Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan: 'Benim için Gürcü diyen oldu, afedersin çok daha çirkin şekilde Ermeni diyen oldu'

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan: 'Benim için Gürcü diyen oldu, afedersin çok daha çirkin şekilde Ermeni diyen oldu'

Başbakan Erdoğan, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı. "Bu işin şakası yok" dediği paralel yapı iddiasıyla düzenlenen operasyonlara değinen Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda da söz konusu mücadelenin devam edeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, NTV'de Adaylar Konuşuyor programına konuk oldu.

Erdoğan, canlı yayınlanan programda cumhurbaşkanlığı seçiminin yanı sıra; YAŞ kararları, emniyetteki operasyonlar ve HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'nin açıklamalarına da değindi.

Hakkında "Bu işin şakası yok" ifadesini kullandığı 'paralel yapı' iddiasıyla başlatılan operasyonları değerlendiren Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda da 'mücadelenin devam edeceğini' söyledi.

Erdoğan, yaşanan gelişmeler sonrasında devletteki atamalarda kriterin değiştiğini söyledi ve "Paralel mi, değil mi hassasiyetimiz oluştu" dedi.

"Hakim ve savcılar korkutuluyor" diyerek hükümetin tepkisini çeken HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'yi de eleştiren Erdoğan, "HSYK’nın veya yargının tehdit altında olduğu gibi bir ifadeyi kullanması çok çirkin. Telefonu dinlenen başbakan ve bakanlar... Bunlarla ilgili suç duyurusu yapılacak siz bunların hepsini görmemezlikten geleceksiniz, ondan sonra siyaset baskı yapıyor diyeceksiniz" diye konuştu.

Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim kampanyası reklamını yasaklamasına da ilk kez değindi. Karara şaşırdığını söyleyen Başbakan, "Neymiş ezan okunuyormuş, neymiş namaz kılan bir bayan varmış. Milliyetçi Hareket Partisi bakın nereye takılıyor" dedi.

Erdoğan, Yüksek Askeri Şura kararlarını da 1. ve 2. Hava Kuvvetlerinin 'Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı' adı altında tek merkezde birleştirilmesi üzerinden ele aldı.

Kararın Diyarbakır'da bulunan 2. Hava Kuvvet Komutanlığı'ndaki bayrak indirme olayıyla ilgili olmadığını ifade eden Erdoğan, Diyarbakır konusuyla ilgili çok spekülasyon yapılıyor. Hava Kuvvetleri'nin güçlendirilmesine yönelik bir reorganizasyon diyebiliriz, böyle bir adım" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan'ın Oğuz Haksever'in sorularına verdiği yanıtlar şu şekilde:

Oğuz Haksever: Yüksek Askeri Şura erken tamamlandı, kararları açıklandı. Bu Diyarbakır’daki komutanlığın Eskişehir’e taşınması deniyordu ama yeni bir komutanlık ihtas edildi. Bunun bayrak olayıyla bir alakası var mı?

Recep Tayyip Erdoğan: Öncelikle Yüksek Askeri Şura bu yıl süratle bir neticeye varma durumunda kaldık. İki günde onama da dahil olmak üzere açıklanmış oldu. Benim 15. askeri şura toplantısına katılışım oldu. Bu toplantılardaki karşılıklı dayanışma, anlayış ve kararları alıştaki isabet yüzdeki çok çok yüksek. Diyarbakır konusuyla ilgili çok spekülasyonlar yapılıyor. Diyarbakır’la ilgili yapılan olayın uzaktan yakından bayrak olayıyla ilgisi yok. Hava Kuvvetleri'nin kendi içindeki güçlendirmeye yönelik adeta reorganizasyon diyebiliriz böyle bir adım. Bu sadece Diyarbakır’la ilgili değil Eskişehir’de de buna benzer bir adım atılıyor. Hava Kuvvetleri ülkelerin en caydırıcı gücüdür. Bizim Hava Kuvvetlerimiz hissedilir bir güce kavuşuyor. Diyarbakır’ın hassasiyetleri belli. Böyle bir vilayetimizde bir adımın atılması gerekliydi. Hava Kuvvetleri Komutanımızın Genelkurmay Başkanımızla birlikte yaptıkları çalışmaları gördük ve hayırlı olsun demekten başka bir şey bize düşmez. Bana göre güzel bir çalışma oluşturmuşlar. Bizi içerden vurmak isteyenler medyanın yalan yanlış haberleriyle silahlı kuvvetlerimiz atmış oldukları adımları bayrak meselesiyle ilintili hale getirmeleri çok yanlış. Bu yapılan reorganizasyonu küçümsemektir. Bölgede hassasiyetler var ve bu bölgede bizim silahlı kuvvetlerimiz çok daha diri ve özellikle yeni teknolojilerle donanımlı şekilde donanması gerekiyor. Atılan adımlar buna yöneliktir altında kimse başka bir şey aramasın.

