Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Arınç, dizilerdeki etek boyunu beğenmedi

Arınç, dizilerdeki etek boyunu beğenmedi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gençlik dizilerinin içeriğini, dizide giyilen giysileri, konuşma tarzlarını beğenmediğini söyledi

Bursa'da gazetecilerin sorularını cevaplayan Bülent Arınç, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP'de üç dönem kuralının devam kararını desteklediğini söyledi. Kendisinin herkesten daha önce, tek başına '2015 son' dediğini belirten Arınç, "Bazılarının dili varmıyor ama bunu söylemekte fayda var" diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı adaylarının belirlenmesi için de 20 Mayıs sonrasının beklenmesini istedi.

3 DÖNEM KARARI

Seçim bölgesi Bursa'ya gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, AKP'de üç dönem kuralının devamı kararı ile ilgili görüşlerini açıkladı. Kendisinin MKYK üyesi olduğunu hatırlatan Arınç, gelişmelerin tahmin ettiği şekilde gerçekleştiğini söyledi. Kendisinin de aktif siyaset hayatının 2015 yılında sona ereceğini hatırlatan Arınç, üç dönem kuralıyla partilerde 'lider oligarşisine' son vermenin amaçlandığını söyledi.

20 YILDIR PARLAMENTER

Dün yapılan toplantıda çok güzel verilerin ortaya konulduğuna dikkat çeken Arınç, 2002, 2007 ve 2011 seçimlerinde partisinden toplam bin 31 milletvekilinin parlamentoya girdiğini ve bunların yarısına yakınının değişime uğradığını belirtti. "20 yıldır parlamentodayım. 3 dönemi Ak Parti'de, 2 dönemi de farklı partilerde oldu" diyen Arınç, siyasetin aynı zamanda her yurttaşın da görevi olduğunu belirtti.

YAŞ 90

Partide bu kararın alındığı zaman TBMM Başkanı olduğu için kararı daha sonra duyduğunu ve bunun doğru olduğuna inandığını belirten Arınç, "Çünkü, 80, 90 yaşına gelmiş, geçmiş siyasetçiler vardı. Onlara şunu teklif ettiler. 'Siz artık biraz yaşlandınız, yoruldunuz, sizin oğlunuzu veya evlatlarınızdan birisini milletvekili yapsak da siz biraz daha dinlenseniz, daha iyi olmaz mı?' Adamcağız önce şöyle bir düşüneyim' dedi. Sonra gece yarısı telefon açtı. 'Siz gene beni yazın listeye, çoluk çocuk işi değil bu' dedi. Kendisi 90 yaşına yakındı. Oğlu da 65 yaşındaydı. Yani bu işi bu noktadan çıkartmak lazım" dedi.

"BAZILARININ DİLİ VARMIYOR"

Bu örneğin, diğer partilerde de geçerli olmasını isteyen Arınç, o zaman genel başkanların 20-25 yıl genel başkanlık yapamayacağını, siyasetçilerin 30-40 yıl mecliste veya siyasette kalmayıp, mahrum olup, partinin dinamizm ve heyecan kazanacağını söyledi. "Yoksa herkes yerinde' löp' gibi oturur" diyen Arınç, "Yerinden de kalkmazsa o zaman o partilerde şiddetli bir talep bastırılmış olur. Ben çok doğru bir karar verildiğini düşünüyorum. Şüphesiz genel başkanımızın, başbakanımızın zamanında koyduğu bu kuralın şartlar içersinde değişebileceğini düşünenler de vardı. Olabilir ama dünkü karar bunun önümüzdeki seçimlerde uygulanması noktasından çıktı. Hayırlı olmasını diliyorum. Demek ki ben öngörülerimde haklıymışım. Herkesten daha önce, tek başıma '2015 son' demiştim. Bazılarının dili varmıyor ama bunu söylemekte fayda var" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANI ADAYI İÇİN 20 MAYIS SONRASI

Bülent Arınç, bir başka soru üzerine AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayının 20 Mayıs sonrası açıklanacağını söyledi. Kendilerinin acelesi olmadığını, psikolojik olarak da, güç olarak da çok üstün durumda olduklarını ifade eden Arınç, bu soruların muhalefete yöneltilmesini önerdi. Arınç, "Çünkü bizde hemen hemen üç aşağı beş yukarı kimin aday olacağı belli. Ya çed ya ped demişler eskiler. Yani başka bir dilde üç veya dört anlamında. Ama bizde bir kişi belli en azından. Veya ikinci kişi belli. İnşallah ikisinden biri olacak gibi" dedi.

