Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Adım adım Halkbank'a

Adım adım Halkbank'a

Fransız BNP’ye İran’ın paralarını aklamaktan 9 milyar $ ceza kesmeye hazırlanan ABD’de, medya Türk bankalarını da aynı kategoriye aldı. Halkbank, İran’ın parasını sisteme sokmakla suçlanıyor

Başta ABD ve İngiltere’de olmak üzere regülatörler İran’a yönelik yaptırımları delen bankaların peşine düştü. Fransız BNP Paribas’a 9 milyar dolar ceza kesildiği belirtilirken, bankanın 1 yıl süre ile bazı alanlarda müşterilerinin yabancı paralarını ABD Doları’na çevrilmesi hizmeti vermesinin yasaklanması da gündeme geldi. 1 yıl ile sınırlı olacak yasak belirli faaliyet alanları kapsıyor. BNP, müşterilerinin işlemlerini gerçekleştirmesi için başka bir banka belirleyecek. Bu gelişmelerin ardından ise gözler 17 Aralık soruşturmasıyla gündeme gelen Reza Zarrab, Halkbank ve İran ilişkilerine çevrildi. Bloomberg’te yer alan bir haberde, İran’ın kendisine yönelik yaptırımları Zafer Çağlayan ve Reza Zarrab öncülüğünde yürütülen bir operasyonla deldiği dile getirildi.


Halkbank için örnek olması riski var


İran’a yönelik yaptırımların aşılmasına aracılık eden bankalar, ABD tarafından birer birer cezaya çarptırılıyor. Daha önce toplam 2.5 milyar dolar ceza ödeyen HSBC ve Standard Chartered’ın yanısıra; İtalya’dan Unicredit, İngiltere’den Royal Bank of Scotland (RBS), Almanya’dan Commerzbank ve Deutsche Bank İran’a yönelik yaptırımları delme suçlamasıyla mercek altına alınmıştı. Batılı regülatörler yaptırımlarını delen finans kuruluşlarına yönelik incelemelerini son yıllarda arttırırken İran, parasını dolaşıma sokacak yeni bir ülke bulmak zorunda kalmıştı. Yolsuzluk ve rüşvet davasına ilişkin hazırlanan fezleke olduğu iddia edilen belgelerin internete düşmesiyle bu ülkenin Türkiye, aracı bankanın ise Halkbank olduğu ileri sürülmüştü.

Halkbank ise özellikle İran’ın ambargolu petrol parasını uluslararası dolaşıma sokmakla suçlanıyordu. Ambargolu para ile altın ticareti arasındaki bağa dikkat çekiliyordu. Dış ticaret verileri arasında önemli bir kalem hâline gelen altın ithalatı da dünyanın gözünün Türkiye’ye dönmesine neden oldu.
Bloomberg’de yer alan bir haberde 800 milyar dolarlık Türkiye’nin 2013’te ekonomi bakanlığını üstlenen Zafer Çağlayan dönemine dikkat çekildi. Haberde; Türkiye bu dönemde mal hizmet ve sermaye ithalatına devam ederken, Çağlayan’ın bunu kapatmak için atılacak yeni adımlardan bahsettiği vurgulandı. Bloomberg’ün haberinde; Zafer Çağlayan’ın tapelerin çıkmasından üç hafta önce yaptığı ihracatın aylık bazda 1 milyar dolara yükseleceği açıklamasına dikkat çekildi. Erdoğan ile iki saatlik toplantı sonrasında bu açıklama gelmişti.


Rezza Zarrab yaptırımları deldi


Haberde, sürece dahil olan İran doğumlu iş adamı Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) eşsiz yöntemleri ile İran yaptırımlarını deldiği, Türk hükümetinin ekonomik dengeyi sağlayabilmesi için anahtar hâline gelen altın satışını Sarraf’ın gerçekleştirdiği vurgulandı. Türkiye ekonomisinin altın transferi ile hızlı yükseliş yapan ticaretinin dikkatleri üzerine çekmeye başladığı belirtilirken, 2011’de 35 milyon dolar olan ihracatın 2012’de 6.5 milyar dolara sıçradığı kaydedildi.

Bloomberg, Çağlayan’ın altın ticaretinin önemli bir savunucusu olduğunun ancak İran’a altın ticareti ile ilgili tatmin edici bir açıklamanın yapılmadığının altı çizildi.


Türk bankaları İran’ın parasını kurtardı


Bloomberg’e göre; Çağlayan’ın ve ortaklarının gizli çabaları sayesinde Gana’dan Çin’e uzanan bir ağ kurularak tonlarca atının yer değiştirdiği hakkında yapılan soruşturmalar ile ortaya çıktı. İran parasının Türk bankaları ile kurtarılması Dubai güzergahının da kullanılması ile başarı olarak lanse edildi. Temmuz 2013’te ABD’nin İran yaptırımlarının sıkılaştığı dönemde de Zarrab ve ortaklarının çalışmaları devam etti. Binlerce tonluk altın bazen de hayali olarak transfer edildi.

