Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 6 maddelik 'çözüm' paketi Meclis'te

KANUN TASARISINA DİKKAT ÇEKEN İSİM

6 maddelik 'çözüm' paketi Meclis'te

AK Parti iktidarı tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu'nca 18/6/2014 tarihinde kararlaştırılan 'Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı' Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na gönderildi.

6 madde ile amacının açıklandığı kanun tasarısına verilen isim ise siyaset kulisleri ve sosyal medyada gündem oldu. Pakette tasarının amacı şöyle açıklandı:"Bu kanunun amacı, terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi için yürütülen çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir."

DİĞER MADDELER DE NELER VAR?

Madde 2'de ise "Hükümet, çözüm süreci kapsamında aşağıdaki hususlarda gerekli çalışmaları yürütür. Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine yönelik siyasi, hukuki, sosyo-ekonomik, psikolojik, kültür, insan hakları, güvenlik ve silahsızlandırma alanlarında ve bunlarla bağlantılı konularda atılabilecek adımları belirler. Gerekli görülmesi halinde, yurt içindeki ve yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmalar yapılmasına karar verir ve bu çalışmaları gerçekleştirecek kişi, kurum veya kuruluşları görevlendirir. Silah bırakan örgüt mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirleri alır. Bu kanun kapsamında yapılan çalışmalar ile alınan tedbirlere ilişkin kamuoyunun doğru ve zamanında bilgilendirilmesini sağlar. Alınan tedbirlere ilişkin uygulama sonuçlarını izler ve ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlar. Gerekli mevzuat çalışmalarını yapar." deniyor.

YETKİ BAKANLAR KURULU'NDA

Yetki ve sekreteryadan Bakanlar Kurulu sorumluyken, çözüm sürecine ilişkin gerekli kararları almaya yetkili olacak. Çözüm süreci kapsamında yapılan çalışmaların koordinasyonu ve sekretarya hizmetleri Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından yürütülecek. Bu kanun kapsamında verilen görevler, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca ivedilikle yerine getirilecek. Bu kanun kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğu olmayacak.

