Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Ertuğrul Günay istifa etti: Kibir yolunda başarılar dilerim!

Ertuğrul Günay istifa etti: Kibir yolunda başarılar dilerim!
AKP İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay istifasını bir basın toplantısı ile duyurdu.

Ertuğrul Günay'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

- Tatlı yiyelim, tatlı başlayalım. Öyle bir alışkanlığımız vardı bizim. Benimle çalışan arkadaşlar bilirler ama, eksik geldi kusura bakmayın. Ben dün akşamki bazı gelişmeler üzerine İstanbul ’daki programımı kestim, Ankara ’ya geldim. Böyle bir önemli toplantıya size dağıtacağım bir basın metni ile çıkabilirdim. Ama olmadı biraz doğaçlama yapacağım.

- Önce bugün özel bir gün. Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem diyen bu büyük ismin Mehmet Akif’in vefat günü. Ankara’nın soğuk kış günlerini, İstiklal Marşı için verilen para ödülünü kabul etmeyen ahlak abidesinin vefat yıl dönümü. Bugün hâlâ Akif’ten galiba siyasetin de öğreneceği çok şey var. Akif'in büyüklüğünü gösteren bizim daha yürüyecek çok yolumuzun olduğunu gösteren bir özel örnek.

- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Erdoğan’a ve Adalet ve Kalkınma Partisi MYK üyesi arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum. Kendileriyle bir süre birlikte çalıştık. Ben Adalet ve Kalkınma Partisi’ne girerken 27 Nisan Muhtırası'ndan hemen kısa bir süre sonra, şimdiye kadar inandıklarımı aynı kararlılıkla inanmaya devam ederek aranıza katılıyorum demiştim. 7 yıla yakın süre içinde aynı doğrultuda vekilliğimi ve bakanlığımı sürdürmeye çalıştım.

- Millete hizmet etme fırsatı buldum. Partiye girerken söylediğim sözler için çalıştım. Buna aykırı işler gördüğüm zaman da, bakanlık dönemimde de bunları yüksek sesle uyarmaya çalıştım. Bugünlerde sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Türkiye ’ye hizmet eden bir siyasi hareket çok ciddi iddialarla karşı karşıya. Bunlara karşı bizim cesaretle karşılamamız, özgüvenle davranmamız gerekirken, siyasi etiği zorlayan, normal insan aklını zorlayan bir savunma psikolojisi sergileniyor. Bu hareket için, bir hükümet için zor bir dönem. Arkadaşlarımız da bir süreden bu yana böyle zor bir dönemde içinde bir çok yurttaşımızla dostluk bağı kurduğumuz bir doğru hareketten ayrılmak doğru olmayabilir. Kalıp içeride uyarılar yapmaya, itirazımız varsa, hukuk etiği konusunda bir itirazımız varsa onları söylemeye devam edelim niyet ve kararını ısrarla sürdürdük.

- Aklın ve ahlakın emrettiği doğrultuda, yöneticilere doğruyu söylemeye çalıştık. Ama dün akşam MYK ve Sayın Genel Başkan, bizim vermekte zorlandığımız bir kararı teşvik ettiler. Parti ciddi ithamlarla karşı karşıyayken, o ithamlara partinin maruz kalmasına sebep olan insanlara, 10 gün tahammül gösterip, aklı zorlayan destek verilirken, bütün söylemi akla davet eden arkadaşları dün akşam disiplin kuruluna sevk ettiler. Bizim zor verebileceğimiz bir kararı, arkadaşlar bu tavırlarıyla kolaylaştırmış oluyorlar.

- Bakanken de sonraki dönemde de, partinin tabanında çok sayıda Türkiye'nin mağdurlarının, mazlumların olduğu bilinciyle, partinin bu düzeni bozmasından kendisini uzak tutması konusunda uyarılarda bulundum. Ama ne yazık ki bunu dinletme imkanı kalmadı. Çünkü bir anlayış gelişti iktidar partisinde, iki kanat gelişti. Bir tabandaki masum geniş mazlum, mağdur edilmiş geniş bir kitle. Bir de partinin mağrur ve mütehakkim bir anlayış. O anlayışa bir şey anlatmanın şansı kalmadı. Onlar kibirin doğrultusunda bir başka yere doğru yelken açıp gidiyorlar. Kendilerine başarılar dilerim. Yolları ayırmak noktasına geldik.

- Tertemiz arkadaşlarımızla ne gönül bağımızı ne de iç anlayışımızı katiyen ayırmak niyet ve kararında değilim. Bunu daha fazla katlanmamız da mümkün değildi bu mağrur ve mütehakkim tavra. Hayatta herkesin düsturu olan sözler vardır. “Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem” “Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz asla.”

