Gündem

Türkiye'de futbolun lokomotifi durumundaki dört büyük kulübün mali açıdan içine düştükleri tablo o kadar vahim ki düzenli bilgi akışı bile sağlayamadıkları için 'öngörülebilir' olarak bile kabul edilemiyorlar.

Radikal.com.tr - Türk futbolunun en önemli dört kulübünün içine düştüğü mali durum futbolun ülkemizdeki geleceği hakkında karanlık bir tablo ortaya koyuyor. Bloomberg’den Ercan Ersoy ve Taylan Bilgiç’in haberi kulüplerin mali açıdan nasıl yönetildiğiyle ilgili akıl almaz örneklerle dolu. Örneğin, Galatasaray'ın önümüzdeki 12 ay içinde ödenmesi gereken 57 milyon dolar borcu ve buna karşılık Roberto Mancini ve Didier Drogba gibi pahalı transferleri var. Bu durum elbette yatırımcıların da dikkatini çekiyor.
Kulübün hisseleri, bu sene borsada yüzde 30 değer kaybetti. Şirketin Eylül sonu itibariyle net nakit pozisyonu 4.5 milyon dolar, bu da, Mancini'nin tek sezonluk ücretini karşılamaya bile yetmiyor.

EN BÜYÜK BORÇLU GS AMA…
Miktar olarak en büyük borçlu Galatasaray olsa da, kısa vadeli borçların nakite oranı 13, bu da halka açık diğer spor şirketlerine kıyasla çok kötü değil. Oranlar Trabzonspor için 40, BJK için 24 ve FB için 8.3 şeklinde. Nitekim Borsa İstanbul yönetimi, 26 Eylül'de BJK, TS ve GS'yi işletme sermayelerinin negatife düşmesi nedeniyle uyarmıştı.

Galatasaray'ın kısa vadeli borcu, Manchester United'in sekiz katı. Buna karşılık ManU'nun yıllık gelirleri, GS'ninkilerin üç katı. ManU, bu sene borsada yüzde 21 değer kazandı.
Futbol ekonomisti Tuğrul Akşar, “Türk futbolu reforme edilmez ve kurumsallaşmazsa duvara çarpmaya mahkûm” derken, BJK eski yöneticilerinden İbrahim Altınsay, “Türk kulüpleri finansal açıdan ölmüş durumda ama cesetler henüz kokmaya başlamadı” diyor.

‘DÜZENLİ BİLGİ AKIŞI SAĞLAMIYORLAR’

Halka açık 4 kulüpten sadece BJK bu sene BIST-100 endeksinin performansının üzerine çıktı ve yüzde 13 değer kazandı. Fenerbahçe'nin yılbaşından bu yana kaybı yüzde 15, Trabzonspor'un ise yüzde 51. Bunda, ana hissedar Trabzonspor Futbol İşletmeciliği Ticaret A.Ş.'nin sene başından beri 5.26 milyon hisse satması da etkili oldu.
İş Yatırım Araştırma Direktörü Emre Sezan, “Bu hisselerde öngörülebilirlik yok” diyor, “Çünkü hisse analistleri için de düzenli bilgi akışı sağlamıyorlar.”