GENEL GEREKÇE

Türkiye'nin, 2002 yılından itibaren, tarihinin en kapsamlı demokratik değişim, dönüşüm ve normalleşme süreçlerini yaşadığının belirtildiği 'Genel Gerekçe' bölümünde, "Bu süreçlerde, toplumun tamamını kucaklayan, temel hak ve özgürlükler alanını genişleten, vatandaşların ülkeye aidiyetlerini ve devlete güvenlerini pekiştiren sessiz devrim niteliğinde ileri adımlar atılmış, köklü reformlar gerçekleştirilmiştir. Milletimizin talep ve beklentileri doğrultusunda gerçekleştirilen bu reformlar, toplumun farklı kesimleri tarafından yaygınlıkla benimsenmiştir. Atılan bu adımların oluşturduğu olumlu psikolojik ortam, Türkiye'nin geçmişi on yıllan bulan ve toplumun barış ve kardeşliğine yönelik en önemli tehdidi oluşturan terör sorunuyla mücadelede bir paradigma değişikliğinin ve çözüm perspektifinin önünü açmıştır. Böylece terör sorunu ile vatandaşların meşru ve demokratik talepleri birbirinden ayrılmış, tüm toplum kesimlerinin sorunlarına karşı daha duyarlı bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu kapsamda, 2009 yılı Temmuz ayında terörü sona erdirmek ve toplumsal barış ve kardeşliği güçlendirmek amacıyla Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi başlatılmıştır. Bu süreçte, ülkemizde çeşitli toplum kesimlerinin sorunlarıyla yüzleşmeyi ve çözümler geliştirmeyi mümkün kılan özgür ve dinamik bir tartışma ortamı ortaya çıkmıştır. 2012 yılı sonlannda ise daha güçlü, demokratik, özgür, güvenli ve huzurlu bir Türkiye için bir Devlet politikası olarak çözüm süreci başlatılmıştır. Çözüm sürecinin nihai hedefi; terörün tamamen sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi ile milli birlik ve beraberliğin pekiştirilmesidir. Çözüm süreci, şiddeti ve silahı aradan çıkarma, sözü, düşünceyi ve siyaseti devreye alma sürecidir. Toplum, çözüm sürecine güçlü bir destek vermekte olup, kamuoyunda sürece ilişkin olumlu bir beklentinin hakim olduğu gözlemlenmektedir. Çözüm sürecinin topluma mal olmasında düşünür, yazar, akademisyen, sanatçı gibi toplumun farklı kesimlerinden ve saygın isimlerden oluşan Âkil İnsanlar Heyetinin samimi gayretlerinin de katkısı olmuştur. Artan kamuoyu desteği bu sürecin başarıya ulaşmasının en önemli garantisidir. Öte yandan, 9/4/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde toplumsal barış yollanmn araştırılması ve çözüm sürecinin değerlendirilmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuştur. Komisyonun sekiz ayı bulan çalışmaları sonucunda hazırlanan nihai rapor, sorunun çözümüne ışık tutacak önemli tespit ve öneriler içermektedir. Aynca ülkemizin demokratikleşme tarihinde oldukça önemli bir yer teşkil eden ve "Dördüncü Demokratikleşme Paketi" olarak da bilinen 2/3/2014 tarihli ve 6529 sayılı Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile çözüm süreci bağlamında da önemli düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Sürecin ilk olumlu etkisi, akan kanın yaklaşık ondokuz aydır durması, dolayısıyla vatandaşlanmızın daha güvenli ve daha huzurlu bir ülkede yaşamaları olmuştur. Çözüm süreci sayesinde ülkemizin özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri on yıllardır özledikleri normalleşme görüntülerine kavuşmaya başlamıştır. Bölgede ekonomi ve turizm canlanmaya başlamış; normalleşme ortamının olumlu yansımaları, yaşamın tüm alanlannda çok daha fazla hissedilir olmuştur.

Çözüm sürecinin başarıya ulaşması Türkiye'nin hızlı bir ekonomik gelişme ve kalkınma hamlesi içine girmesini sağlayacaktır. Ülkemiz bu temel sorununu çözdükten sonra bütün gücünü ve dinamizmim ekonomik gelişmeye aktarma fırsatı bulacaktır. Çözüm süreci, çok boyutlu ve değişik aşamalar içeren dinamik bir süreçtir. Dolayısıyla sürecin farklı aşamalarında atılması gereken yeni adımlar söz konusu olabilecektir. Bu ise Devlet kurumlarının arasındaki etkin koordinasyonun yanısıra halkın ve sivil toplumun sürece aktif katılımlarını sağlayacak düzenlemelerin oluşturulmasını gerektirmektedir. Çözüm süreci, hâlihazırda ilgili kurumların mevzuatları çerçevesinde yürütülmektedir. Gelinen noktada, sürecin ilerletilmesi ve Devlet politikası niteliğinin pekiştirilmesi açısından, münhasıran çözüm sürecine ilişkin yasal bir düzenieme yapılmasında fayda görülmektedir. Terör eylemleri sürdüğü müddetçe, güvenlik güçlerinin ve adli makamların hukuk içinde kalarak bunlarla mücadele etmesi kanuni görevleridir. Diğer yandan, bir hukuk devletinde fözüm süreci çerçevesinde görevin ifası niteliği taşıyan faaliyetler nedeniyle kişilerin hukuki, cezai ve idari yönlerden sorumlu tutulma tehdidi aitmda kalmaları da kabul edilemez. Dünyadaki benzer süreçler incelendiğinde sorunun niteliğinden ve ülkelerin kendi özgün şartlarından kaynaklanan farklı fiili ve yasal uygulamaların söz konusu olduğu dikkat çekmektedir. Çözüm sürecinin milli niteliği ve bugüne kadarki ulusal ve uluslararası deneyimler dikkate alınarak hazırlanan Tasarı, ülkemizdeki çözüm sürecinin daha güçlü bir yasal dayanağa kavuşturulmasını amaçlamaktadır." deniyor.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE GÖREV ALANLARA İDARİ VE CEZAİ SORUMLULUK DOĞMAYACAK

'Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'nın gerekçelerinde ise kanunun amacı, "Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi için başlatılan çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları düzenlemek" olarak belirleniyor.

