Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Silikon Vadisi yanlış yatırımlar mı yapıyor?

Silikon Vadisi yanlış yatırımlar mı yapıyor?

Artık tek bir heceyle anlaşabildiğimiz sosyal ağların bulunduğu, yemek siparişlerini kontrol eden servislerin 400 milyon dolar değerine ulaştığı bir dönemde yaşıyoruz.

Resmin tamamına baktığımızda, ileri teknoloji liderlerinin bulunduğu Silikon Vadisi'nin kötüye gittiği sonucuna varmak zor değil. Körfez Bölgesi'ndeki bütün firmalar kendi sorunları dışındaki hiçbir sorunu çözmekle uğraşmıyor: Ancak bu sorunların kötü bir biçimde etkilendiği 20 yaşlarındaki kişilerle yeni şirketler kuran kişiler aynı.

Teknoloji alanında neler yapıldığını karşılaştırmak çok küçük düşürücü olabilir. Ancak bütün endüstrileri değiştirmiş ya da muhtemelen değiştirecek olan Google, Facebook veya Uber ne durumda?

Silikon Vadisi'ndeki risk sermayesi şirketlerinden birinin ortağı da benimkine benzer bir durum örneği hazırlamış. Durum şöyle: Bu tip şirketler yollarından çıktı ve yeni şirketlerin kurulduğu bir dünyada para artık harcanması gereken yere harcanmıyor.

Palo Alto, Kaliforniya'daki Artiman şirketinin ortaklarından Yatin Mundkur, "Günümüzde 20 yıl öncesine göre daha çok yenilik yapıldığını düşünüyor musunuz?" diye soruyor.

Mundkur, aynı gün içinde teslimat yapan alanlardan veya piyasada kalıcı olmaktan çok yalnızca orijinal ve farklı olduğu için tutulan sosyal ağlardan bahsetmiyor. Bu iki kategori de şu anda çok yeni durumda.

Mundkur; enerji, ilaç veya gıda güvenliği gibi alanlarda yalnızca reklam platformlarını en iyi şekilde kullanmaktan ziyade hayatları değiştiren temel araştırmalar ve gelişmelerden bahsediyor.

Şöyle düşünelim. ABD'deki reklam pazarının tümü yılda yaklaşık 100 milyar dolar (dünya çapında ise 500 milyar dolara yakın) ancak ABD'nin gayri safi yurtiçi hasılası 16 trilyondan fazla.

Bu durum, yeni kurulan her girişimci şirketin peşinde olduğu reklam gelirinin aslında ekonominin yüzde 0,6'sı olduğu anlamına geliyor. İstihdam açısından düşünecek olursak, diğer işleri yapan ABD'lilerin sayısı 140 milyona ulaşıyorken reklam sektörü yalnızca bir iki milyon insanı işe alıyor.

Mundkur sorunun girişimciler olmadığını, girişimcileri fonlayan ve toplumun sermayeyi tahsis etme yönteminin bozulmasına neden olan risk sermayedarları olduğunu söyledi.

Risk sermayesi firmaları artık hiç olmadıkları kadar gelişmiş durumdalar ve birçoğu 1 milyar dolarlık zirvelere ulaşıyor. Bunun sonucu olarak da daha fazla bahis oynama ihtiyacı duyuyorlar.

Yirmi veya otuz yıl önce, girişim sermayesi fonları şimdi oldukları gibi varlık sınıfı sayılmıyordu.

Borsa çok iyi bir durumda olabilir, faiz yüzdeleri artmayabilir. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin gibi hızlı büyüyen ekonomilere sahip ülkelerin de bulunduğu bütün bölgelerdeki geleneksel yatırımlar pek güven vermeyebilir.

Ancak para harcanmak istiyor, bu yüzden de teknolojiye yapılan yatırım fonlarına harcanıyor.

Ulusal Risk Sermayesi Birliği'ne (National Venture Capital Association) göre, 2013 yılında yazılımlara yapılan 11 milyar dolarlık yatırım, teknoloji sektörünün zirvesi kabul edilen 2000 yılından bu yana yapılan en fazla para akışı olarak görülüyor. Toplam girişim sermayesi finansmanının yüzde 37'si yazılım şirketlerine gidiyor ki bu oran, PricewaterhouseCoopers şirketinin konuya ilişkin verileri toplamaya başladığı 1995 yılından bu yana kaydedilen en yüksek roan olma özelliğini taşıyor. Girişim sermayeleri geçtiğimiz yıl 3995 anlaşmaya 29.4 milyar dolar yatırım yaptı. Bu sayı, 2012'de yapılan yatırım miktarından yüzde 7 daha fazla.

