Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Keyfîlik ve otoriterlik ekonomide işleri bozdu

 Keyfîlik ve otoriterlik ekonomide işleri bozdu
Ekonomide büyümeyi etkileyen üç olumsuz faktör. Bunların birincisi devletin özel sektörün tör üzerindeki baskıcı tavrıdır. Ve bu hastalık şimdi Türkiye’de de görülmeye başladı. Keyfilik ve baskıcılıkla ülke ekonomisi büyüyemez hale geldi

Ekonomide devlet baskısı yoğun bir şekilde hissediliyor artık.

“Neden bu kanaate ulaştın” sorusu akla gelebilir?

Şundan bu kanaate ulaştım; kamu bankaları bir türlü özelleştirilmedi. Hatta bankacılık kesiminde kamu bankalarının ağırlığı çoğaldı. Kimlere ne kadar kredi verileceği politikacının kontrolüne geçti böylece.

Bu arada devletin, İslami bankacılığı özel sektöre bırakmayıp onu da ele geçirmek istemesi iktidarın devletçi adımlarını hızlandırdığını bize gösterdi.

Niye böyle bir tespiti yapıyoruz?

Yapıyoruz çünkü devletin üç tane İslami banka kuracağını Başbakan Yardımcısı Ali Babacan açıkladı. Yine vergilerin büyüme hızının üzerinde artması ekonomik kaynakların hızla devletin elinde toplanmasına neden oluyor. Ve devlete aktarılan vergiler verimsiz kamu harcamasına dönüştüğünden büyüme hızını düşüyor.

Bu arada vergi ve diğer alanlarda hukuki öngörülebilirliğin ortadan kalkması hem yatırımları hem de doğrudan yabancı sermaye akımını azalttı.

Hemen bir rakam verelim; geçen yılın ilk beş ayında yurtdışına giden doğrudan sermaye yatırımları 1,2 milyar dolar tutarındayken bu yılın ilk beş ayında yurtdışına giden doğrudan yatırımlar 1,9 milyar dolar tutarına yükseldi. Yani yerli yatırımcı artık yurtdışında yatırım yapmayı tercih ediyor. Bu da bize Türkiye’de yatırım ortamının iyi olmadığını gösteriyor.

Yine doğrudan yabancı sermaye girişleri de azaldı. İlk beş ayda gelen doğrudan yabancı sermaye 4,2 milyar dolar oldu. Bu tutarın 1,5 milyar dolarlık kısmının konut satışı olduğunu dikkate alırsak, üretim için gelen sermaye tutarının, 2,7 milyar dolara, gerilediğini söyleyebiliriz.

Bu arada hemen hatırlatalım, bir ekonomide büyümeyi etkileyen üç olumsuz faktör olduğunu biliyoruz. Bunlar sırasıyla, birincisi, devletin özel sektör üzerindeki baskıcı tavrı oluyor. Devlet, özel sektörün yaşaması için gerekli ortamı tanımazsa o ülkenin büyüme hızı düşük kalıyor. İki, makroekonomik istikrarsızlık. Bunun anlamı, makro ekonomi yönetiminin tutarlı bir ekonomi politikası ortaya koyamayışı oluyor. Sık sık değişen ekonomi politikasına ilişkin kararlar buna örnektir. Üçüncüsü, içe kapalı bir ekonomik yapının varlığı olarak biliniyor. Eğer bir ekonomi dışa açık değilse evrensel düzeyde rekabete girilemez ve pazarları da ülke ölçeği ile sınırlı kalacağı için büyüme hızı düşük kalır.

İşte bu üçlüye “büyüyememenin üç hastalığı” adı veriliyor. Ve bu üç hastalık şimdi Türkiye’de görülmeye başladı. Niye, diyerek sorarsanız. Devlet özel sektör üzerinde baskıcı bir tavır aldı. Makro ekonomi politikası hakkında hükümet parçalara bölündü. Her kafadan farklı ses çıkıyor. Bu arada, evet dışa açık bir ekonomimiz var. Ama komşularla ilişkiler bozulup çevremiz savaş alanına dönünce pazarlar daraldı. Anlayacağınız keyfîlik ve otoriterlik bu ülke ekonomisini büyüyemez hâle getirdi.


***

Yeni İslamcı

Namaz kılmaz, oruç tutmaz yaşı gelip geçtiği hâlde Hacca da gitmeyen paralel Engin Ardıç birdenbire İslamcı kesildi başımıza. Yeni İslamcı Engin Ardıç bundan 12 yıl önce Cem Uzan’ın Star gazetesinde 3 Kasım 2002 genel seçimini kazanan AKP ve onun kadroları hakkında bakın neler yazmış.

9 Kasım 2002 tarihli Star gazetesinde “Peki Kemalistler ne yapacaklar?” başlıklı yazısında “O da belli oldu. Kısmi bir homurdanma olacak, bir kısmı ağlaşacak bir kısmı da kazmalık etmeye devam. Bir kısmı, küfür ederek... Örneğin ‘İ.Melih’ten sonra ‘Orço Abdullah’, ‘Pezo Vecdi’, ‘Hibino Recep’, ‘Beşlik Bülent’, ‘Tekerlek Abdüllatif’ gibi veciz incelikler bularak... Bir kısmı müsamere düzenleyerek tabii... Peki, basının yalakalığa hız verdiği, sermayenin domaldığı, aydınların dut yemiş bülbüle döndükleri, kazmaların çıldırdıkları bu dönemde, satılmışların satılmışlıklarının, şerefsizlerin şerefsizliklerinin altının iyice çizildiği böyle bir kavşakta, sen hangi noktadasın Ardıç Efendi? Senin ‘amelin’ ne olacaktır? AKP iktidarına muhalifim. Şerefle” diyor, o tarihte Cem Uzan’ın kayığına binen, bugünün yeni İslamcısı Engin. Nerdeeen nereyeee Engin.

Taraf, 08.08.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.