 

 

Taraf, 27.06.2014

Irak petrolünden Halkbank'a 93-94 milyon dolar yatıyor

Bakan Yıldız, "ister El Ambar, ister Basra'dan, ister kuzey, güney, batı, doğu nereden gelirse gelsin bu petrole, Irak'ın petrolü olarak bakıyoruz" dedi ve Halkbank'a yatan miktarın 93-94 milyon dolar civarında olduğunu kaydetti

Sait Halim Paşa Yalısı'nda düzenlenen The Bosphorus Energy Club'a katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, toplantının basına açık bölümünde gazetecilerin sorularını cevapladı. Ceyhan'da depolanan petrol miktarının sorulması üzerine Bakan Yıldız, "Sevkiyatlar başladığı için sürekli değişen bir stoklama miktarı var. Bunun 2,3 milyon varil civarında olduğunu söyleyebiliriz. 100-200 bin varil azalan ve artan oranlarda 2 milyon varillik bir stokla çalışılıyor. Günlük 120 bin varil civarında kuzeyden gelen ham petrol var" dedi.

Sözleşmelerin sürdürülebilir olduğunu daha önce söylediğini, ister El Ambar, ister Basra'dan, ister kuzey, güney, batı, doğu nereden gelirse gelsin bu petrole, Irak'ın petrolü olarak baktıklarını dile getiren Yıldız, aktarılan kargonun tümünün Bağdat'a dekontları gönderilen petrol miktarları olduğunu kaydetti.

SATAN IRAK AKIBETİ BİZİM PROBLEMİMİZ DEĞİL

Bakan Yıldız, "Halkbank'a yatan para için de aynı şey söz konusu... Bu şeffaflığa her zamankinden daha da fazla uyacağız. Sözleşmelerin Irak ve Türkiye'nin normalleşmesi için ciddi ve önemli katkılar sağlayacağını önümüzdeki yıllarda daha da iyi anlayacağız. İsrail'e kargo gitti mi? Gitmedi mi? Aslında petrolün sahibi kimdi? O petrol başka bir yere mi gitmişti? Petrol Irak'ın petrolü, bunu ihale eden, satan Irak. Avrupa, Akdeniz Borsası'na gönderip oradan ikinci el piyasalarına mı düşer, bizzat rafineri içinde mi harcanır, bunlar bizim doğrudan problemimiz değil" diye konuştu.

Halkbank'a Irak petrolüne ilişkin yatırılan miktarın sorulması üzerine bakan Yıldız, "Halkbank'a yatan miktar 93-94 milyon dolar civarında ve bir 3-3,5 milyon dolar daha o kargoya has gelecek. Farklı teknik sebeplerden dolayı faz farkıyla yatacak ve bundan sonraki kargoların da aynı şekilde devam edeceğini umuyoruz" cevabını verdi.

IŞİD'İN ELİNDEKİ BECİ RAFİNERİSİNE HAM PETROL POMPALANAMIYOR

Dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani yaptıkları görüşme hakkında da bilgi veren Taner Yıldız, görüşmede enerji konularının da ele alındığını, Beci Rafinerisi'nin Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) elinde olmasından dolayı, buraya ham petrol pompalanmadığını, dolayısıyla petrol ürünlerinin de elde edilemediğini belirtti. Bu durumun yalnızca Erbil'i değil, Süleymaniye ve diğer bölgeleri de petrol ürünleri açısından etkilediğinin altını çizen Bakan Yıldız," Türkiye'nin şu anda hali hazırda 9 bin tonluk, 360 tankerli günlük bir sevkiyatı var ama ek olarak günlük 4 bin ton civarında, bu da yaklaşık 160 tanker civarında bir miktar yapar, bu kadar daha kapasitenin artırılması resmi olarak bizden talep edildi. Bunu Türkiye karşılayabilir ama Habur'dan hepsi aynı anda geçer mi? Oranın lojistiğini mutlaka artırmamız, kapasiteyi geliştirmemiz lazım. Habur'un karşı tarafında bunlar için biraz daha çalışmaya ihtiyaç var diye düşünüyoruz. O yüzden o sınır kapısının müsaade ettiği kadar, bunları aktarmayı düşünüyoruz. Bununla alakalı mevzuat alt değişiklikleri gerekiyorsa onlar yapılacak, hatta yapılmaya başlandı. Bütün bu hareketlenmeler, büyük bir hassasiyetle takip ettiğimiz, Türkiye'de kaçak akaryakıtla alakalı mücadelemizi herhangi bir sekteye uğratmaz. Çünkü biz Türkiye'de her şeyin legal olmasını istiyoruz" dedi.

 

 

Taraf, 27.06.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.