Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Gönül: Hükümet itidalli davrandı

Gönül: Hükümet itidalli davrandı
2004 yılında “Gülen Cemaati’ni bitirmek için MGK’da kararlar alındığı” iddialarıyla ilgili konuşan dönemin Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, konuyu 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in gündeme getirdiğini söyledi. Gönül, “Hükümet itidalli davranıp daha büyük gerilimi önlemiştir” dedi.

İSTANBUL - 2004 yılındaki Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) Fethullah Gülen’e karşı eylem planı hazırlandığı haberiyle başlayan tartışmalar devam ediyor.

Kararların altında imzası bulunan eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Milliyet gazetesine açıklamalarda bulundu.

Vecdi Gönül, kamuoyunda konunun MGK gündemine hükümetin getirdiği gibi bir algı yaratıldığını belirtti.

MGK toplantısının gündemini Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in hazırladığını vurgulayan Gönül, "Hükümet sanki bazı kötü planlar içindeydi, o zamandan bunu düşünüyordu gibi. Yani asıl gündemi tayin edenin Sayın Ahmet Necdet Sezer olduğu gözden kaçırılıyor” dedi.

MGK kararlarının tavsiye niteliğinde olduğunu belirten Gönül, Bakanlar Kurulu kararı olmadan konunun bir yaptırımı olmadığını da dile getirdi.

"O günkü şartlara göre hükümetin basiret ve itidalle davrandığını" ifade eden Gönül, "Daha başka problemlere, daha büyük gerilim ve sıkıntılara yol açacak gelişmeleri de böylece önlemiştir” diye konuştu.

ntvmsnbc.com, 30.11.2013

‘Gündemi Sezer belirlemişti’
 
 
Tartışma yaratan MGK kararının altında imzası bulunan Vecdi Gönül, toplantının gündem maddesini dönemin Cumhurbaşkanı Sezer’in belirlediğini ve imzası bulunanların da ‘daha büyük bir sıkıntıyı önlemek’ adına itidalli davranarak tavsiye niteliğindeki kararı imzaladığını söyledi

Dershane tartışmasının ateşi düşmüyor. Taraf gazetesinde önceki gün yayımlanan MGK belgesi de gösteriyor ki, hükümet ile Gülen cemaati arasında bir orta yol bulunamazsa bu ateşe daha çok odun atılacak.
Taraf’ın tartışmayı alevlendiren haberi malum.
Ak Parti iktidarının rüştünü ispatlamaya çalıştığı, bunu yaparken de askeri vesayetin muhalefetiyle mücadele etmeye çalıştığı ilk dönemin, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarından birinde, “Fethullah Gülen grubunun faaliyetlerine karşı alınması gereken tedbirler” başlığıyla bir karara imza atılıyor. Karar, Gülen grubuna karşı ağır yaptırımlar içeren bir eylem planı hazırlanmasını hedefliyor.
25 Ağustos 2004 tarihli kararın altında; Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı’nın imzaları var.
Önceki gün ortaya çıkan MGK kararının, “dershaneler meselesinin başlattığı siyasi tartışma nedeniyle” habere değer bulunan kısmı, altında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve beş kabine üyesinin imzalarının olması.
Doğrusu, Ak Parti’nin iktidar olduğu ilk günden itibaren kapalı kapılar ardında yapılan planların 2008’de kapatma davasına kadar olgunlaştırdığı süreç ve hükümet üzerindeki yoğun baskı göz önüne alındığında o kararın altındaki imzaları anlamak zor değil.
Aslında konuyu, “Ak Parti cemaatin altını epey önceden oymaya başlamıştı” diye takdim edenlerin de MGK kararının altındaki imzalara bu teoriyle bakması pek akla yatkın gelmiyor. Ama şimdilerde tartışma başka.

