Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kışanak: Biz Kürdistan’da Kürt olarak yaşayacağız

'Çözüm sürecinin en büyük engeli KCK davaları'
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, "Çözüm sürecinin önündeki en büyük engel KCK davalarıdır'' dedi. Kışanak, hazırlanan demokratikleşme paketi ile ilgili ise, "BDP olarak paketin içerisinde ne olduğunu bilmiyoruz ki yorum yapalım" değerlendirmesinde bulundu.

KCK ana davasını izlemek üzere aralarında milletvekilleri Altan Tan ve Nursel Aydoğan'ın da bulunduğu grup ile Diyarbakır Adliyesi'ne gelen BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, burada gazetecilere açıklamada bulundu.

'EN BÜYÜK ENGEL KCK DAVALARI'
Kışanak, KCK operasyonlarıyla halkın iradesinin cezaevlerine alındığını, bu operasyonun Kürt demokratik siyasetine yönelik darbe girişimi olduğunu savunarak, "4.5 yıldır arkadaşlarımız cezaevinde. Çözüm sürecinin önündeki en büyük engel KCK davalarıdır. Çözüm süreci, demokratik siyasetin olanaklarını yaratmak, halka demokratik yol ve yöntemlerle hak ve özgürlüklerini kullanma konusunda teminat vermektir. Çözüm sürecinin ruhuna uygun atılacak en iyi adım KCK tutuklularını derhal serbest bırakmak, KCK davalarına zemin hazırlayan terörle mücadele yasasını ortadan kaldırmaktır" ifadesini kullandı.

Barış sürecinin ilerletilmesini arzu ettiklerini vurgulayan Kışanak, "Herkesin çabası gerçekten Türkiye'yi demokratik bir ülke yapmak ve Kürt sorununu çözmektir. BDP'nin bütün çabası ve emeği bunun içindir" diye konuştu.

'ÖNERİLER DEVLETİN VE HÜKÜMETİN ÖNÜNDEDİR'
Gazetecilerin demokratikleşme paketi ile dünkü İmralı'da yapılan görüşmelere ilişkin soruları üzerine Kışanak, paketin hazırlanışının demokratik siyaset ve müzakere ruhuna uygun olmayan bir çalışma tarzıyla yapıldığını savundu.

Kışanak, hiç kimsenin önerisini almadan, tartışmadan kapalı kapılar ardında paket hazırlamanın yöntem olarak problemli olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:

"BDP olarak paketin içerisinde ne olduğunu bilmiyoruz ki bugün yorum yapalım. Demokratik çözüm sürecinin en temel aktörlerinden çözüm konusunda misyon üslenmiş BDP'nin dahi haberinin olmadığı, Türk kamuoyunun haberinin olmadığı bir paketten ihtiyaçlarımızı ve halkın beklentilerini karşılayacak bir yaklaşım çıkar mı bilemiyoruz. Bunu yarın açıkladıklarında göreceğiz. İzledikleri yol eksiktir, yanlıştır, ilerleme konusunda pozitif bir yaklaşım değildir. Paketin içerisinden belki çözüm sürecinde karşılıklı güven artıracak bazı çözüm önerileri çıkar mı? Temenni ediyoruz ki çıkar.

Paketin ötesinde çözüm sürecinde işlerin yolunda gitmediğini biliyoruz. Sayın Öcalan ile yapılan görüşmenin ardından yapılan açıklama bu durumu bir kez daha teyid etmiştir. Sayın Öcalan 'müzakare sürecinin müzakerenin ruhuna uygun olarak sürdürülmesi ve bunun imkanlarının ortaya çıkarılması konusunda yeni önerilerde bulundum.' demiştir. Bu öneriler devletin ve hükümetin önündedir. Bunları değerlendirerek gerçekten de demokratik çözüm sürecini ilerletecek bir tutum ve yaklaşımla hareket edilmesini arzu ediyoruz."

ntvmsnbc.com, 16.09.2013

Kışanak: Biz Kürdistan’da Kürt olarak yaşayacağız
 
 

DİYARBAKIR’da BDP tarafından düzenlenen ana dilde eğitim hakkıyla ilgili yürüyüşe katılan BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, "Anadilde eğitim isteyen Kuzey Irak’a gitsin" dediği gerekçesiyle Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı eleştirip, "Bu sizin haddiniz değil. Vergilerimizi Kürt hükümetine mi ödüyoruz? Bu topraklar Kürt halkının kadim ata topraklarıdır. Kendi anavatanamızda, kendi ata topraklarımızda, Kürdistan’da Kürt olarak yaşayacağız, Kürtçe eğitim göreceğiz. Eşit yurttaşlık hakkından rahatsız olan varsa onlar istediği yere gitsin" dedi.

