Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Cari açığa OVP umudu: Özel kesim tasarruf eder

Cari açığa OVP umudu: Özel kesim tasarruf eder
'Tasarrufları özel kesim arttırsın ama negatif reel faiz eşiğinde duran faizler artmadan olsun' düşüncesi OVP'ye yansımış görünüyor.

2014-2016 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) salı günü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklandı. Babacan’ın OVP’nin ana omurgasına yaptığı temel vurgu, cari açığı aşağı çekmeye çalışan ve tasarrufları arttırmanın hedeflendiği bir çerçevedeydi. 

Belli ki IMF’nin de orta vadede baz senaryo olarak kabul ettiği FED’in para politikasında dönüş manevrası esas alınmış ve bu senaryo içinde en kırılgan ülke olarak sınıflanan Türkiye’nin makroekonomik olarak işaret edilen ‘yumuşak karnı’ cari açık üzerine karşı politika konuşlandırması yapılmaya çalışılmış. Temel tema olarak “Cari açığı düşürmek istiyoruz, bunun için tasarrufları arttırmalıyız, arttıracağız da” deniliyor.

Peki, “İşte OVP’ye yazıyoruz; tasarruf oranımız 2013’teki yüzde 12.6’dan 2016’da yüzde 16’ya gelecek’ demekle tasarruflar artar ve cari açık düşer mi? Tek kelimeyle: Hayır.

Orta Vadeli Program bize tasarrufların artacağını söylüyor ama bunu özel kesimin yapacağını söylüyor. Pek nasıl? Örneğin 2014’te özel kesim, yüzde 3.2’lik tüketim artışı ve yüzde 5.6’lık yatırım artışı ile görece ılımlı bir büyüme sağlarken ihracatın önemli bir katkı sağlayarak toplam büyümenin yüzde 4 olması bekleniyor. Ya 2015 ve 2016’da? Her iki yılda, tüketim ortalama yüzde 3.7 artarken, yatırımların ise ortalama yüzde 8.4 artacağı öngörülmüş.

İç talebin ılımlı bir artışla, ihracatın pozitif katkı sağladığı bir büyüme modeli cari dengeyi küçültmeyi tasarlayan OVP, bunu başarabilir mi? Bunun için de kredi büyümesine kimi makro ihtiyati frenler getirilmesi ile ‘başarabiliriz’ düşüncesi gelişmiş olabilir. Ancak, bu enflasyon seviyesinde faizleri düşük tutarak, tasarrufları arttırmak ve cari açığı frenlemek olanaklı değil. Özetle, “Parası olan harcasın, borçla harcayana engel koyacağız” tasarrufçuluğu bu. Hükümet, OVP ile yeni bir ‘simya’ peşinde: Negatif reel faiz seviyesinde tasarruf ve cari açığı geriletmek.

Tasarruf açığını bir sorun olarak gören, bunu arttırarak cari açığı da gerileteceğini düşünen hükümet, ne tuhaf ki kendi tasarruflarını arttırmayı hiç düşünmüyor! “Tasarrufları özel kesim arttırsın ama negatif reel faiz eşiğinde duran faizler artmadan olsun” düşüncesi OVP’ye yansımış görünüyor.

Öyle ya önlem almak isteyen, bunda ciddi olan bir siyasi otorite, önce kendi bahçesinden başlamaz mı? 2008 öncesinde milli gelirin yüzde 16-18’i oranında olan faiz dışı merkezi hükümet harcamaları, 2008’deki küresel kriz sonrasında arttı. O dönemde tüm dünyada hükümetler harcamalarını arttırdılar. Son 5 yıldır, faiz dışı harcamaların milli gelire oranı yüzde 22 seviyesinde patika haline geldi.

Salı günü açıklanan OVP’de eksik olan da bu; madem hükümet tasarrufları arttırmak istiyor, neden önce kendi harcamalarını her yıl en az yüzde 1 kısmıyor? Neden harcamalara sınır getiren bir hedef konmuyor? Hayır; 2014-2016 arasında, kamu tasarrufları yüzde 2.4 ile yüzde 3.4 arasında seyredecek. Faiz dışı harcamalar da üç yılda sadece yüzde 1.5’lik bir oranda küçülerek yüzde 21.3’e düşecek. Hemen not düşeyim ki; 2014’te yüzde 4, 2015-2016’da ise yüzde 5’lik büyüme tahmini oldukça iyimser. Bu yüzden harcamaların milli gelire oranı tahmin edilenden daha yüksek gerçekleşecektir.

İşte bu yüzden, ‘dostlar alışverişte görsün’ türü, zayıf bağları olan bir OVP ortaya çıkmış.


 

Uğur Gürses, Radikal

11.10.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.