Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > 'Almanya kemer gevşetmeli'

'Almanya kemer gevşetmeli'
IMF ve ABD Maliye Bakanlığı’ndan sonra AB Komisyonu da ihracat gücünden dolayı Almanya’yı eleştirdi. DW Ekonomi Servisi editörü Rolf Wenkel eleştirileri aşırı bulmakla birlikte Almanya’nın kusursuz olmadığını belirtiyor.

“Almanya'nın ihracat gücü oldum olası eleştirilir. Bundan kısa süre önce de Amerikan Maliye Bakanlığı, Almanya'nın ihracat bağımlılığının ve ‘kanı çekilmiş' iç tüketiminin Avrupa'nın büyümesini engellediğini öne sürmüştü. Bunun son derece basit bir değerlendirme olduğu hemen göze çarpıyor. Çünkü Almanya'nın dış ticaretteki gücü Euro Bölgesi'ndeki ortaklarına da yarıyor. Almanya'dan ihraç edilen malların büyük bölümü parçalar halinde Avrupa ülkelerinde üretiliyor ve montajı tamamlandıktan sonra Alman malı olarak pazarlanıyor. Aynı zamanda bu parçaları yurt dışında imal eden Alman şirketleri komşu ülkelerde yatırım yapıp fabrikalar kuruyor. Bir zamanlar ‘Avrupa'nın hasta adamı' olarak adlandırılan Almanya olmasaydı, Euro Bölgesi'ndeki krizin faturası çok daha kabarık çıkardı.

AB Komisyonu'nun, cari işlemler dengesindeki fazlanın derinlemesine analiz edileceğini duyurması Almanya'da yadırgandı, hatta sert tepkilere yol açtı. Güney Avrupa ayak uydurabilsin diye Almanya suni yoldan – örneğin yüksek ücret zamlarıyla - rekabet gücünü mü kaybetsin? Almanya son on yılda yaptığı reformlarla ve ücret fedakârlığıyla rekabet gücünü arttırdığı için cezalandırılsın mı?

Aman biraz ağır olalım! Bu kızgınlığın yarı yarıya yapay olduğu gözden kaçmıyor. Çünkü bundan iki yıl önce AB maliye bakanları ekonomik ve mali kriz yüzünden, Euro Bölgesi'ndeki hatalı gelişmeleri haber veren göstergelere dikkat etmeyi kararlaştırmışlardı. Ödemeler dengesi de bu göstergeler arasına alınmıştı. Almanya'nın maliye bakanı da cari dengenin göz önünde bulundurulmasında ısrar etmişti. Öyleyse şimdi bu celal neden?

Komisyon üyesi Olli Rehn havayı yumuşatmaya çalıştı ve kimsenin, küresel rekabetteki başarılarından dolayı Alman işletmelerini eleştirmek istemediğini söyledi. Rehn Almanya'nın muhtemel hatalı gelişmelerin ucu açık bir şekilde büyüteç altına alınmasından zarar görmeyeceğini ve tabulaştırmanın ne Almanya'ya, ne de Avrupa'ya yararı olacağını sözlerine ekledi.

Gerçekten de ihracat madalyonunun tersini de görmek gereklidir. Çünkü Almanya'nın yurtiçi talebi ihracattan kaynaklanan ödemeler dengesindeki fazlayı normal bir düzeye indirecek hacme ulaşamıyor. Amerikan Maliye Bakanlığı yurtiçi talebi haklı olarak ‘kanı çekilmiş' olarak nitelendiriyor. Yıllardır istihdam kaybını önlemeye odaklanan sendikalar, ücretlerin artması için mücadele etmeyi unutmuşa benziyor. Vergi ve harçların yüksekliği de özel tüketim harcamalarının artmasına meydan bırakmıyor.

Mamafih yurtiçi talep sadece tüketim harcamalarını değil, aynı zamanda devletin ve özel sektörün yatırım harcamalarını da kapsıyor. Almanya'nın yıllardır yatırım azlığı çektiğini bütün ekonomistler kabul ediyor. 2005 yılından beri reel ekonomideki yatırımların artış oranı kâr artış oranının gerisinde seyrediyor. Özel sektörü, sekiz yılda arttırdığı 460 milyar euroyu sırf faizler düştü diye yatırımda kullanmaya kimse zorlayamaz.

Kamu yatırımlarındaki gelişme daha da vahim. Almanya'da yatırım tıkanması var. Altyapı ve eğitimde yapılmayan yatırımların hacmi 300 milyar euroya ulaştı. OECD'nin verilerine göre Almanya'nın ikame amaçlı kamu yatırımları - okul ve yolların bakımı - yerinde sayıyor. Almanya yıllardır hazır yiyor, kemer sıkmak uğruna kendini tüketiyor.

İhracatta kazanılan göz kamaştırıcı başarılar, büyüme hızı ve istihdam rekoru şimdilik bu gerçeği maalesef perdeliyor. AB Komisyonu'nun, ‘Almanya'nın makro verilerini derinlemesine analiz etmesi' belki yararlı olur ve ihmalleri gözler önüne serer. Karşısındakine kulak vermekte ve bazen kabahati başkasında değil, kendinde aramakta da hayır vardır.”

dw.de, 14.11.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.