Gündem

 

Davutoğlu, Hırvatistan'ın Dubrovnik kentinde 8'incisi düzenlenen, "Avrupa Enerji Güvenliği" temalı forumun "Uluslararası İlişkilerde Enerjinin Rolü" başlıklı açılış oturumunda konuştu.

Tarihi kent Dubrovnik'in, bu konuda birçok şey öğrettiğini belirten Davutoğlu, "Dubrovnik, asırlarca çatışmaya maruz kalmayan sakin bir kentti. Bunun sebebi de büyük ordusunun olması değil. Dubrovnik'i geçen ziyaret ettiğimde Osmanlı tarafından verilen birçok fermanı gördüm. Diğer büyük devletler de çeşitli kolaylıklar, avantajlar sağladı. Dubrovnikliler de bunu ekonomik gelişme ve sürekli istikrar yolunda kullandı" diye konuştu.

Davutoğlu, tarihteki ekonomik ve siyasi ilişkileri hatırlatarak, İpek Yolu ve siyasi düzen arasında tarih boyunca önemli irtibat olduğunu, bu konuda da birileri dominasyon kurmak istediğinde çatışmaların yaşandığını söyledi.

Bakan Davutoğlu, "Şimdi enerjiye gelirsek, bu İpek Yolundaki kervanların yerine doğalgaz borularını düşünebilirz. Bu borulardan bu kaynakların geçmesi için siyası düzene gerek var. Tarihin de bize öğrettiği gibi, ekonomik ve enerji dayanışması, iş birliği uluslararası ilişkilerin ilerlemesi, barış ve istikrarın en iyi yoludur" ifadesini kullandı.

Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi'nin (TAP) sadece enerji değil, aynı zamanda bir barış projesi olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Soğuk Savaş'ın ardından çatışma bölgesi olarak nitelendirilen Balkanlar, Kafkaslar ve Hazar'ın, proje sayesinde "barış koridoru" oluşturduğunu söyledi.

Enerji stratejilerinin milli, bölgesel ve küresel olarak 3 düzeyde oluştuğunu anlatan Bakan Davutoğlu, bu düzeyleri birleştirmeyenlerin kaybettiğine işaret etti.

Alternatif enerji kaynaklarının önemine dikkat çekti

Enerji sektöründe 3 tür ülke olduğuna değinen Davutoğlu, bunları üretici, transit ve kullanıcı ülkeler diye sıraladı.

Davutoğlu, Türkiye'nin transit, aynı zamanda da giderek büyüyen kullanıcı ülke olduğunu ifade ederek, ülkede ekonominin geçen yılın son çeyreğinde yüzde 4,4 büyüdüğünü, bu çerçevede enerji talebinin de yüzde 4 arttığını belirtti.

Türkiye'nin hidrolektrik enerjisine sahip olduğunu dile getirerek, ancak bu kaynakların alternatiflerinin de bulunması gerektiğini aktardı.

Alternatif enerji kaynaklarının önemine dikkati çeken Davutoğlu, bunun da Rusya ile iyi ilişkilerin yanı sıra Yakın ve Orta doğu ile Balkanlar'daki istikrarla sağlanabileceğini anlattı. Davutoğlu, "Bunun için etrafımızda istikrar görmek istiyoruz" dedi.

Azerbaycan'la Türkiye'nin enerji alanındaki iş birliğine ve sinerjisine değinen Davutoğlu, bu iş birliğinin eksikliği durumunda TAP ile IAP projelerinin de mümkün olmayacağını vurguladı.

Ortadoğu'daki istikrarsızlığın Türkiye'nin enerji sektörünü ve ekonomisini de etkileyebileceğini belirten Davutoğlu, "Ortadoğuda'ki istikrarı tehdit eden her unsur Türkiye'nin enerji sektörünü de tehdit ediyor" diye konuştu.

Türkiye'nin bir Balkan ülkesi de olduğunu, Türkiye'de çok sayıda Boşnak ve Arnavut'un yanı sıra Çeçen ve Çerkez'in yaşadığını vurgulayan Davutoğlu, bu unsurların barış koridorları olmasını istediklerini söyledi.

İran'a yönelik yaptırım

Komşu ülke olarak İran'a uygulanan yaptırımları görmek istemediklerini dile getiren Davutoğlu, İran'ın aynı zamanda en büyük enerji üretici ülkeler arasında bulurduğunu, yaptırımların olmaması halinde enerji fiyatlarının azalacağı ve alternatif kaynakların ortaya çıkacağını ifade etti.

Davutoğlu, hiçbir Balkan ülkesinin ortak projelerden izole olmasını istemediklerini de değinerek, küresel istikrar yolundaki her inisiyatifi destekleyeceklerini söyledi.

Bir gün AB'nin de Balkanlar'ı ve Türkiye'nin üye olmasının önemini anlayacağını ümit ettiğini belirten Davutoğlu, Hırvatistan'la eş zamanlı müzakerelere başladıklarını, bu ülkenin üye olduğunu ancak AB'nin ihtiyacı bulunması ve enerji güvenliği gerekliliğine rağmen Türkiye'nin müzakere sürecinde henüz enerjiyle ilgili faslın açılmadığını kaydetti.

Davutoğlu, "Onların buna bizden çok ihtiyacı vardır. AB ile çalışmaya hazırız. Bir gün de enerji güvenliğine doğru giden yolun Türkiye'nin üyeliği ile gerçekleşeceği anlayacaklarını ümit ediyoruz" ifadesini kullandı.

Bakan Davutoğlu,"1950'li yıllarda Avrupalılar 'su akar, Türk bakar' derdi, fakat son 40, 50 yılda hidroelektrik santraller konusunda çok güçlendik. Ancak aynı zamanda çevre ve tarihi zenginliklerimz konusunda da dikkatli olmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.

Oturuma Bosna Hersek Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Zlatko Lagıumciya, Karadağ Dışişleri Bakanı İgor Lukşiç, Hırvatistan Dışişleri ve AB Bakanı Vesna Pusiç de katıldı.

 

cnnturk.com, 03.10.2013