Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan'dan Sulh Ceza Hakimi itirafı

Erdoğan'dan Sulh Ceza Hakimi itirafı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni oluşturan Sulh Ceza Hakimliği'nin ne için kurulduğunu itiraf etti. 'HSYK'nın yeni yapısı paralel yapı diye isimlendirdiğiniz mücadele sürecini etkiler mi?' şeklindeki soruya Erdoğan, ''HSYK'nın elinde olanlar çok sınırlı. Zaten şimdi yargı süreci başlıyor. Sulh Ceza hakimleri bu süreci götürecek." diye cevap verdi.

Başbakan Erdoğan, pazar günü Ordu'da yaptığı mitingden dönerken beraberindeki gazetecilerin sorularını cevapladı. İsrail'den aldığı Üstün Cesaret Madalyası, TİB ve Sulh Ceza Hakimliği konusunda tartışılacak ifadeler kullanan Erdoğan'ın yargı sistemiyle ilgili sözleri ise itiraf niteliği taşıyor.

 

"BU SÜRECİ SULH CEZA HAKİMLERİ GÖTÜRECEK"

Erdoğan, Camia ile ilgili sözde delillerle açmaya çalıştıkları davaları mevcut yargı sistemi yerine, yolsuzluk soruşturmalarındaki isimlere tahliye veren ve süper yetkilerle donatılan sulh ceza hakimlerinin yapacağını şu sözlerle belirtiyor: ''HSYK'nın elinde olanlar çok sınırlı. Zaten şimdi yargı süreci başlıyor. Sulh Ceza hakimleri bu süreci götürecek. Bugüne kadar toplanan tüm deliller, paralel yapı olgusunu şayiadan vakaya dönüştürdü.'''

"YARGI BAĞIMSIZLIĞINA DARBE"

Yeni süper yetkili hakimlerin yöneteceği sulh mahkemeleri kamuoyunun gündemine oturmuştu. Hukukçular ve bazı köşe yazarı tarafından eleştirilen yeni sisteme bir tepki de hukukçu kimliği ile tanınan Taha Akyol'dan gelmişti. Akyol, kapatılan sulh mahkemesinin hakimlerinin yeni “sulh hakimliği” görevlerine atanmasının bir yana, atamaların HSYK'nın 1. Dairesi tarafından sıfırdan yapılacağını dikkate verdi. Soruşturmalarda en kritik kararları tek elden verecek olan “sulh hâkimleri”nin “3'e karşı 4” oy yapılanmasıyla atanmasının yargı bağımsızlığına ve güvenine büyük bir darbe olduğunu belirten Akyol, özellikle belirli merkezlere “özel nitelikli” politize olmuş, taraf haline gelmiş birkaç tane “sulh hâkimi”nin atanmasının bunun için yeterli olacağının altını çizdi.

KİMLER ATANDI?

HSYK bütün Türkiye'deki soruşturmaları yönetmek üzere 116 tane, İstanbul'daki soruşturmaları yönetmek üzere 6 tane sulh ceza hâkimi atadı. Bunlardan üçü şöyle:

-İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği'ne:17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler'in tutuklanan oğlu Barış Güler, Rıza Sarraf, eski Bakan Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Özgür Özdemir ve Hikmet Tuner için tahliye kararı vermiş olan hâkim atandı.

-İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği'ne: 17 Aralık soruşturması sürecinde eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın mal varlığı üzerindeki tedbiri kaldıran hâkim atandı.

-İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği'ne:Eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın aralarında bulunduğu 6 kişinin tahliyesine karar veren hâkim atandı.

TİB TAMAMEN MİT'E DEVREDİLECEK

Erdoğan konuşmasında 2005 yılında polis, jandarma ve MİT gibi kuruluşların keyfi dinlemelerinin önüne geçilmesi amacıyla kurulan ve dinleme için tek yetkili kurum olan TİB'in MİT müsteşarlığına devredileceğini açıkladı. Operatörle dinleme yapmak isteyen kuruluş arasındaki bağlantıyı kurup aradan çekilen TİB'in yetkilerinin MİT'e devredilmesi, keyfi dinlemelerin de önünü açabilecek. Dolayısıyla MİT kanunuyla olağanüstü yetkilere kavuşan teşkilatın bu durumu, istihbarat devleti kuruluyor algısını gerçeğe taşıyacak.

O MADALYAYI İADE ETMEYECEK: O ZAMAN ARAMIZ İYİ İDİ

2004 yılında New York'ta American Jewish Committee (Amerikan Musevi Komitesi-AJC) tarafından verilen Üstün Cesaret Ödülü'nü soran gazetecilere Erdoğan'ın cevabı ilginç oldu: "İyi ama o tarihte İsrail'le aramız böyle değildi. Ayrıca Filistin-İsrail ilişkileri de böyle değildi. Mavi Marmara olayı yaşanmamıştı. Ben o nişanı hediye diye, rüşvet diye kabul edip sustum mu?"

Zaman, 21.07.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.