Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Kızımı JİTEM öldürdü, dosyası Ergenekon kapsamına alınsın

Kızımı JİTEM öldürdü, dosyası Ergenekon kapsamına alınsın

Ergenekon davası, Türkiye'de bir döneme ilişkin kayıplar ve faili meçhuller için ümit oldu. Güneydoğu'daki savcılıklar ile Ergenekon savcılarına başvuru yağıyor.

1992 yılında işten döndükten sonra 4 kişi tarafından evinin önünden Renault marka bir otomobil ile kaçırılan ve 12 gün sonra cesedi bulunan Ayten Öztürk'ün anne ve babası da Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Hıdır ve Dilif Öztürk, davaya müdahil olmak istediklerini bildirdi.

27 Temmuz 1992'de, Tunceli Kepektaşı nahiyesindeki evinin önünden dört kişi tarafından beyaz Renault bir arabayla kaçırılan Ayten Öztürk'ün cesedi 9 Ağustos 1992'de Elazığ Asri Mezarlık'a yakın bir arazide bulundu. Babası ve ailesi tarafından Elazığ hastanesinden alınan ceset, 10 Ağustos 1992 günü doğum yeri olan Başakçılar, Kürtçe ismiyle Taptik köyünde toprağa verildi. Ayten Öztürk'ün babası Hıdır Öztürk, kızının akıbetiyle ilgili resmi makamlara defalarca başvurdu ama hiçbir cevap alamadı. Gazeteci Soner Yalçın'ın Binbaşı Cem Ersever'le yaptığı bir röportajda, "Tunceli'de Ayten Öztürk adlı kızı Yeşil ve ekibi kaçırıp öldürdü." ifadeleri geçmesine rağmen bir gelişme sağlanamadı. Hatta bu ifşaat üzerine dönemin Tunceli milletvekili Sinan Yerlikaya, Ayten Öztürk davasını TBMM'ye götürmesine rağmen olayla ilgilenen çıkmadı. 27 yaşındaki Ayten Öztürk cinayeti tozlu raflar arasındaki yerinde kaldı.

İTİRAFÇI AYGAN: AYTEN'İ JİTEM'CİLER ALDI

Ergenekon'la birlikte faili meçhuller konusundaki ümitler artınca, Ayten Öztürk'ün ailesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği dilekçe ile müdahil olma talebinde bulundu. Anne Dilif Öztürk ve baba Hıdır Öztürk'ün 18 Ağustos 2009 tarihinde yaptığı başvurudan sonra İsveç'te yaşayan itirafçı Abdülkadir Aygan'ın, 'Kürdistan Aktüel' isimli internet sitesine verdiği beyanat ise olayı bir adım ileri taşıdı. Ayten Öztürk'ün ölümüyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Tarihi tam olarak hatırlamıyorum. Yaz mevsimiydi, havalar sıcaktı. Yeşil ve ekibi Ayten Öztürk'ü Diyarbakır şehitlikteki Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin yanında JİTEM'in kullandığı bir binaya getirdiler." diyen Aygan, Öztürk'ün gözleri bağlı olmadığını, suçsuz olduğundan emin ve serbest bırakılacağını zannettiği için çok rahat ve sakin olduğunu söyledi. Aygan, Öztürk'le ilgili tanıklığında şu ifadeleri kullandı: "Ben Ayten'i orada gözlerimle gördüm, hatta bu kimdir, diye sordum. Çürükkaya'ların akrabasıdır, dediler. Yeşil ile birlikte Mesut Mehmetoğlu, Dersim'de görevli olan uzman çavuş vardı. Ayten Öztürk yaklaşık olarak iki gün Diyarbakır Şehitlik'te JİTEM'in kullandığı binada kaldı. İki gün sonra yine bir öğle vakti Yeşil ve ekibi tarafından alınıp götürüldü."

Müdahillik talebinde bulundular

Ergenekon savcısına başvuru yapan ailenin avukatı Hüseyin Aygün, dilekçesinde, devam eden Ergenekon davasının yasadışı çete, derin devlet ve kontrgerilla gibi organizasyonları tasfiye etmeyi amaçladığını, Ayten Öztürk'e yönelik eylemin de böyle bir eylem olduğunu bildirdi. Cinayetin JİTEM mensupları tarafından gerçekleştirildiğinden şüphelerinin olmadığını ifade eden Aygün, "Dolayısıyla sayın mahkemenizde devam etmekte olan davaya müdahil olma hakkımız olduğuna inanmaktayız." dedi. Savcılığa gönderdiği dilekçede, buna kanıt olarak Binbaşı Ersever'in itirafları ile Aygan'ın itiraflarını gösteren Aygün, "Yeşil ve ekibi Ergenekon kapsamında değilse de Yeşil'in derin devletin adamı olduğu biliniyor." diye konuştu.

Zaman, 16.09.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.