2. Madde ile hükümetin çözüm süreci kapsamında alacağı tedbirler ile ilgili uygulama, izleme ve koordinasyon görevleri düzenleniyor.

3. Madde ile çözüm sürecine ilişkin hususlarda Bakanlar Kurulu'na gerekli kararları alma yetkisi veriliyor. Bu kapsamda kamu kurum ve kuruluşları Bakanlar Kurulu'nca alınan kararların yanı sıra ilgili mevzuatlarından kaynaklanan görev ve yetkileri yürütmeye de devam edecek. Madde ile aynca, çözüm süreci kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin koordinasyonun ve sekretarya hizmetlerinin Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından yürütüleceği hüküm altına alınıyor.

4. Madde ile Kanun kapsamında verilen görevlerin, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca ivedilikle yerine getirileceği düzenleniyor. Öte yandan, bu süreçte görev alanların ve çalışmalara katılanlann, gerçekleştirdikleri faaliyetler nedeniyle gelecekte herhangi bir yaptırım tehdidi ile karşılaşmamaları amacıyla, bu görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğunun doğmayacağı yönünde düzenleme yapılıyor.

Zaman, 26.06.2014

Meclis'e geldi adı da ilginç
Yeni çözüm paketi TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Paketin adı "Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi"... Tasarı adeta jet gibi görüşülecek, çarşamba günü 10.30'da İçişleri Komisyonu'nda ele alınacak.

Hükümet, çözüm süreci çerçevesinde attığı adımları yasal hale getiren, "açılım tasarısını" TBMM'ye resmen sundu. Hükümet, çözüm süreci için halen yürürlükte olan kanunlarda değişiklik yapmak yerine, sürece "yasal zemin" oluşturan yepyeni bir kanun çıkarmayı tercih etti.

İŞTE PAKET METNİNİN TAMAMI

Tasarı ile hükümetin çözüm süreci yetkileri yasal hale getirilirken, çözüm sürecinde görev alanların "hukuki, idari ve cezai sorumluluğu olmayacağı" hükmü getirildi.
Tasarıda ayrıca, hükümete dağdan inecek PKK'lılar için rehabilitasyon imkanı yaratma yetkisi" de veriliyor.
Kanunun amacı "çözüm sürecine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi" olarak açıklanan tasarıda hükümete şu yetkiler veriliyor;

"Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine yönelik siyasi, hukuki, sosyo-ekonomik, psikolojik, kültür, insan hakları, güvenlik ve silahsızlandırma alanlarıda ve bunlarla bağlantılı konularda atılabilecek adımları belirler.
* Gerekli görülmesi halinde, yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmalar yapılmasına karar verir ve bu çalışmaları gerçekleştirecek kişi, kurum ve kuruluşları görevlendirir.
* Silah bırakan örgüt mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirleri alır
* Bu kanun kapsamında yapılan çalışmalar ile alınan tedbirlere ilişkin kamuoyunun doğru ve zamanında bilgilendirilmesini sağlar
* Alınan tedbirlere ilişkin uygulama sonçlarını izler ve ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlar, gerekli mevzuat çalışmalarını yapar."

