Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Sivil yargı süreci başladı

Sivil yargı süreci başladı

'Millete ve hükümete kirli tezgâh' belgesinin ıslak imzalı orijinalinin ortaya çıkması üzerine soruşturma, sivil savcılığın inisiyatifinde derinleştiriliyor.

Önceki akşam bir araya gelen Başbakan Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, yargı sürecinin beklenmesi gerektiğine işaret ederken, dün önemli bir gelişme yaşandı. Belgeleri imha etmekle suçlanan 7 subay ve bir sivil memur, İstanbul Adliyesi'ne getirilerek Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara ifade verdi. Binbaşı Hicri Dinçerol şüpheli sıfatıyla sorgulandı, diğerleri tanık olarak dinlendi. Planda imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'in ise bu aşamada ifadeye çağrılmadığı öğrenildi.

Dün saat 13.00'te adliyeye gelen ve 4 saat ifade veren ekipte şu isimler yer aldı: "Albay Şükrü Kısadere, Binbaşı Hicri Dinçerol, üsteğmenler Kazım Bozkurt, Erhan Sakallı, Fatih Karacaer, Berrin Şahin, Başçavuş Mustafa Urhan ve sivil memur Rıfat Sülük." Söz konusu subayların isimleri ihbar mektubunda geçiyordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, askerlerin ifadelerinin alınması için Genelkurmay'a ihtarlı davet mektubu göndermişti. Konuyla ilgili açıklama yapan Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, Genelkurmay'dan 9 ismin çağrıldığını, bunlardan birinin yurtdışı görevi sebebiyle sorguda bulundurulamadığını kaydetti.

Beşiktaş Adliyesi'ne gelerek Ergenekon savcılarına ifade veren 6 subay ve bir sivil memurun ismi ihbar mektubunda 'temizlik timi' olarak geçiyor. Mektubun 3. sayfasında kadronun oluşturulması ile temizlik işlemi ayrıntılarıyla anlatılıyor.

Mektupta sivil savcılığın olaya el koyacağı anlaşılınca server (ana bilgisayar) dahil şubedeki bütün bilgisayarların toplatıldığı belirtilirken; "Alınan tüm bilgisayarlar özel programlarla 35 kez geri getirilemeyecek şekilde silinmiştir. Bu işlemler 19-20-21 Haziran 2009 tarihlerinde cuma, cumartesi ve pazar günü gizli bir şekilde gerçekleştirilmiştir." bilgisine yer veriliyor.

Ergenekon savcılarının tanık olarak ifadesini aldığı 7 kişilik timin belge temizliği operasyonundaki rolü şöyle anlatılıyor:

Albay Şükrü Kısadere: İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın bilgisayarlardan temizlenmesi işleminde yer aldı. Bu işlemde belgenin hazırlanmasında kullanılan tüm bilgisayarlar temizlendi ve ilgili evraklar imha edildi. Ekibin başında Org. Ergin Saygun'un özel sekreteri Kurmay Albay Uğur Berksun bulundu.

Üsteğmen Kazım Bozkurt: İrtica ile Mücadele Eylem Planı deşifre olduktan sonra bilgisayarların temizlenmesi işleminde yer aldı. Ekipte görev alan 7 kişiden biriydi.

Üsteğmen Erhan Sakallı: Planın imha sürecinde yer aldı. Görevli ekiple birlikte Bilgi Sistemleri İşletme Şubesi'nde söz konusu eylem planının hazırlanmasında kullanılan 30709, 33746, 40077, 27238, 27229 ve 16693 BİM numaralı bilgisayarların hard disklerinin geri getirilemeyecek şekilde silinmesini gerçekleştirdi.

Üsteğmen Fatih Karacaer: Albay Çiçek'in ve ilgili şubenin bilgisayarlarını inceleme ve temizleme işleminde Genelkurmay MEBS (Muharebe Elektronik Bilgi Sistemleri Okulu) Başkanlığı'nda görevli Karacaer de yer aldı.

Üsteğmen Berrin Şahin: İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı ortadan kaldıran ekipte yer aldı. Deniz Kuvvetleri MEBS (Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Okulu) Başkanlığı'nda görevli olan Şahin aynı zamanda Dursun Çiçek'in evini olaydan 5 gün sonra arayan Genelkurmay Askerî Savcı Yardımcısı As. Hak. Yzb. İ. Volkan Şahin'in de eşi.

Başçavuş Mustafa Urhan: Planı imha eden ekip içinde yer aldı.

