Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Askerler savcılıkta ifade verdi

Askerler savcılıkta ifade verdi

İrticayla Mücadele Eylem Planı'yla ilgili olarak savcılığın çağırdığı 7 isim "tanık" sıfatıyla ifade verdi. "Şüpheli" sıfatıyla ifadesi alınan bir kişi de serbest kaldı. Belgenin altında imzası olduğu iddia edilen Albay Dursun Çiçek adliyeye gelen isimler arasında değildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, adliyede gazetecilere yaptığı açıklamada, kendisine 9 kişinin ifade için çağrıldığının söylendiğini, ancak bunlardan 1'inin yurtdışında olduğu için gelemeyeceğinin bildirildiğini ifade etti.

Beşiktaş Adliyesi'ne gelen isimler şöyle: Albay Şükrü Kısadere, Üsteğmen Erhan Sakallı, Üsteğmen Fatih Karacaer, Üsteğmen Berrin Şahin, Üsteğmen Kazım Bozkurt, Astsubay Başçavuş Mustafa Urhan ve sivil memur Rıfat Sülük.

Şüpheli sıfatıyla ifade veren kişinin kimliği henüz açıklanmadı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, askerlerin ifadelerinin alınması için geçen hafta Genelkurmay'a ihtarlı davet mektubu göndermişti. Subaylar ıslak imzalı eylem planının yer aldığı ihbar mektubundaki belgeleri yok etmekle suçlanıyor.

Türkiye'nin gündemine aylar önce gelen İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın sahte olduğu anlaşılmış ve askeri savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Ancak konu, geçtiğimiz günlerde bir subayın Ergenekon savcılarına gönderdiği ıslak imzalı belge ve beraberindeki 5 sayfalık ihbar mektubuyla tekrar gündemde.

Belgeyi gönderen subay, "Tartışmaların başladığı dönemde Albay Dursun Çiçek'in odasındaki belgelerin imha edildiğini, kendisinin sadece bu belgeyi kurtarabildiğini" yazmıştı.

Bir gelişme daha

Bu arada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı belgeyle ilgili "gerçeğe aykırı belge düzenlemek" suçundan yürüttüğü soruşturma dosyasını "yetkisizlik" kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.

Belgeye ilişkin iddiaların ardından Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının başlattığı soruşturma, "böyle bir belgenin mevcut olmaması, fotokopideki imza sahibi Albay Dursun Çiçek'e ilişkin delil bulunmaması" nedeniyle takipsizlikle sonuçlanmıştı.

Askeri Savcılık, "belge aslının mevcut olmadığı" gerekçesiyle "bu belgenin hangi amaçla kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir şekilde hedef alınıp alınmadığı ve belgenin Taraf gazetesi muhabirine ulaştırılmasıyla aynı gazetede yayımlanması olayları hakkında" gereğinin yapılması için dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise dosyayı "yetkisizlik" kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Edinilen bilgiye göre, soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan, belgeyle ilgili ıslak imzalı suretin ortaya çıkması ve buna ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu üzerine "yetkisizlik" kararıyla dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.

CHP'den Adli Tıp sorusu

CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, "Plandaki imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu yönündeki raporun altında imzası bulunan 3 kişiden 2'sinin Adli Tıp Kurumu'na belge gelmeden bir hafta önce görevlendirildiği haberi doğru mudur?" diye sordu.

Köktürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, İrtica ile Mücadele Eylem Planını inceleyerek, plandaki "ıslak imzanın" Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu yönünde karar veren Adli Tıp heyetinin oluşturulma biçiminin kurum içinde tepkilere yol açtığını kaydetti.

Köktürk, şu soruları yöneltti:

- İrtica ile Mücadele Eylem Planındaki imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu yönündeki raporun altında imzası bulunan 3 kişiden 2'sinin, Adli Tıp Kurumuna belge gelmeden bir hafta önce görevlendirildiği haberi doğru mudur?

- Daha önceki uygulamalarda olduğu gibi, bu belgeyi inceleyecek heyet niçin kurayla belirlenmemiştir? Ya da kamuoyuna yansıyan pek çok olayda olduğu gibi neden Adli Tıp Genel Kurulunun bütün olarak değerlendirme yapmasına olanak tanınarak bir rapor tanzimi yoluna gidilmemiştir?

