Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > OECD: ABD küresel toparlanmayı tehdit ediyor

OECD: ABD küresel toparlanmayı tehdit ediyor

OECD'nin bugün yayınladığı Ekonomik Görünüm raporunda ABD'nin politikalarının geleceğinin belirsiz olmasının hali hazırda birçok gelişmekte olan ekonominin büyümesindeki yavaşlık nedeniyle zayıflayan küresel ekonomik toparlanma için giderek daha büyük bir risk oluşturduğu belirtildi.

OECD, yılda iki kez yayınladığı raporda ABD'de borç tavanının kaldırılması gerektiğini belirterek bunun yerine "sağlam bir siyasi destekle beraber güvenilir bir uzun vadeli bütçe konsolidasyonu" oluşturulması gerektiğini savundu.

Rapor, son yıllarda Euro Bölgesi'nin mali ve bankacılık krizlerinin üstesinden gelme çabalarına odaklanan OECD'nin endişelerinde ciddi bir değişim olduğunu gösterdi. OECD, Euro Bölgesi'ndeki zayıflık nedeniyle endişelenmeye devam etse de küresel toparlanmaya ilişkin asıl tehdit ABD'den gelecek gibi görünüyor.

 

OECD, aralarında Fed'in parasal çıkış ihtimali de bulunmak üzere yatırımcıların olaylara "şaşırtıcı şekilde güçlü" tepkiler vermesinin son aylarda güveni ve istikrarı olumsuz etkilediğini belirtti.

OECD baş ekonomisti Pier Carlo Padoan konu hakkında, "Bu olaylar, negatif senaryoların önemine ve toparlanmanın yeniden yoldan çıkmasına ilişkin risklere dikkat çekti," diye konuştu.

OECD, 2015'te yalnızca ılımlı hızda bir ekonomik toparlanma gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Kuruluşun tahminlerine göre OECD'nin 34 üyesinin ekonomileri 2014'te yüzde 2,3, 2015'te yüzde 2,7 büyümeden önce bu yıl yüzde 1,2 gibi düşük bir hızda büyüyebilecek.

Gelişmiş ekonomilerin büyüme oranları ise farklılık göstermeye devam edecek. Euro Bölgesi'nin gelecek yıl yüzde 1 büyümeden önce bu yıl yüzde 0,4 daralması, ABD'nin ise bu yıl yüzde 1,7, gelecek yıl ise yüzde 2,9 büyümesi bekleniyor.

Yılda iki kez yayınlanan raporun Mayıs ayına kıyasla daha zayıf olduğu görüldü. Bu durum özellikle de Fed parasal çıkışa başladığında bazı büyük gelişmekte olan ekonomilerde görülmesi beklenen yavaşlamadan kaynaklandı.

OECD raporunda, "Yıl ortasında parasal çıkış konuşmalarının ardından yaşanan sorunlar, bazı gelişmekte olan ekonomilerin ABD'nin para politikalarına ne kadar hassas olduklarını gösterdi," ifadesine yer verildi.

OECD, Mayıs ayında açıkladığı bazı tahminleri de aşağı yönde revize etti. Brezilya'ya ilişkin tahmin yüzde 3,5'ten yüzde 2,2'ye, Hindistan'a ilişkin tahmin yüzde 6,7'den yüzde 4,7'ye, Endonezya'ya ilişkin tahmin yüzde 6,2'den yüzde 5,6'ya, Çin'e ilişkin tahmin ise yüzde 8,4'ten yüzde 8,2'ye düşürüldü.

Araştırma kuruluşu, bazı gelişmekte olan ekonomilerin büyüme görünümünün zayıf olmasının köklerinin "uzun süredir devam eden yapısal engellerin bol sermaye girişi ile saklanmasına" dayandığını belirtti. Bu problemlere ilişkin çözümlerin ülkeden ülkeye değişiklik göstereceğini söyleyen baş ekonomist Padoan, öte yandan gelişmekte olan ülkelerin daha etkili istihdam piyasalarına ve daha güçlü piyasaya dayalı finans sistemlerine ihtiyaç duyduğunu savundu.

Büyük gelişmekte olan ülkelere ilişkin daha olumsuz değerlendirmelerde bulunmasının bir sonucu olarak OECD, küresel milli gelir tahminini 0,5 puanlık indirimle bu yıl ve gelecek yıl için sırasıyla yüzde 2,7'ye ve yüzde 3,6'ya çekti.

