Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: Sana bu görevi kim verdi?

Erdoğan: Sana bu görevi kim verdi?
Diyarbakır’da Türk bayrağının indirilmesi nedeniyle Genelkurmay Başkanı’na istifa çağrısı yapan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye tepki gösteren Başbakan Erdoğan, "Sen ne zamandan beri cumhurbaşkanı oldun, istifa istemeye başladın. Sana böyle bir görevi kim verdi?” dedi.

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuşma yaptı.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

"Şimdi çatı cumhurbaşkanı adayı arıyorlarmış. Temeli olmayanın çatısı olur mu? Çatıdan temele inilmez.

AK Partili belediyelerin ilk işi; süratle yaya kaldırımlarında, yürüyüş yollarında engelli vatandaşlarımızın oralarda gidişini kolaylaştıracak düzenlemeleri, projeleri ona göre yapmak suretiyle gerçekleştirmesi lazım. Oralarda yürürken bizim vatandaşımızın, engelli vatandaşımızın, görme engellidir, rahatlıkla yürüyebilmelerine yönelik de işaretleri koyması gerekir, bizim bunları yapmamız şart. Bisiklet yollarına varıncaya kadar bizim bu yolları geniş tutmamız gerekir.

Biz medeniyet tasavvurumuzun gereği olan mimari anlayışı kesinlikle beldemizde de ilçemizde de ilimizde de yaparız, birilerine rant sağlamanın gayreti içerisinde olmayacağız. Sizler şehirlerin eminisiniz ama sahibi değilsiniz. Dikkatinizi çekiyorum; eminisiniz ama sahibi değilsiniz. Kararlarınızı şehrin tüm sahipleriyle istişare etmeniz üzerinizde bir vebaldir.

Yolları 24 ayar altınla döşeseniz onların söyleyeceği ‘bu teneke’. Öyle belediye başkanları vardı ki kibirlerinden yanlarına yaklaşamıyorlardı. Bakın artık yoklar.

Sanmayın ki, Gezi olayları, ağaç için, çevre için yapıldı. Sanmayın ki, 17 ve 25 Aralık operasyonları yolsuzluk için yapıldı. Yeni Türkiye, büyük Türkiye yürüyüşünü engellemek içindi.

Yerelde bu örgütün mensupları neye alet olduklarını bilmiyor olabilirler, bizim köylerimizde, beldelerimizde, ilçelerimizde gerçekten temiz kardeşlerimiz 'hizmet ediyor' diyerek bu örgüte destek verdiler, gönül verdiler, sadaka, zekat verdiler, kurbanlarını verdiler ama örgütün tepesiyle tabanı aynı istikamete bakmıyor, hatta aynı kıbleye bile yönelmiyor. Taban doğru istikamete bakarken, tepe yönetimi çok farklı istikametlerde ikbal arıyor. Belgeler yayınlanıyor, bunların medyası hemen 'yanlış' diyor. Bunlarda takiye meyrudur, yalan meşrudur, iftira meşrudur.

Benimle ilgili 245 dava açtılar. Ne olacak, duracak mıyız? Biz kefeni giyerek bu yola çıktık. Değil 245, 2450 dava da açsalar bu yolda ilerleyeceğiz. Ben belediye başkanlarımdan artık bunu istiyorum; bunlara verilmiş ne kadar yer varsa, ne kadar bina varsa bunların hepsini hukuk içerisinde, demokrasi içerisinde tek tek geri almalısınız, tek tek. Bu benim için ne denli sorumluluksa, sizler için de aynı denli sorumluluktur.

Bize afra tafra yapan, partimizden milletvekili seçilen veya belediye başkanı seçilen ondan sonra partimizden istifa etmek suretiyle ayrılanlara karşı da herhangi bir iş takibinde, şunda bunda gereken tavrı koymalısınız, bunlar sizin semtinize dahi uğrayamamalı.

30 Mart CHP’yle, MHP’yle, BDP’yle ittifak yaptılar. Kapı kapı dolaşıp bu partilere oy istediler. 30 Mart’ta bir kez daha gereken cevabı aldılar.

CHP'nin genel müdürü telefon numaraları okuyor. Başkalarının telefon numaralarından sana ne? Kendi telefon numarasını sorsanız, bilemez, unutmuştur.

Hakkari’ye miting yapmaya gittiklerinde bayrak diye bir meseleleri yoktu. Niye bayrak yoktu? Sende yürek olsa o bayrağı orada dalgalandırırdın. Bendeki bayrak sevgisinin sende zerresi olamaz, sen kimsin?

Bahçeli kalkmış, Genelkurmay Başkanımızla ilgili 'istifa etsin' diyor. Sen ne zamandan beri cumhurbaşkanı oldun, istifa istemeye başladın. Sana böyle bir görevi kim verdi? Sen önce Sivas'tan öteye gitmesini öğren, Sivas'tan ötenin adresini biliyor musun? 30 Mart seçimlerinde ne Kılıçdaroğlu ne sen gidebildiniz mi Van'a, Diyarbakır'? Orası vatan toprakları değil mi, orada Türk Bayrağı dalgalanmıyor mu?

Mesele sadece bayrağı dalgalandırmak değildir, mesele o bayrağın gölgesinde var olduğunu gösterebilmektir. Ey MHP, ey CHP; Şemdinli'de neden yoksunuz, Çukurca'da neden yoksunuz? Biz oralarda teşkilatlarımızı dik tutabilmek için her türlü mücadeleyi veriyoruz.

Bunlar bayrağı uzaktan seviyor. O bayrağı koruyacak kadar güçleri yok. CHP de, MHP de bizim bayrak sevgimizi, aşkımızı ölçecek kalibreye sahip değil.

Alçakça saldırının her boyutuyla hesabını soracağız, soruyoruz. O hainin bulunması için çalışmalar ve gözaltılar devam ediyor. Kamu görevlileri için soruşturmaları başlattık. Büyük devletler böyle zavallı hainler karşısında vakarlarını yitirmezler.

Eğer vurulsaydı cesedi üzerinden istismar yapılacaktı. Vurulmayınca bayrak üzerinden istismar yapmaya çalışıyorlar. Gezi’de yarım kalan oyunu burada tamamlamak isteyecekler."

Şımarıklığa, eşkıyalığa göz yummayacağız. Bunlar karakter olsa o çocukların arkasına saklanmazlar. Niye o çocukları kullanıyorsun?

Şehirleri biz bozduk biz düzeltelim

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Partili Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme toplantısında konuştu

Erdoğan yerel yönetimlerde yapılacak işlerden, rakipleri siyasi partilere ve Gülen cemaatine, Lice’de bayrak indirme olayından Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar bir dizi konuda görüşlerini açıkladı. Erdoğan, şehirlerin bundan böyle dikey değil, yatay olarak inşa edilmesini istedi. Başbakan Erdoğan, AK Partili yerel yöneticilere cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak, "Sizden çalışmalara başlamanızı istiyorum" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

“İsabet yüzdesi fazla ya da eksik olabilir fakat yüksek olduğuna inanıyorum. Çünkü 45.5 gibi bir oranla seçimden çıktığımıza göre isabet oranı doğru. Keşke daha fazla olsaydı. İnşallah o günleri de görürüz. Liyakat ve ehliyet adayları belirlerken kullandığımız temel kriterler oldu. Her bir adayımızın Ak Parti politikalarını benimsemiş olmasını özellikle gözetmeye gayret ettik. Sizler sadece belediye başkanları değilsiniz, sizler sadece çöp toplayan yöneticiler değilsiniz. Sizler AK Parti’nin omuzladığı büyük emaneti taşıyan dava insanlarısınız. Diğer siyasi partilerle mukayese edilemeyecek farkı belediye başkanlığınız süresi içinde ortaya koyacaksınız

MUHTEŞEM ŞEHİRLER
 

En başta gönülleri fethedeceksiniz. Çok muhteşem şehirler inşa edebiliriz. Parklar bahçeler yapabiliriz. Ama şunu unutmayın Yunus Emre’nin dediği gibi hepsinden iyice gönüllere girmektir. Hizmet gerektir ama yeterli değildir. Sokakta yürüdüğünüz zaman arkanızdan ‘Bakın belediye başkanı geçiyor’ demesinler. ‘Bakın adam gibi adam geçiyor’ desinler.

AKINCI BEYLERİ

Sizler modern zamanın akıncı beylerisiniz. 500 kişilik köy, 2 bin kişilik belde deyip geçmeyeceğiz. O köyün o beldenin bundan 50 yıl 100 yıl sonrasının büyük bir şehri olduğunu düşünmemiz gerekiyor.

ÇATI CUMHURBAŞKANI

Şimdilerde moda var ya çatı cumhurbaşkanı arıyorlarmış falan. Temeli olmayanın çatısı olur mu? Çatıdan temele inilmez, temelden çatıya çıkılır.

Ecdadımız temelleri doğru atmıştır ama bunu yıktılar. Biz bu yıkılan çarpık kentleşmeyi düzeltmeye çalışıyoruz.