BDP ve DTK’nın okullanı boykot kararının ardından Diyarbakır’da BDP’nin organize ettiği anadilde eğitim yürüyüşüne katılmak için Koşuyolu Parkı’nda yaklaşık 2 bin kişi toplandı. Ellerinde Kürtçe, ’Kimlik ve dil statüsüz olmaz’, ’Dil olmadan süreç tıkanır’, ’Dilimiz onurumuzdur’, ’Anadilde eğitim istiyoruz’, ’Dilimi yasaklama’ dövizleri taşıyan grubun yürüyüşüne polis önce engel olmak istedi, yapılan görüşmelerin ardından verilen izinle Ofis semtine kadar yürüdü. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüşe BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, BDP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt de katıldı.

"IRKÇILIK YAPILIYOR"
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, "Anadilde eğitim isteyen Kuzey Irak’a gitsin" dediği gerekçesiyle Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı eleştirdi. Türkiye’de ayrımcılığın en büyüğünün eğitim alanında yaşandığını söyleyen Kışanak, anadili Kürtçe olan çocukların Türkçe eğitim veren okullara gittiğini ve Kürtçe eğitim veren bir okuldan da mahrum bırakıldığını söyledi. Kışanak, "İşte en büyük ayrımcılık budur. İnsanın varlığının, insan olarak bütünlüğünün ayrılmaz bir parçası anadilidir. Anadili yasaklayarak, anadili inkar ederek, anadilde eğitim imkanlarını ortadan kaldırarak ırkçılık, ayrımcılık yapılıyor. İnsanlar anadilde eğitim hakkını savunmak ve bu konuda demokratik görüşlerini ifade etmek için bir açıklama organize ediyorlar ama şu anda bu sokağın dört bir yanı polislerle, polis araçlarıyla çevrilmiş durumdadır. Bu ibretlik bir tablodur. Anadil hakkını savunan insanların karşısına polis çıkmasın" dedi.

"BİZ KÜRDİSTAN’DA YAŞAYACAĞIZ, ONLAR NEREYE İSTİYORSA ORAYA GİTSİN"
Kışanak, tepkisini şu sözlerle sürdürdü:
"Ana dil eğitimi isteyenler Kuzey Irak’a gitsin diyen Bülent Arınç buraya gelsin. Bugün eğer burada dört bir yanımızı polisler çevirmişse bunun sebebi hükümetin, Başbakanın, sayın Bülent Arınç’ın anadille ilgili sarf ettiği sözlerdir. ’Kürtçe anadilde eğitimi hakkını savunanlar, anadilde eğitim almak isteyenler Kuzey Irak’a gitsin diyorlar’ bu sizin haddinize değil. Bu topraklar Kürt halkının kadim, ata yurdudur. Bin yıllardan beri böyledir, böyle kalmaya da devam edecektir. Biz kendi kentimizde, kendi köyümüzde, kendi ata topraklarımızda, ana vatanımızda kendi ana dilimizle eğitim imkanlarına mutlaka kavuşacağız, bu sizin icazetinize ve izninize bağlı değil. Bir yere de gitmiyoruz. Kendi topraklarımızda özgür bir yaşamı, demokratik bir yaşamı inşa etmek için sonuna kadar burada kalacağız, direneceğiz. Eğer eşit yurttaşlık haklarından rahatsız olan varsa, Türk’e hak gördüğünü, Kürt için hak görmeyen varsa onlar istedikleri yere gidebilirler. Birlikte eşit yaşamı kabul etmiyorlarsa istedikleri yere gidebilirler. Ama, biz kendi ana vatanımızda, Kürdistan’da Kürt olarak yaşayacağız, Kürtçe konuşacağız, Kürtçe eğitim göreceğiz."

"ÇÖZÜMÜ ORTADAN KALDIRMAK İSTİYORLAR"
Son günlerde sıkça tartışılan demokrasi paketine de değinen Kışanak, "Bugünlerde bir paket tartışması var. Anadilde eğitimi bir hak olarak görmeyen bu zihniyet çözümün de önünü kapatmaya çalışıyor. Bir halkın en doğal haklarını inkar ederek, gasp ederek çözüm imkanını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Buna da izin vermeyeceğiz. Biz Kürt sorununu Türkiye’nin bir demokrasi sorunu olarak görüyoruz. Bu sorunu çözeceğiz, demokratik bir cumhuriyeti inşa edeceğiz. Buna gelenler gelirler, gelmeyenler kendilerini tarihin geçmiş sayfalarına bakarak orda kendilerine bir sayfa beğenebilirler.

