Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Talihsiz bir itiraf, kimin neyi var neyi yok biliyor

Talihsiz bir itiraf, kimin neyi var neyi yok biliyor
İzmir Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Günay, Başbakan’ın son dönemde hemen hemen herkes için kullandığı ‘onun da kaseti var’ iddialarını talihsiz açıklamalar olarak değerlendirdi. Günay, “Demek kimin hakkında, kendisi hakkında ne var, ne yok biliyor. Kendisi için çok talihsiz itiraflar olarak görüyorum.” dedi.

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, iktidarın kendisini kurtarmak için devletin bütün kurumlarını yıktığını, milleti ateşe attığını söyledi. Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendiren Günay, “Bu yanlış bir politikadır. Bunun örneklerini yakın tarihimizde ve coğrafyamızda bulabiliriz. Bu ihtiraslı, kendisini dünyanın merkezine koyan anlayış, İttihat ve Terakki anlayışı, Osmanlı devletinin çöküşünü hızlandırdı. 20-25 yıl önce Balkanlar’ı ateşe soktu. Sürekli gerginlik, seçim hileleri Ukrayna’nın topraklarının bir kısmını kaybetmesine neden oldu. Tarih ibret alınmak için var. En tehlikeli yönetim hem cahil hem cesaretli olanların yönetimidir.” ifadelerini kullandı.

Ertuğrul Günay, Türkiye’nin çok sıkıntılı bir ortamdan geçtiğini anlattı. Günay, “Birkaç yıldır sınırlarımızda yangın var, ne yazık ki biz de bu yangına karşı soğukkanlı davranmadık. Bize sıçraması tehlikesi seçime birkaç gün kala tekrar gündeme getirildi ve sanki ülkeyi yönetenlerin bir kesimi tarafından sıçrasın da isteniyor. Savuşturmak, yangını söndürmek değil, ulusal duyarlılıkları tahrik edecek olan bir gerginlik olsun, bunun peşinde koşuluyor. Bu ortamda savaş naraları bile atılıyor, gündemi değiştirmek için hayatımızı biraz daha karartmak ve bir karanlığın içinden sandıktan sonuç çıkartmak için.” diye konuştu. Günay’a, Başbakan Erdoğan’ın, eski Bakan İdris Naim Şahin için ‘Onun da montaj kasetleri var.’ yönündeki açıklamasıyla ilgili görüşü soruldu. Günay, “Çok talihsiz bir ifade. Başbakan o zaman kimin hakkında ne var ne yok, kendisi hakkında ne var ne yok galiba biliyor. Bu kadar yakın bir arkadaşı için böyle acımasız bir beyanda bulunduğuna göre. Bütün bunlar Twitter yasaklamanın, internetin neredeyse canına okuma tehditlerinin hangi korkulardan kaygılardan kaynaklandığına ilişkin ipucu veriyor. Zaten sayın başbakanın son zamanlarda yaptığı bütün açıklamaları, büyük bir telaş ve akıl karışıklığı içinde yapılmış görüyorum. Kendisi için çok talihsiz itiraflar olarak görüyorum.” dedi. Bu seçimlerin  kürsülerde millete yalanlar sergilenen son seçimler olacağını anlattı. Şöyle konuştu: “Siyaset adamı tamahkâr olmayacak, kanaatkâr olacak. Siyaset adamı kişisel servet kazanmaya çalışmayacak. Milletin sırtından zengin olma anlayışını tarihin çöplüğüne koyacağız, siyasetçi açgözlü olmayacak, tamahkâr olmayacak, kanaatkâr olacak.”

OTOKRASİ Mİ, DEMOKRASİ Mİ?   

Gazetecilerin, “Cemaat partisi mi gelecek?” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Bu benzetmeleri şiddetle reddederim. Her sözü şimdiye kadar tekzip edilen bazı arkadaşlarımız, hayatlarını demagoji üzerine kurdukları için bunları gündeme getiriyorlar. Türkiye’de demokrasiye inanan partilerin güç birliğinin kazanmasını istiyoruz. Bu seçimde şuna karar vereceğiz; kişisel egemenliğe dayalı otoriter baskıcı bir rejim mi, demokrasiye inanan partilerin özgürce yaraşacakları çoğulu demokrasi mi? Bu eşikteyiz.”

Zaman, 26.03.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.