Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Halkın zaferi

Halkın zaferi
 

2013 boyunca vatandaş ekonomiyi sırtladı ve Türkiye'nin yüzde 4 büyümesini sağladı. Ne ihracat, ne kamu ne özel sektör yüzde 4 büyümenin 3.1 puanını tek başına karşılayan iç tüketimin yanına yaklaşamadı.

2013 yılını yüzde 4 büyüme ile tamamladı. 2013 büyümesi yüzde 4,7 civarı belirlenen son 50 yılın büyüme ortalamalarının altında kalsa bile 2012’deki yüzde 2,1 büyümeye karşılık oldukça yüksek bir artış sergiledi. 2013 yılı boyunca Türkiye ekonomisindeki büyüme ise halkın zaferi. Yıl boyunca iç tüketimin şahlandırdığı büyümeye ne ihracat ne de özel yatırımlar ciddi katkı yapmayı başarabildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yüzde 4 büyümenin 3.1 puanı tamamen tüketim kaynaklı. 2014 yılı ise hem Bankacılık Düzenleme ve Denetim Kurulu’nun hem de Merkez Bankası’nın iç tüketime yönelik sınırlamalarıyla başladı. Ancak bu kez Euro Bölgesi’ndeki toparlanmanın etkisiyle ihracatta yaşanan hızlanma 2014’de hedeflenen yüzde 4 olan büyüme oranı yakalanamasa bile yüzde 3 seviyeleri zor görünmüyor.

İhracat köstek oldu
Yılın ilk büyüme yüzde 2,9 olmuş bu büyüme kamu yatırımları sayesinde yakalanmıştı. İkinci ve üçüncü çeyrekte iç tüketim kendini göstermeye başlamış özel yatırımların büyümeye katkısı negatif olmuştu. İhracat ise tüm yıl boyunca Türkiye ekonomisine pozitif katkı yapamadı. Son çeyrekte de tablo değişmedi. TÜİK verilerine göre son çeyrekte ekonomi yüzde 4,4 büyüdü. Yüzde 4,8 artan iç tüketim büyümenin lokomotifi olurken yüzde 1,5 gerileyen ihracat büyümeye kan kaybettirdi. Özel sektör ve kamu yatırımları da son çeyrekte ancak 1.6 puanlık katkı yapabildi. Yılın tümü de çeyreklerden farklı değil. Yüzde 4’lük büyümenin 3.1 puanı yüzde 4,9 artan iç tüketim kaynaklı. İhracat yine kayıpta kamu ve özel sektör yatırımları yüzde 4,3’lük artışına karşılık 1.1 puanlık katkı yapabildi. Stoklar büyümeyi destekledi. Stok artışları büyümenin 1.6 puanını oluşturdu. Devletin ilk çeyrekte hızlı artan tüketim harcamaları son çeyrekte yüzde 6.8, 2013 yılı boyunca yüzde 5.9 arttı. Bunun 2013 yılı büyümesine katkısı iuse sadece 0.6 puan oldu.

Sanayi dik durdu
Yatırımların hız kaybettiği 2013 yılı boyunca sanayi büyümeye elinden gelen katkıyı yaptı. Son çeyrekte yüzde 4.9 artan sanayi üretimi 2013’te yüzde 3.8 büyüdü. Yıllık katkısı 0.9 puan olan sanayi üretimi finans sektörünün ise gölgesinde kaldı. Üçüncü çeyrekte de kredi hızlarını koruyan finans sektörü dördüncü çeyrek ve 2013 yılına da damgasını vurmayı başardı. Finans sektörü 2013’te yüzde 9.8 büyüdü ve Türkiye ekonomisine katkısı 1.3 puan oldu. İnşaat, ticaret, ulaştırma ve haberleştirme sektörlerinin büyümeye toplam katkıları ancak 1.5 puan olabildi.

1.5 trilyon liralık Türkiye

Türkiye ekonomisi yıllık yüzde 4 büyüme ile 2012’deki 1.4 trilyon liralık ekonomik büyüklüğünü 1 trilyon 561 milyar liraya yükseltmeyi başardı. Ekonomi dolar bazında ise 820 milyar dolar büyüklüğe ulaştı.

Kişi başı gelirde artış yüzde 3

Yüzde 4 büyüme Türkiye’nin kişi başı milli gelirinde de yüzde 3’luk artış yaşattı. 2012 yılında 10 bin 459 dolar olan kişi başı milli gelir 2013’te 10 bin 782’ye yükseldi.

Son çeyrekte Avrupa lideri

Son çeyrekteki %4.4’lük büyüme Türkiye’yi Avrupa’nın zirvesine çıkardı. Avrupa’da Türkiye’ye en yakın ikinci ülke yüzde 3.8 İzlanda. Dünyada ise son çeyrek büyümesi Türkiye’yi 9’uncu sıraya taşıdı. Dünya birincisi yüzde 7.7’lik büyümesiyle Çin. Kırılgan beşli Hindistan, Brezilya, G. Afrika ve Endonezya arasında ise Hindistan ve Endonezya’nın ardından en hızlı üçüncü ülkeyiz.

Fed’e rağmen iyi büyüdük

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yerel seçim sonuçlarıyla birlikte siyasi risklerin azalmasının iç talebi ve 2014 büyüme görünümünü destekleyeceğini söyledi. Şimşek, “Olumsuz konjonktüre rağmen güçlü büyüdük. 2013 yılında yüzde 4 ile OVP’de öngördüğümüz yüzde 3.6’lık tahminin de üzerinde büyüdük. Bu performans, geçen yıl Fed’in parasal sıkılaştırma politikasına geçişi ile artan finansal volatiliteye; küresel, bölgesel ve siyasal gerginliklere; AB’deki daralmaya ve yüksek seyreden petrol fiyatlarına rağmen elde edilmiştir” dedi.

 

Radikal, 01.04.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.