Sivil memur Rıfat Sülük: İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın imhasını gerçekleştiren ekipte yer alan tek sivil isim. EMİNE DOLMACI İSTANBUL

Jet hızıyla tahliye edilen Çiçek gelmedi

Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek, 30 Temmuz 2009'da Beşiktaş'taki İstanbul Adliye binasında savcılar tarafından 9 muvazzaf subay ile birlikte sorgulandı.

tutuklanması istemiyle İstanbul Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. 1 Temmuz 2009'da tutuklandı.

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Çiçek'in tutukluluğuna avukatları tarafından gece yarısı itiraz edildi. Bir gün sonra da jet hızıyla tahliye edildi.

Tahliye kararını veren mahkemede yaşanan olağanüstü gelişmeler hâlâ tartışılıyor. 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, heyette üye eksikliği olduğu gerekçesiyle geçici görevle hâkim atandı. İstanbul Adalet Komisyonu, hâkim Faik Saban'ı görevlendirdi. Mesai saati bitmesine rağmen mahkeme yeni üyeyle birlikte itirazı incelemeye aldı. Tutuklama kararını veren hâkim heyette bulunmadı. Ve tahliye kararı çıktı.

Çiçek'i tahliye eden heyet üyelerinden başkan Erkan Canak ile üye hakim Faik Saban aynı araba ile adliyeden ayrıldı. Karar, anında cezaevine fakslanarak tahliye sağlandı.

Çiçek'in savcılık sorgusunda ilginç diyalogların yaşandığı ortaya çıktı. Savcılar, Çiçek'e eylem planıyla birlikte imzasının yer aldığı 'gizli' ibareli belgeleri gösterdi. Askerî savcılıkta verdiği ifade sırasında resmî evraka neden farklı imza attığını sordu. Suçlamaları kabul etmeyen Çiçek, söz konusu belgeyi kendisinin hazırlamadığını savundu.

Savcılar, Çiçek'in önüne kriminal raporlarının yanı sıra telefon dinleme kayıtlarını koydu. İddiaya göre telefon tapelerinde, görüştüğü bir kişi, Albay Çiçek'ten savcılara vereceği savunmasında imzasını değiştirmesini istiyordu.

Anayasa Mahkemesi raportörü:

Askere sivil yargı

yolunu açan değişiklik Anayasa'ya uygun

Anayasa Mahkemesi raportörü, askerlere sivil yargı yolunu açan Ceza Muhakemeleri Kanunu(CMK) değişikliğiyle ilgili raporunu tamamladı.

CHP'nin değişikliğin iptali istemiyle açtığı dava kapsamında hazırlanan rapor Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtıldı. Edinilen bilgiye göre, raporda askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını düzenleyen yasa değişikliğinin Anayasa'ya aykırı olmadığı görüşüne yer verildi. Kanun değişikliğinin AB'ye uyum kapsamında çıkarıldığı, Anayasa'nın 2. maddesindeki demokratik hukuk devleti ilkelerine uygun olduğu vurgulandı. Raporda, CMK değişikliğinin askerî yargıyı düzenleyen Anayasa'nın 145. maddesine de aykırı olmadığı belirtildi.

Raportörün görüşünün üyeler açısından bağlayıcılığı bulunmuyor. Anayasa Mahkemesi, CHP'nin başvurusunu reddetmesi durumunda askerî yargının görev alanı önemli ölçüde daraltılmış olacak. Şemdinli, Dağlıca davalarında yaşanan askerî-sivil yargı tartışmaları son bulacak. Yasanın iptali halinde ise Yüksek Mahkeme yeni yasa değişikliği için süre verecek. Yasa, değişikliğe kadar mevcut haliyle yürürlükte kalacak. Ancak yasanın iptaliyle birlikte yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi halinde mahkemeler arasında hukuk karmaşası yaşanacak.

Askerlerin CMK'nın 250. maddesine giren suçlarda sivil mahkemelerde yargılanmasını düzenleyen kanun değişikliği geçtiğimiz haziran ayında TBMM'de yasalaştırılmıştı. Değişiklikle sivillerin barış zamanında askerî mahkemelerde yargılanmayacağı, darbe ve darbeye teşebbüs ile devlet güvenliğine ilişkin özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda askerlerin sivil yargıda yargılanması hükme bağlanmıştı. TBMM Genel Kurulu'nda yasa değişikliğine destek veren CHP, iki gün sonra desteğini geri çekmişti. Ardından da düzenlemenin iptali talebiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açmıştı.

Zaman, 31.10.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.