- Raporda imzası bulunan Uzman Doktor Hacı Mehmet Akın ve Prof. Dr. Bülent Üner'in imza incelemesinden bir hafta önce Adli Tıp Kurumunda görevlendirildikleri iddiaları şayet gerçek ise; bu durum, ıslak imza incelemesi yapılacak belgenin kuruma ulaşmasından önce durumdan haberdar olunduğu ve buna yönelik hazırlık yapıldığı yönündeki kuvvetli bir şüphe durumu yaratmayacak mıdır?

- Daha önce sizin ve Cumhurbaşkanı ile ilgili kararlarda imzası bulunan Sincan Hakimi Osman Kaçmaz ve diğer pek çok hakime Adalet Bakanlığı müfettişlerinin gönderildiği düşünülürse, bu kadar açık şüphelerin varlığı nedeniyle, soruşturmanın gizliliği kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle bu soruşturma savcılarına da Adalet Bakanlığı müfettişlerini göndermeyi düşünüyor musunuz?

cnnturk.com, 30.10.09

Askerler ifade için savcılıkta

İrticayla Mücadele Eylem Planı'yla ilgili olarak savcılık tarafından ifadeye çağrılan askerler Beşiktaş adliyesine geldi. Adliyeye gelen 8 isim arasında belgenin altında imzası olduğu belirtilen Albay Dursun Çiçek de bulunuyor.

Adliyede ayrıca Albay Şükrü Kısadere, Üsteğmen Sakallı, Üsteğmen Bozkurt, Astteğmen Başçavuş Orhan, Üsteğmen Karacaer, Üsteğmen Şahin ve soyadının Sülük olduğu belirtilen bir sivil memurun olduğu belirtiliyor.

Savcılık 6 askere ihtarlı davet mektubu göndermişti.

Türkiye'nin gündemine aylar önce gelen İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın sahte olduğu anlaşılmış ve askeri savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Ancak konu, geçtiğimiz günlerde bir subayın Ergenekon savcılarına gönderdiği ıslak imzalı belge ve beraberindeki 5 sayfalık ihbar mektubuyla tekrar gündemde.

Belgeyi gönderen subay, "Tartışmaların başladığı dönemde Albay Dursun Çiçek'in odasındaki belgelerin imha edildiğini, kendisinin sadece bu belgeyi kurtarabildiğini" yazmıştı.

CHP'den Adli Tıp sorusu

CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, "Plandaki imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu yönündeki raporun altında imzası bulunan 3 kişiden 2'sinin Adli Tıp Kurumu'na belge gelmeden bir hafta önce görevlendirildiği haberi doğru mudur?" diye sordu.

Köktürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, İrtica ile Mücadele Eylem Planını inceleyerek, plandaki "ıslak imzanın" Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu yönünde karar veren Adli Tıp heyetinin oluşturulma biçiminin kurum içinde tepkilere yol açtığını kaydetti.

Köktürk, şu soruları yöneltti:

- İrtica ile Mücadele Eylem Planındaki imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu yönündeki raporun altında imzası bulunan 3 kişiden 2'sinin, Adli Tıp Kurumuna belge gelmeden bir hafta önce görevlendirildiği haberi doğru mudur?

- Daha önceki uygulamalarda olduğu gibi, bu belgeyi inceleyecek heyet niçin kurayla belirlenmemiştir? Ya da kamuoyuna yansıyan pek çok olayda olduğu gibi neden Adli Tıp Genel Kurulunun bütün olarak değerlendirme yapmasına olanak tanınarak bir rapor tanzimi yoluna gidilmemiştir?

- Raporda imzası bulunan Uzman Doktor Hacı Mehmet Akın ve Prof. Dr. Bülent Üner'in imza incelemesinden bir hafta önce Adli Tıp Kurumunda görevlendirildikleri iddiaları şayet gerçek ise; bu durum, ıslak imza incelemesi yapılacak belgenin kuruma ulaşmasından önce durumdan haberdar olunduğu ve buna yönelik hazırlık yapıldığı yönündeki kuvvetli bir şüphe durumu yaratmayacak mıdır?

- Daha önce sizin ve Cumhurbaşkanı ile ilgili kararlarda imzası bulunan Sincan Hakimi Osman Kaçmaz ve diğer pek çok hakime Adalet Bakanlığı müfettişlerinin gönderildiği düşünülürse, bu kadar açık şüphelerin varlığı nedeniyle, soruşturmanın gizliliği kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle bu soruşturma savcılarına da Adalet Bakanlığı müfettişlerini göndermeyi düşünüyor musunuz?

cnnturk.com, 30.10.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.