Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > Rousseau'dan çıkmadıkRousseau'dan çıkmadıkBaşbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin siyasi literatürünü kendi hafızasıyla oluşturduğunu belirterek, “Biz ne Montesquieu’nün ne de Jean-Jacques Rousseau’nun ortaya çıkardığı bir partiyiz. Biz bu işin hafızasını da kendimiz oluşturduk” dedi. Erdoğan, dün partisinin Kızılcahamam’daki 21’inci İstişare Toplantısı’nda özetle şunları söyledi: BİZİ ANLAYAMAZLAR FETRET DÖNEMİNE İZİN YOK 10. YIL MARŞI SÖYLERKEN İSTİKLAL MARŞI’NDA DUA VAR BU ÜLKENİN SAHİBİYİM DEYİN TAPULU MALI DEĞİL Medeni olmak lafla olmaz ERDOĞAN, Kızılcahamam doğalgaz dağıtım hattının açılışını yaparken, “Medeni olmak, şehirli olmak lafla olmaz. İcraatla olur” diyerek, şöyle konuştu: “Asya kıtasını Avrupa’ya bağladık. Bunların aklı alır mı bunu? Almaz. Bunların hayalleri bile buraya ulaşamaz. Abdülmecit, Abdülhamit yapamadı. Biz torunlarına nasip oldu. Biraz daha aşağısından bir tüp geçit daha yapacağız. Buradan otomobiller geçecek. 3’üncü köprüyü de Karadeniz’in kenarına yapıyoruz, onun da direkleri yükselmeye başladı. Biz buyuz be. Biz laf üretmiyoruz, iş üretiyoruz iş. Kızılcahamam 6 ay önce buraya geldiğimde bana dedi ki; ‘Bizim doğalgazımızı niye getirmiyorsunuz? Şimdi resmen açılışını yapıyoruz.” Romantik sabah sporu KIZILCAHAMAM’da bazı milletvekilleri güne sporla başladı. Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş eşi Dilek Yurttaş’la sararan yaprakların arasında romantik bir sabah sporu yaptı. Adana Milletvekili Necati Çetinkaya en erken koşuya başlayan vekil oldu. Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, Konya Milletvekili Harun Tüfekçi, Denizli Milletvekili Bilal Uçar, Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün ve Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı da sporu ihmal etmedi.
‘Devlet iktidara değil, halka ait’ diyen filozof FRANSIZ yazar, düşünür, filozof, politika teorisyeni Jean-Jacques Rousseau, kendisini hep halktan birisi olarak görmüş, halktan kişiler arasında daha rahat etmiştir. Rousseau, doğru bir siyasal toplumun temellerini ortaya koyabilmek için olguların bir yana bırakılması gerektiğini belirtir. Çünkü ona göre salt olgulardan hareket edildiğinde, çıkarlar, yararlar ön plana yerleştirilmekte ve böylece adalet, hukuk ayaklar altına alınmaktadır. Rousseau, güçlünün haklı kabul edildiği, siyasal toplumun kökenine olguları yerleştiren, olgusal verileri ve kuramları eleştirmektedir. Yurttaşı, ortak benliği, halkı, devleti yaratan bir ‘Toplum sözleşmesi’ni ve bu sözleşmeye toplumdaki her bireyin dahil olması gerektiğini savunur. Halk olmanın temelinde egemenliğin var olması gerektiğini düşünür. Yasaların olmadığı bir yerde devletten söz edilemeyeceğini savunmuştur. Yasaların, halkın tümü için geçerli olması gerektiğini düşünmektedir. Halk sayısı arttıkça, yönetici sayısının azalması gerektiğini savunan Rousseau, ‘Demokrasi, aristokrasi, monarşi’ şeklindeki sınıflandırmayı benimsemiştir. Rousseau’ya göre demokrasi biçimindeki hükümette yönetici, halkın tamamı ya da büyük bir kısmıdır. Aristokrasi biçimiyse küçük bir azınlığın yönetimidir. Monarşik hükümette ise yönetme yetkisi tek bir kişidedir. Rousseau’ya göre yurttaşlar olmadan erdem, erdem olmadan özgürlük, özgürlük olmadan devlet olamaz. Rousseau; devletin iktidara değil, halka ait olduğunu savunmuş ve ulus-devlet anlayışını benimsemiştir. Hürriyet, 03.11.2013 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |