Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 11 'paralel' soru

Bakanına 700 bin liralık saati kim verdi?
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 11 'paralel' soru

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

İşte Kemal Kılıçdaoğlu'nun konuşmalarından satır başları:

 

- Biliyorsunuz artık Alo Fatih dönemi başladı. Fatih daha cümle bitmeden emredersiniz diyor.Burada sizlere dinlettiğim tapeler mahkeme kararıyla alınmıştır. Bir savcı fezlekesini imzalayıp gönderdikten sonra o fezleke artık kamunun malıdır; gizli kapaklı değildir. 

- Dün yine ses kaydı çıktı, Alo Fatih'le ilgili. Sarıgül'le ilgili. (Ses kaydını dinletiyor) Başbakan, Neden gazetenin birinci sayfasına koyuyorsunuz? diye soruyor. Kimin, Mustafa Sarıgül'ün.

- Ahlak neydi, ve bu haber ne? Bu ülkenin başbakanı söylüyor. Çıksın söylesin. Yalanlasın. Kendi sesinden. Sarıgül'ün karşısına Gürsel Tekin'i çıkaracağız, kavga edecek diyor. Ama şunu bilmiyorlar. Tekin gidecek İstanbul'a, Sargül'ün elini kaldıracak. Onlar bizim parti disiplinini bilmezler. Biz demokrasiye inanıyoruz. Medya özgürlüğüne inanıyoruz. Hırsızlık olmasın istiyoruz.

- Onlar bizi anlayamazlar. Onlar cebini, biz insanları düşünüyoruz. Biz siyasete girdiğimizde mal varlığımızı açıklıyoruz. Onlar siyasete yırtık ayakkabıyla giriyorlar, dünya zengini olarak çıkıyorlar. Onlar kendiilerine oy vermeyenleri düşman ilan ediyorlar. Yüzde 50'yi evde zor tutuyoruz deyip yalan söylüyorlar. Onun için sözlerime ahlaktan başladık.

- Geçen hafta Urla'daki villalardan söz etmiştim. Biz, ahlakı düşündüğümüz için o telefon konuşmalarında özel yaşamla ilgili belli bölümleri özellikle çıkardık. Ama o villaları yapan o adam diyor ki, 35 yıldır o villalar orada duruyor dedi. Yalan kısa sürdü. Google ortaya çıkardı. Her sözüne Allah'la başlıyor. Sen neden yalan söylüyorsun arkadaş? 'Sadece Başbakan gelsin 3-5 gün tatil yapsın' diye biz o villaları yaptık. Kızının yaptığı konuşmaları yayınlamak istemiyorum. 'Tuvaleti böyle olacak' diyor. 3-5 gün tatile gelen için tuvalet böyle mi yaptırılır? 2 villa uğruna devletin valisini sattın sen. Neden merak ediyorum. Nasıl bir anlayıştır bu? Bir villa, iki villa, üç villan var. Ne yapacaksın bu kadar villayı sen? Dünya malına bu kadar sarılan insanı hayatımda hiç görmedim.

- Her konuşmanın arkasına Allah'ı ilave ediyor. En büyük günahtır. En büyük inancımızı siyasetine alet ediyor. Başbakan'a leke atıyorlar diyor. Biz atmıyoruz iftiraya, senin ses kayıtlarını yayınlıyoruz. Alnında leke var, üzerinde olsa değiştirir. Alnında var. Başbakan'ı misafir edeceğiz, o yüzden villaları hazırlıyoruz diyor.

- Nereye yapıyorsun sen bu villaları, 1. derece SİT alanına. Vali izin vermiyor. Telefon ediyor, karşılık geliyor, merak etme diyor. Sonra Diyarbakır'a sürgün. İşin özü, 30-35 yıl o villalar orada dendi, yalan çıktı, misafirlik dedi, o da yalan çıktı.

- Hepimiz kadınlara saygı duyarız. Kadın en değerli varlıktır. Bir yalan söylendi, Kabataş İskelesi'nde. Söyleyen Erdoğan. Dövdüler diyor. 8 ay söylendi. Çıktım bu grup toplantısında: Eğer bu yapıldıysa söylendiği gibi, onu yapanlar insan değildir dedim. Derhal bulunması yargılanması lazım dedim. Eğer bu böyle değilse, Başbakan yalan söylüyor dedim. Mağdure diyor "Üzerleri çıplak, deri eldivenli, 70-100 tane adamın arasında kaldım." Ondan sonra bu kadın kendisine geldikten sonra çocuğunu buluyor, kocası geldikten sonra gidiyor. Böyle bir iş olsa görenler bu insanlık dışı bir olay durun demez mi? Bu konuşmadan sonra Başbakan'ın danışmanı Şenol Kazancı Emniyet'e gidiyor. Görüntüleri izliyor. Baskılar yapıyor emniyete. Ama bakıyor, görüntüler yok. Binlerce kişinin geçtiği bir yer. Sonra Kanal D, bunları yayınlıyor. Saniye saniye yayınlıyor.

