Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Cumhuriyet, seçkin sermayesinin malı değildir

Cumhuriyet, seçkin sermayesinin malı değildir

Başbakan Tayyip Erdoğan, “Tablo görmek isteyenler ilk Meclis’e Atatürk’ün sağına soluna bakmalıdır. Cumhuriyet sermayeyi renklerine göre ayırmadı. Yabancıya mülk satışının önünü de Atatürk açtı. Cumhuriyet seçkin sermayesinin malı değildir. Yani sadece İstanbul sermayesinin cumhuriyeti değildir” dedi.

5. İzmir İktisat Kongresi’nin açılışını yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan “İstanbul sermayesi” çıkışı geldi. Cumhuriyet’in ilk meclisinin herkesi kucakladığını belirten Erdoğan şöyle konuştu:

“Sermaye kesiminden Anadolu eşrafına kadar tüm kesimleri kucaklayan, cumhuriyetin ilk meclisidir. 1940’lar öncesi ve sonrası birbirinden çok farklıdır. Öncesi birleştirici ruhun var olduğu yıllar oldu. O yüzden cumhuriyet seçkin sermayesinin malı değildir. Yani sadece İstanbul sermayesinin cumhuriyeti değildir. Anadolu sermayesinindir de. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin büyük sermayedarlarına öz evlat muamelesi yapıp Anadolu sermayesini horlamak, itip kakmak asla ve asla Cumhuriyetin iktisat politikası değildir. Bugün cumhuriyetimizin temel felsefesi gibi lanse edilen uygulamalar, cumhuriyetin değil sonraki dönemin uygulamalarıdır. Bunu çok iyi ayırt etmek gerekir.Biz ilk Meclis’teki birliği yeniden inşa etmek istiyoruz.” Başbakan Erdoğan, yabancıların mülk edinmesinin önünün de Atatürk döneminde açıldığını belirterek, “Cumhuriyetin ilk yıllarında yabancılara toprak satılmaya başlandı. Cumhuriyetin ilk yıllarında uluslararası sermayeye de kapı aralandı” dedi. Erdoğan, özelleştirme konusunda ise Türkiye’ye eleştirilerde bulunan AB’ye “Özelleştirmeyi en başarılı biz yürütüyoruz. Siz kendi üyelerinize bakın” çıkışında bulundu.

Ekonomide önemli bir buluşmaya sahne olan 5. İzmir İktisat Kongresi’ne, başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere Başbakan Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim ile birlikte 3 bin 500’e yakın yerli ve yabancı davetli katıldı. Erdoğan, ilk kongre ile Türkiye’nin en uygun iktisadi yöntemlerin belirlendiğini kaydederek, “90 yıl önce siyasi anlamda ilk Meclis ve Cumhuriyet, tüm farklılıkları eşit kucaklamış hem de kuruluşa onları da dahil etmişti. Türkiye’nin dış politikası husumet, nefret ve eskinin hesabı üzerine değil dostluk ve barış üzerine inşa edilmiştir” mesajını verdi.
 

 

Dünya Bankası’na Suriye sitemi

BAŞBAKAN Erdoğan, Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim’e bakarak da bir çağrıda bulundu. Şu anda Suriye’den göç eden 600 bin insana hizmet verdiklerini anlatan Erdoğan, “Ama bakın dünya burada bize en ufak destek vermiyor. Bize gelen destek şu ana kadar 135 milyon dolar. Yaptığımız harcama 2 milyar doları aştı. Bunun tabii sosyolojik, psikolojik tahribatları ayrı. Biz bunların hepsine katlanıyoruz ve katlanacağız. Niçin? Bizim komşumuz, kardeşlerimiz, ortak tarihi paylaşıyoruz, ortak değerlerimiz var. Ama istiyoruz ki dünya buna karşı duyarlılığını ortaya koysun. Dünya Bankasına da burada çok önemli görevler düştüğünü hatırlatmak istiyorum” dedi.

 

Alınacak kararlar ekonomiye yön verecek

KALKINMA Bakanı Cevdet Yılmaz da İzmir İktisat Kongresi’nde alınacak kararların ekonomideki yol haritasına temel oluşturacağını söyledi. Yılmaz, “Üretim gücü, iktisat gücü bir ülkenin bağımsızlığını da sağlıyor. Dünya ekonomisiyle ilişki olmadan kalkınma olmaz. İktisat kongreleri hep dönüm noktalarında gerçekleşti” dedi. Kongrenin dünyada ekonomik anlamda kırıldığı bir dönemde gerçekleştiğini dile getiren Yılmaz, “Küresel krizle büyük bir dönüşüm geçiyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin daha söz sahibi olduğu dönemden geçiyoruz. Bu toplantının Expo sürecine katkı sağlaması için büyük çaba harcadık. Alınacak kararlar ekonomi politikalarımıza katkı sağalaycak” dedi.

 

Hürriyet, 31.10.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.