Oğuz Haksever: Balyoz davası nedeniyle bir süre tutuklu kalan ve tahliye olan subaylarla ilgili neler söylemek istersiniz.

Recep Tayyip Erdoğan: TSK’da iç hizmet kanununa göre hakkında tutukluluk kararı olan kim olursa olsun o mahkumiyet demiyorum tutukluluk kararı olan aslında ayrılır. Fakat burada genelkurmay başkanımızın da hassasiyetleri ricalarıyla ertelenmiştir bu iş. Biz de peki dedik. Bu arada mahkumiyet kararları geldi. Bizde gerek Ergenekon gerek Balyoz bu tür davalarda kim olursa olsun dedik bunların emekliye ayrılması gerekir ve tamamı emekliye ayrılmış oldu hepsi emekli oldu bir ayrım olmadı.

Oğuz Haksever: HSYK Başkanvekiliyle hükümet arasında bir tartışma söz konusu.

Recep Tayyip Erdoğan: HSYK adına başkandan başka kimsenin konuşma hakkı yok. O da Bekir Bey'dir. Ama burada yeni bir adet oluştu buda işin nereye gittiğini gösteriyor. Ben şahsım adına konuşuyorum diyor. Sen şahsın adına konuşamazsın. Siyasetçi şu anda yargıya yön vermiyor. Yargıda bir yapılanmanın uygulamaları karşısında yürütme üzerine düşüne yapmak durumunda kalıyor. Şu anda yasa içinde yürütme kahir ekseriyeti ile var mı? Var. Yasama organı olarak yasaları oluşturuyorlar Cumhurbaşkanımızın onayından geçiyor ve uygulamaya giriyor bir itirazı olmazsa. Yürütme tabi ki bunları uygulamaya koyuyor. Siz bütün bunları bir kenara koyup şova gireseniz yargının içinde şovmenler türer de sizde şovmenleri savunma noktasına gelirseniz o zaman HSYK’nın varlığına gölge düşürmüş olursunuz. Bu arkadaşımızın yapmış olduğu açıklama bulunduğu makama hiç yakışmıyor. Oradan siyasetçileri eleştirme noktası giriyor. HSYK’nın veya yargının tehdit altında olduğu gibi bir ifadeyi kullanması çok çirkin. Telefonu dinlenen başbakan, bakanların telefonu dinleniyor. Uluslararası ilişkilerde telefonlar dinleniyor. Bunlarla ilgili suç duyurusu yapılacak siz bunların hepsini görmemezlikten geleceksiniz, ondan sonra siyaset baskı yapıyor diyeceksiniz. Bolu’daki savcı ahkam kesiyor başbakanı tehdit ediyor. Adama sorarlar sen nasıl yargısın diye. Başbakan hakaret edilir, siz siyasetçisiniz bu tür hakaretler hakaret sayılmaz ağır eleştiriye girer diye bir kılıf uyduruyorlar. Bunların arkasında bu tür açıklamaları yapan kişiler olduğu sürece bu tür sıkıntılar olur. Bir defa hakim kararı ile konuşur söylemleri ile değil. Yargı kararıyla konuşacak. Siyasetçinin işi budur ama. Bu ülkede maalesef yargının içinde öyle şeyler oldu ki bunlar şimdi ortaya çıkıyor. Düşünün dönemin başbakanı diye dosyalar hazırlanıyor ve bu dosyalar bunların elinden çıkıyor. Bunların