Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Ekonomideki yabancı sermayeye bağımlılık, endişe uyandırıyor

Ekonomideki yabancı sermayeye bağımlılık, endişe uyandırıyor

İngiliz gazetesi Financial Times’ta yayımlanan makalede Türkiye’nin en büyük yapısal probleminin büyüme modelinde yabancı sermayeye bağımlılık olduğuna dikkat çekildi. Yazıda bu durumun ülkenin sürdürülebilir bir büyüme yakalamasını zorlaştırdığı değerlendirmesinde bulunuluyor.

İngiltere merkezli Financial Times gazetesi önceki gün Daniel Dombey tarafından kaleme alınan Türkiye’nin ekonomik durumu ile ilgili bir makale yayımladı. Türkiye makalesinde Dombey, Türkiye’nin en büyük yapısal probleminin büyüme modelinde haddinden fazla yabancı sermayeye bağlı olduğunu ve bunun da endişe verici olduğunu yazdı. Türkiye ekonomisi üzerindeki kara bulutların Amerika Merkez Bankası’nın (FED) eylül ayının sonlarına doğru yaptığı açıklamada aylık 85 milyar dolarlık tahvil alımını azaltmak için doğru zaman olmadığını açıklaması ile bir nebze dağıldığı belirtilen yazıda, bu durumun Türk Lirası’nda toparlanmaya neden olduğu değerlendirmesinde bulunuluyor.

Daniel Dombey, Financial Times için yazdığı makalesinde Türkiye’nin geleceği hakkında çok pozitif bir tablo çizmiyor. Amerikan Doları’nın akışına bağlı olarak şekil alan diğer gelişmekte olan ülke döviz kurları gibi, Türk Lirası’nın da eylül ayında ralli yaptığını belirten Dombey, Türk görevlilerinin ve yetkililerinin rahat bir nefes almasına karşın iki önemli faktörün ortaya çıktığını ifade etti.

Dombey’e göre kısa dönemde, Ankara’nın aldığı kararlar Washing-ton’ın kararlarına bağlı olarak gerçekleşecek. FED tahvil alımını er ya da geç azaltmaya başlayacak. Buna bağlı olarak da önümüzdeki on yıl içinde dolar ile desteklendiği için hızlı büyüme oranları yakalanayamayacak. FED’in gelecek dönemde kesin olarak tahvil alımını azaltması ile özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki büyüme seyrinde geçtiğimiz dönemlere kıyasla yavaşlama olacak. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın İstanbul’da verdiği, “Gelişmekte olan ülke piyasaları, geçtiğimiz on yıl içinde olduğu kadar hızlı büyümeyecek, buna hiç şüphe yok.’’ demecine dikkat çeken Dombey, bu söylemin Türkiye’nin kendi gelecekteki beklentilerinin yansıması olduğunu ve büyümenin kalitesi ile ilgili endişelerini de yazdı.  

EKONOMİK BÜYÜME YAVAŞLAYACAK

Dombey, makalesinde Black Rock Emerging Europe Investement eş yöneticisi David Reid’ın şu görüşlerine yer verdi: “Şimdiye kadar, Türkiye’de bizim fonlarımızın ağırlığı karşılaştırmalı olarak bakıldığında daha azdı, fakat piyasaların mayıs ayı zirve seviyelerine göre, dolar açısından neredeyse üçte bir oranında kayıp yaşaması, yatırımcılara burada değişik alım fırsatları doğurdu. Türkiye’nin en büyük yapısal problemi, ülkenin büyüme modelinde haddinden fazla yabancı sermayeye bağlı olması. Bu, ülkenin sürdürülebilir bir büyüme yakalamasını zorlaştırıyor. Öte yandan uluslararası para fonu IMF’nin Türkiye’nin yurtiçi tasarruf oranından duyduğu endişenin belki bir kez daha altını çizmek gerekir. Bu oran 1990 yılından günümüze kadar yüzde 25’ten yüzde 15’e düştü. Haziran ayında, son 12 ay için, Türkiye’nin cari hesabının yüzde 80’i dışarıdan gelen portföyler tarafından finanse ediliyor.”

İş dünyasının ise daha temkinli ve endişeli olduğunu söyleyen Dombey, Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç’un eylül ayında yayımladığı bir raporda Türkiye’deki ekonomik görünümle ilgili çekincelerini açıkça belirttiğini ifade etti. Dombey, makalesinde Koç’un şu açıklamalarına yer verdi: “Türkiye’nin ekonomik anlamda 2023 yılında en gelişmiş 10 ülke arasında yer alma hedefinin gerçekçi olmadığını bu hedefe ulaşılabilmesi için yıllık yüzde 14’lük bir büyümenin yakalanması gerekiyor.”

Sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin hükümet için ciddi bir yük ve baskı anlamına geldiğini belirten Dombey, büyümede gereğinden fazla bir şekilde yabancı sermayeye olan bağımlılığın endişe verdiğini kaydetti. Raporda ayrıca 2014 döneminde ekonomik büyümenin arkasında hangi motivasyonun olacağının da çok önemli olduğu ifade ediliyor ve 2010-11 döneminde olduğu gibi yerel tüketime bağımlı bir büyüme modelinin bütçe açığını daha da artıracağı ifade ediliyor.

Babacan ve Koç’un da hemfikir oldukları gibi ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması için en önemli faktörün yapılması gerekli olan yapısal değişiklik olduğunu söyleyen Dombey’e göre ilk olarak eğitim ve hukuk sistemi değiştirilmeli.

Zaman, 05.10.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.