Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > AKP'de 'ikinci yeni'ler ve 'gelenekçi olmayan' ak saçlılar!

AKP'de 'ikinci yeni'ler ve 'gelenekçi olmayan' ak saçlılar!
AKP'nin kurucuları arasında yer alan ve partiyle özdeşleşmiş bazı isimlerle, parti kurulduğunda ya da şimdi 'genç' olan veya partiye sonradan katılmış isimler arasında gerçekleşen dolaylı/göndermeli/imalı polemik bu kıpırtının görünen yüzü şimdilik.

RADİKAL – Adalet ve Kalkınma Partisi bugün tarihinde ilk kez olağanüstü kongreye gidiyor. Amaç Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından partinin yeni genel başkanını seçmek. Aslında Erdoğan, o ismi geçen hafta işaret etti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bu kongreden AKP’nin yeni genel başkanı ve Türkiye ’nin yeni başbakanı olarak çıkacağı belli. Ancak kongredeki bu ‘kesin’ görünüme rağmen, parti içinde, belli başlı figürlerin demeçleriyle zaman zaman medyaya da yansıyan bir 'kıpırtı'nın varlığı da artık herkesin malumu. AKP’nin kurucuları arasında yer alan ve partiyle özdeşleşmiş bazı isimlerle, parti kurulduğunda ya da şimdi ‘genç’ olan veya partiye sonradan katılmış isimler arasında gerçekleşen dolaylı/göndermeli/imalı polemik bu kıpırtının görünen yüzü şimdilik. Bu dolaylı tartışma sırasında ‘yeniyetme’ gibi tanımlamalar kullanılması, hareketin geçmişinde yer alan ve AKP’nin doğumuna eşlik eden ‘yenilikçi-gelenekçi’ ayrışmasını da akıllara getirdi sık sık. Peki gerçekten öyle mi? Bu, Fazilet Partisi’nin 2000 yılındaki kongresinde bir açık hesaplaşmaya dönüşen yenilikçi-gelenekçi ayrışmasının bir benzeri mi? Bu sorunun yanıtlanabilmesi için o dönemki ayrışmayı hatırlamakta yarar var.

FP’DE YENİLİKÇİ-GELENEKÇİ AYRIŞMASI 
Refah Partisi’nin 28 Şubat sürecinde kapatılmasının ardından kurulan Fazilet Partisi, kuruluşundan kısa bir süre sonra, bir “yenilikçi-gelenekçi” tartışmasının içinde kalmıştı. Aslında bu sadece o zamanki adıyla Fazilet Partisi’nin içindeki bir tartışma değil, Milli Nizam Partisi’nden başlayarak Türkiye siyasetinin geleneksel mecralarından biri olagelen Milli Görüş çizgisinin güncel siyasal sorunlar etrafında ayrışmasıydı. Daha sonra 12. Cumhurbaşkanı olacak Abdullah Gül başta olmak üzere ‘yenilikçiler’, gerek 28 Şubat sürecindeki tutum ve eylemleri, gerekse 18 Nisan 1999’daki seçim yenilgisi nedeniyle partinin ‘ak saçlı’ olarak da adlandırılan ‘gelenekçiler’ini eleştiriyordu. Necmettin Erbakan’ın parti üzerindeki geleneksel hakimiyetinin sürmesinden yana olan bu gelenekçiler, kendilerine ve Hoca’ya yönelik eleştirilere yer yer ‘ihanet’ gözüyle de bakıyorlardı. Nihayet, 14 Mayıs 2000’de yapılan FP 1’nci Kongresi’nde kozlarını paylaştılar. Gelenekçilerin, yani Necmettin Erbakan’ın adayı olan Recai Kutan’ın karşısına yenilikçilerin adayı Abdullah Gül çıktı. Delege yapısının Erbakan lehine olması sayesinde Recai Kutan bu ‘yarışı’ kazandı. Ama kongrenin anlam taşıyan sonucu, Kutan’ın seçilmesi değil, Gül ve yenilikçiler için artık bu siyasal çizginin içinde kalınamayacağının ortaya çıkması oldu. Abdullah Gül’ün, Ankara ’da mütevazı bir ofis tutarak FP kongresine hazırlanmasıyla başlayan süreç, kısa süre içinde yeni bir partiye, o parti de Türkiye’nin çok partili döneminin en uzun iktidarına dönüşecekti. Recep Tayyip Erdoğan , Abdullah Gül, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener gibi isimlerin, 14 Ağustos 2001 günü kuruluş dilekçesini verdikleri Adalet ve Kalkınma Partisi, sadece 15 ay sonra katıldığı ilk seçimde birinci parti oldu.

ESKİ YENİLİKÇİLER ŞİMDİNİN GELENEKÇİLERİ Mİ? 
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından mevcut cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “Partime geri döneceğim” açıklamasını yapmasıyla ivme kazanan tartışma, 14 yıl önce yaşanan ayrışmaya pek benzemiyor görüldüğü gibi. Zira bu kez ‘yeni yetme’, ‘sonradan gelme’ gibi eleştirilere maruz kalan ‘gençler’ partinin mevcut yönetiminin ve Erdoğan’ın mutlak liderliğinin safında görünüyor. Bugün ‘ak saçlılar’ gibi görünenler ise -henüz derli toplu bir grup gibi davranmasalar da- ‘gelenekçi’ bir tutum içinde görünmüyorlar. Ayrışma, büyük bölümü ‘3 dönem yasağı’ kapsamına giren partinin eski ve ağır isimleriyle, partinin geleceğinde söz sahibi olmak isteyen ‘gençler’ ve ‘yeniler’ arasında gibi görünüyor. Hükümet sözcüsü Bülent Arınç’ın bir TV programında ‘yeniyetmeler’ dediği bu ‘yeni’ler, AKP tarihi açısından bir tür ‘ikinci yeni’ gibi görünüyor. Bu ‘ikinci yeni’ler, genellikle Erdoğan’a en yakın ekip içinde yer alan; Gezi, 17 Aralık, ‘paralel yapıyla mücadele’ gibi olay ve süreçlerde bizzat Erdoğan’ın hedef alındığını söyleyerek ön cephede saf tutanlar… Görünen o ki bu isimler AKP’yi Haziran 2015 seçimlerine taşıyan esas kadrolar olacak ve belki de bu seçimde alınacak sonuçlar ölçüsünde partiye ve Türkiye’nin yönetimine hakim olup olamayacakları test edilecek.

Radikal, 27.08.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.