Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Vural:TİB’in MİT’e devri Esed tipi başkanlıktır

Vural’dan Erdoğan’a sert tepki

TİB’in MİT’e devri Esed tipi başkanlıktır

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan'ın Esed, Saddam tipi bir başkanlık hayali kurduğunu söyledi.

TİB'in MİT'e devredilmesinin doğrudan doğruya iletişim altyapısını MİT'e teslim etmek olacağını belirten Vural, "Bu anlayış, doğrudan doğruya bir muhaberat devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurgulandığını ortaya koyuyor." dedi. Başbakan'ın Cemaat'in Kırmızı Kitap'a gireceği konusundaki açıklamalarıyla ilgili ise Vural, "Hükümet kendi düşmanını oluşturuyor. Dolayısıyla vatandaşını düşman olarak gösteren bir zihniyetin takipçisi. Bu Başbakan'ın bu ifadesi bir parti devleti anlayışıyla kendi istikametinde olmayan bütün vatandaşlarımıza karşı, bütün sivil toplum örgütlerine, sivil demokrasiye bir tehdittir. Başbakan'ın bu tavrı askeri bir demokrasi, otoriter bir demokrasi, bir vesayet rejimi kurmak istediğini gayet açık ve net ortaya koyuyor." diye konuştu.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Vural, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının herkesi derinden üzdüğünü ifade etti. Erdoğan'ın muhalefete yönelik suskun açıklamasını eleştiren Vural, bunu ancak zalimlerin söyleyeceğini belirtti. Haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğunu hatırlatan Vural, söylendiği halde söylenmemiş gibi davrananların ise dilli şeytan olduğuna dikkat çekti.

Başbakan'ın muhalefete yönelik haksız ve vicdansız değerlendirmesini aynen kendisine iade ettiğini belirten Vural, olayın bu noktaya gelmesinde herkesin sorumluluğu bulunduğunu ifade etti. Başbakan'ın 'one minute'nün kurgu olduğunu dile getiren Vural, "12 yıl boyunca İsrail ne istedi, Erdoğan vermedi?" diye sordu.

"MUHALEFETİN SUSTUĞUNU SÖYLEYENLER VİCDANI KARA OLANLARDIR"

Başbakan'ın icraatlarıyla İsrail'in bölgedeki politikalarını desteklediğini vurgulayan Vural, Başbakan'ın Haçlı ittifakından bahsettiğini ancak bu ittifakı övenin ise kendisi olduğunu kaydetti. "İttifak ediyorsan sen ediyorsun. Büyük Ortadoğu Projesi kiminle ittifaktır?" diye soran Vural, halkın yüreğini iktidar muhalefet diye bölüp bölmeyeceğini sordu.

"Muhalefetin sustuğunu söyleyenler, vicdanı kara olanlar, kara vicdanlılardır." diyen Vural, Meclis'te bildiri çıkmasının muhalefetin girişimleriyle sağlandığını ifade etti. Konuyu ateşkese getiren Vural, "Bu ateşkesin olmasını istemeyen kim? Böyle bir ateşkesin olması, insanların ölmemesi hepimizi sevindirmez mi? Bu ne vicdansızlıktır. Bu ateşkesi kabul edelim diyorsa; bu ateşkesin olmamasını isteyen kim, ne problemler var? Bu zalimlerin durdurulmasından insanlık memnun olur, Müslümanlık memnun olur. Kanın dökülmesini istemek zalimliktir. Yok Mısır'a meşruiyet kazandırmak istiyorlar; kirli ve pis bir oyun." şeklinde konuştu. Başbakanın çürük yumurta açıklamasına tepki gösteren Vural, "Sen kimsin la; senden çürük yumurta olmaz." ifadesini kullandı.

"TIR'LARDAKİ SİLAHLAR, TÜRKİYE'Yİ ULUSLARARASI CAMİADA SORGULAMAYA KADAR GÖTÜRÜR"

Adana'da arama yapılan TIR'ların içinde silah olduğuna dair tutanaklar konusundaki bir soruya ise Vural, "Silahlar; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin maalesef Suriye'deki iç karışıklığın tarafı olması, oradaki politik muhalefeti silahlı bir muhalefete çevirmesi, yanınızdayız filan deniyor birbirine kırdırdı. Türkiye bu konuda Esed'i indirecek bir politikayı sağlayamadı. Bu çok vahim bir iddia tabi. Çünkü bu konudaki açıklamalar, insani yardım olduğunu ifade ediyordu. Bu silahsa, bu silahlar kime gitti? Bu silahlarla IŞİD bizim konsolosloğumuzu mu rehin aldı? Türkmenleri mi sürdü? Demokratik bir ülkede bunları sorgulayacak mekanizmamız yok. Hani nerde hukuk devleti? Böylesine vahim bir iddia var, tutanaklar açıklanmış. Bu silahlar kimin parasıyla alındı, kime götürüldü, hangi Müslümanı Müslümana kırdırmak için kullanılıyor? Maalesef Türkiye komşu ülkeleri istikrarsızlaştırmak için muhalefetin silahlandırılması, oradaki etnik ve mezhep çatışmasının körüklenmesi politikasını tatbik etmiştir. Mesele bunun ötesinde Türkiye'nin uluslarası camiada sorgulanmasına kadar götürebilecek bir süreç olduğu gayet açık ve net. Bu konuda Birleşmiş Milletler'in de elinde bir takım veriler olduğu ifade edilmektedir. Lanet olsun Müslümanı Müslümana kırdıran, onun bunun eline silah vererek birbirlerini öldürmesini teşvik eden politikalara lanet olsun." karşılığını verdi.

