Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Dolar kuru için 5 ayrı görüş

Dolar kuru için 5 ayrı görüş

Eylül ayında rekor kıran döviz son haftalarda geriledi. Ekonomist, fon yönetici ve stratejistler dövizdeki öngörülerini paylaştı

Dövizdeki hareketlilik piyasaların gündeminden düşmüyor. Eylül'de 2 lirayı aşarak rekor kıran dolar kuru, son günlerde gerilyerek 1.98 seviyesine indi.

ABD Merkez Bankası Fed'in tahvil alım programını 2014'e erteleyebileceği beklentisine kurdaki gerilemenin en önemli nedeni olarak gösteriliyor. Ancak önümüzdeki dönemde kurun hangi yönde haraket edeceğine yönelik farklı görüşler. Ekonomist, stratejist ve fon yöneticileri The Wall Street Journal'a kur konusundaki görüşlerini paylaştı.

Uğur Gürses-Ekonomist/Köşe yazarı

Fed'in tahvil alım programını kısma planı, ABD Kongresi'ndeki bütçe ve borç limiti tartışması nedeniyle olasılıkla üç ay da olsa askıda görünüyor. Aralık ayında Kongre'de anlaşma olursa en erken mart ayında Fed'in planı yürürlüğe girebilir.

Fed'in kısma planından, 'çıkış planına' 5 yıllık tahminler yürütülen piyasalarda, üç aylık bir askı; gelişen ülkelerle ilgili yatırımcılara temel yatırım stratejilerini değiştirmek için çok da özendirici değil. Ama yine de bu ülkelere bakışı da, bu ülkelere olan fon akışını da ılımlı hale getirebilirdi.

Getirebilirdi; kırılganlığı olan ülkelerin, bu dalgalanmaları nasıl yönettikleri ve nasıl tahkimat yaptıkları çok belirleyici bir unsur. Hala da bu şansları var.

Örneğin bizde para otoritesi, döviz kurunun yüksek dalgalandığı dönemde piyasaları sakinleştirmek için de olsa kur seviyesi işaret etme gibi bariz bir hataya imza attı. 165 milyar dolarlık döviz pozisyon açığı olan reel kesime, mealen "buradan kapamayın, yılsonunda düşünce yaparsınız; o da 1.92'nin altı" biçiminde yönlendirme yapan, ne yazık ki para otoritesi idi.

Oysa bir kur seviyesi telaffuz edilmemiş olsaydı; döviz kurunda neresinin dip olacağı konusunda kamuoyunda ortak bir nokta, bir 'kilometre taşı' olmayacaktı. Bu yüzden de 'dibe yaklaşıyoruz, alalım' psikolojisinin besleneceği bir kaynak olmayacaktı. Açık döviz pozisyonunu kapama konusunda herkesin farklı tercihi olabilecekti. Başka bir unsur da şu; dolar/euro paritesindeki oynamanın etkisinin de hesaba katılmamış olması önemli. Euro değer kazandıkça dolar kuru 1.92'ye yakın (en düşük 1.96 görüldü) yerlere geldikçe işte o 'alım fırsatını' anımsayanların 'sona kalmak' istememelerine şaşmayalım.

Tufan Cömert-Garanti Yatırım Stratejisti

Mayıs ayı sonrasında özellikle dış risklere açık olan ülke para birimlerinde görülen sert satış dalgası, FED'in tahvil alımlarını azaltmayı erteleyeceği beklentisiyle tersine döndü. Yine de Türk Lirası (TL) bu dalgayı da tam olarak yakalayamamış durumda. FED'in çıkış stratejisinin gecikmesi bu ülkelere ve TL'ye zaman kazandıracak ancak bir dizi faktör nedeniyle uzun vadede TL'de güçlü bir seyir beklemememiz gerek.

Öncelikle yıl sonuna dek fon girişleri ile önce TL'de değer kazancı görmeyi bekliyorum. Yılsonu için beklentim dolar kurunda 1.95-1.96 seviyeleri. Bundan sonraki dönemde ise FED'in hareketlerini takip edeceğiz, tahvil alımlarının azaltılması ile birlikte TL'de tekrar değer kaybı göreceğimizi düşünüyorum.

Yeniden bir değer kazancı görmemiz için TL'nin diğer para birimlerine göre farklı bir hikaye sunması lazım. Büyüme tarafında görünüm zayıf, seçimler var, dış finansman ihtiyacı hala yüksek. Bu durumda ister istemez yabancı yatırımcılar faiz seviyelerini göz önünde bulunduracaklar. Bu nedenle temel verileri güçlü, görece yüksek faiz veren ülkelerin bundan sonraki dönemde daha ön plana çıkacağını, TL'nin bu ülkelere daha zayıf bir seyir izleyeceğini öngörüyorum.