Artiman'ın diğer bir ortağı Ajit Singh, "Diğer dünya ülkelerine kıyasla 50 yıl önce alt yapımızı kurduğumuz için ABD'de pek çok ikinci ve üçüncü dünya sorunları var," diye konuştu.

Birkaç insan ulaştırma ve enerji konusundaki alt yapılarımızın yıkık dökük olmadığını iddia edebilir ancak bu gibi konuları düşünmesi gereken gerçekten de Silikon Vadisi mi?

Mundkur, internet yoluyla ulaştırma sağlayan uygulamaya atıfta bulunarak "Uber 1,2 milyar kazanmalı mı?" dedi ve devam etti, "O parayla kaç tane yeni şirket finanse edilebilir?"

Risk sermayesi şirketlerinin paralarını nasıl yönlendirdiğini anlamanın bir yolu da Maslow Teorisi'ni (diğer adıyla "İhtiyaçlar Hiyerarşisi") incelemek. Bu teori, bir insanın tüm ihtiyaçlarını betimliyor ve hiyerarşi piramidinin en üst noktasında ise bir insanın arzuları yer alıyor.

Facebook hiyerarşi basamağının en yüksek ikinci katındaki ihtiyaçlarını gideriyor. Bu katta diğerleri tarafından saygı görme ve onaylanma duyguları var. Artiman'ın amacı, diğer risk sermayesi firmalarıyla ilgili somut eleştriler yapabilmesinin yolu da bu, hiyerarşideki daha düşük basamaklardaki yemek veya güven ihtiyacı gibi duyguları karşılamak.

Portföyündeki şirketlerin bazılarında yaptığım kısa bir turda gördüğüm kadarıyla oldukça büyük işlerin peşindeler. Cellworks adındaki şirket, şirketin mevcut hastalıkların tedavisinde hayvanların ya da insanların üstünde test edilmeden kullanılabilecek sanal insan psikolojisi yaratmak için altı yıl harcamış. Nutrinsic adlı bir diğer şirket ise dünyaya gelecek milyarlarca insanın nasıl besleneceği sorunu üzerine çalışıyor: gıda üretiminden kaynaklanan atığın yenilebilir bir proteine çevrilmesini sağlayan bir bakteri üretmek.

Aditazz isimli üçüncü Artiman şirketi eskiden mikroçiplerin tasarımını otomatik işleme dönüştürmek için kullandığı yazılım ve teknikleri şu an binaları tasarlamak ve inşa etmek için kullanıyor. Aditazz binaları inşa etmenin yüzde 20 daha ucuza geldiğini ve sürenin yarıya indiğini belirtti. Şirket, ABD ve diğer ülkelerde pek çok hastahane inşa etmek adına anlaşmalar yaptı.

Şirketlerin defalarca negatif nakit akışıyla finanse edildiklerini ve yatırımcıların coşkusunun yanlış yerde yoğunlaştığını görmemek çok zor. Şirketler gezegenin nüfusunun çok küçük bir kısmını etkileyen sorunları çözüyor.

1990'ların sonlarında yaşanan internet balonu sırasında olduğu gibi bugün de halka arz edilen en çok şirket teknoloji sektörüne ait..

Diğer bir yandan, Google ve Facebook gibi şirketler gördükleri her şeyi milyar dolarlar, hatta onlarca milyar dolar karşılığında satın alıyor. Bu nedenle de değer tespitleri yüksek kalıyor.

Singh "Ortada bir balon var mı yok mu bilmiyorum ancak fazla değer verilmiş kocaman bir sektör var," diye konuştu.

Benim kendi görüşüm ise şu yönde, ortada bir finansal balon olup olmaması önemli değil. Önemli olan şey finansal açıdan güçlü olduğumuz zamanlarda teknolojiye akıttığımız parayı nasıl kullandığımız.

İster net toplumsal fayda perspektifinden isterseniz sermayenin uzun vadede getirisi açısından bakın anlık mesajlaşmanın el değiştirmesinin 16 trilyon dolarlık reel ekonomide var olan sayısız potansiyel iş alanlarından daha iyi bir yatırım olup olmadığını sorgulamak için girişim sermayedarı olmanız gerekmiyor.

wsj.com.tr, 07.07.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.