Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > 'İsrail malları artıyor'

 'İsrail malları artıyor'
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, İsrail’e yapılan boykotun bir işe yaramadığını iddia ederek “Esnafımız, piyasada İsrail mallarının aksine arttığını söylüyor. Buradan da gol yiyoruz. Hiçbir zaman da söylemiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) konuşma yaptı.

"Esnafımız, piyasada İsrail mallarının aksine arttığını söylüyor” diye konuşan Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Arap ülkelerinin yatırımlarını çektiğini savundu.

İhsanoğlu konuşmasında şunları ifade etti:

"Türkiye çok seçim gördü. Bizim neslimiz en azından 1970’ten bu yana olan seçimleri hatırlar. Türkiye, hiç böyle bir şey duymadı, görmedi. Bir liderin dilinde sen şusun sen busun dediği görülmiş bir şey değildir. Ben 1970’ten beri Süleyman Bey’in, Türkeş’in, Necmettin Hoca’nın, rahmetli Ecevit’in, Turgut Bey'in böyle bir şey dediğini duymadım. Böyle bir ortamda insanlar huzur bulamaz. Buna ilave olarak yurtdışında Suriye, Irak, Azerbaycan, Ermenistan ve Ukrayna’da etrafımızda bu tür sıkıntılar bölünmeler, Irak’ta etnik ve mezhepe dayalı çarpışmalar ve iç savaş yürürken ve bunların bize etkisi görülürken, tabii insanlar bölünme korkusu içinde. Ben bunu Hatay’da gördüğüm gibi Samsun’da Ordu’da, Ünye’de Karadeniz’de gördüm. İnsanlar endişe ediyor, Türkiye iç savaşa bölünmeye gidiyor mu diye.

'ATEŞE BENZİNLE Mİ GİDECEĞİZ?'
Biz onları teskine etmeye çalışıyoruz merak etmeyin. Türkiye’de aklı selim hakim olacak ve Türkiye bu badireleri atlatacak. Onun için etrafımızı sarıyorlar. Böyle huzursuz bir ortamda etrafımız ateş çemberiyle çevrilmişken bu alevlerin ülkemize düşmesini istemiyoruz. Bunu nasıl yapacağız? Ateşin yerine benzinle mi su serperek mi gideceğiz? Elbette bunu cevabı çok basit fakat biz bunu cevabını görmüyoruz.

Bugün Irakta harekat başlıyor, Amerikalılar bir takım birşeyler yapıyor. Bu bizi tehdit ediyor. Türkmenler’in bulunduğu bölge, Irak ve Suriye Türkmenleri’nin bulunduğu tampon bölgeler boşaltılıyor. Telafer ve Kerkükte’ki Türkmenler’in kovulmasının sebebi bu bölgeyi boşaltıp ikisinin arasında başka bir etnik grubun hazırlığını yapmak.

'IŞİD’E TERÖR ÖRGÜTÜ DİYEMİYORUZ'
Bizim memurlarımız, ailelerimiz terör örgüt diyemedğimiz IŞİD’in elinde. Böyle bir ortamda ekonomi ticaret gelişir mi? Bizim Suriye’ye yaptığımız çok büyük ölçüdeki ticaretimiz durmuştur. Üçüncü yol olarak bulduğumuz 3 sene önce Mısır üzerinden ticaret, kavgalı olduğumuz için gitmiyor. İsrail üzerinden gidiyor ve daha çok pahalıya mal oluyor. Biz sabahtan akşama kadar İsrail’e küfrediyoruz. Ama İsrail ile ticaretimiz artıyoruz. Bizim piyasalarda İsrail malları var. Karadeniz’de esnaf ‘Hani boykot yapacaklardı. İsrail malları artıyor.’ diyor. Ve Türk mallarına rekabet ediyor. Buradan da gol yiyoruz. Hiçbir zaman da bunu söylemiyoruz.

'İSRAİL’E BOYKOTUN KALDIRILMASI İSTENDİ'
Birkaç gün insanın heyecanı idare ediliyor. Sonr iş yine bildiğin gibi. 2009’da da boykot kararı alındı. Diğer taraftan bakanlar boykot kararının durdurulması için resmi yazılar yazdılar. Bizim elimizde bu yazılar var. Biz tavşana kaç tazıya tut diyoruz. Böyle dış politika, ticaret, ekonomi yönetimi olur mu?