Bülent Topbaş-Strateji Menkul Fon Yöneticisi

Mayıs'tan sonraki süreçte Merkez Bankası'nın aldığı politika duruşunun altında yatan varsayım FED tahvil azaltımına bağlı sermaye çıkışlarının geçici olduğu idi. Bu varsayım, her ne kadar güçlü idiyse de oldukça riskliydi ama bugün artık bu varsayımın zemini çok daha fazla güçlenmiş durumda.

Bu nedenle hem TL icin hem de Merkez Bankası, için bence rahat günler başladı. Bütün gelişmekte olan ülkeler bu sürecin basladığı döneme göre şimdi daha uygun kur ve faiz seviyelerindeler. Bu yüzden önümüzdeki süreçte global fon hareketlerinin gelişmekte olan ülkeler lehine olacağını ve carrytradein güçleneceğini düşünüyorum. Türkiye'nin bu trendden olumsuz ayrışması için hiç bir neden yok.

Ancak TL'de güçlü bir ralli de beklememek lazim. Türkiye'nin kendi makro kırılganlıkları ve global riskler mevcut.Global risk iştahında beklenenden daha iyi bir iyilesme olursa, bu takdirde de Merkez Bankası'nın bunu dengeleyecek band politikasi devreye girecektir. Ben onumuzdeki dönemde TL'nin istikrar kazanacağını ve su an sepet karşısında üst banda yakın yerlerde olduğumuzu düşünüyorum.

Erkin Işık-TEB Stratejisti

Son dönemde global ekonomik aktivitenin beklendiği kadar güçlü seyretmeyeceği beklentileri ile global likiditenin bol kalmaya devam edeceği yönündeki görüşler güçlendi.

Türkiye'de bono ve borsa üzerinde bunun etkisi daha fazla görülürken, kurların aynı ölçüde olumlu etkilenmediği görülüyor. Bunun bir sebebi, Merkez Bankası'nın faizlerdeki dalgalanmayı bundan sonra düşük götüreceği yönündeki söylem değişikliği olmuştur. Bu da, olumusuz senaryoda TCMB'nin faizleri sabit tutması ve TL'nin savunmasız kalması beklentilerini güçlendirmektedir.

Bu durumda da TL'nin her değerlendiği dönem, döviz alım fırsatı olarak değerlendirilmekte, kurlardaki düşüş sınırlanmaktadır. Bir diğer sebep ise, TL'nin aslında bu süreçte Hindistan, Güney Afrika gibi ülkelere göre daha güçlü kalması olmuştur. Global likiditenin güçleneceğini bekleyen yabancı yatırımcılar, şu anda, Türkiye yerine, daha fazla satış yemiş ve dolayısı ile kar fırsatı daha fazla olan para birimlerini tercih etmektedirler. Ancak ABD tahvil faizlerindeki düşüşün sürmesi durumunda, TL'de de değerlenme eğiliminin daha güçlenebileceğini düşünüyoruz.

Özlem Derici-Ekspres Yatırım Başekonomisti

Fed'in parasal genişlemede azaltıma gitmesinin ertelenmesine rağmen dolar kurunda ve sepette son dönemde gördüğümüz yüksek seyir birkaç unsuru birden içeriyor.

Bunlardan kısa vadeli olanını ay sonuna yaklaşırken daha fazla gördüğümüz pozisyon kapama eğilimi olarak görebiliriz. Veriler biraz geriden geliyor ve her ne kadar Temmuz itibariyle 165.3 milyar dolar seviyesindeki özel sektör açık pozisyonunun 19.1 milyar doları kısa vadeli olsa da kurda önemli ölçüde bir geri çekilme görülmeyeceği beklentisi hafif gevşemelerde dolara talebi kuvvetlendiriyor. Biraz daha orta vadeli açıdan bakacak olursak Fed önümüzdeki sene parasal gevşemeyi azaltacak ve doların tüm para birimlerine karşı değer kazancı sürecine girdiğini göreceğiz.

Euro bölgesindeki stres testleri ve ülkelerin kırılganlıklarını daha fazla konuşacağımız önümüzdeki yıl içerisinde euro/dolar paritesini aşağı çekecek unsurların da daha önce planda olacağını düşünürsek dolar kurunun 1.90'lara doğru kalıcı bir düşüş göstermesini beklemek çok gerçekçi olmaz. Bizim bu yılsonu için beklentimiz 1.98, gelecek yıl içinse 2.1 civarında bulunuyor.

wsj.com, 26.10.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.