Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Belge ortaya çıkınca karargâhtaki bilgisayarlar 35 defa silindi

Belge ortaya çıkınca karargâhtaki bilgisayarlar 35 defa silindi

'Millete ve hükümete kirli tezgâh belgesi'nin orijinalini Ergenekon davasını soruşturan savcılara gönderen subayın, ihbar mektubunda çarpıcı bilgilere yer verdiği öğrenildi.

5 sayfalık mektupta, planın basına yansımasının ardından Genelkurmay Karargâhı'nda bilgisayarların 35 kez geriye döndürülemeyecek şekilde silindiği ve tüm evrakların yakıldığı ileri sürülüyor. Subayın, plan basına yansıdıktan sonra evrakın aslını klasörden aldığını söylediği iddia ediliyor. Belgenin yerinde olmadığının anlaşılması üzerine karargâhta kriz yaşandığı belirtiliyor. Ancak orijinal evrakın, bir cunta mensubu tarafından imha edildiği görüşü oluşunca krizin sona erdiği vurgulanıyor. Karargâh'taki cunta ekibinin yasa dışı faaliyetlerinden de bahseden subayın kendisinin de cuntacılar arasında yer aldığını ifade ettiği belirtiliyor. Mektubun en can alıcı bölümlerini, Taraf Gazetesi'ndeki haberden sonra Karargâh'ta yaşananlar oluşturuyor. Subayın iddialarına göre belgenin hazırlandığı tüm bilgisayarlar temizleniyor, evraklar imha ediliyor. İmha süreci bir orgeneralin özel sekreteri tarafından takip ediliyor. Ayrıca Eylem Planı'nın hazırlandığı 6 bilgisayarın hard diskleri geri getirilemeyecek şekilde siliniyor.

Kamuoyunu dehşete düşüren Eylem Planı'nın medyaya yansımasından sonra Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan gelişmeler bununla da sınırlı kalmamış. Subayın ihbar mektubunda bununla ilgili şu iddiaların yer aldığı öğrenildi: "Genelkurmay Başkanlığı olaydan, belgenin medyaya yansıdığı gün sabaha karşı Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı vasıtasıyla haberdar oldu. Bir tümgeneral ve beraberindeki binbaşı olayı incelemek üzere Bilgi Destek Daire Başkanlığı'na geldi. Bu sırada Albay Dursun Çiçek ve haricindeki iki şube müdürünün Çiçek'in şubesinde belge temizliği yaptığına şahit oldu. Tümgeneralin 'Bunu siz mi yaptınız?' sorusuna Çiçek, panik içinde 'Bunu biz yapmadık, bizim dairenin işi değil.' yanıtını verdi. Tümgeneral, bunun üzerine, 'Sen bunu bırak, ben sana bu şekilde hazırlanan yüzlerce belge gösteririm, sen bana bu belgenin nereden sızdığını söyle!' diyerek tepki gösterdi."

Mektupta, sivil savcılığın olaya el koymasının ardından yaşanan gelişmelerin de yer aldığı vurgulanıyor. Buna göre Çiçek'in bilgisayarları ve ilgili şubedeki tüm bilgisayarlar özel programlarla 35 kez geri getirilemeyecek şekilde silinmiş. Belgeleri inceleme ve temizleme işlemlerini ise iki üsteğmen gerçekleştirmiş. Bilgisayarlar ve hard diskler, savcılığa tüm temizleme işlemlerinden geçirildikten sonra gönderilmiş.

Karargah'ın tüm kağıt imha makineleri bir araya toplanarak kağıtlar kırpılmış, akabinde yakılarak imha edilmiş. Bahse konu işlemlerde görev alan erbaş ve erler dahil olmak üzere tüm personel uygun bir dille uyarılmış. Mektupla birlikte savcılara gönderilen belgeler arasında bu er ve erbaşların isimlerinin de yer aldığı öğrenildi.

Çiçek'in evi 5 gün sonra arandı

Subayın ihbar mektubunda Albay Çiçek'in evinin aranması işleminin de göstermelik olduğunu ileri sürdüğü iddia edildi. Çiçek'in evinin belgenin basında yer almasından 5 gün sonra arandığı, askeri hakim yüzbaşının aramaya ciddiyet kazandırmak için evde 5-6 saat vakit harcadığı ve hiçbir şey bulamadan ayrıldığı öne sürülüyor.

Belgeyi yalanlamak için heyet oluşturuldu

Mektupta Kaos Planı'nı içeren belgenin TSK'ya ait olmadığını raporlamak amacıyla Gayri Nizami Harp teknikleri konusunda deneyimli personelden bilirkişi heyeti oluşturulduğu ve kamuoyunun belgenin sahte olduğu algılamasına yönelik göstermelik bir rapor hazırlandığı öne sürülüyor. Mektupta yer alan ifadelerde Eylem Planı'nın medyada yayınlanmasından hemen sonra Genelkurmay Başkanlığı'nda bilgilerin sızmasını önlemeye yönelik tedbirler alındığı belirtiliyor. Bu kapsamda evrakların ıslak imza taranarak bilgisayarlara yüklenmemesi uyarısının yapıldığı kaydediliyor.

Zaman, 26.10.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.