Kamusal hizmetlerin iki tane en önemli unsuru vardır ki bunlar insan yaşamının ve demokrasinin vazgeçilmezidir. Biri sağlık, diğeri eğitim hakkıdır. Bu iki hakkın gasp edildiği, kullanılamaz hale getirildiği ülkeler kendilerine demokrasi diyemezler. Kürtçe ve başka herhangi bir başka dil bu ülkede yaşayan bir yurttaş talep ettiğinde devlet anadilde eğitim imkanı yaratmakla görevli ve sorumludur. Hangi yurttaşı hangi dilde eğitim almak istiyorsa bunun imkanlarını yaratmak devletin görevidir" dedi.

"VERGİLERİMİZİ KÜRT HÜKÜMETİNE Mİ ÖDÜYORUZ?"
Kürtlerin vergilerini verdiğini ve bu nedenle anadilde eğitim hizmetini de alacağını kaydeden Kışanak şöyle dedi:
"Kürtten vergi alacaksın ama Kürtler ’Ben Kürtçe eğitim almak istiyorum’ dediğinde ’hayır isterseniz Kuzey Irak’a gidin’ diyeceksiniz. Vergilerimizi bölgesel Kürt hükümetine mi ödüyoruz? Ana dilde eğitime özel okullar aracılığıyla geçici formüller bulmak isteyenler de var. Bunlar doğru yaklaşım değildir. Her yurttaş vergisini ödüyor hizmetini de alacaktır. Eğer Kürtlere anadilde eğitimi kamusal bir hizmet olarak vermiyorum diyorsan, Kürtlerden aldığın verginin yarısını da almıyorum diyeceksiniz. O zaman Kürtler bu parasını toplar, kooperatif, dernek, vakıf kurar ve bu eğitim hakkını çocuklarına sağlarlar. Bu konuda herkes bir çözüm üretirken, bu ürettiği şeyin gerçek anlamda bir çözüm mü değilmi düşünmesi lazım."

"KİMSENİN VARLIĞI KİMSEYE ARMAĞAN OLMAYACAK"
Kışanak, okullarda çocuklara okutulan andın eğitim sisteminden kaldırılmasını isteyerek, "Bizler vatandaş olarak görevlerimizi yerine getireceğiz. Vergimizi ödeyeceğiz ama çocuklarımız da her gün okula gidip ’Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ diyecek. Biz köle miyiz? Bu kölelik düzeni değişecek. Hiç kimsenin varlığı kimseye armağan olmayacak. İnsanlar insanca onurlu özgür bir yaşamı yaşacaktır. Bu ilkel, ırkçı ayrımcı söylemi de derhal eğitim sisteminin içinden çıkartmak gerekir. Çocuklarımız okula gittiğinde kendi kültürel varlıklarını, kendi kimlik varlıklarını üretebilme ve yaşatabilme imkanlarına kavuşabilmelidir. Ve orada özgür bir birey, demokratik etkin bir yurttaş olmanın gereklerini öğrenmeliler. Ayırmcılığa karşı dersler, insan haklarıyla ilgili dersler verilmeli. Her sabah hiçbir çocuğa bu ırkçı andı okutmak insanlıkla, demokrasiyle hiçbir bağı olmayan yaklaşımdır. Derhal hemen şimdi bu ırkçı and eğitim sisteminden çıkarılmalıdır. Bizler, haklarımızı bilince çıkartırsak bununla ilgili doğru tutum alırsak, doğru mücadele edersek hiçbir ırkçı anlayış bunun karşısında duramaz. Kim ki, çocuğuna anadilde eğitim vermek istiyorsa, kim ki çocuğunu kendi diliyle geleceğe hazırlamak istiyorsa bu onun en demokratik hakkıdır, bunu sonuna kadar kullansın. Bu yanlışı hep beraber durduralım. Asimilasyonu durdurmak için hepimiz, her yerde anadilimizle konuşalım, anadilimizi en güçlü şekilde savunalım" dedi.

VALİYE TEPKİ
Basın açıklamasından sonra gezetecilerin sorularını yanıtlayan Kışanak, BDP tarafından okulların bir hafta boykol edilmesiyle kararıyla ilgili konuşan Diyarbakır Valisi Cahit Kıraç’ın "Boykota kimse katılmadı" sözleri üzerine, "Eylemimiz demokratik bir tutumdur. İsteyen çocuğunu gönderir, isteyen göndermez. Bunu söyleyen vali burada ana dil talebi için sokaklara çıkanların etrafını zırhlı araçlarla tomalarla çeviriyor. Bunun nasıl bir terör ve baskı olduğunu görsünler. O sayın vali ana dil talebinin karşısına polis çıkartmaktan utansın ondan sonra konuşalım " dedi.

Milliyet, 16.09.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.