Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Gül Arap gazetesine konuştu

Gül Arap gazetesine konuştu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ABD-İran arasında iletişim kanallarının açılmasının, bölgedeki stratejik ilişkilerde değişikliklere götürebileceği” iddialarının abartılı iddialar olduğunu bildirdi.

Gül, “Bir ülke ki onlarca yıl bir başka ülke ile ilişkileri kesintiye uğramışsa ve iletişimi sağlamak için bir adım atıyorsa bunu yeni bir stratejik saf tutma gibi görmemeliyiz. Sıhhatli olmayan yorumlara götürecek yönelişlere gitmemek lazım” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, İslam ülkeleri arasında mezhep çatışmasının tüm İslam âlemindeki durumu etkileyeceğini bildirdi ve “Bundan sakınmamız lazım. Mezhepsel asabiyeti körüklemek çok tehlikeli sonuçlar getirir” dedi.

-GÜL ARAP GAZETESİ OKAZ’A KONUŞTU-

Cumhurbaşkanı Gül, Cidde’de yayınlanan günlük Okaz gazetesine bir mülakat verdi. Gazeteci Muhammed Elmuhtar Al-Fal’ın sorularını yanıtlayan Gül, Suud-Türk ilişkilerini nasıl değerlendirdiğine ilişkin bir soruya, “Suud-Türk ilişkileri tarihi ilişkilerdir, birçok ortak yönümüz vardır. Ancak son zamanlarda bu ilişkiler daha da gelişerek stratejik ilişkiler haline geldi” dedi.

-SUUDİ ARABİSTAN İLE GÜÇLÜ İLİŞKİLER ÖNEMLİ-

Hadim-i Haremeyn’in (Haremeyn’in Koruyucusu Kral Abdullah) bölge istikrarı ve güvenliği için bu ilişkilere önem verdiğini belirten Gül “Ülkelerimiz birçok konuda, özel olarak ekonomik, endüstriyel ve savunma alanlarında anlaşmalar imzaladı. Veliaht Prens Salman Bin Abdülaziz’in son Türkiye ziyareti de bu ilişkilere hayırlı bir kapı açtı. Ülkelerimiz ortak tatbikat yapmaktadırlar. Suudi Arabistan’ın Tebuk şehrinde olduğu gibi Türkiye’nin Konya ilinde de bu gibi çalışmalar yapıldı” örneklerini verdi.

Bölgenin kritik bir dönemden geçtiğini belirten Gül, “Onun için iki kardeş ülke arasında işbirliği önemlidir. Zor günlerde de iyi günlerde de birbirimizin yanında olmalıyız. Bu, bölgenin güvenliğini ve istikrarını sağlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, “Körfez-Türkiye ilişkileri de stratejik boyut kazanabilir. Türkiye bu konuya nasıl bakmaktadır?” sorusunu yanıtlarken, Körfez ülkeleriyle Türkiye ilişkilerinin her geçen gün daha da geliştiğini, ekonomik entegrasyon ve stratejik ilişkilerin güçlendirilmesi alanında iki anlaşma imzalandığını belirterek, bunların Türkiye’nin bölge ile ilişkilerine verdiği önemi açıkça gösterdiğini bildirdi.

-“SURİYE KENDİNİ TÜKETİYOR”-

Suriye muhalefetinin Cenevre 2’den önce zor bir dönem geçirdiğini anımsatan gazetecinin “Türkiye de Suudi Arabistan da Suriye halkının meşru taleplerini desteklemektedir. Bu destek nasıl gelişebilir?” şeklindeki sorusuna Cumhurbaşkanı Gül şu yanıtı verdi:

“Suriye’de olan bitenlere çok üzülüyoruz. Bir İslam ülkesinde kan dökülüyor ve bir ülke kendi kendini tüketiyor. Onun için Suriye halkının meşru taleplerini yerine getirecek çözümlerden yanayız. Bunu biz de Suudi kardeşlerimiz de istiyor. Suriye bir ülke olarak yıkıma uğruyor ve vatandaşlarının çoğu güvenliği sürgünde arıyor. Bu durum tabi ki hepimizi üzmektedir.”

Gül’ün sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, İran mezhepsel dürtüler ve Arap bölgesinde müttefik arayışları nedeniyle komşularını ürkütmektedir. Türkiye bu politikaya nasıla bakmaktadır?

Cumhurbaşkanı Gül: Her şeyden önce İslam ülkeleri arasında mezhep çatışması tüm İslam âlemindeki durumu etkiler. Bundan sakınmamız lazım. Mezhepsel asabiyeti körüklemek çok tehlikeli sonuçlar getirir. Bu gibi çatışmalar bir bölgede başlarsa öteki kesimlere de yayılır ve İslam ülkeleri arasında olması gereken sağlıklı ilişkilere zarar verir. Birçok ülkede mezhep farklılıkları vardır, bunda da yadırganacak bir şey yok. Ancak vatandaşların sadakatleri kendi vatanlarına olmak durumundadır. İşte mezhep çatışması gittikçe içişlerine müdahaleye kadar götürür, bu da çok tehlikeli sonuçlar doğurur. Her ülke kendi evinin içini doğru bir şekilde düzenlemeli ve her şeyden önce kendi vatandaşlarının refahı ve mutluluğu için çalışmalıdır.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, ABD Türkiye’nin geleneksel müttefikidir. İran ile iletişim kanallarını açtı, Avrupa Birliği de bunu izledi. Bu yönelişe nasıl bakıyorsunuz? Washington’un bölgedeki müttefiklerine yansıması nasıl olacaktır?

Cumhurbaşkanı Gül: Her şeyden önce şunu söyleyelim, herkesi meşgul eden konu İran’ın nükleer dosyasıdır. Türkiye olarak herhangi bir komşu ülkede veya herhangi bir ülkede kitle imha silahı görmek istemiyoruz. Ancak bu konular diplomatik yollarla çözülmelidir. İran’ı peşin hükümle suçlamamız doğru olmaz. Çünkü her ülke nükleer enerjiye sahip olabilir. Ancak bunlar nükleer silahlara dönüşecekse o zaman imha edilmesi zaruret halini alır. Biz, ABD- İran diyaloguna bu açıdan bakıyoruz.

Soru: Ancak bunu bölgedeki stratejik ilişkilerde değişikliklere götürebileceğini de savunanlar var?

Cumhurbaşkanı Gül: Sanırım bu biraz abartılı oluyor. Bir ülke ki onlarca yıl bir başka ülke ile ilişkileri kesintiye uğramışsa ve iletişimi sağlamak için bir adım atıyorsa bunu yeni bir stratejik saf tutma gibi görmemeliyiz. Sıhhatli olmayan yorumlara götürecek yönelişlere gitmemek lazım.

Soru: “Arap Baharı” denen ülkelerde istikrarsızlık ve çatışmalar yaşanmaktadır. Bu, tüm bölgenin istikrarına zarar verebilir. Sizce bu ne gibi tehlikeler doğuruyor?

Cumhurbaşkanı Gül: Biz bu ülkelerde olan bitenlerden tabi ki üzüntü duyuyoruz. Gelişme ve ilerleme için güven ve istikrar şarttır. Ancak bu konuda görmemiz gereken sebepler ve talepler vardır. Halkların bazı talepleri vardır. Liderler de bunu dikkate almalıdır. Ancak bu talepler çok kısa bir zamanda gerçekleşmeyebilir. Bunun bilinci içindeyiz.”

 

Milliyet, 22.10.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.