SEKRETERYA KAMU GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞINDA
BAŞBAKAN "HÜKÜMET DEĞİL, DEVLET GÖRÜŞÜYOR" DEMİŞTİ
TBMM'ye bugün gönderilen kanun tasarısı ile, çözüm süreci çerçevesinde PKK ile yurtdışında ya da içinde görüşme yapma yetkisi "hükümete" veriliyor. PKK ile yapılan görüşmeler, Oslo müzakerelerine ilişkin ses kayıtlarının sızmasının ardından Türk siyasetinde polemik konusu olmuştu. Muhalefetin, özellikle de MHP'nin "Başbakan PKK ile görüşüyor" sözlerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tepki göstermişti.
Erdoğan, Eylül 2011'de yaptığı açıklamada Oslo görüşmelerinin, görüşmelerin yapıldığı tarihte "Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı" sıfatını taşıyan MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından yapıldığını vurgulayarak, "Öncelikle muhalefet partileri bir takım kavramları iyi öğrenemedikleri için ciddi bir siyasi sıkıntı yaşanıyor. Devletin söz konusu şahıslarla görüşme yapmama gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak biz hükümet olarak görüşme yapmıyoruz, biz bunu anlatmaya çalışıyoruz" demişti.

Başbakan, Eylül 2011 tarihinde ABD'ye seyahati öncesinde Oslo görüşmeleri konusunda şöyle konuşmuştu; "Göğsümü gere gere söylüyorum, devlet bu görüşmeleri yapar. Ama 3 tane 5 tane koyun güdmemiş adamdan siyasetçi olmaz. Hükümete yönelik laflarını aynen kendilerine iade ediyorum. Kendilerine şunu söylüyorum, devlet nedir, hükümet nedir bunu gidip öğrensinler."
Kanun tasarısında, çözüm sürecine ilişkin çalışmaların koordinasyonu ve sekreterya hizmetlerinin de Kamu Güvenliği Müsteşarlığı tarafından yürütüleceği hükmü yer alıyor.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE GÖREV ALANLARA YASAL ZIRH
Tasarı ile, çözüm sürecinde görev alanlara da yasal zırh geliyor. Kanun tasarısının ilgili maddesi şöyle;
"Bu kanun kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğu doğmaz."

"KÜRT YASASI"NA HDP'DEN İLK TEPKİ

HASİP KAPLAN: SÜRECİN YASALLAŞMASI TALEBİMİZDİ
Hükümetin bugün TBMM'ye gönderdiği "Kürt yasasına" HDP'den ilk tepki geldi. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan Hürriyet'e yaptığı açıklamada, "sürecin yasallaşması başından beri talebimizdi" dedi.
Kaplan, şöyle konuştu;

"Sürecin yasallaşması konusunda başından beri talebimiz var. Sürecin Meclis'te şeffafca görüşülmesini istiyorduk. Bu tasarı o anlamda değerlendirilmeli. İçeriğini de ayrıca grubumuzda değerlendirip, ayrıntılı bir açıklama yapacağız".

BOŞ SIRALARLA ÇALIŞIYOR

Meclis Genel Kurulu’nda çalışmalar sürüyor, ancak oturumlar yalnızca birkaç milletvekilinin katılımı ile yapılıyor. Kamuoyunda “Böcek Komisyonu” olarak bilinen haberleşme özgürlüğüne ve özel hayatın gizliliğine yönelik ihlallerin tespiti ve önlenmesine ilişkin tedbirlerin belirlenmesine yönelik kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nun raporu üzerine yapılan görüşmeler sırasında Başkanlık Divanı, komisyon sıraları ve kürsüde konuşan vekil dışında yalnızca 8 milletvekili fotoğrafa yansıdı. Başbakan Tayyip Erdoğan, son grup toplantısında meclis çalışmalarının süreceğini açıkladıktan sonra milletvekilleri arasında oluşan uğultuya, “Zor mu geldi?” diyerek espri yapmıştı.