Çoğunuz yurtdışına gitti. Her bir belediye başkanımızın kendisine her gün bu soruyu defalarca sorması gerekir: Benim şehrim neden böyle değil?

Konya bugün de ihtişamlı bir şehir ama tarihte çok daha ihtişama sahipti.

ŞEHİRLERİ BİZ BOZDUK

Bizim yeniden hayranlık duyulan şehirlerimiz olmak zorunda. Bu şehirleri yine biz bozduk. İmara aykırı gecekondu, her vatandaşın açık bulduğu meydana istediği şeyi kondurmasıyla bozuldu. Şehirler nasıl bozulduysa bu kadro şehirleri yeniden inşa edecek.

Dizlerinin üzerine çökmesi istenen bu medeniyet sizlerin gayretleriyle ayağa kalkacak.

Her bir şehrin İstanbul’dan da güzel olması gayemiz olacak.

DAMDAN DÜŞEN BİRİ

Benim ilim, kentim küçük. Rezerv alanı meydana getirmem mümkün değil, gibi bahanelerin arkasına sığınmak gayretiyle bu tür kentsel değişim yapmaktan kaçmanın yollarını arıyor. Hiçbir yere sığınmanın anlamı yok. Belediyecilikte damdan düşen biri olarak açık söylüyorum: Hiç bunlara sığınmayın. Birilerine rant sağlamanın peşinde olmayacağız.

DİKEY MİMARİDEN YANA OLMAYIN

Fevkalade haller dışında hiçbir zaman dikey mimariden yana olmamamız lazım. Mimari estetiğimiz yatay mimari üzerinedir. 50 kat 10 kat binalar yapmak suretiyle kimseye hava atmanın peşinde olmayalım. Birilerine rant sağlamak için 100 kat bina yap, oradan götürsün. Biz buralarda hassas olacağız.

Küçük meseleler son derece önemlidir. Halkın kullandığı küçük alanlarda göze gönle yapılan yatırımlar büyük altyapı yatırımlarından kıymetlidir.

ENGELLİLER İÇİN YAYA YOLU VE BİSİKLET YOLU

AK Partili belediyelerin ilk işi yaya kaldırımlarında, yürüyüş yollarında engelli vatandaşlarımızın oralarda gidişini kolaylaştıracak düzenlemeleri yapmak. Oralarda yürürken engelli vatandaşımızın, görme engellidir, rahatlıkla orada yürüyebilmesi için işaretleri koyması lazım.

Bisiklet yollarına varıncaya kadar yolları geniş tutmamız lazım. En gelişmemiş yerde 2 çarpı 2 asgari, onun yanında da bisiklet yolu yapmak lazım.

VATANDAŞ SOKAKTA KENDİNİ EMİN HİSSETMİYOR

Vatandaş sokağa çıktığında kendini emin hissetmeli. Hissetmiyor. Nefes alacak park olmadıkça milyon dolarlar da verseniz gönül alamazsınız. Yangın oluyor, itfaiye o sokağa giremiyor. 5 seneyi uzun görmeyin. 5 sene yarın biter. Bunu böyle görün.

Kararlarınızı şehrin tüm sahipleriyle istişare etmeniz üzerinizdeki vebaldir. Tek bir çocuğun kanaati bile Mimar Sinan için önemliydi, sizin için de öyle olsun.

İdeolojik yaklaşımlar ne yaparsanız yapın karşı çıkacaklar. Onlar için söylemiyorum. Siz yolları 24 ayar altınla döşeseniz onlar bunun için teneke der. Onlar böyle.

Emaneti yere düşürürseniz sadece şehrinize değil bu davaya haksızlık etmiş olursunuz. Bu hareketin içinde kibir, şımarmak, insanlardan uzaklaşmak, kapıları kapatmak yoktur.

GEZİ

Öyle belediye başkanları vardı ki kibirlerinden yanlarına yaklaşılmıyordu. Bakın şimdi onlar yok.

Gezi olayları, 17 ve 25 aralık darbe girişimleri Türkiye’de güven ve istikrar ortamını hedef aldı. Dik durduk, milletin kazanımlarını koruduk 30 Mart’ta bayrağı bırakmadık.

Gezi’de siz ne yaparsanız yapın o malum çevreler o kadar önemli bir projeyi bile olumsuz, kötü göstermeye, bu paralel yapı, medyayla, yargıyla beraber hareket ederek böyle bir adım attılar.

ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ

O kışlanın röleveleri falan ortadayken bunlar gösterilmesine rağmen o zihniyet buna karşı çıktı. Onu biz değil de kendilerinden bir zihniyet yapsaydı karşı çıkmazlardı.

İşte Kültür Merkezi. Yıkılmak üzere. Onda da aynı yerde daha iyi bir kültür merkezi dedik. Onda da aynı şey.

Taksim mabetsiz. Onda da aynı şey. Trafiğin yeraltına alınması gündeme geldiği halde buna karşı bir tavır. Yapılacak olumlu şeylere karşı bunların yaklaşımı olumsuz.

BEYOĞLU’NDA PLESİBİT

Beyoğlu’nda plebisite gitsek Beyoğlu buna hayır demez, buna evet der. Mahalli seçimde de Beyoğlu’nu AK Parti’nin kazanması bunun ispatıdır.

Beyoğlu halkı hayır demiyor, evet diyor.

3. HAVALİMANI

Dünyanın en büyük havalimanı temelini attık. Dün ATAK helikopterlerinin devir teslim törenini yaptık. Havalimanı ile ilgili kolay kolay bir şey yazamıyorlar ama kenarından köşesinden nasıl bunu kötüleriz diye düşünüyorlar.

Demek ki burayı yapacak 5 tane yiğide ihtiyaç vardı. Yap, işlet, devret sistemiyle nasıl yaparız diye arayış içinde olduk. Sadece bir havalimanı inşa etmiyoruz. Bunlar aslında büyük davanın adamı olmanın gerçekleştiği anlardır.

BİZİM DE YOLLARIMIZ VAR

Bundan birkaç asır öncesine kadar bu topraklar dünyanın gıpta ile baktığı topraklardı. Bizi medeniyetten koparmak istediler. Bizi var olanla yetinmeye, başkasına hayranlıkla bakmaya mahkum ettiler.

Gelişmiş ülkelerin yollarına bakıyoruz, hayran kalıyoruz. Şimdi bizim de yollarımız var. Artık bizim de hızlı trenlerimiz var, otoyollarımız var.

SANMAYIN Kİ GEZİ AĞAÇ İÇİN YAPILDI

Bu gelişmeler kardeşlerimizi mutlu ederken aynı derecede hasımlarımızı ve hazımsızları da rahatsız ediyor. Onların da hazımsız olması bizi mutlu ediyor. Sanmayın ki Gezi ağaç için yapıldı. Büyük Türkiye birilerini rahatsız etmiş, içerideki piyonlarını kullanarak büyük Türkiye kuruluşunu engellemek istediler.

ÖRGÜTÜN TEPESİ İLE TABANI

Hizmet hareketi adı altında 35 yıldır bu topraklardan beslenen örgüt Türkiye’ye en büyük ihaneti yapmıştır. Yerelde bu örgütün mensupları neye alet olduklarını bilmiyor olabilir. Gerçekten temiz kardeşlerimiz hizmet ediyor diye bu örgüte gönül verdiler. Örgütün tepesi ile tabanı aynı kıbleye bile yönelmiyor. Taban doğru istikamete bakarken tepe yönetimi başka istikamette.

SANA NE? SEN Mİ BU ATAMALARI YAPACAKSIN?

Türkiye’nin milli kurumlarına saldırdılar. Neden MİT ile ilgilenir? Cemaat misin, örgüt müsün? Polisler görevden alınıyor ya da tayine diliyor. Hemen filanca yere gönderildi falan. Sana ne? Sen mi bu atamaları yapacaksın?

Demek ki onlar bu işin içinde var. Şu anda bazı belgeler yayınlanıyor. Ertesi gün bunların malum medyası bu yanlış diyor. Hemen tekrar konunca bunların medyası ortada kalıyor.

245 DEĞİL 2450 TANE DE AÇSALAR…

Hedefinin insan yetiştirmek olduğunu söyleyen örgüt, siyaseti dizayn etmeye nasıl bu kadar cüret edebilir?

Benimle ilgili 245 dava açtılar. Duracak mıyız? Yola çıkarken söyledik. Biz kefeni giyerek bu yola çıktı. 245 değil 2450 tane de açsalar yine bu yolda devam edeceğiz.

VERİLEN BİNALARI TEK TEK GERİ ALIN

Bunlara verilmiş ne kadar yer varsa, bina varsa hukuk içinde hepsini tek tek geri almalısınız. Bu benim için nasıl sorumluluksa sizin için de aynı denli sorumluluktur.