OECD, diğer ekonomiler için sorun oluşturacak olsa da Fed'in, işsizlik oranının düşmeye devam etmesi ve enflasyonun güçlenmesi halinde varlık alımlarını gelecek yıl düşürmesi, gösterge faiz oranını ise 2015'te yükseltmeye başlaması gerektiğini belirtti.

Padoan, "Orta-uzun vadede aşırı likiditenin maliyetleri artıyor. Parasal çıkış bir noktada başlamalı," diye konuştu.

OECD, ABD borç tavanının yarattığı tehlikelere de dikkat çekti. Düşünce kuruluşunun analizine göre borç tavanının bağlayıcı hale gelmesi durumunda ABD ekonomisi derin bir resesyona girebilir.

Sonuç böyle olmasa da müzakerelerin devam etmesi yine de zararlı olabilir. Baş ekonomist Padoan, "Borç hakkında her birkaç ayda bir tartışmalar yürütülmesi güvene ve dolayısıyla büyümeye zarar verir," diye konuştu.

OECD, Euro Bölgesi'ndeki bankaların bilançolarının zayıf olmasının ve kamu finansmanının kırılgan olmasının finans piyasalarının düzenini bozabileceğini belirtirken Padoan, bankacılık sektöründeki bir sorunun kolaylıkla kontrolden çıkabilecek olması nedeniyle Euro Bölgesi bankalarındaki sermaye eksikliğinin hızlıca düzeltilmesi gerektiğini savundu.

Euro Bölgesi'nde deflasyon riskinin arttığını kabul eden OECD ayrıca Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) faiz indirimine gitmesinin de memnuniyetle karşılandığını belirtti.

Padoan konu hakkında, "Deflasyon riskleri artarsa AMB, negatif mevduat faizi ya da ikincil piyasadan daha fazla varlık alımı yapmak gibi adımlara hazır olmalı," diye konuştu.

Euro Bölgesi ekonomisinin yeniden dengeye gelmesinde Almanya'ya yöneltilen eleştiriler konusunda da sesini yükselten OECD, güney Avrupa ülkelerinin ticaret açıklarını azalttıklarına ancak fazla veren ülkelerin ise aksine çok daha az ayarlamaya gittiğine vurgu yaptı. Padoan, "İstihdam ve ürün pazarlarında, Almanya'da hizmetlerin serbestleştirilmesinin de aralarında yer aldığı bazı reformlarla dayanıklı ve simetrik ayarlamalar artırılmalı," diye konuştu.

Japonya'da ise hükümet borcunun artış hızını yavaşlatmak için bütçe açığını azaltıcı"güçlü" çabalar verilmesi gerektiğini savunan OECD, "Kamu borcu rasyosunun aşırı derecede yüksek olduğu düşünüldüğünde hükümet finansmanına olan güveni muhafaza etmek için daha detaylı ve güvenilir orta vadeli konsolidasyon planları gerekiyor," ifadesine yer verdi.

OECD raporunun Türkiye ile ilgili kısmında ise özel tüketimlerdeki artışın etkisi ile büyümenin yılın ilk yarısında güçlendiği belirtildi. Mayıs ayından bu yana uluslararası sermaye piyasalarında yaşanan türbülansın faiz oranlarını yukarı, kuru ise aşağı çektiğinin belirtildiği raporda yine de finansman ve kredi koşullarının destekleyici olduğunun altı çizildi. Raporda, Türkiye'nin 2014 ve 2015'te yüzde 4 civarında büyüyeceği öngörüldü. Şeffaflığın artırılması gerektiğine vurgu yapılan Ekonomik Görünüm raporunda, bankacılık denetiminin tüketici büyümesi ve küçük ve orta ölçekli kredilerin yakından izlenmesi ile muhafaza edilmesi gerektiği belirtildi. Dış finansman ihtiyacının büyüklüğü göz önüne alındığında ekonomi potansiyelinin altına düşecek olsa bile dış açıktaki büyüme beklentisinin tedbirlerin yavaşlatılması gerekliliğine işaret edebileceğine dikkat çekildi.

OECD'nin 2013 Mayıs ayında yayınladığı Ekonomik Görünüm raporunda Türkiye'nin bu yıl yüzde 3,1 büyüyeceği öngörülmüştü. Kasım ayı raporunda ise bu tahmin yukarı yönde yüzde 3,6'ya revize edildi. Mayıs ayı raporunda Türkiye'nin 2014'te yüzde 4,6 büyüyeceğini öngören OECD, bu tahmini yüzde 3,8'e düşürürken, ekonominin 2015'te ise yüzde 4,1 büyüyeceği tahmin edildi.

 

wsj.com, 19.11.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.