Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > En büyük 10’a girecektik en kırılgan 5’teyiz

En büyük 10’a girecektik en kırılgan 5’teyiz

 

Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacaktık. Dünyanın en kırılgan 5 ekonomisinin arasına girdik.
Neden? Sakın suçu “dış ve iç düşmanlar”da aramayalım.  Büyümek için “üretmek” lazım. Biz (1) Üretim için gerekli şartları geliştiremedik. (2) Üretmek için çaba gösterecek yerde, rant ekonomisini, tüketimi sevdik.
Üretmek için gerekli şartlar nelerdir?
(1) Önce enflasyonu aşağıya çekmek, ekonomide istikrarı sağlamak  gerekiyor.
(2) Sonra üretimin yapısını, ithalatı azaltacak, ihracatı artıracak bir yapıya dönüştürmek, ekonomiyi ithalat bağımlılığından kurtarmak gerekiyor.
(3) İçeride tasarruf oranlarını artıracak politikalar uygulamak gerekiyor.
(4) Piyasada bahar havasını sürdürmek uğruna dış ticaret açığını, cari açığı büyütmemek gerekiyor.
(5) Dış kredileri tüketmek ve ithalat için değil, üretim kapasitesini artırmak için kullanmak, tüketim ve ithalat uğruna dış borcu büyütmemek gerekiyor.

Kıt iç tasarrufları tüketmek...
Biz uzun süredir yatırım denilince, duble yollarla, tüp geçitlerle, hızlı tren ile, köprü ve havaalanları projeleriyle ve de TOKİ konutları ile övünür olduk. Bunlar güzel yatırımlardır. Ama üretimi “doğrudan” artıramaz. Bunlar döviz harcaması gerektiren, kıt iç tasarrufları tüketen yatırımlardır. “Dış Güçler” bu tür yatırımlardan korkmaz. Bunları kıskanmaz. Tersine beğenir, alkışlar. Çünkü kredi verirler, iş alırlar. Ama bu yatırımlar ülkede sanayileşmeye gidecek kaynakları kurutur.
* Türkiye’ye daha önce para getirenler neden çıkıp gitmek istiyor?
* Türkiye’ye döviz girişi neden yavaşladı?
* Dolar fiyatı durup dururken neden artmaya başladı. Neden bir yerde duramıyor ?
Bu sorunların cevabı bu sayfada veriliyor.

TL’nin değeri çok hızlı eridi

Küresel rüzgarlar Türkiye benzeri ülkeleri 2013 yılında olumsuz etkiledi. Türkiye ekonomisi güçsüz olduğu için rüzgardan en fazla sarsılanlar arasında yer aldı. Para birimi dolar karşısında en fazla değer kaybeden 4’üncü ülke durumunda.

Faturası ağır oldu

Ülkelerin el kesesinden hovardalığı nedir?
(1) Ülke ihracat yaparak kazandığı dövizden daha fazlası ile ithalat yapar. İthalata harcadığı döviz ile ihracat geliri arasındaki fark olan “Dış Ticaret Açığı” rakamı giderek büyür. Dış ticaret açığı 2010 yılında 71 milyar dolar, 2011 yılında 105 milyar dolar olunca, frene bastık. 2012’de 84 milyar dolar, 2013 yılının 11 ayında 89 milyar dolar oldu. 2013 yılında  döviz fiyatları artarken ihracat geliri geriledi.
(2) Toplam olağan döviz gelirleri ile toplam olağan döviz giderleri arasındaki fark döviz açığını, cari açığı oluşturuyor. Cari açığı küçültemiyoruz. 2003 yılından buyana 384 milyar dolar cari açık verdik. El kesesinden döviz yedik. 2013 yılının 11 aylık açığı 51.9 milyar dolar.
(3) Bu değirmenin suyu nereden geliyor diyerek merak etmeyince, suyu (dövizi) bol bol harcıyoruz ama, harcadığımız dövizler bizim borç defterini kalınlaştırıyor. Dış borç 372 milyar dolara ulaştı.