BEŞİR ATALAY PAKETİN İÇERİĞİNİ ANLATTI
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm paketiyle ilgili açıklamalarda bulundu ve paketi anlattı. İşte Atalay'ın açıklamalarından satır başları:
Tasarı 6 maddeden oluşuyor. Hemen hemen her ülkede sonuçta böyle bir yasal zemin oluşturulmuş. O çalışmaların hepsinden de biz faydalanmış olduk.
Hem artan kamuoyu desteğiyle birlikte sürecin olgunlaştığı bir safhada bulunuyoruz. İşte bu çerçeve yasa tam da bu sırada bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır.
Burada maddeler olarak şöyle baktığımızda, içerik olarak. Genel manada tasarı çerçeve yasa ve 6 maddeden oluşmaktadır. iki temel hedef esas alınmıştır. bir şiddetin sona ermesi, toplumsal bütünleşmenin özendirilmesi.
Birinci maddede ifade edilen budur. Çözüm süreci bilinen bir kavram. Tanımını yapmak yerine işte hedeflerini amaçlarını ifade etmiş oluyoruz. Yasanın özü de bu çözüm sürecinin usül ve esaslarını belirlemektir.
İkinci maddede, hükümet şu çalışmaları yapar diye görev verilmektedir. Hükümete sorumluluklar veriliyor. Sürecin yürütülmesi, gerekli tedbirlerin alınması, koordinasyonun sağlanması çerçevesinde gruplandırılabilir. Kısa orta ve uzun vadede yapılacak çalışmalarla ilgili hükümete görev verilmektedir.

Yine ikinci maddede, süreç kapsamında, temas diyalog görüşme gibi siyasi irade gerektiren konularda bir bakanlık yerine bakanlık kurulu kararı alınması yoluyla konunun bir hükümet politikası olarak daha hızlı ve etkin biçimde uygulanmasına imkan sağlanmaktadır. Yine ikinci madde içinde, çözüm sürecinin nihai aşaması olan silahları bırakması hususu dikkate alınarak, eve siyasete dönmüşler, sosyal yaşama katılım, uyum ve rehabilitasyon kapsamında atılması gereken adımlara vurgu yapılmaktadır. Detaylı bilimsel ve sosyoloji çalışmalar kurumlarımız tarafından yapılmaktadır.

DAİMA ŞEFFALIK İÇİNDE...
İkinci madde içinde, bu konularda kamuoyunun doğru ve zamanında bilgilendirilmesi hususu da yer almaktadır. Biz daima çözüm sürecini şeffaflık içinde yürütmeye özen gösterdik. Bu yasa ve diğer çalışmalarda da bunu koruyacağız, kamuoyunu bilgilendireceğiz. Çözüm süreci büyük toplumsal destekle yürüyor. O olmasa çözüm sürecinin yürümesi zorlaşır. Biz bundan sonra da bu toplumsal desteği arkamıza alarak şeffaf şekilde çalışmaları yürütmeyi esas alıyoruz.

ŞU AN BELİRLEDİĞİMİZ BİR ŞEY YOK

Çözüm süreci kapsamında hayata geçirilen tedbirlerin sonuçlarının izlenmesi ve görev çakışmalarının mükerrerliklerinin önlenmesi bakımından ilgili kurumlarla koordinasyonun sağlanması bu maddenin diğer bir amacıdır. Kuşkusuz çözüm sürecin sağlıklı şekilde yürütülebilmesi için daha başka yasal çalışmalara ihtiyaç duyulabilir. Şu anda belirlediğimiz bir şey yok. Ama yol haritası içinde gerekebilir. O zaman onlar da kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Yetki tamamen bakanlar kuruluna aittir. Kurul kararı alacak ve görevlerini bildirecektir. Yani kanun kapsamında ihtiyaç duyulan gerek görülen konularda yetki burada düzenlenmektedir. Burada hükümete daha geniş bir yetki verilmektedir. Burada bir de sekretarya ve koordinasyon görevi var. yine bu üçüncü maddede düzenleniyor. Başbakanlığa bağlı, bana bağlı olarak çalışan, kamu güvenliği müsteşarlığı yürütecek. Bu da maddede bu şekilde düzenlenmektedir.
Kararların yerine getirilmesiyle ilgili son olarak da, dördüncü maddede kamu kurum ve kuruluşlarına bu konuda verilen görevlerin zamanında yerine getirilmesi, amacıyla bu konudaki kararların ivedilikle yerine getireceği açık biçimde düzenlenmektedir. Zaten terör eylemleri sürdüğü müddetçe, bunlarla mücadele etmesi kanuni görevleridir. O da burada ifadesini buluyor. Bu süreçte görev alanlar ve çalışmalara katılanların gerçekleştirdikleri faaliyetler nedeniyle gelecekte herhangi bir yaptırımla karşılaşmamaları amacıyla, görevi yerine getiren kişilerin, hukuki idari sorumluluğu olmayacağı yönünde bir düzenleme yapılmaktadır. Terörü sona erdirmek amacıyla, bir görevin ifası nedeniyle yapılan faaliyetlerin, terörle mücadele mevzuatı kapsamında soruşturulması çelişkisi önlenmiş olacaktır. Yani bu çalışmaları, gerek güvenlik birimlerimizin, gerek süreci yürütmek için rol alan siyasi ve idari kadroların rahat çalışmaları anlamında bir güvence bu şekilde getirilmektedir.

