Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > İnsani gelişme ve orta gelir büyüme tuzağı

 İnsani gelişme ve orta gelir büyüme tuzağı
Türkiye 'çok yüksek insani gelişme' düzeyine sahip ülkeler arasına girebilmek için, bilgi ve beşeri sermayesine yaptığı
yatırımları artırmalıdı

Birleşmiş Milletler’in 1966 yılında kurulan ‘Kalkınma Programı’ (United Nations Development Program, UNDP) tüm insanların yaşam kalitesini artıran sürdürebilir ekonomik büyüme konusunda işbirliği hedefi güdüyor. UNDP tarafından 1990 yılından beri her yıl yayımlanan ‘İnsani Gelişme Raporu’, (Human Development Report, HDR), insani gelişme/kalkınmayı en basit haliyle ‘insanların seçeneklerinin genişletilmesi’ olarak tanımlıyor. Raporda, insani gelişme üç temel boyutuyla hesaplanıyor: ‘uzun ve sağlıklı’ bir hayat ölçütü olarak yıl cinsinden ‘doğumda yaşam beklentisi’, ‘bilgi edinme ve eğitim imkânı’ ölçütü olarak yıl cinsinden ‘okulda eğitim süresi’ ve ‘yaşam standartları’ ölçütü için satın alma gücü paritesine (SGP) göre düzeltilmiş uluslararası dolar cinsinden kişi başına milli gelir. 2014 Temmuz ayının sonlarında yayımlanan ve 2013 yılı durumunu gösteren son HDR, 187 ülkeyi bu üç boyuttaki
düzeyiyle değerlendiriyor ve genel bir ‘insani gelişme endeksi’ne (human development index, HDI) göre sıralıyor. ‘Çok yüksek insani gelişme’ye sahip 49 ülke arasında en büyük ekonomiye sahip gelişmiş ülkelerden oluşan G7 ülkeleri, yüksek gelir grubundaki Avrupa ülkeleri, Asya’nın ‘yeni endüstrileşmiş ülkeleri’, Ortadoğu’nun petrol zengini ülkeleri bulunuyor. ‘Orta gelirli’ olduğu halde eğitim süresi ve yaşam beklentisi ile ‘çok yüksek insani gelişme’ye
sahip ülkeler arasında Güney Amerika ülkelerinden Şili ve Arjantin ve Orta Amerika ülkelerinden Küba yer alıyor.
Türkiye ‘yüksek insani gelişme’ grubunun içinde bulunuyor ve HDI bakımından hem 2012 hem de 2013 yılında 69’uncu sırada.


TÜRKİYE'NİN İNSANİ GELİŞMESİ
Türkiye’nin 17’nci en büyük GSYİH’ye sahip ekonomi olduğu düşünüldüğünde, HDI sıralaması yetersiz görülebilir.1970’li yıllara kadar ‘orta gelir’ düzeyinde bir ülke olduğu halde, sonrasında yakaladığı yüksek büyüme ve gelişme hızıyla bugün yüksek gelirli gelişmiş ülkeler arasında yer alan Güney Kore (2013 HDI sıralaması 15) ve Türkiye’nin karşılaştırılması Türkiye’nin sağlaması gereken ilerleme hakkında bilgi verebilir. 2013 yılı verileriyle Türkiye’nin doğumda yaşam beklentisi 75,3 yıl iken, Güney Kore’de 81,5. Ortalama eğitim süresi Türkiye’de 7,6 yıl iken, Güney
Kore’de 11,8 yıl. Satınalma gücü paritesine göre düzeltilmiş kişi başına milli gelir Türkiye’de 18.391 dolar iken, Güney Kore’de 30.345 dolar. Türkiye şu anda ortalama yüzde 4-5 arasındaki büyüme hızıyla yüksek insani gelişme düzeyine ulaşabilir mi? Orta gelir düzeyindeki ülkelerde ‘vites yükseltmeden’ sürdürülen ekonomik büyüme bir zaman sonra yavaşlayabiliyor. Ekonomistler bu olguyu ‘orta gelir büyüme tuzağı’ olarak adlandırıyor. Söz konusu
 tuzağın ortaya çıkış nedeni şu şekilde özetlenebilir: Orta gelirli ülkeler büyüme sürecinin başlarında, yüksek bilgi ve yetkinlik gerektirmeyen ve birçok ülkenin üretebileceği ürünlerde, düşük işçilik ücretlerinden kaynaklanan maliyet avantajı ile rekabet ediyor. Tekstil, seramik, demir-çelik gibi sektörler orta gelirli ülkelerin rekabet ettikleri alanlar arasında. Büyümeye bağlı gelir artışıyla birlikte bir zaman sonra üretim maliyetleri de yükseliyor ve bu ürünlerdeki
pazar aynı ürünleri benzer kalite ve özelliklerde üreten daha düşük maliyetli ülkelere kaybediliyor. Ekonomik büyümenin sürdürülmesi ancak, yüksek bilgi ve yetkinlik gerektiren, daha az sayıda ülke tarafından üretilebilen ürünlerle mümkün oluyor. Gelişmiş kimyasal ürünler, özellikli makineler, bilişim teknolojisi ürünleri bu ürünler arasında sayılıyor. Söz konusu ürünlerde rekabet, gelişmiş ülkelerin yüksek gelir düzeyi nedeniyle çoktan kaybetmiş
olduğu maliyet avantajıyla değil, farklı özelliklerde yeni ürünler üreterek veya kaliteyi yükselterek mümkün oluyor.
Ancak bu ‘farklı’ ve ‘kaliteli’ ürünlerin üretilebilmesi için ülkelerin ‘gelişmiş ülke’ statüsüne geçmeleri gerekiyor:
İşgücünün, eğitim ve beceri düzeyinin – yani beşeri sermayenin – kuvvetlendirilmesi, mevcut bilgileri özümseme ve yeni bilgi üretme kabiliyetinin – yani bilgi sermayesi – oluşturulması gibi önemli adımlar atılmadan, bu geçiş yapılamıyor. 1970’li yıllarda ‘orta gelir’ düzeyinde gelişen ülkeler kategorisinde olan Tayvan, Güney Kore, Singapur, Hong Kong, 21. yüzyılın son çeyreğinde, beşeri ve bilgi sermayesine yaptıkları yatırımlarla ‘orta gelir büyüme
tuzağını’ aşarak gelişmiş ülke kategorisine ulaştılar. 1970’li yıllarda aynı kişi başına gelir düzeyinde olan Brezilya ise söz konusu atılımı başaramadığından yüksek gelir düzeyine geçişi yapamadı ve ‘tuzağa’ yakalandı. Türkiye’nin ‘orta gelir büyüme tuzağına’ yakalandığı henüz söylenemez. Türkiye, ‘ulusal yenilik sistemi’ne yönelik planlarıyla, bilgi toplumuna geçiş için bir yol haritası çizmiş durumda. Bu yolda ilerleyerek, yüksek bilgi ve beceri düzeyinde bir üretim yapısı ve beşeri sermayeye kavuşmasıyla Türkiye, ‘çok yüksek insani gelişme’ye sahip ülkeler arasına girebilecek.

Metin ERCAN

Radikal, 06.09.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.