TAKİPSİZLİK KARARI BAKANLA İLGİLİ DEĞİL

Basın mensuplarının, 17 Aralık operasyonu kapsamında verilen takipsizlik kararı ile ilgili sorusunu yanıtlayan Arınç, "17 Aralık ile ilgili pek çok iddialar var. Benim bilebildiğim kadarıyla dün bir savcılık, içinde Ali Ağaoğlu ve bazı imar ile ilgili kişilerin bulunduğu bir dosya hakkında, Sayın Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar'ın oğlunun da bulunduğu bir grup hakkında 'takipsizlik' kararı verilmiş. Erdoğan Bayraktar'ın şahsı ile ilgili bir karar değil" diye konuştu.

ÇOCUK CİNAYETLERİ

Son dönemde artan çocuk cinayetleriyle ilgili kabine üyeleri arasında idam yanlısı bazı açıklamaların yapıldığının hatırlatılması üzerine Arınç, Türkiye'de idam cezasının kaldırıldığına dikkat çekti. Arınç, "Şimdi Türkiye'de idam cezasını gerektiren suçlarda 'ağırlaştırılmış müebbet' veya 'müebbet hapis' var. Eğer çocuklar hakkında işlenen cinayetler caydırıcı olma vasfını taşımayan bu günkü Türk Ceza Kanunu'ndaki maddelerle engellenemiyorsa, elbette cezalarını daha çok arttırmak gereklidir. Bu konuda Adalet Bakanlığımızın bir çalışması var" dedi.

BAĞIMLILIK YAŞI ÇOK DÜŞTÜ

Arınç, gençliğin uyuşturucu ve her türkü kötü alışkanlıklardan kurtarılması gerektiğini, bunun hükümetin görevleri arasında bulunduğunu ifade etti. Günümüzde, sigara içme, uyuşturucu kullanma, alkol alma yaşının çok küçüldüğünü ve liselere kadar indiğini ifade eden Arınç, Anrayasa'nın devlete verdiği yetkiye dayanılarak, gençliğin uyuşturucu alkol bağımlılığı gibi zararlı, fena, kötü alışkanlıklardan kurtaracak tedbirleri hükümetlerinin alması gerektiğini belirtti.

"Alkolün her insanın ulaştığı yerden alınabilecek bir meta olmaktan çıkartılmalı" diyen Arınç, hükümetlerin bu düzenlemeleri yaptığı zaman kendisini ilerici, çağdaş görenlerin feryada başladığını belirtti. Bu kişilerin, "Artık içemeyecek miyiz?" diyerek, Türkiye'yi Orta Çağ karanlığına götürdüğünü iddia ettiklerini belirten Arınç, "Maalesef okulların çevresinde bile uyuşturucularla mücadele ediyoruz. Asıl olan bunu kaynağından itibaren takip etmek ve içiciye ulaşmasını mutlaka engellemektir. Fakat kanunlarımızda son dönemde yapılan değişiklerle bir yanlış oldu. Yani birisinde bir esrar, eroin, mariuhana yakaladığınız zaman, 'ben içiciyim kardeşim' diyor. 'İçiciyim' dediği zamanda adeta cezası yok. Satıcının cezası var. Onu nakledenin cezası var. Ama elinde bir poşet, iki, üç poşet bulunmuş. 'Bunu kendim için aldım. 'Ben içiciyim' dediğim zaman dışarı çıkıyor. Pek çok sanatçının, pek çok şarkıcının, pek çok dizilerde oynayanların, bunların dışında kalan insanın bir şekilde buna alışkanlık haline getirildiği sonra bunun, hastalıklara yol açtığı, hatta insanların beyini dumura uğrattığı için adeta bir ona esir hale geldiğini hepimiz biliyoruz. Yani mesele bu gün bu çocuklarımızın hayatlarının ne kadar hiçe sayıldığı ve kadına gösterilen şiddeti de bundan ayrı tutamayız. Nasıl canavarlaşıyor bu insanlara. Bu insanlarla toplum nasıl mücadele edecek. Bunun için sadece idam cezasını düşünmek gerekmez. Toplumsal bazı sebepleri ve dikkatleri de ön plana almamız lazım" diye konuştu.