olduğu ülkede siyaset olarak sessiz mi kalacağız? İstanbul Çağlayan’daki adalet sarayında yaşanan olayları gördünüz. Savcı çıkıyor basın açıklaması yapıyor. Cumhuriyet tarihinde hiç böyle bir şey oldu mu? Çıkıyor orada basın açıklaması yapıyor. Emniyete toplanıp oraya götürülenler sahipleniliyor ondan sonra bazı milletvekilleri orada onlarla rahat rahat resim çektiriyorlar. Kim bunlara bu gücü veriyor? Hakikatten bu tür atılan adımlarla kimin nerede durduğunu ne olduğunu milletim çok daha iyi görüyor. Biz boşuna paralel yapı demedik, boşuna inlerine girilecek demedik. Bugün 30 küsur kişi daha alınıyor. Önce ifade veriyor daha sonra bu ifadeyi değiştirmesi için avukatlarıyla baskılar geliyor. Hak kesinlikle yerini bulacak. Biz de bu işin takipçisi olacağı bu bizim ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor. Burada ciddi bir hukuksuzluk var. Yatırımlarımızı yapacağız bunları karşı kalkıyor yürütmeyi durdurma veriyor. Olmaz diyor. Bu herhangi bir kişiye gitmiyor devletin bir kurumu bir müessesi olacak burada. Bizim bu süreci kararlı şekilde sürdürmemiz lazım. Allah muhafaza bu iş gecikmiş olsaydı başımıza kim bilir neler gelecekti. Adana’da MİT’in tırları durduruluyor savcının kararıyla. O da paralelci. Kolluk olarak jandarma kullanılıyor. Jandarma ile birlikte MİT’in elemanları dövülüyor. Ben PKK’lı mıyım siz bana bunu nasıl yaparsınız diyor. Ben bu görüntüleri gördükçe insanın kan beynine fışkırıyor. Bu insanlar Türkmenlere insani yardım götürüyor. Bahçeli sen bununla ilgili konuşsana, Kılıçdaroğlu sen bununla ilgili konuşsana. Özellikle Suriye’nin Lazkiye tarafındaki Türkmenlerin liderleri gerekli açıklamaları yaptılar. Her türlü biz bunlara desteği veriyoruz. Yoksa onların savunacak hiçbir imkanı kalmamıştı. O gücü onlara biz verdik ve orada kendilerini biraz olsun savunabilir hale geldiler. IŞİD o bölgede değil bir defa. Bizim IŞİD’e bir silah yardımı asla böyle bir şey söz konusu değil. Ama Bahçeli ve Kılıçdaroğlu iftira at tutmazsa iz bırakır. Bu Kılıçdaroğlu değil mi Kürecik’teki radar üssünü dinleme üssü diye söylüyor. Ve İsrail’e buradan dinleme desteği veriliyor sıkıysa bunu kaldırsın diyor. Burası NATO üssü İsrail’le alakası yok. İsrail NATO’nun üyesi bir ülkede değil. Bir defa böyle bir şeye ihtiyacı yok dilmeme noktasında bunun çok üstünde imkanları var. Bunların birçok şeye dürüst davranırsa Şandır’dır şahidi (MHP Milletvekili Mehmet Şandır). Türkmenlere nasıl destek verdiğimizi gayet iyi bilir.

Oğuz Haksever: HSYK’da üye seçimi var bu konuda bizimle neler paylaşırsınız?