- Bir arkadaşım sabah istifa etti. Biz birlikte bu partiye katılmış birkaç arkadaştık. Biz birlikte girdik partiye ama birey olarak karar veriyoruz. Özgür insanlar, bu partiye de siyaseti özgür insanların yapılabileceğini göstermek istiyoruz. Katılırken önemli katkılar yapmıştık, ayrılırken de bugün, içerde itiraz ederken de katkı yaptığımı söylemeye çalışıyordum. Siyaseti özgür bireylerin yapabileceği konusunda örnek sergilemek istiyoruz.

- (Milletvekilliğinden de istifa edecek misiniz, sorusu üzerine) 2002’de Fazilet Partisi’nden ayrılıp Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kuran arkadaşlar istifa etmişler miydi acaba? Sayın Başbakan’a sorun isterseniz ben hatırlamıyorum. Ben akşam birkaç saat önce, biz partiye zor bir eşikte geldik, temiz siyaset arayışı içinde bulunduk hep. Yine öyle çalışmaya devam edeceğiz demiştim. Bu açıklamama rağmen böyle bir karar aldıkları için, ben de bekledikleri karşılığı verdik. Geniş tabanına bir kez daha seslenmek istiyorum. Anadolu’daki hukuk devleti olsun, güzel bir devlet olsun, özgür yaşama şansı olsun diye bekleyen insanlara karşı büyük bir burukluk içindeyim. Bu disiplin kararına sabırla boyun eğmemiz beklenmezdi. Bu ayrılma kararını verdim. Şu anda bağımsız bir milletvekili olarak, hukukçuyum da şu anda. Bugünlerde bu sıfatın birikimine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

AKP'den istifa eden Haluk Özdalga da bir basın toplantısı düzenledi. Özdalga'nın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"TÜRKİYE YANLIŞ BİR YOLA GİRDİ" 
- Uluslararası zeminde Türk hukukuna gölge düşürüyor. He ne olursa olsun yolsuzluk iddialarının komplo olduğu ileri sürülerek üstü kapanmaya çalışılmasın. Bu yol yanlış. Danıştay iptal etmiş. Danıştay kararı beklenmeden bu yönetmelik yürürlükten kaldırılmalıdır.
Sakın ola Danıştay tarafından iptal edilen yönetmelik benzeri bir yönetmelik hazırlanmamalıdır. 17 Aralık'tan itibaren Türkiye yanlış bir yola girdi. Adli polis üzerindeki siyasi baskılar kesinlikler kaldırılmalıdır.

"YARGIDA KRİZ YOK YARGIDA MÜDAHALE VAR" 
- Polis teşkilatımızdan tamamen ayrı sadece savcıların emrinde çalışan adli kolluk teşkilatı kurmamız gerekiyordu, standart da budur. Danıştay’ın iptalinden sonra benzer bir adım benzer bir hukuki metnin ortaya konulma yoluna gidilmemelidir. Sert yöntemleri uygulayanlar da polisimizin etkili bir şekilde görev yapamayacağını görmelidirler diye düşünüyorum. Yargıda kriz olduğu söyleniyor. Yargıda kriz yok, yargıda müdahale var. Bu müdahale kalkarsa yargıda kriz yok. Bu gidişin demokratik rejim içinde sürdürülebilmesi mümkün değildir. Türkiye’nin kritik bir yol ayrımında olduğunu düşünüyorum. Yazılı metinde ihmal etmiştim. Polis binalarımıza medyanın girmesini yasaklayan uygulamadan da mutlaka vazgeçilmelidir.

'DİSİPLİNE SEVK EDİLMESEYDİM...' 
- Medyanın yasaklanması açıklanabilir bir durum değildir. İnanç ve vicdan özgürlüğünün önünün açılmasına destek verilebilmesi için 2007’de Ak Parti'ye katılmıştım. Parti genel merkezinin dün akşam bizlerle ilgili aldığı kararla Ak Parti üyeliğinden ayrılıyorum. Kendi durumumdan sorumluyum. Diğer arkadaşlarım ne yapıyor nasıl davranıyor o benimle ilgili değil. Bu gelişmelerden dolayı ciddi bir rahatsızlığım vardı. Disipline sevk edilseydim burada istifa açıklaması yapabilir miydim bilmiyorum. Ama açıklamalar sanırım durumu hızlandırdı bilmiyorum.

"ÇOK CİDDİ ENDİŞELERİM VAR" 
- Dün de bir açıklama yaptım. Sayım Cumhurbaşkanımızın yetkileri çerçevesinde müdahale etmesini, çıkış yolu aranmasını önermiştim. Çünkü eğer mevcut gidiş devam ederse çok ciddi endişelerim var. Farklı şeylerin yapılması gerekiyor. Devlet ve rejim krizi olarak görüyorum. Çok ciddi bir krizden geçiyoruz. Bu gidişin demokratik rejim içerisinde sürmesi mümkün değil. Yaşayarak göreceğiz hep beraber.

Radikal, 27.12.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.