ZATEN BİLİYORSUNUZ...
Son iki madde zaten biliyorsunuz, yürürlük maddeleridir. Böylece altı maddeden oluşan kısa çerçeve bir yasadır. Son günlerde bu yasaya, tasarıya destek açıklaması yapan ana muhalefet partisi ve diğer bazı açıklamalar var, HDP kesimi. Onların da meclis’te bu konuya bakışlarını desteklerini umarız görmüş oluruz.

Sürecin içinde toplumsal kesimlerin vatandaşların bilgilendirilmesi düşüncelerinin alınması anlamında akil insanlar heyeti oluşturmuştuk. Onların raporlarında da bu çalışmalar vardır. Bu yasanın ana hatlarıyla o raporlarda, komisyon raporlarında, akil insanlar raporunda da teklif olarak yer aldığını ifade etmek isterim. Genel olarak çerçevesi budur. Şunu da ekleyerek bitireyim. Zaman zaman çözüm süreciyle ilgili ön yargısı olanlar, karşı tutum içinde olanlar, bazı muhalefet partileri, ne olup bittiğini bilmiyoruz vesaire gibi açıklamalarda bulunuyorlar. Onlar için de bir anlamda bir cevaptır. Çözüm sürecinin hedefi inşallah ülkemizin büyük sorunlarını, görüşmelerle ince ince dokuyarak ve vatandaşlarımızı iyi anlayarak onların geçmişte uğradığı haksızlıkları gidererek Türkiye’yi normalleştirmektir. Biz bu yönde çok mesafe aldık. Hedefimiz şudur, neticede çözüm süreci başında da ana hatları üzerinde, örgüt mensuplarının silahları bırakması, devletin de bu insanların evlerine, normal hayata, siyasete dönmeleri için kendine düşen çalışmaları yapmasıdır.

Hürriyet, 26.06.2014

Meclis boş sıralarla çalıştı
Meclis Genel Kurulu’nda çalışmalar sürdü, ancak oturumlar yalnızca birkaç milletvekilinin katılımı ile yapıldı. Bugün yapılan görüşmelere sadece 9 milletvekili katıldı.

Kamuoyunda “Böcek Komisyonu” olarak bilinen haberleşme özgürlüğüne ve özel hayatın gizliliğine yönelik ihlallerin tespiti ve önlenmesine ilişkin tedbirlerin belirlenmesine yönelik kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nun raporu üzerine yapılan görüşmeler sırasında Başkanlık Divanı, komisyon sıraları ve kürsüde konuşan vekil dışında yalnızca 8 milletvekili fotoğrafa yansıdı.

Başbakan Tayyip Erdoğan, son grup toplantısında meclis çalışmalarının süreceğini açıkladıktan sonra milletvekilleri arasında oluşan uğultuya, “Zor mu geldi?” diyerek espri yapmıştı.

Hürriyet, 26.06.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.