Recep Tayyip Erdoğan: Adli tatille birlikte her taraf çalışıyor. Bir platform oluştu ve çalışması var. Bunun karşısında paralel yapı kendine göre bir çalışma yapıyor. Bu bir seçim yarışı ve eylül ayı ortalarında filan seçim yapılacak ve bu seçimle birlikte HSYK’nın yeni yapısı ortaya çıkmış olacak. Burad amalum ağırlıklı olarak özellikle birincil yargıdaki sayı ciddi bir sayıyı ifade ediyor. Buradan gelecek olan neticede önem arz ediyor. Cumhurbaşkanı’nın 4, Yargıtay'ın 3 var Danıştay’ın 2 var Adalet Akademisi'nin 1 var. Bir taraftan adalet bakanı müsteşar bunlar üye durumundalar.

Oğuz Haksever: İkinci dalga gözaltılara gelecek olursak kendilerine karşı gösterilen tavra eleştiriler vesaire oldu.

Recep Tayyip Erdoğan: Kendilerine yönelik yapılan bir anormal muamele söz konusu değil. O kendilerinin yandaş medyası vasıtasıyla yapılan şeyler. Kendileri çok daha ağırlarını içeri aldıklarına yaptılar bundan önce. Abartılı olarak kendilerine mağdur rolü biçme gayretindeler. Biri çıktı hatta ben ölmüş annem için hatmi şerif indiriyordum, 5 cüzü kalmıştı ben tamamlayamadım bunu sevenlerime söylüyorum siz tamamlayın. Bu beyan bir defa çok çirkin bir beyan. Senin orada vaktin bol içeri girerken bir kuranı kerim alırsın kalan 5 cüzü de orada okursun. Hatta daha bir çok hatimde orada indirme şansın olabilir. Burada her şey hukuk içinde yürüyor. Eskiden yönettikleri idare ettikleri yargı mensupları oradaydı onlar şimdi değişik yerlere atamaları yapıldı. Bundan dolayı rahatsızlıkları var. Bunlar kendileri oraları yönetiyordu. Şu anda içeri alınanlardan birisi özellikle yönetenlerdendi. Şimdi bakıyorum dün akşam birisi bir televizyon kanalına çıkmış biz Başbakan'la da üstlerimizle de baba evlat gibiydik diyor. Nasıl bir baba evlat ki böyle bir ihaneti yapıyorsunuz. Böyle bir şey söz konusu değil. Bunların babaları da başka imamları da başka. Siyaset mi yapıyorlar dini noktada ilim mi tahsil ediyorlar ne yaptıkları belli değil. Devleti işçinden ele geçirme operasyonu yapmak suretiyle ondan sonra da helal lokma yiyoruz havasındalar. Bir çok imkanları tehditle toplamak suretiyle bu gücü devşirdiler. Bu güç yoksa nereden gelecek? Ülkede okullar holdingler bunlar durup dururken oluşmadı.

Oğuz Haksever: Kritik kadrolara birini atarken atama kriterlerinizde bu olaydan sonra bir değişim oldu mu?

Recep Tayyip Erdoğan: Öncelikle bu tür paralel, paralel değil böyle bir şeyin bizde hassasiyeti yoktu. Ama şimdi bizim öncelikli hassasiyetimiz bu konuda oluşmaya başladı. Acaba bu kişinin buralarla ilgisi alakası var mı yok mu? Ardından tabi ehliyet liyakat bunu yine arıyoruz. Fakat birinci sıraya bunu çıkardık. Varsa bunlara emanet teslim edemeyiz. Bir başbakanı dinleyen insanlardan, böceklerle dinlemeye alan insanlarla yola gidilir mi? İdarede sadakat çok önemlidir. Başbakanın yanında çalışanın başbakan sadakati olmazsa milletine sadakati olur mu? Olmaz. Bir başbakan sadakatsizlik millete sadakatsizliktir. Biz ona bir şeyi emanet ediyoruz yeri geliyor imza yetkisi veriyoruz. Bizim verdiğimiz yetkileri gayrimeşru kullanırsa biz onunla nasıl yola yürürüz. Adam bizim verdiğimiz emri yerine getirmiyor adam Pensilvanya’nın veya Pensilvanya’nın Türkiye'deki imamlarından ona soracağım o ne derse ona göre hareket edeceğim diyor. Bunu yargı içindeki seçimlerde de aynen böyle yapıyorlar. Böyle bir davranış içinde olanlarla siz ulusal güvenliğinizi teminat altında alabilir misiniz?

