Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kılıçdaroğlu: "Hükümetin Irak'a silah sevkiyatını belgeleriyle paylaşacağız"

"Hükümetin Irak'a silah sevkiyatını belgeleriyle paylaşacağız"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, IŞİD'in elinde bulunan Türk vatandaşlarından dolayı hükümeti eleştirerek, "Düne kadar söyledik bölgeye silah göndermeyin. Yüzlerce tır gitti. Hepsinin içi silah dolu. Önümüzdeki günlerde bu konuda bir dosyayı arkadaşımız açacak. Göreceksiniz. Silahı nasıl sevk ediyorlar. Bütün ayrıntıları kamuoyu ile paylaşacağız" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

CHP grubunda Şili'den Soma dayanışması için gelen iki Şilili madenci de yer aldı.

Geçen grupta Ekmel beyden söz ederken Çankaya'nın noteri olmayacak dedik. Noter arkadaşlar alınmışlar. Bizim işimiz önemli. Biz doğru olduğuna inandıktan sorna onaylarız dediler. Biz onların yaptığı gibi yapmayız diyorlar. Amacım onları üzmek değildi. Amacım cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak kişinin anayasaya sadık kalmasıydı. Ettiği yeminin arkasında durmasıydı. Anayasaya aykırı düzenlemeler geldiğinde TBMM'ye gerekçesiyle geri göndermesiydi. Noter arkadaşlarım sakın ola ki üzülmesinler.

Türkiye'nin durumunu biliyoruz. Ortadoğu da malum. Kan gövdeyi götürüyor. Yazık günahtır dedik. Bölgeye silah sevketmeyin dedik. Türkiye cumhuriyeti ellerine silah tutuşturmasın dedik. O bölgede huzur olursa bizim ülkemizde de olur. Kardeşlikten hiçbir toplum zarar görmez. Ama kavga her zaman zarar verir. şimdi IŞİD çıktı. Şu Allah'ın hikmetine bakın Erdoğan bu bir terör örgütüdür diyemiyor. insanları yatırıyor göğsünü çıkarıyor kalbini çiğ çiğ yiyor ama o sırtlarını sıvazlıyor. bunu anlamıyorum. İnsan olarak anlamıyorum. Bırakın siyasetçiyi. İnsana zulmeden insanı öldüren bir kişiye siz nasıl sempati duyabilirsiniz?

İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Şilili madenci dostlarımızla görüşeceğiz. Ülkenin her zamankinden daha fazla huzura ihtiyacı var. Bana takdim edilen zeytin ağacı da bu çabamıza katkı vermiş olur.

Yüze yakın Türk Musulda tutsak. Rehin alındı. Güvence altında oldukları söyleniyor. Ama Türkiye'ye getirilemediler. Türkmenler de var. Telafer'den 300 bine yakın TÜrkmenin çıktığını biliyoruz. Türkiye'den yardım ve destek bekliyorlar. Erdoğan'ın bir şey yaptığını duydunuz mu? Vicdan sorgulaması yapıyor mu? Onun derdi başka. Onun derdi yeşil para da değil yeşil dolarlar. Aile boyu bu planın içindeler. Türkiye'nin ortadoğudaki gücü iflas etti. Buradan hükümete çağrı yapıyorum. Merkezi Irak yönetimiyle görüşün. Bölgesel kürt yönetimiyle görüşün. Oradaki Türklerin güvencesi için her türlü çabayı gösterin. BM'yi harekete geçirin. İnsani yardım için Zaho'da merkez kurun. O insanlara bir şekilde bizim elimiz ulaşmalı. Silah değil. İnsani yardım yapmalıyız. Uluslararası kuruluşları harekete geçirmeliyiz. Irak yönetiminin Şiiler için kutsal mekanları korumak için askeri yığınak yaptığını biliyoruz. Türkmenleri de korumak için Kürt yönetiminin de desteği alınarak güven sağlanmalı.

'Hükümetin TIR'larla nasıl silah taşıdığını açıklayacağız'

Bölgeyi korumamız lazım. Bölgede huzursuzluk hepimizin için tehlikelidir. Fatura ağır çıkarsa bunun tek sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan olacaktır.

Düne kadar söyledik bölgeye silah göndermeyin. Yüzlerce tır gitti. Hepsinin içi silah dolu. Önümüzdeki günlerde bu konuda bir dosyayı arkadaşımız açacak. Göreceksiniz. Silahı nasıl sevk ediyorlar. Bütün ayrıntıları kamuoyu ile paylaşacağız. Türkiye'nin itibarını ayaklar altına almaya Erdoğan'ın hakkı yoktur. Cumhuriyetin birikimlerini özgürlük birikimlerini bir seferde ayaklar altına almaya hakkı ve yetkisi yoktur. Takipçisi biz olacağız.

Diyarbakır'a gittim. Büyük bir zevkle gittik. Bir grup milletvekili arkadaşımız da vardı. Onlara önce cumhurbaşkanlığı seçimlerini dikkatle izlemelerini ve oy kullanmalarını söyledik. Bizim yaptıklarımızı bölgede AKP şöyle anlatıyor. Biz bu sorunu çözeceğiz CHP engel oluyor diyorlar. Onlara bizim bu sorunun çözümüne yönelik yaptığımız bütün çalışmaları anlattım. Demokrasi bir bütündür dedik. Doğuda da batıda da demokrasi olacak. Bütün ayrıntıları anlattım. Beraber tartıştık. Sonuç şu. Biz samimi olarak bu sorunun çözülmesini isteyen partiyiz. Düşüncelerimizi samimi ifade ediyoruz. Adres olarka TBMM'yi gösterdik. En başından itibaren böyle yaptık. Orada da adresi gösterdim. Çünkü biz kimsenin burnu kanamasın istiyoruz. Ülkede barış ve huzur olsun. Böyle bir Türkiye arzuluyoruz.

Sonunda şu sonuca vardık. Sorunu çözmek istemeyen Adalet ve Kalkınma Partisidir. Onlar sorunu çözmek değil sorunu yönetmek istiyor.


'Balyoz kararı Ankara'da hakimler var dedirtti'

AYM balyoz davasıyla ilgili önemli bir karar verdi. Karar oy birliğiyle alındı. Ankara'da hakimler var dedirtti. Avrupa İnsan Hakları mahkemesine başvurmadan oraya gitmeden bu ülkenin yargıçları kendi özgür iradeleriyle en temel bir soruna çözüm geldi. Bu üç nokta çok önemlidir. Ankara'da hakimler var dedirten Anayasa Mahkemesi'ne şükranlarımı sunuyorum.

Dava konusunda yıllarca haksızlık yapılıyor dedik. İnsanlar boşuna zindanlarda bekliyor dedik. Hastalarla ilgilenilmiyor dedik. Deliller sahtedir dedik. Biz bunları dedik onlar bize siz de Ergenekoncusunuz darbecisiniz dediler. Oysa darbelerden en çok mağdur olan biziz. Bizim genelbaşkanlarımız hapse girdi. Onlar hapse girmedi. Bizim gençler öldürüldü onların gençlerine bir şey olmadı. Ama biz darbeci onlar özgürlükçü oluyormuşuz. Anayasa mahkemesi bunu ters yüz etti.

cnnturk.com, 24.06.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.