- Görüntülerde ne kavga, ne gürültü, hiçbir şey yok. Ülkeyi yöneten bir Başbakan düşünün, olmayın bir olayı var diye halkı tahrik ediyor. Ben halkımı kutluyorum, bu yalancıya inanıp galeyana gelmedikleri için. Ve başörtülü kardeşlerime söylüyorum, bu başörtüsü artık siyasetin dışında kalsın. Sizi kılığınız için eleştirmedim, ama sizi birileri siyasete malzeme etti. Hem de Cumhuriyet Tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonunu gizlemek için.

- Bir kadına şiddet mi uygulanır, binlerce insan arasında. Polis o kadar titiz çalışmış ki, orada o zaman bulunan herkesi belirlemiş telefonlarından. 4 kişiyi de teşhis etmiş. Diyor, görüntüler öyle ama diyor, ortada rapor var diyor. Ne zaman alınıyor, 4 gün sonra. Nerede iz var? Dizin için tarafı. Hani sen sürüklenmiştin? Daha başka şeyler var, anlatamıyorum, utanıyorum. Açık bir mekanda böyle birşey, mümkün değil. Hala diyor ki, başörtülü bacımı sürüklediler. Boyundan utan, boyundan.

- Asıl başörtülü kardeşlerimize gezi olaylarında haraket ettiler. Başörtülü kardeşimizi tokatladılar, sesi çıkmadı. Ama sen o kadıncağızı getirsin, yalanın ortasına koydun.

- Adli Tıp raporu söylüyor. Yıl 98. 11 Mayıs. Şişli'de bir kadın yaya geçidinde, bir araba geliyor, çarpıyor, 35 metre sürükleniyor, ve yaralanıyor. Yaralanan Sevim adında biri. Arabayı kullanan Burak Erdoğan, Başbakan'ın oğlu. Kendisi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Kazadan hemen sonra itfaiye araçları geliyor, yerleri süpürüyor, delilleri yok diyor. Yaralı vefat etti. Yaya 8'e 3 yaya suçlu dedi. Savcı yeni bir iddianame hazırladı, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis istedi. Ama mahkemeye gitmedi, çünkü İngiltere'ye dil öğrenmeye gitti. Adli Tıp'tan ikinci rapor istedi, bu rapor 8'de 8 yaya suçludur dedi. Adli Tıp başkanı Denizcilik İşletmeleri'ne genel müdür yardımcısı olarak atandı. Bunu yapan adam bu ülkeyi yönetiyor şimdi. Hala bu gerçekleri görmüyorsanız, içinize siniyor, gidin ona oy verin. Siyasetçi halkına hesap versin.

- Öbür oğlu da bu sefer gitmedi mahkemeye. Kadir Topbaş da gitmedi. HSYK'yla mahkemeleri de bağlıyorlar kendilerine. Bugün gazetelere göre Cumhurbaşkanı imzalayacakmış. Eğer görevdeyseniz, demokrasinin gereğini yapacaksınız.

- Bunları yolsuzluğu kapatmak için yapılıyor. Fezlekeler geldi bakanlarla ilgili. Sonra geri gönderildi. HSYK'yı düzenleyecekler, dosyaları düşürme peşindeler. Zafer Çağlayan, 28 kez toplam 52 milyon dolar rüşvet. Muammer Güler, 10 kez toplamda 10 milyon dolarlık rüşvet. Egemen Bağış, 3 kez, 1,5 milyon dolar. Herkese torba torba giderken, ona çikolata kutusunda gidiyor. 17 Aralık'tan bu yana, bir tek yolsuzluk lafı etmedi. En yakınındaki adamda yolsuzluk var. Başbakan talimat verdi, ben yaptım dedi. Açıkça kimden kaynaklandığını net bir şekilde söyledi. Biz her defasında yolsuzluk var dedik, o Paralel devlet dedi.

- Bugün çıktı, "Her soruya verilecek cevabımız var" dedi. Eğer ahlaklı adamsan, bu 11 soruma cevap ver:

1- Bir bakana 700 bin liralık saati paralele devlet mi verdi?

2- Ayakkabı kutusundaki 4,5 milyon doları paralel devleti mi koydu?

3- Bakanların çocukların yatak odalarına senin boyunda kasaları paralel devlet mi koydu?

4- O kasaların içindeki milyon dolarları Euroları paralel devlet mi yerleştirdi?

5- Yatak odalarındaki para sayma makinelerini paralel devlet mi oraya koydu?

6- Ailece Zarrab’ın uçağına binip Umre’ye sizi paralel devlet mi götürdü?

7- 4 bakan adı yolsuzluğa bulaşınca istifa ettiler o 4 bakanı paralel devlet mi istifa ettirdi?

8- Senin lehine deklarasyon imzalanmasını paralel devlet mi istedi.

9- Kendine özel medya oluşturmak için bir havuz oluşturdun. 630 milyon dolarlık havuzu paralel devlet mi oluşturdu?

10- Oğlun Türgev diye bir vakıf kurdu. O vakfı paralele devlet mi kurdurdu?

11- İki villaya valiyi satmanı senden paralele devlet mi istedi?

Zaman, 18.02.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.