"DİZLERİ BURAYA KADAR ÇIKMIŞ ETEKLERİ..."


Arınç sözlerini şöyle sürdürdü,

"Mesela ben, RTÜK'de basından biraz sorumlu arkadaşınız olarak söylüyorum. Çok eleştirileceğimizi biliyorum. Eleştirsinler. Ben buna alışkınım. Pek çok televizyonumuzda lise çağındaki gençlere yönelik diziler. Okul sıralarında öğretmenlerine karşı hitapları, arkadaşlarıyla ilişkileri, kız yüzünden kavga etmeleri, genç yaşta bazı özentilere gitmeleri, lüks hayat özlemleri, çocukların ailesi ile olan ilişkileri o kadar büyük bir dejenerasyon halinde topluma naklediliyor ki. Ben Türkiye'nin yaşadığı bu sosyal bunalımda bu tür dizilerin eğer eğitici ve öğretici olmuyorsa çok büyük payının olduğuna inanıyorum. Ve maalesef bazı televizyonlar bütün gelir kaynaklarını bu tür dizilere başlatıyorlar. Bu ulusal çapta yayın yapan mesela Avrupa'da bunun örneklerini göremezsiniz. Amerika'da böyle televizyon dizileri göremezsiniz. Biz de gençlere yönelik kravatı buralara kadar gelmiş, dizleri buraya kadar çıkmış etekleri ve birbirileriyle sadece argo konuşan 25 kelimeyle hayatlarını sürdüren ama her şeyin içerisinde cinsellik içeren bu türlü programlar Türkiye'deki cinsel hayatı sınırsız ve sorumsuz hale getiriyor. Eleştireceklermiş varsın eleştirsinler. Toplumdaki bunalımın kaynaklarından bir tanesi de budur. Ondan sonrada RTÜK bazı dizilere bazı görüntülere ceza verdiği zaman 'Vay RTÜK işte Kanuni Sultan Süleyman zamanına döndü. Her şeye yasak getiriyor' diyorlar."

"GENÇLERİMİZİ KORUMAK ZORUNDAYIZ"

Arınç, "Gençlerimizi korumak zorundayız. Gençlerimizi korurken şüphesiz bu yaşantı içerisindeki evden kaçanlar, annesine, babasına isyan edenler, genç yaşta cinselliği tatmak isteyenler. Bakın tıbbi bir gerçekliktir. Çok özür diliyorum bu hayatın bir gerçeğidir. Buluğa erme yaşı çok küçülmüştür Türkiye'de. Yani uyarılma yaşı eskiden kızlarımızda 13-14, gençlerde 15 iken şimdi 8-9-10'lara kadar gerilemiştir. Bu iyi bir şey midir. Fizyolojik bir şeydir. Belki bunun önüne geçilemez. Ama çocuklarımızı çocuk yaşlarında cinsel açıdan uyaran pek çok etken var. Bu etkenler bizi hangi sonuca götürüyor. Ülkemizin çok ünlü pedagogları var. Onların bunları konuşması lazım. Yani cinayet sadece bir cinayette ibaret değil. Hrant Dink'in karısı Rakel Dink, Hrant Dink'in ölümünde pencereye çıktı muhteşem bir konuşma yaptı. Orada dedi ki 'Bir çocuktan bir katil yaratan. Bu karanlığı teşhis etmemiz lazım. 'Maddi anlamda ülkemize çok büyük hizmetler yaptık. Türkiye birkaç yüzyılda yapamadığını, göremediğini Ak Parti'nin 12 yıllık hükümeti döneminde gördü. Ama aynı gelişmeyi aynı yüksek orantıyı manevi alanda, sosyal alanda yaşayıp yaşamadığımızı tekrar bir gözden geçirmemiz lazım " diye konuştu.