Merkez Bankası enflasyonu kontrol edemedi, edemiyor

Enflasyon kontrol edilince, fiyatlar “zart zurt” Allah’ın günü değişmez. Döviz fiyatı  saat başı oynamaz.
Merkez Bankası “Kağıttan Aslan” oldu. Kükrüyor. Ama işe yaramıyor. Hedefleri tutturamıyor. 2008’de Merkez Bankası enflasyon yüzde 4 olacak dedi, yüzde 10.1 oldu. 2013’te yüzde 5 olacak dedi, yüzde 7.4 oldu. Demek ki Merkez fiyat istikrarını sağlayamıyor.
Merkez Bankası’nın beceriksizliği, başarısızlığı, sözünü yerine getirememesi, yerli ve yabancı girişimciyi korkutuyor. Türk ekonomisi, “yarın ne olacağı belirsiz bir ekonomi” durumuna düşüyor.

Borsa endekslerine göre istikrar bozuldu

Borsa bu... Fiyatlar iner de, çıkar da ama... Bu iniş çıkışların sert olması ülke ekonomilerinin riskli olduğuna işaret ediyor.
Bizim İstanbul Borsamız 2013 yılında en sert iniş gösteren borsaların başında geldi.

CDS - Risk primimiz çok yükseldi

Yabancılar bir ülkeye para gönderirken, bir ülke ile iş yapmaya soyunurken ülkenin CDS’sine, “Risk primi”ne bakıyorlar.
Kredi borçlanma maliyetlerini artıran risk primine yabancı dilde kısaca CDS (Credit Default Swap) diyorlar. Türkçe’de buna “Batık Borçlar İçin Sigorta Primi” veya “Kredi İflas Takası Primi” deniliyor. CDS bir tür sigorta poliçesi. Belli bir sigorta primi karşılığı risk sigorta ediliyor. CDS’lerin de sigorta konusu, ülkenin dış piyasalarda sattığı tahvillerin ve bonoların ana paralarının veya faizlerinin, ülkenin güç duruma düşmesi nedeniyle ödenememesi riski diğer bir anlatımla “iflas riski”dir.
CDS uluslararası piyasaların bize bakışını anlatır. Yabancı yatırımcının Türkiye’ye karşı tavrını gösteren önemli göstergelerden biridir. Türkiye’nin risk primi hızla yükseldi. Benzer ülkelere göre Türkiye riskli ülke görünümünde.

Netice: En kırılganlardanız...

Milliyet Ekonomi’nin eski yazarlarından, eski Plancı’lardan, Hazine eski müsteşarlarından deneyimli iktisatçı Faik Öztrak, yeni konjonktürel krizde Türkiye ekonomisinin kırılganlıklarının öne çıktığını söylüyor. 22 Mayıs’ta ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal sıkılaştırma sinyallerini vermesiyle başlayan süreçte, döviz ve menkul kıymet piyasalarında, en sert dalgalanmaları yaşayan Türkiye’nin 18 Aralık’ta Fed’in 2014’te para musluklarını kısacağını açıklamasıyla kendine benzeyen ekonomilerden hızlı ayrışmasına dikkati çekiyor.
Küresel piyasalarda şimdilerde 5 kırılgan ülkeden söz ediliyor. Güney Afrika, Brezilya, Hindistan, Endenozya ve Türkiye...
Bu 5 ülkenin büyüme rakamına, faiz oranlarına, enflasyonuna, cari açığına, bütçe açığına ve para değerindeki değişime bakılarak değerleme yapılıyor.
Para gidecek ülke arıyor. Ne var ki parayı bir ülkeye gönderecekler ülkenin riskini ölçüyor.
Risk ölçüleri bakımından Türkiye (1) Cari açığının (döviz açığının) büyüklüğü, (2) Döviz fiyatındaki hızlı değişim nedeniyle  kırılgan ülkelerin başında geliyor.
Türkiye’nin 5 kırılgan ülke arasında tek avantajı, bütçesinin denkliği. Fakat bütçe TL. Yabancıl TL bütçedeki denkliğe değil, dış ticaret dengesindeki açığa ve cari açığın büyüklüğüne bakıyor.

Güngör Uras, Milliyet

13.01.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.