Oğuz Haksever: Musul’daki rehinelerle ilgili olumlu bir haber gibi kıvılcım gibi bir şey geldi ama arkası gelmedi.

Recep Tayyip Erdoğan: İşi hassasiyetle takip ediyoruz şu anda. Bizim endişemiz bir yanlış adım atılırsa 49 kardeşimize bir şey olur mu? Bu 49 kardeşimizin yaşam koşulları normal. Arada sırada sıkıntılı şeyler oluyor. Son getirildikleri yerle ilgili edindiğimiz bilgilerle yaşam koşullarıyla ilgili bir sıkıntı yok. Bizde istiyoruz ki sağ salim getirelim. Başlarına bir şey gelirse bizi ciddi manada üzer. Ama burada ne yazık ki Kılıçdaroğlu ciddi bir tahrik oynuyor. Ona yazıklar olsun. Bahçeli tahrik. Adayları da aynı şeyi konuşmaya başladı. Sen bugüne kadar neyi hallettin İslam dünyasında? Arkanda Türkiye gibi bir devlet ve bizler gibi bir yönetim olmamış olsaydı senin kıymeti harbiyen mi vardı? Her şeyde sıkıştığında aradığı yer biz, Dışişleri Bakanımız, ben ve bizler bunları paylaşır. Madden manen her yönüyle. İlk defa Hamas’la El Fetih’i ben bir araya getirdim barıştırdım diyor. Yalan söyleme. Bu işin ilk barış olayı Kabe anlaşmasıdır. Orada birleşmişlerdir fakat çok kısa sürede yine dağılmışlardır. Kendisi bunu maalesef bir siyasi ranta dönüştürmek istemektedir. Ben kendisine yine söylüyorum bana, Cumhurbaşkanımıza, Dışişleri Bakanımıza, özellikle Suudi Kralı bunu ne olur alın yerine başka birisini verin demiştir. Dedik 'seçimle geldi kendisi alıp yerine birini verme imkanı yok' dedim. Orada 8 yılını doldurmuştur. Devamlı bana sahip çıkmıyorsunuz ortada bırakıyorsunuz diye sürekli bize dertlenmiştir. Bunlar koltuğu korumanın gayreti içindedir. Bir insan istenmediği yerde durmaz. Suudi gibi bir krallık seni istemiyorsa burada bir şey var. Sen diğerleri arasında da Türkiye'nin hatırına böyle bir imkanı yakaladın. Yoksa şahsınla alakalı bir şey değil. Bunun için attığımız kulislerin haddi hesabı yok. Bunun için teşekkür etmesi gerekirken hala ben ben diyor. Zaten en büyük zaafı yok ben üzerine kuruludur. Tevazu diye bir şey arama. Aynen Şemsettin Günaltay meselesinde olduğu gibi İnönü tutmuşlar nasıl birisini bulsam da Menderes’i yok etsem diye. Demek ki Menderes’e bu kadar ilgi alaka olduğuna göre dindar birisini bulmam lazım demiş Şemsettin Günaltay’ı bulmuş. Profesör olması işte yabancı dil demiş. Ama Menderes ezdi geçti yine. Siz simültane tercüme yapacak tercüman aramıyoruz ki bu ülkeyi yönetecek adam arıyoruz. Dolayısıyla şu anda 4 buçuk yıl İstanbul’da belediye başkanlığı yapmış, arkasından 16 ayda partimizi kurduğumuz andan itibaren iktidara gelmiş olan ve hamdolsun başbakan olarak 8 seçimi arka arkaya aldık. Şimdi de milletimiz partimiz cumhurbaşkanlığı adaylığı için bizleri ileri sürdü. Diğerleri de bir araya gelmek suretiyle bu arkadaşı ileri sürdüler. 4 günümüz kaldı. Milletim yine en doğru kararı verecektir.