"KİŞİSEL VERİLERİMİZİN GÜVENLİĞİNE EN BÜYÜK DARBE OLACAKTIR"

TİB'in MİT'e devredilmesi girişimiyle ilgili de Vural, "Bu doğrudan doğruya iletişim altyapısını da doğrudan doğruya MİT'e teslim etmektir. Bu anlayış, doğrudan doğruya bir muhaberet devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurgulandığını ortaya koyuyor. İleri Türkiye denilen devlet yapılanması, bir parti devleti ve muhaberet devletidir. Oysa bu dinlemelerin hepsi hakim kararıyla olmalıdır. Anlaşılan o ki Recep Tayyip Erdoğan, dinlemeleri istihbarat amaçlı dinleme yapmak, muhalefeti açıkça sindirmek amacıyla bir araç olarak kullanmak istediğini gayet açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor. MİT'in böyle bir dinleme mekanizmasının altyapısına tamamen sahip olması, hepimizin iletişim özgürlüğünün MİT tarafından izleniyor olması demektir ki bu da bizim kişisel verilerimizin güvenliğine en büyük darbe olacaktır." şeklinde konuştu.

Başbakan'ın MGK tarzı bir cumhurbaşkanlığı tipi açıklamasıyla ilgili Vural, "Önce başkanlık dedi, sonra partici cumhurbaşkanı, şimdi MGK tipi. MGK tipi nedir ya? Allah akıl fikir versin. Senin Bakanlar Kuruluna başkanlık etme yetkin zaten olağanüstü hallerle kısıtlıdır. Toplantıya Başbakan çağırır, bilmiyor. Cumhurbaşkanının Bakanlar Kurulunu toplantıya çağırma gibi bir yetkisi yoktur. Evelemesin, gevelemesin. Başbakan, Esed, Saddam tipi bir başkanlık hayali kurmaktadır. Ama parlamenter sistemi ortadan kaldıracak bu darbeci zihniyete geçit vermemiz mümkün değil. Türk demokrasisi bu anlayışla büyük yara alır. Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı yapabilmeye etkin yetkin birisi olmadığı gayet açık ve nettir." dedi.

"BAŞBAKAN'IN TAVRI, ASKERİ, OTORİTER BİR DEMOKRASİ, VESAYET REJİMİ KURMAK İSTEDİĞİNİ ORTAYA KOYUYOR"

Başbakan'ın Cemaat'in Kırmızı Kitap'a gireceği konusundaki açıklamalarıyla ilgili Vural, "Bu hükümet şu iddia ile çıkmıştır: Artık kendi vatandaşlarını düşman gören bir kırmızı kitap yok diye çıkmıştı. Demek ki bu hükümet kendi düşmanını oluşturuyor. Dolayısıyla vatandaşını düşman olarak gösteren bir zihniyetin takipçisi. Bundan önce çeşitli bölücülük faaliyetleri falan derken bütün bu faaliyetlerle ilgili olarak bir kırmızı kitapta kırmızı çizgilerin dile getirilmesini, 'devlet milletini düşman olarak kategorize etmez' diyerek millete atıp tutanlar, şimdi kendi düşmanlarını kırmızı kitapta ortaya koyduklarını ifade ediyorlar. Bu Başbakan'ın bu ifadesi bir parti devleti anlayışıyla kendi istikametinde olmayan bütün vatandaşlarımıza karşı, bütün sivil toplum örgütlerine, sivil demokrasiye bir tehdittir. Başbakan'ın bu tavrı askeri bir demokrasi, otoriter bir demokrasi, bir vesayet rejimi kurmak istediğini gayet açık ve net ortaya koyuyor." diye konuştu.

CHP'nin Gazze'ye gidecek olmasıyla ilgili bir soruya ise Vural, MHP'nin ne zaman nerde olacağını kendilerinin belirlediklerini ifade etti. Öncelikle Türkiye'nin bu saldırıları önlemek için tedbir almasını temin etmesi gerektiğini vurgulayan Vural, bu konuda MHP olarak hükümeti uyarmaya, insanlığın bu dramına karşılık sözlerini kullanmaya devam edeceklerini söyledi. Gazze'ye gitme konusunda bir politikalarının şu an olmadığını belirtti.

Zaman, 21.07.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.