‘O günkü şartlarda karar’
Dün, MGK kararının altında imzası olan isimlerden dönemin Milli Savunma Bakanı olan Ak Parti Antalya Milletvekili Vecdi Gönül’le konuşma olanağı buldum.
Vecdi Gönül, devlet tecrübesi çok yüksek bir isim. Birkaç dönem üst üste Milli Savunma Bakanlığı yapmış, Türkiye’deki fırtınalı asker-iktidar ilişkilerinin ortasında bu kritik görevi başarıyla yürütebilmiştir.
MGK toplantılarının havasını, suyunu, bu konularda çok konuşulmaması gerektiğini iyi bilir.
Konunun genel çerçevesini şöyle çizdi:
“Milli Güvenlik Kurulu toplantısının gündemini hazırlayan Cumhurbaşkanı’dır. Cumhurbaşkanı’nın hazırladığı bir gündem maddesi konuşulmuştur. Ve o da diğer maddeler gibi görüşülmüş ve bir karara bağlanmıştır. Kanun diyor ki, ‘bu kararlarla ilgili olarak ancak Cumhurbaşkanı açıklama yapabilir’. Buradaki sıkıntı, üyelerin açıklama yapma imkanının olmayışıdır. O bakımdan konuşmayı arzu etmiyorum ama şu kadarını söyleyeyim. Gündemi Ahmet Necdet Sezer hazırlamıştır. O gündeme getirmiştir ve o günkü şartlarda bu şekilde bir karar alınmıştır.”
‘Hadi muhalefet şerhi yaz’ Gönül, şöyle devam etti:
“Genelde MGK kararlarında bir şekilde uzlaşılıyor. Yani, kararların oy birliği ile alınması şart değil ama işin nezaketi ve temsilcilerin çok yüksek seviyede olması orada bir muhalefet şerhi yazılması geleneğini bugüne kadar hiç uygulatmamış. Çünkü ‘ben muhalifim’, deyince ‘hadi muhalefet şerhi yaz’ derler adama. Bugüne kadar hiç muhalefet şerhi yazılmamıştır. Yazılabilir tabii ama bugüne kadar böyle bir gelenek yoktur Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında.”
MGK kararlarının Bakanlar Kurulu’na bir tavsiye olduğunu vurgulayan Gönül, şunları söyledi:
“Bakanlar Kurulu’nca bir karar alınmadıkça kurul kararları icraya intikal etmez. İcra kurulu değildir çünkü. Bakanlar Kurulu kararı alınmadıkça bakanlar da zaten uygulayamazlar. Yani hukuki tabiriyle lazım-ül icra değildir. Bakanlar Kurulu kararı haline gelirse o zaman lazım-ül icra haline gelir ki, bu kararla ilgili olarak böyle bir şey de olmamıştır.”
Gönül, Ak Parti’nin MGK’ya bakış açısının da bugünkü tartışmaya ışık tutacağını belirterek, “Ak Parti iktidara gelir gelmez Milli Güvenlik Kurulu toplantılarını ayda 1’den 2 ayda 1’e indirmiştir.  
Böylece Milli Güvenlik Kurulu daha az tavsiyede bulunacak noktaya getirilmiştir. Vaktiyle her ay adeta Bakanlar Kurulu gibi kararlar alırken anayasal durumu daha değişik bir şekle konulmuştur” dedi.

‘Hükümet itidalli davrandı’
Gönül, söz konusu kararın alındığı toplantının nasıl geçtiği konusundaki sorumu yanıtlarken de şunları söyledi:
“Toplantı gergin geçmişti, geçmemişti hatırlamıyorum ama şunu söyleyeyim size. Hükümet etmek itidalle ve basiretle kabildir. Bu sözüm o toplantı için de geçerlidir. Hükümet orada itidalli ve basiretli davranmıştır. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın koyduğu bir gündem önüne geliyor. Cumhurbaşkanı’nın önüne getirdiği gündem maddesine karşı hükümet çok itidalli ve basiretle davranmıştır. Cumhurbaşkanı tarafından getirilen ve müzakereye konan bir madde karşısında, o günkü şartların gereğine göre itidalli davranmıştır. Gözden kaçan çok önemli bir husus var. Sanki hükümet o konuyu Milli Güvenlik Kurulu gündemine götürmüş, bunu oradan çıkarmış gibi takdim ediliyor. Hükümet sanki bazı kötü planlar içindeydi, o zamandan bunu düşünüyordu gibi. Yani asıl gündemi tayin edenin Sayın Ahmet Necdet Sezer olduğu gözden kaçırılıyor.”

‘Sıkıntı önlendi’
Gönül’ün, “Hükümet her şeye rağmen bu karara imza atmayabilirdi” yorumlarına yanıtı da şöyle:
“Şimdi tabii bugünkü şartlarla düşünürseniz bunu söylemek çok kolay oluyor. Ama düşünün ki 2004 yılı. 2007’de hükümet bir anayasa muahezesiyle, bir bildiriyle karşı karşıya kaldı. Bunları hesaba katmadan ezbere konuşmamak lazım. Kapatılma davası çok net. Kimse bunu sulh mahkemesinde boşanma davası gibi düşünemez. Sezer’in getirdiği ve adeta bir şekilde ‘bu müzakere edilecektir’ dediği bir konuydu o. Hükümet, o günkü şartlara göre basiret ve itidalle davranmıştır. Daha başka problemlere, daha büyük gerilim ve sıkıntılara yol açacak gelişmeleri de böylece önlemiştir.”
Gönül, söz konusu toplantı konusunda dönemin Cumhurbaşkanı Sezer’in açıklama yapabileceğini söylüyor:
“O açıklama da yapılmamış. Ahmet Necdet Sezer o zaman açıklama yapmamış. Bugün de yapabilir.”

Serpil Çevikcan, Milliyet

30.11.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.