı el atmalı

Doç. Dr. Muammer Özen (Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi): Bu girişim 'resmi belgeyi yok etmek olarak değerlendirilmeli'. Bu belge anayasal düzeni ihlal suçunu oluşturuyor. Sivil yargı, gerekeni yapacaktır. Burada emri veren ve uygulayanlar açısından görevi ihlal suçu oluşuyor.

Zaman, 18.11.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.