Oğuz Haksever: Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklamalarınız oldu. Teamüllerin değil anayasanın çizdiği bir cumhurbaşkanı olurum dediniz. Bakanlar Kurulu toplama kriteriniz ne olur cumhurbaşkanı seçilirseniz?

Recep Tayyip Erdoğan: Bunun için aslıdan kritere filan gerek yok.

Oğuz Haksever: Gerekli gördüğü hallerde bakanlar kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulu başkanlığı altında toplantıya çağırmak.

Recep Tayyip Erdoğan: Orada şimdi bir veya diyor ya ondan sonrası çok önemli. Şimdi gerekli gördüğü halde var öbürü de var. Halkın seçimiyle gelmiş bir cumhurbaşkanı, seçimle gelmiş bir başbakan ve kabine sağlıklı bir icraat için bu adımı rahatlıkla yapabilirler. Bunun için bir gerek şart aranrz diye bir şey yok. İcabında ayda bir bunu yapabilirler. Eğer siz bu ülkede süs bitkisi gibi orada durmayacaksanız aynı zamanda icracı çünkü devletin başıdır diyor. Devletin başı olduğunuza göre icracı yanınızın olması lazım. Bunun içinde icranın içinde olmanız lazım. Bu yasal düzenlemeleri yaptığınız zaman bile eğer cumhurbaşkanının da katıldığı bu tür toplantılar olduğunda oradaki süreci de hızlandırırsınız. Kendisine geldiğinde zaten önceden dinlemiş olduğu için çok daha seri kararlar çıkar. Biz vakit nakittir diyerek zamanla yarışmak zorundayız. Bundan kimsenin de gocunmaması gerekir. Gerekli haller veya belli sürelerde rahatlıkla yapılabilir. Her şey burada Türkiye Cumhuriyeti vatanı içindir, milletimiz içindir.

Oğuz Haksever: Yeni teamüller gelmesi söz konusu diyebilir miyiz seçilirseniz?

Recep Tayyip Erdoğan: Teamül demeyelim amir hükümler neyse anayasada bu yasalardan hareketle seçilmiş bir hükümet var ki ben bu partinin içinde doğmuşum bizim bir defa devletle milleti kucaklaştırma anlayışımız bizim aldığımız görevin en önemli sıfatı olacaktır. Millete devletin kapısı asla kapalı olmayacak.

Oğuz Haksever: YSK son kampanya filmini yasakladı.