GAZETECİLERLE SELFİE ÇEKTİRDİ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İznik İlçe Belediyesi ziyaretinin ardından İznik Gölü sahilinde kısa bir gezi yaptı. Daha sonra Arınç, Dünya Basın Özgürlüğü günü dolayısıyla gazetecilerle birlikte selfie çektirdi. Bu sırada Bursa Valisi Münir Karaloğlu da, bir gazetecinin fotoğraf makinesini alarak, Arınç'ın gazetecilerle olan selfisini fotoğrafladı.

Taraf, 04.05.2014

Gül'e mesaj: Bizde tekrar başbakanlığa gelme olmaz

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AKP’de cumhurbaşkanlığından sonra başbakanlığın gelmeyeceğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kanal 24'te 'Ankara Masası' programına katılarak çeşitli konulardaki soruları yanıtladı

Atalay, cumhurbaşkanı seçimine dair bir soru üzerine, "Başbakanımızın Köşk ihtimali daha güçlü şu anda, bütün bu değerlendirme ve istişarelerden sonra. Ama bizim gönlümüz, tabii Cumhurbaşkanımızın da, Başbakanımızın Köşk ile ilgili kararından sonra Cumhurbaşkanımızın kendi davasından, misyonundan ve bu hareketten kopmaması ve geleceğinde yine önemli söz sahibi olması. Çünkü 2015 seçimini biz çok önemli görüyoruz. Bu ikilinin birlikteliğiyle partimiz daha güçlü olacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmelerinin öneminin altını çizen Atalay, şöyle konuştu:

"Tabii Cumhurbaşkanımız boyutu var. Cumhurbaşkanımız ile görüşmeyi önemli görmek lazım. Ben hep 'iki güzel insan' diye nitelerim, bu insanlar, Abdullah Gül Bey ile Tayyip Bey, ikisi, ihlasın ve samimiyetin sembolü insanlar. Dava ahlakı olan, dostluğu olan, nerede hangi fedakarlığı yapması gerektiğini bilen insanlar. Bu birlikteliklerle bu dava güçlendi. Sadece ikisi demiyorum, ikisi semboldür ama hepimizin birbiri için fedakarlık yapma, kendi işini daha iyi yapma yönünde bir gayreti vardır.

“BAŞBAKAN’IN KÖŞK İHTİMALİ DAHA GÜÇLÜ”

Sayın Cumhurbaşkanımızın Kütahya'da bir açıklaması oldu. Onu şöyle de değerlendirmek lazım, bu onun zarafetidir, bir tevazudur. Neticede bizde talepten ziyade görevler bazen mecburiyetler olur ve o mecburiyet onu gerektirir. Öyle durumlar da olabilir. İkisinin görüşmesi için de, partimizin içinde de bunlar değerlendiriliyor, MKYK'da o yönde görüşler de oluyor. Dolayısıyla bütün bunlar değerlendirilerek, Başbakanımızın Köşk ihtimali daha güçlü şu anda, bütün bu değerlendirme ve istişarelerden sonra. Ama bizim gönlümüz, tabii Cumhurbaşkanımızın da, Başbakanımızın Köşk ile ilgili kararından sonra Cumhurbaşkanımızın kendi davasından, misyonundan ve bu hareketten kopmaması ve geleceğinde yine önemli söz sahibi olması. Çünkü 2015 seçimini biz çok önemli görüyoruz. Bu ikilinin birlikteliğiyle partimiz daha güçlü olacaktır, ona da inanıyoruz. En azından benim kanaatim bu yönde."

Program sırasında "Sizin kanaatiniz, Sayın Başbakan cumhurbaşkanlığı adaylığını tercih ederse Sayın Cumhurbaşkanı'nın da aktif siyasete AK Parti'de dönmesi yönünde" denilmesi üzerine Atalay, "Bizde 'Cumhurbaşkanlığından sonra tekrar başbakanlığa gelme' falan olmaz. Bizler için koltuklar ve masalar değil esas olan bu hareketin iyi yürümesidir. Herkes üzerine düşeni yapar, ondan eminim" ifadesine yer verdi.

Taraf, 04.05.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.