PARTİDEN AYRILANLARA TAVIR KOYMALISINIZ

Bizden bakan, vekil, belediye başkanı olup da partimizden ayrılanlara karşı da iş takibi falan gereken tavrı kendilerine koymalısınız. Bunlar semtinize dahi uğrayamamalı. Bunların da işveren örgütleri var.

Yıllar yılı bunların samimiyetlerine güvendik, hukuk içinde gereken desteği verdik. Bundan sonra bunlar bizden bu istikamette destek görmemeli. Bu ülkenin Başbakanına, bakanlarına bu denli saldırıda bulunanlar hukuk içinde bunların karşılığını görecek.
 

BAŞKASININ TELEFONLARINDAN SANA NE

(CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ima ederek) Dün çıkmış kürsüden bir takım telefonları açıklıyor. Sen telefonları yürüten sekreterya mısın? Başkasının telefonlarından sana ne. Kendisinin telefonunu sorsanız unutmuştur söyleyemez.

BENDEKİ BAYRAK SEVGİSİ

Biz bayrak şiirini Türkiye’nin her yerinde okuduk. Beyefendiler bu şiiri dün fark etti. CHP Hakkari’de miting yaptı. Hakkari’de o meydanda toplananlarda neden Türk bayrağı yoktu ey Kılıçdaroğlu? Sende yürek yok. Şimdi utanmadan sıkılmadan o bayrağı indirdiğimi söyleyecek kadar alçalıyor. Bendeki bayrak sevgisinin zerresi yok sende. Sen kimsin?

Bahçeli de ‘istifa etsin’ diyor. Sen ne zamandan beri cumhurbaşkanı oldun da istifa diyorsun? Sen önce Sivas’tan öteye gitmeyi öğren. 30 Mart seçimlerinde ne sen ne de Kılıçdaroğlu gidebildiniz mi?

Orada Türk Bayrağı dalgalanmıyor mu? Neden gidemediniz? Hakkari’ye Kılıçdaroğlu bir kez gitti. O seçimden 4. parti çıktı.

EY MHP, EY CHP

Ey MHP, ey CHP Şemdinli’de Çukurca’da neden yoksunuz. Orada teşkilatlarımızı dik tutabilmek için her türlü mücadeleyi veriyoruz.

DİREN LİCE DEDİLER

Bunlar bayrağı da uzaktan seviyor. Şimdi CHP’li vekiller çıkıyor Lice’de ölen 2 vatandaşın cenazesine koşuyorlar. Gelin şu gençleri yaşatalım desen gelmezler. Lice’de olaylar başlayınca Diren Lice dediler, olayları tahrik ettiler. Bayrağa saldırı olunca gerisin geri geldiler.

Ankara’da bayrağı yakacaksın, hiç gitmediğin Diyarbakır’da saldırı olunca üzerine atlayacaksın. Türk Bayrağı’nı kimsenin istismar aracı yapmayız. Ne MHP ne de CHP bizim bayrak sevgimizi ölçecek kalibreye sahip değildir.

O PROVOKATÖR VURULSA

Alçakça saldırının hesabını soruyoruz. O hainin bulunması için çalışmalar sürüyor. O provokatör vurulsaydı cesedi üzerinden istismar yapılacaktı. Şimdi bayrak üzerinden yapılıyor. Gezi’de yarım kalan oyunu şimdi burada ilerletmek isteyecekler.

Türkiye bu saldırılara geçmişte eyvallah etmedi, şimdi de etmez.

Bunlarda karakter yok. Karakter olsa o çocukların arkasına, o hanım kardeşlerimizin arkasına saklanmazlar. O kadar zavallılar ki MHP, CHP ve paralel yapıdan medet umar hale geldiler.

Terör örgütü de HDP de bölgeye acıdan başka bir şey vermedi. Öldürdüler. Şimdi Diyarbakır’da çocukları için eylem yapanları görünce elleri ayaklarına dolaştı. Tek parti zulmü daha kurulmadan çatırdamaya başladı. Halkım bu kan emici vampirlere itirazlarını daha da yükseltecek.

KÖŞK SEÇİMİ

Türkiye’de güven ortamı devam edecek, paralel yapıyla mücadele, çözüm süreci mücadelemiz devam edecektir. Parti politikamız şahıslarla bağlı değil. Herhangi bir değişiklik olursa bu değişiklik partiyi de Türkiye’yi de ileri götürecektir. Sizden çalışmalara başlamanızı istiyorum. Bu aynı zamanda 2015 seçimlerine hazırlıktır.

Ne CHP ne MHP ne de diğerleri cumhurbaşkanını halkın seçmesini istediler mi? Hayır onun da karşısında durdular.”

 

Taraf, 11.06.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.