Recep Tayyip Erdoğan: Çok enteresan ben şaşırdım gerçekten. Neymiş ezan okunuyormuş, neymiş orada namaz kılan bir bayan varmış. Peki YSK’ya bu itirazı yapan Milliyetçi Hareket Partisi YSK temsilcisi. Milliyetçi Hareket Partisi bakın nereye takılıyor. Biz İstiklal Marşı’nda bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli diyoruz. Ben bunu okumayacak mıyım şimdi? Efendim yasada böyle diyor. Orada görünen bayan namazını kılıyor uzaktan gelen ses ezan mıdır pek anlaşılmadığı halde bundan ürküyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin şu andaki anlayışı bu. Onun için ben Milliyetçi Hareket Partisi’ne gönül veren kardeşlerime onun için sesleniyorum. Bahçeli biz senin kardeşin değiliz diyor. Sen olmayabilirsin senin gibi düşünenler olmayabilir. Zaten senin gibi ağzı bu kadar bozuk, hakaret küfür her şeyi yapan birisi bana kardeş olamaz. Ama Milliyetçi Hareket Partisi’nin içinde senden arındırdığım tertemiz insanlarda var. Aynı şey Cumhuriyet Halk Partisi’nde HDP’de de var. Biz hizmeti verirken burada Milliyetçi Hareket Partisi belediyesi var demedik, HDP var demedik, Cumhuriyet Halk Partisi var demedik her yere götürdük. Orada benim vatandaşım yaşıyor. Onların hepsinin bizde hakkı var. Ama Bahçeli kalkmış böyle bir açıklama yapıyor YSK’da onların maalesef itirazları istikametinde 6’ya 4 oy çokluğu ile bir karar vermiş. Bu tartışılır bir şey ama üzerinde duracak değiliz. İtiraz edilen hususları çıkarmak suretiyle yayın devam ediyor. Aynı şeyi 30 Mart seçimlerinde de yaptılar. Orada da bayrak olayı vardı. Ona maalesef olumsuz bir kara çıkardılar. Gel bayrağa birlikte sahip çıkalım. Ama Cumhuriyet Halk Partisi bayrağa sahip çıkamaz ki. Hakkari’ye Türk bayrağı ile gidemeyen bir zihniyet benim bayrağıma nasıl sahip çıksın. Bu gerçekler ortada. HDP’ye bakıyorsun kongresinde bir tane Türk bayrağı dalgalandıramıyor. İtirazlar filan geldikten sonra oraya masanın üstüne bir tane koyuyorlar. Bakıyorsunuz şimdi Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ortak çıkardıkları adam İstiklal Marşı’nı bilmiyor. Birde sıkılmadan şiirlerle konuşma zamanı değil diyor. Bu şiir değil İstiklal Marşı. Ben iyi edebiyatçıyım diyor İstiklal Marşı’nı bilirmiş, Çanakkale şehitlerine onu bilirmiş Yahya Kemal’in Süleymaniye de Bayram Namazı’nı bilirmiş. Yahya Kemal’in Öyle bir şiiri yok Süleymaniye’de Bayram Sabahı diye bir şiiri var. Yeri geliyor kimyager oluyor, yeri geliyor edebiyatçı oluyor yeri geliyor tarihçi oluyor.

Oğuz Haksever: Maltepe’deki mitingde söylediğiniz ben Sünni’yim sen de Alevisin biliyoruz şeklinde Kılıçdaroğlu’na çağrınız epey eleştiri konusu oldu.

Recep Tayyip Erdoğan: Özgürlükler demiyor muyuz? Benim ülkemde Alevi vatandaşım var mı? Alevi vatandaşım rahatlıkla ben Aleviyim demesi o özgüveni kazanması özgürlükler mücadelesinde önemli değil miydi? Bir baskı vardı. Burada bir ayrımcılık söz konusu değil ki herkes rahatlıkla Alevi vatandaşlarım benim yanıma geldiği zaman rahat rahat söylüyor. Sünni de söylüyor bu neden ayrımcılık olarak telakki ediliyor. Bu ülkede yıllarca Kürdüm diyemedi. Şimdi diyor mu? Bırakın desin bu bir zenginliktir. Bu zenginliğin ifade edilmesini ayrımcılık olarak telakki edersek o zenginliği kaybedersiniz. Onun için Kılıçdaroğlu gibi düşünenler bu işi anlamazlar. Biliyorlar ki böyle bir açıklama veya adım atacak olursak istismar yapamayız. Net olacaksın olduğun gibi görüneceksin göründüğün gibi olacaksın. Kimseyi aldatmaya yönelme. Onun için buradan yeri geliyor Akşehirliyim diyor, yeri geliyor Tunceliliyim diyor, yeri geliyor Türkmenim diyor. Dalgaya göre kürek sallanıyor. Biz böyle değiliz ben köken itibariyle Rizeliyim doğma büyüme İstanbulluyum bu kadar. Benim için aynı zihniyet Gürcüdür diyen oldu. Birisi çıktı çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu. Ben dedemden de hepsinde de öğrendiğim şey ben Türküm. Eline kalem alan istediği gibi yazıyor.

ntvmsnbc.com, 05.08.2014

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.