Biz Hisarcıklıoğlu’yla İslam dünyasıyla ticari münsabetlerimiz için çok işbirliğimiz oldu. Benim genel sekreterliğim döneminde geliştirdiğim 57 ülkenin katıldığı tercihli ticaret sistemi var.

Türkiye’nin öncü rol oynaması için çok uğraştık. Bunu sonucunda Türkiye’nin İslam dünyasıyla ticaretin artışı 3 misli arttı. Kıbrıs ambargo altına olmasına rağmen ticareti 2 misli artırdık. Büyük potansiyeller var. Türkiye bunu iyi kullanırsa çok daha iyi noktaya gelecek.

Körfez ülkelerinde milyorlarca, trilyonlarca dolar var. Bu paralar, yatırım pazarı arıyor. Yavaş yavaş bunlar bize geliyordu. Büyük projelere imza atılacaktı. Sizler bunları biliyorsunuz. Yine bizim dış politikadaki hamaset ve dış politikayı iç politikaya oy için alet edilmesi bu yatırımları kaçırdı. Bizm onlara karşı geliştrdiğimiz hakaret dolu sözler, desteklerini çektirdi. Sen karşı tarafı tutarsan ben paramı çekerim dedi.

Böyle devam ederse Türk ekonomisinin hali ne olacak? Mütehattiler, Libya’da çok başarılı politikamız olduğu için paralarını alamıyor. Mütehattiler boşta. Borçlarını alamıyor, yeni projeler alamıyor. Suriye, Irak gitti. Batı ile münasabetimiz bu sebeplerden dolayı etkileniyor. Böyle devam ettiğ zaman bizim ekonomimiz iyi bir yere gitmez.

'TAŞERONLAŞMA MİLLETİ AĞLATIYOR'
Esnafımız eziliyor, memurlarımız eziliyor. Kredi kartı fazilerinden dolayı millet ağlyor. Taşeron sisteminden ağlıyor insanlar. Taşeron sistemi akıl almayacak yerlere kadar girmiş. İnsanların sosyal haklrı, çalışma hakları, insanlık hakları zedeleniyor. Bir kölelik sistemi kuruldu. Ay başını getirmek için borç alıyorlar. 2003 senesinde borç yüzde 5.5 iken bu sene 55, yani herkes harcadığı 100 lirada 5 lira öderken bu sene 55 lira harcıyor faize. 10 misli arttı. Şimdi bir orta halli vatandaş, kazandığı her 100 liranın yarısından fazlasını borca veriyor. Bu insanlar ne yapacak? Türkiye’de büyük sıkıntılar var.

Hükümetin dürüst ekonomi kurmaylarının ifadeleri var. Türkl ekonomisinin nereye gittiği konusunda tenkitler var. Türk ekonomisin yapısal bir hastalığa düştüğü ve sanayinin payının azaldığı, inşaat sektörünün balona dönüştüğünü söylüyorlar. Bunun yanında Türkiye, dünyadaki sıralamada 18. iken, 17. oldu ama şimdi 19’a düştü. Bu gidişle G20’nin dışına çıkacağız. 3 bin dolardan ortalama gelirimizi 10 bin dolara çıkardık. İyi de son 4-5 sene bunu aşmadık. Neden orta gelir tuzağı içerisndeyiz. Bunu neden sorgulamıyoruz. Bunun yanında 3 binden 10 bine çıkarken bizimle aynı olan Yunanistan, Brezilya ve İspanya gibi ülkeler nereden nereye geldiler. Türk,ye’de gelir dağılımında adaletszilik var. Hür rekabet yerine ekonomide rant kavgası var. Bu tekelci zihniyete gidişinin siyasette de paralelini görüyoruz.

Bu ülke cumhurbaşkanı seçecek. Mecliste 4 parti var; ‘İkisi ben aday çıkaracağım’ diyor. Bunlar aday göstermeden önce diğer iki parti ‘Gelin uzlaşalım. Partili olmayan bir şahsiyet seçelim’ dediler. Etafınıza bakınız, Almanya Cumhurbaşkanı bir din adamıdır, Avusturya Cumhurbaşkanı bilimadamıdır, Polonya Cumhurbaşkanı bir sendikacıdır."

ntvmsnbc.com, 08.08.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.